Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Hristiyanlık ve Simgeler

delete

Hristiyanların inandığı Nasıralı İsa gerçekten yaşadı mı? Yoksa herşey putperestlerin bir oyunu mu?

Devamında seyredeceğiniz 3 bölümlük belgeseli hazırlayan yabancılara (herbiri yaklaşık 10 ar dakika) ve çevirisinde emeği geçen marlon üstadımıza teşekkür ederiz.











bu günes.

ta mö 10,000'lere kadar, tarih insanlarin bu nesneye saygi ve tapinmalarini gösteren oyma ve yazilarla doludur.

bunun sebebini anlamak elbette kolaydir.

çünkü günes her sabah dogar, görüs, sicaklik ve güven getirir.

insani gecenin soguk, kör ve avci dolu karanligindan korur.

kültürler onsuz ekinlerin büyümeyecegini ve bu gezegendeki yasamin sürmeyecegini anlamislardi.

bu gerçekler günesi bütün zamanlarin en çok tapinilan nesnesi yapar.

onlar, yine, yildizlardan da epey haberdardilar.

yildizlarin izledikleri yollar onlarin günes tutulmalari ya da dolunaylar gibi uzun zaman periyotlarinda meydana gelen olaylari tanimalarini ve önceden tahmin etmelerini sagladi.

bunun sonucunda göksel gruplari bugün takimyildizlar/burçlar adini verdigimiz gruplara ayirdilar.

bu zodyak haçi, insan tarihindeki en eski kavramsal imajlardan biri.

o mecazen günesin yil boyunca 12 ana burçtan geçisini gösterir.

ayrica senenin 12 ayini, 4 mevsimi, gündönümlerini ve ekinokslari da gösterir.

zodyak terimi burçlarin insana benzetilmesi ya da figür ya da hayvan olarak kisilestirilmesi gerçegiyle iliskilidir.

baska bir deyisle, erken medeniyetler günes ve yildizlari sadece izlemediler, onlari hareket ve iliskilerini içeren ayrintili mitlerle kisilestirdiler.

günes, yasam veren ve koruyan nitelikleri sebebiyle, görünmeyen yaraticinin ya da tanri'nin bir temsilcisi olarak kisilestirildi.

tanri'nin günesi. (sun: günes ve son: ogul yazim ve okunusundaki yakinliga dikkat.)

alemin isigi.

insan neslinin halaskâri.

ayni sekilde, 12 burç da tanri'nin günesinin seyahat yerlerini temsil etti ve onlar genellikle o zaman periyotlarinda meydana gelen tabiat unsurlarini temsil eden isimlerle teshis edildiler.

örnegin, bahar yagmurlarini getiren kova burcu (aquarius - su tasiyan, saki)

bu horus.

o mö 3000'lerde misir'in günes tanrisidir.

o günesin gökteki hareketleriyle ilgili olarak bir dizi alegorik mit seklinde insana benzetilen günestir.

bu günes mesihi hakkinda misir'daki kadim hiyeroglifler sayesinde çok sey biliyoruz.

aslinda ufuk (horizon) terimi günesin dogusunu anlatan "horus yükseldi (horus has risen)" ifadesinden gelir.

(bu etimolojik olarak temelsizdir: http://www.etymonline.com/index.php?term=horizon ve http://www.etymonline.com/index.php?term=rise)

saatler (hours) da horus'dan türetilmistir, çünkü o da günesin gün boyunca izledigi yoldur.

(bu da benzeterek uydurmadir; hour ve year ayni pie [proto-indo-european: ön hint-avrupa dil kökeni] kökten gelir: http://www.etymonline.com/index.php?term=hour, http://www.etymonline.com/index.php?term=year)

yine, günbatimi (sunset) terimi bu mitolojiden gelir: horus'un serir bir kardesi set adiyla bilinirdi ve set karanligin kisilestirilmisiydi.

aslinda horus her sabah set'le yaptigi savasi kazanir, aksamlari da set horus'u yener ve onu yeralti dünyasina gönderir. günesin batisi (sunset) terimi buradan gelir.

(bu da uydurmadir: http://www.etymonline.com/index.php?term=set)

sunun bilinmesi önemlidir: isigin karsisinda karanlik ya da kötünün karsisinda iyilik bilindigi kadariyla her yerde en çok bulunan mitolojik dualitelerden biridir. hala da bugüne kadar pek çok seviyede ondan söz edilir.

ana hatlariyla ifade edersek, horus'un hikayesi söyledir:

horus 25 aralik'ta dogdu.
bakire isis meryem'den dogma.
dogumuna dogudan bir yildiz eslik etti.
sonra üç kral yeni dogan halaskârin yerini bulmak ve ona tapmak için o yildizi izledi.
12 yasinda müsrif bir ögretmen oldu.
30 yasinda anap olarak bilinen bir kisi tarafindan vaftiz edildi ve böylece teblig vazifesine basladi.
horus'un birlikte dolastigi 12 havarisi vardi.
hastalari iyilestirmek ve su üstünde yürümek gibi mucizeler gösterdi.
horus'un jest olsun diye verilen bir çok adi vardi: hak, nur, tanri'nin yaglanarak kutsanmis oglu (yani, mesih), hayirli çoban, tanri'nin kuzusu ve daha bir çok.

typhon'un ihaneti yüzünden horus haça çakildi, üç gün gömülü kaldi ve ardindan yeniden dirilerek yükseldi.

horus'un bu nitelikleri orijinal olsun veya olmasin dünyanin birçok kültürüne nüfuz etmis gibidir; çünkü birçok diger tanrinin da ayni genel mitolojik yapiya sahip olduklari bulunmustur.

frigyali attis
bakire nana'dan 25 aralik'ta dogdu.
haça çakildi.
mezara kondu.
üç gün sonra dirilerek yükseldi.

hindistanli krisna
bakire devaki'den dogdu.
doguda bir yildiz onun gelisine isaret etti.
havarileriyle mucizeler gösterdi.
haça çakildi
ve ölümünden sonra dirilerek yükseldi.

yunanli dionysus
25 aralik'ta bir bakireden dogdu.
suyu saraba dönüstürmek gibi mucizeler gösteren gezgin bir ögretmendi.
o krallarin krali, tanri'nin tek oglu, alfa ve omega ve daha bir çok adla anilirdi.
haça çakildi
ve ölümünden sonra dirilerek yükseldi.

persli mitra
25 aralik'ta bir bakireden dogdu.
12 havarisi vardi ve mucizeler gösterdi.
ölünce üç gün gömülü kaldi ve sonra dirilerek yükseldi.
o da hak, nur ve daha bir çok adla anilirdi.
ilginçtir, mitra'nin kutsal ibadet günü pazardi.

isin asli, dünyanin her tarafinda bu genel tanimlamaya uyan bakireden dogma ve haça çakilmis düzinelerce halaskar var

soru su - neden bu nitelikler?

neden 25 aralik'ta bakire dogum?

neden üç gün boyunca ölüm ve kaçinilmaz dirilip yükselis?

neden 12 havari ya da takipçi?

bunu bulmak için günes mesihlerinin en yakin zamanda zuhur edenini inceleyelim

isa mesih 25 aralik'ta, betlehem'de bakire meryem'den dogdu.
dogumunu dogudaki bir yildiz ilan etti.
üç kral yildizi izleyerek yeni halaskârin yerini belirlemeyi ve ona tapmayi basardi.
12 yasinda bir çocuk ögretmendi ve 30 yasinda vaftizci yahya tarafindan vaftiz edildi.
ve böylece teblig vazifesine basladi.
isa'nin 12 birlikte dolastigi 12 havarisi vardi.
hastalari iyilestirmek, su üstünde yürümek ve ölüleri diriltmek gibi mucizeler gösterdi.
onun bir çok lakabi vardi: krallar krali, tanri'nin oglu, alemin nuru, alfa ve omega, tanri'nin kuzusu ve daha bir çok.
havari judas'in ihaneti ve 30 gümüs paraya satilmasi sonucunda haça çakildi
üç gün mezarda kaldi
ve dirilerek cennete/göge yükseldi.

ilk önce dogum sekansi tamamen astrolojiktir.

dogudaki yildiz sirius'tur, gece gögünün en parlak yildizi.

25 aralik'ta orion kusagindaki en parlak üç yildiz ile bir hizaya gelir.

orion kusagindaki bu üç bu üç yildiza bugün de antik zamanlardaki ayni ad verilir:

üç kral.

iste üç kral ve en parlak yildiz - sirius - 25 aralikta cümleten günesin dogdugu noktayi gösterirler.

bu da üç kral'in günesin dogus, yani günesin dogum, yerini belirlemek için neden dogudaki yildizi izlediklerinin açiklamasidir.

bakire meryem bakire virgo olarak da bilinen virgo takimyildizidir.

virgo latincede bakire demektir.

virgo'nun antik glifi degistirilmis m'dir.

bu da meryem ve mesela adonis'in annesi myrra, buda'nin annesi maya gibi diger bakire annelerin adlarinin neden m ile basladiklarinin açiklamasidir.

virgo'ya ekmek evi de denir.

virgo'nun temsili elinde bir bugday basagi tutan bir bakiredir.

bu ekmek evi ve onun bugday sembolü hasat zamani olan agustos ve eylül'ü temsil eder.

öte yandan, betlehem tami tamina ekmek evi demektir.

demek ki betlehem virgo takimyildizina bir atiftir; gökte bir yer, yerde degil.

25 aralik'ta, ya da kis gündönümünde meydana gelen baska çok bir ilginç olgu daha var.

yaz gündönümünden kis gündönümüne dogru günler kisalir ve sogur.

kuzey yariküreden bakilinca günes güneye dogru gidiyormus gibi görünür ve gittikçe küçülür ve daha az bulunur.

kis gündönümüne yaklastikça günlerin kisalmasi ve ekinlerin sona ermesi antikler için ölüm hadisesini simgelerdi.

o günesin ölümüydü.

22 aralik'a kadar günesin vefati tam olarak gerçeklesirdi.

alti ay boyunca sürekli güneye dogru hareket eden günes gökteki en alt noktaya erisir.

iste burada acayip bir sey meydana gelir:

günes üç gün boyunca, en azindan gözle görülecek kadar, güneye dogru hareket etmeyi birakir.

ve bu üç günlük duraklama sirasinda günes güney haçi, ya da crux takimyildizinin yakininda kalir.

bu zamandan sonra, 25 aralik'ta, günes bu sefer kuzeye dogru bir derece hareket eder.

bu uzun günlerin, sicakligin ve baharin habercisidir.

ve söyle denmistir:

günes haçta öldü, üç gün ölü kaldi, sonra dirilip yükseldi ya da tekrar dogdu.

iste bu isa ve diger tüm günes tanrilarin neden haça çakilma, üç gün ölü kalma ve yeniden dirilip yükselme kavramina sahip olduklarinin açiklamasidir.

o günesin yönünü kuzey yariküreye çevirerek bahari ve bunun sonucunda kurtulusu getirmeye baslamadan önceki geçis safhasidir.

ne var ki onlar günesin yeniden dirilis ve yükselisini bahar ekinoksuna, ya da paskalya zamanina, kadar kutlamazlardi.

çünkü ancak bahar ekinoksunda günes resmen serir karanliga galebe etmis olurdu, zira o geceden sonra gündüzler gecelerden daha uzun olurdu ve baharin yeniden hayat veren sartlari ortaya çikardi.

simdi muhtemelen en bariz ...



İkinci kısım

şimdi, isa'ya ilişkin astrolojik sembolizmin muhtemelen en bariz olanı 12 havariyle ilgili olandır.

onlar açıkça zodyak'ın 12 burcudur.

isa güneş gibi onlarla birlikte seyahat eder.

aslında 12 sayısı kitabı mukaddesin her tarafında bol miktarda bulunur.

bu metin başka hiç bir şeyle astrolojiyle olduğu kadar ilgili değildir.

güneşin mecazi hayatı olan zodyak'a geri dönelim.

bu, sadece güneşin hareketin izlemek için oluşturulmuş artistik bir ifade ya da alet değildi.

o aynı zamanda bir pagan ruhani sembolüydü.

onun kısaltılmış hali şuna benzerdi.

bu hıristiyanlığın bir sembolü değildir.

o zodyak haçının pagan adaptasyonudur.

işte bu sebeple erken kült sanatında isa, başı daima haçın üstünde olacak şekilde gösterilmiştir.

çünkü isa güneştir.

tanrı'nın oğlu, alemin ışığı, (mezardan/ufuktan) yükselen halaskar.

her sabah yaptığı gibi tekrar gelecek olan

tanrı'nın, karanlığın işlerine karşı savunan ihtişamı

her sabah tekrar doğar ve bulutların içinde gelirken görülebilir

yukarıda gökyüzünde dikenlerden ya da güneş ışınlarından tacıyla

şimdi, kitabı mukaddesteki birçok astrolojik, astronomik mecazların, en önemli biri, çağlarla ilgili olandır.

kutsal metinlerin her tarafında çağa çok sayıda atıf bulunur.

bunu anlamak için "ekinoksların presesyonu" olarak bilinen bir olguyla tanışık olmamız gerekir.
(presesyon: öne gelme, geride kalma, yalpalama, takaddüm)

kadim mısırlılar ve onlardan çok daha önce yaşamış olan kültürler fark ettiler ki, yaklaşık olarak 2150 senede bir, bahar ekinoksunun sabahında güneşin doğuşu zodyak'ın farklı bir işaretinde (burcunda) gerçekleşiyordu.

bu, yerin, ekseni etrafında dönerken yaptığı, yavaş açısal dingildeme hareketiyle ilgilidir.

ona presesyon denmesinin sebebi burçların normal yıllık siklusu boyunca olduğundan daha fazla geriye gitmesidir.

12 işaretin (burcun) hepsinden geçmesi için gereken presesyon zamanı kabaca 25 765 senedir.

buna büyük yıl da denir ve kadim toplumlar bunun epey farkındaydılar.

onlar her 2150 senelik periyoda çağ derlerdi.

mö 4300'den mö 2150'ye kadar taurus (boğa) çağıydı.

mö 2150'den ms 1'e kadar aries (koç) çağıydı.

ms 1'den ms 2150'ye kadar da pisces (balık) çağıdır.

bugüne kadar hala içinde bulunduğumuz çağ.

2150 de ve civarında da yeni bir çağa gireceğiz, aquarius (kova, yani su taşıyan, saki) çağına.

kabaca ifade edersek, kitabı mukaddes üç çağdan sembolik geçişi yansıtır.

dördüncüyü de önceden haber verir.

eski ahit'te musa 10 emirle sina dağından indiğinde halkını bir altın boğa buzağıya tapınırken görünce çok öfkelenir.

nitekim taş tabletleri paramparça kırdı ve halkına kendilerini manen temizlemeleri için birbirlerini öldürmelerini talimatını verdi.

çoğu kitabı mukaddes alimi bu öfkeyi israil oğullarının sahte bir puta tapınmalarına ya da öyle bir şeye bağlarlar.

işin aslı, altın boğa taurus boğasıdır ve musa yeni aries (koç) çağını temsil eder.

bugün bile yahudilerin koç boynuzu üflemelerinin sebebi budur.

musa yeni koç çağını temsil eder ve bu yeni çağda herkes eski çağdan kurtulmak zorundadır.

diğer tanrılar da bu geçişe işaret ederler.

mesela hıristiyanlık öncesi tanrısı mitra.

o aynı semboloji çerçevesinde boğayı öldürür.

şimdi, isa koç'u izleyen çağı başlatan kişidir.

pisces ya da iki balık çağı.

balık sembolizmi yeni ahitte epey çoktur.

mesela isa büyük bir balıkçı olarak bilinir.

o ekmek ve iki balıkla 5000 kişiyi doyurur.

galile boyunca yürüyerek vazifesine başladığında kendisini izleyen iki balıkçıyla arkadaş olur.

papa'nın mitresi, yani şapkası, tartışmasız bir balık başı olup pisces'i (iki balık burcunu) temsil eder.

sanırım hepimiz insanların arabalarının arkasındaki isa balığını görmüşüzdür.

onun aslında ne anlama geldiğini çok az bilirler.

o pisces çağında güneş'in krallığını simgeleyen bir pagan astrolojik sembolüdür.

yine, isa'nın kabul edilen doğum günü esas olarak bu çağın başlangıcıdır.

luka 22:10'da havariler isa'ya, o gittikten sonra bir dahaki fısıh bayramının ne zaman olacağını sorduklarında isa cevap verir.

"bakınız, şehre girdiğinizde su testisi taşıyan bir adamla karşılaşacaksınız. onu girdiği eve kadar takip edin."

bu metin bütün astrolojik referanslar içinde en âlâsından en manidar olanıdır.

su testisi taşıyan adam aquarius'tur, su taşıyan (kova burcu)

o daima su testisinden su döken adam olarak resmedilmiştir.

o pisces'ten (balık) sonraki çağı temsil eder.

ve güneş -tanrı'nın oğlu- pisces çağını terk ettiğinde -isa- aquarius'un evine gidecektir.

çünkü ekinoksların presesyonunda aquarius pisces'ten sonra gelir.

isanın bütün dediği balık çağından sonra kova çağının geleceğidir.

şimdi, hepimiz ahir zamandan ve dünyanın sonundan söz edildiğini duymuşuzdur.

vahiy kitabındaki karikatürize tasvirler bir kenara bırakılırsa, bu fikrin ana kaynağı matta 28:20'den gelir.

orada isa şöyle der:

"dünyanın sonuna kadar hep sizinle birlikte olacağım."

ne var ki, kral james versiyonundaki "dünya" yanlış çeviridir, diğer birçok yanlış çeviri gibi

aslında kullanılmış olan kelime "aeon"dur.

bu "çağ" anlamına gelir.

"çağın sonuna kadar hep sizinle birlikte olacağım."

bu doğrudur, çünkü isan'ın güneşle alakalı ve balık burcuyla bağlantılı kişileştirilmesi güneş kova çağına girdiğinde sona erecektir.

bütün ahir zaman ve dünyanın sonu kavramı yanlış yorumlanmış astrolojik bir alegoridir.

haydi bunu dünyanın sonunun gelmekte olduğuna inanan yaklaşık 100 milyon amerikalıya söyleyelim.

dahası da var. edebiyat ve astrolojinin melezi olan isa karakteri en açık bir şekilde mısırlı güneş-tanrı horus'tan intihaldir.

mesela, mısır'daki luxor tapınağındaki duvarlara, yaklaşık 3000 sene önce, horus'un bildirilmesi, temiz bir şekilde rahme düşmesi, doğumu ve ona tapınılmasını gösteren resimler kazınmıştır.

(dini terimler
anunciation: cebrail'in bakire meryem'e enkarnasyonu [isa'nın bedenleneceğini] bildirmesi
immaculate conception: bakire meryem'in ilk günaha [zina] bulaşmadan hamile kalması.)

resimler tot'un bakire isis'e horus'a hamile kalacağını bildirmesiyle başlıyor.

sonra net, kutsal ruh, bakireyi döllüyor.

sonra bakire doğum ve tapınma.

bu tam olarak isa'nın mucize doğumunun hikayesidir.

gerçekte horus ve isa arasındaki edebi benzerlikler sersemleticidir.

intihal de süreklidir.

nuh ve nuh'un gemisi doğrudan gelenekten alınmadır.

büyük tufan fikri, farklı zaman periyotlarında 200'den fazla cepheli iddialarla, kadim dünyanın her tarafında bulunur.

ancak, hıristiyanlık öncesi bir kaynak için mö 2600'de yazılmış olan gılgamış destanından daha uzağa bakmaya gerek yok.

bu hikaye tanrı tarafından emredilen büyük bir tufandan söz eder,

üzerinde kurtarılmış hayvanların bulunduğu bir gemiden,

hatta güvercinin gönderilmesi ve geri dönüşünden.

hepsi de, diğer benzerliklerle birlikte, kitabı mukaddes'teki hikayeyle benzerlikler gösterir

ne var ki, kitabı mukaddes'in aksine gılgamış destanı bir masal olarak kabul edilir.

sonra, bir de musa'nın çalıntı hikayesi var.

anlatıldığına göre, musa doğduğunda, çocuk katliamından korunması için, sazdan yapılmış bir sepete konmuş ve bir nehre bırakılmış.

daha sonra kraliyet ailesinin kızı tarafından kurtarılmış ve bir prens olarak yetiştirilmiş.

bu bebek-sepet hikayesi doğrudan mö 2250'lerde yaşamış olan akkad'lı sargon’un mitinden aşırmadır.



Üçüncü Kısım

argon doğdu, çocuk katliamından korunması için sazdan yapılmış bir sepete kondu ve bir nehirde akıntıya bırakıldı.

sonra kraliyet ailesinden bir ebe olan aki tarafından kurtarıldı ve yetiştirildi.

musa ayrıca kanun koyucu olarak bilinir.

musevi yasa olan 10 emri veren kişi.

ne var ki bir dağın tepesinde tanrı'dan peygambere iletilen bir konun fikri de çok eski bir motiftir.

musa uzun mitolojik tarih hattındaki kanun koyuculardan sadece biridir.

babil'de halkına vermek için dağdan tabletleri getiren varlık nemo'dur.

hindistan'da manu büyük kanun koyucuydu.

girit'de minos dikta dağına çıktı ve orada zeus ona kutsal yasaları verdi.

mısır'da da üzerinde tanrı'nın yazdığı yasaların bulunan taş tabletleri taşıyan mises vardı.

nemo, manu, minos, mises, musa

on emre gelince, onlar tamamen mısır'ın ölüler kitabındaki büyü/tılsım (spell?) 125'ten alınmadır.

ölüler kitabındaki "ben çalmadım" ifadesi "çalmayacaksın" olmuş.

"öldürmedim" "öldürmeyeceksin" olmuş.

"yalan söylemedim" "yalancı şahitlik etmeyeceksin" olmuş, vb.

esasen mısır dini judeo-hıristiyan teolojisinin neredeyse %95'inin temelidir.

vaftiz, öteki hayat, son hüküm, bakire doğum, ölüm ve tekrar dirilip yükseliş, haça çakılma, ahit sandığı, sünnet olma, halaskârlar, kutsal komünyon, büyük tufan, paskalya, noel, fısıh bayramı, ve daha daha bir çoğunun tamamı hıristiyanlık ve musevilikten çok daha önceki zamanlarda ait mısır fikirlerinin özellikleridir.

hiristiyan tarihçi ve savunmacılarının ilklerinden biri olan justin martyr yazdı:

"biz onun, isa mesih'in, öğretmenimizin, cinsel birleşme olmadan ürediğini, haça çakılarak öldüğünü, ve tekrar kalkarak semaya yükseldiğini söylerken, [tanrı] jupiter'in oğullarıyla ilgili olarak sizin inandığınız şeylerden başka bir şey ileri sürmüyoruz."

başka bir yazısında justin martyr dedi:

"o bir bakireden doğdu, bunu sizin [tanrı] perseus hakkında inandığınız şeyle aynı anlamda kabul edin."

justin ve diğer erken hıristiyanların hıristiyanlığın pagan dinlere ne kadar benzediğini bildikleri aşikar.

fakat justin'in bir çözümü vardı.

onu ilgilendirdiği kadarıyla, onu şeytan yaptı.

(ekrandaki metin: şeytanlar minerva'nın cinsel birleşme olmaksızın jupiter'in kızı olduğunu ustaca bir aldatmacayla uydurdular.)

şeytan isa'dan önce gelerek onun karakterlerini pagan dünyasında yaratacak öngörüye sahipti.



fundamentalist hıristiyanlık.

göz kamaştırıcı.

bu insanlar esasen dünyanın 12 000 yaşında olduğuna inanıyorlar.

vallahi!

bir keresinde bunlardan birine sordum.

peki, dinozor fosilleri?

şöyle der: dinozor fosilleri? tanrı o fosilleri oraya inancımızı test etmek için koydu.

ahbap, bence tanrı seni buraya asıl benim imanımı test etmek için koydu.



[karikatür] gemiye nereden gidiliyor?

kitabı mukaddes astro-teolojik edebi bir halk melezinden başka bir şey değildir.

ondan önceki neredeyse tüm dini mitler gibi.

gerçekte, bir karakterin niteliklerinin yeni bir karaktere nakledilmesi bizzat bu kitapta bile bulunabilir.

eski ahitte yusuf'un hikayesi vardır.

yusuf isa'nın ilk örneğidir.

yusuf mucize bir doğumla doğdu, isa mucize bir doğumla doğdu.

yusuf'un 12 kardeşi vardı, isa'nın 12 havarisi.

yusuf 20 gümüş paraya satıldı, isa 30 gümüş paraya satıldı

kardeş judah yusuf'un satılmasını önerdi, havari judas isa'nın satılmasını önerdi.

yusuf 30 yaşında vazifesine başladı, isa 30 yaşında vazifesine başladı.

paralellikler uzar da uzar.

öte yandan, meryem oğlu isa adıyla yaşayan, 12 takipçiyle dolaşan, hastaları iyileştiren vb herhangi bir kişi hakkında kitabı mukaddes dışı tarihsel herhangi bir delil var mı?

isa'nın yaşadığı farz edilen zamanda ya da ondan az sonra yaşamış olan, iyi belgelenmiş 40'tan fazla tarihçi var.

hepsinin eserleri birlikte küçük bir kütüphaneyi doldurabilir.

bu tarihçilerden kaçı bu ruhani lideri belgeliyor?

hiç biri.

o periyodun kayıtlarında isa adıyla bilenen herhangi bir adam hakkında, kitabı mukaddeste anlatıldığı farz edilen hayatına ana hatlarıyla uyan hiçbir tarihsel delil bulunmuyor.

herkesin gözü önünde ölümden yükselen ve semaya yükselen ve kendisine atfedilen mucize zenginliğini gösteren birinin tarihin kaydına geçtiğini düşünürsünüz.

geçmedi, çünkü isa bir kişi ya da mesih olarak var olmadı.

[yazı] hıristiyanlık güneşe tapınma üzerine bir parodidir. onda isa denen bir adam güneşin yerine konur ve önceleri güneşe yapılan ibadet ona yapılır. thomas paine 1737 - 1809



kırıcı olmak istemiyoruz, gerçeklerle konuşmak istiyoruz.

duyguları incitmek istemiyoruz, fakat akademik olarak doğru olmak istiyoruz.

anladığımız ve doğru olduğunu bildiğimiz şudur:

hıristiyanlık gerçeğe dayanmamaktadır.

hıristiyanlığın gerçekte politik olarak geliştirilmiş bir roma devri hikâyesinden başka bir şey olmadığını buluyoruz.



gerçek şu ki isa gnostik hıristiyan tarikatının güneş tanrısıydı.

diğer bütün pagan tanrıları gibi o mitsel bir figürdü.

tarihe mal olmuş isa figürünü sosyal kontrol aracı olarak gören, politik sistemdi.

roma'da imparator konstantin ms 325'kadar iznik konsülünü toplamıştı.

bu toplantı süresince yeni ahit sağlam bir şekilde tanımlandı.

böylece de hıristiyanların uzun kan dökme ve ruhani sahtekarlıklarının tarihi başlamış oldu.

***

bundan sonraki (40 saniyelik) kısım ilgimi çekmediği gerisini için çevirmedim.


Benim tavsiyem

xenix -- 26.04.2008 - 12:31

İki pencere açıp hem video ile hemde yazıları birlikte okumanız. Eğer bulabilirsem bu videoların türkçe alt yazılılarının da linklerini koyarım.

xenix


Çok ilginç

Agnia -- 26.04.2008 - 14:29

Marlon arkadaşa biz de teşekkür edelim, çok aydınlatıcıydı. Peki bu yazının aslı kime ait?


Aslında bu konuda

yunus -- 28.04.2008 - 13:51

Aslında bu konuda söylenecek çok şey var. Güzel biraz yanlı olmakla beraber güzel bir araştırma olduğunu ve bütün anlatılanların gerçek olduğunu söylemekle yetineyim. Ancak burdan çıkan sonuç, Nasıralı İsa'nın bir değil iki kez yaşadığı...Hem fizik hemde ruh olarak ... Fazlası var eksiği yok.


Nasıl yani?

xenix -- 28.04.2008 - 14:25

Neden iki kez yaşadığını göstermiş olsun ki? Belliki zaten hali hazırda ortalıkta dolaşan bütün bilgiler toplanmış, kulaktan kulağa geçerken biraz deforme birazda monte edilerek günümüze ulaşmış gibi.

Benim merak ettiğim, bu kadar büyük bir olayın (anlatılanlara göre) ardından neden incil yazılmak için 100-200 yıl beklendi. Düşünsenize büyük bir insan geliyor ve 12 havarisi hemen yaymaya başlıyor. (Olayın yerel olduğunu kabul etsek bile) ve aradan yüzlerce yıl geçiyor kitapların yazılması için.

Ben bugün böyle bir olaya şahit olsam bırak 100 yılı bir kaç gün bile beklemem bunu yaymak için. İçim içimi yer. Bir mucize ile karşılaştığınızda bunu insanlara yaymak için ne kadar beklersiniz?

xenix


alt yazılı link

RedSonja -- 28.04.2008 - 14:38

İzlemek isteyenler için, Türkçe altyazılarıyla Divx formatında...

Greatest Story Ever Told-Christianity part 1 of 3
http://www.adocan.com/tgset.rar (~70 Mb)


öncelikle 2000 yıl

yunus -- 29.04.2008 - 15:19

öncelikle 2000 yıl öncesinden sözediyoruz.Biz bu konuda hiç bir şey bilmiyoruz.Bildiğim bir kayıtta ,sanırım yahudi kaynaklı Nasıralı İsa çarmıha gerildi , diye. Ancak olmasa da ne çıkar. Çarmıha gerilme nedeni ise Kralık iddiasında olması. Çünkü bu Roma ve onlarla işbirliği halindeki yahudi din adamlarının egemenliğine karşı isyancı bir davranış olarak görüldü. Neticede Romanın yıkılmasıyla sonuçlanan bir süreçte onun çarmıha gerilmesiyle başladı.
Elbette İsa'nın krallığı sık sık anlattığı gibi , göksel bir krallıktı , ancak havarileri için bu asla anlaşılır bir şey değildi. Bu gün bile soyut düşünmekte ne kadar zorlandığımızı düşünürsek , bu kolay anlaşılır. Üstelik İsa peygamber nerdeyse yalnız gelmiş gibi görülüyor. Musa ve Muhammed peygamberin beraber geldiği gurublar düşünülürse. Bunu desteklemek ve onları etkilemek için bir takım mucizeler gösterdi. Ancak bu mucizelere bugünden baktığınızda gördüğünüzle , o günden baktığınızda gördüğünüz farklı olacak. Büyünün , şifacılığın ve kahinliğin toplumsal dinamiklerde ,bugünün bilimine yakın rol oynadığı bir toplum modelinde mucizelere bugün baktığımız gibi bakamayız.Eğer öyle olsaydı İsa peygamberin etrafında büyük bir kitle olurdu. Ancak bu onun getirdiği bilgiye uymazdı.Ne yaptığını çok iyi bilmekte olduğu şüphe götürmüyor, oysa.
Yani ruhbanlığa yönelik özel ve seçkin bir gurubla ilgili proje gibidir ,İsa peygamber'in öğretisi. Diğer nokta ise İsa insanlar arasındayken pekte itibar görmüşe benzemiyor , kendine inanan ve yanında sürekli olarak bulunan bir avuç yoksula karşı özelikle egemenlerce sürekli dışlanmaktadır. Özelikle okuma yazma bilen dini kesimce.
Tek desteği çöldeki çileciler ve çok da gönüllü bir destekçi olup olmadığı anlaşılmadan kafası kesilen vaftizci Yahya .

Ancak bunlar değil önemli olan hatta bütün dünya tarihine böylesine etkili bir kişiliğin yaşayıp yaşamamasıda değil , bence. Okuma yazmanın nerdeyse hiç kullanılmadığı bir dönemde , niye kitap yazmadıkları da değil. Gerçi ilk İnciller için İ.S. 60 ila 90 yıllarında yazılmış da deniyor , rivayet muhtelif.Dinazorlar hakkında böylesine kesin bilgili olduğuna düşünen insanlık için komik bir durum, ama böyle.
İnsan dışında her konuda muhteşem bilgiliyiz , sevinçliyiz ve de kıvançlı.
Ancak sorun şöyle konmalı ,yeni bir toplum modelinin kaynakları nedir? Her toplumsal dönüşüm ve yeni düşün biçimi ,en eski geleneklerden yararlanır ve o döngünün yeniden ifadeleşmiş ve tazelenmiş biçimini sunar.Yozlaşmış çıkarlar doğrultusunda kirlenmiş sembolleri temizler, ayıklar, üzerine o güne kadar gelen bilgileri ekler .Bunun üzerinde biraz düşününce ortak sembollerin ne ifade ettiğini daha iyi bulabiliriz belki .

Bu açıdan ben ister yaşasın isterse yaşamasın İsa peygamberin ve diğer peygamberlerin ,ve insanlık tarihine ve bu vasıtayla bilincimize işleyen onurlu davranışların hepsinin yaşamda olduğuna canı yürekten inanıyorum.

"Yargılamayın, çünkü yargılanmayacaksınız"

Böylesi tek bir söz için bile yaşamalı bence İsa peygamber.



Olayı

sonsuz -- 29.04.2008 - 15:44


Olayı tinsel açıdan değerlendirdiğimizde coşkunuza ve inancınıza saygı duymamak elde değil sayın yunus. Sonuçta yaşamışta olsa birinin hayal ürünüde olsa çokta fark yok gerçekten arasında. Önemli olan gerçekten yaşayıp yaşamadığı değil, bilinçlerde ne derece var olduğudur.





Katılıyorum

Agnia -- 29.04.2008 - 16:11

"idea"lar gerekiyor. Hepimiz bunun farkındayız sanırım. Herhangi bişey önce hayal edilmeli, sonra hakkında hikayeler söylenmeli, taraftarlar ve karşıtlar bulmalı... Bunlar oldukça uzun süreçler, ta ki kritik kütle aşılıncaya kadar. Bi şey düşülmüşse yeter, ok yaydan çıkıyor ve asla durdurulamıyor sadece menzile varışı geciktirilebilir.
Her şey "kapsayıcı oyunlar" için.


kurgulama hatasız olmalı

Misafir -- 13.08.2008 - 09:44

12 yaşında çocuk öğretmen İsa'yı 30 yaşında Yahya vaftiz etmiş!..

Yahya İsa'dan 6 ay önce doğmuştu. İsa'nın Annesi Meryem ile Yahya'nın Annnesi Elizabeth kuzendi. Elizabeth'in kocası Zekeriya'nın rahip olduğu mabette Meryem adanmış olarak hizmet etmekteydi. İsa'nın döl babası Zekeriya ise Yahya ve İsa kardeş olmalı.

İsa 1 Nisan günü doğdu, çünkü çobanlar kırlardaydı.


Çöldeki Museviler dışlarındaki dünyayı tanıyınca Cennet dediler

Misafir -- 14.08.2008 - 02:24

Cehennem sözü nereden geldi: “Gehenna” veya “Cehenna”, İbranîce, “Şehir dışında, çöplerin yakıldığı dere gibi çukur büyükçe alan” anlamına geliyor, hayvan leşleri, her türlü atıklar oraya atılıyordu. Topluma karşı ağır suçluları, katilleri de gömmeyip cesetlerini oraya atıyorlardı ve yanmanın sürekli olması için üzerine kükürt döküyorlardı. İğrenç bir yer. İşte İbranice olan söz oradan Arapça’ya ve nihâyet Türkçe’ye “Cehennem” olarak geçiyor.


cehennem

yunus -- 28.08.2008 - 15:52

Topluma karşı ağır suçluları, katilleri de gömmeyip cesetlerini oraya atıyorlardı ve yanmanın sürekli olması için üzerine kükürt döküyorlardı...
Belki de tam tersiydi oraya cehennem denme nedeni , CEHENNEM'e benzemeseydi...Olamaz mı?

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -