Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Çevre ve ötesi...

delete

Düzenin içinde yazık ki klasikleşmiş olan sömürü (kapitalist sömürü), gelecek için gözle görülebilecek tehditkar tavrını korumaktadır.



Küresel ısınma diye nitelediğimiz oluşum en basitinden fosil yakıtlarının kullanılmaması gerekliliğini ortaya koyar oysa ki enerji kaynakları yeterli olmasına rağmen düzenin getirisinde kar payına endeksli tutum bazı olumlulukların es geçilmesine sebebiyet vermektedir.




Doğanın korunmasına dair gelişime tabi tutulmayan zihniyetler tüketim toplumunda yerini almakta ve boyutun maksimiliteye ulaştığı süreçte yer almaktadır.




-Kendi ellerimizle yaşamın bize sunduğu güzellikleri yoketmeyi seçmek—




Her koşulda bu mümkün kişisel oluşumlarda bizi bağlamayan sonuçlar var …peki ya ortak paydamız çevre…işte burada rahatsızlıkların minimumdan başlayıp maksimilite boyutuna geçmesi, yazık ki hep birey olmanın getirdiği sorumluluklardan kaçmanın faturası...




Sağlıklı bir toplum(isteriz ama gerekli olanları yapmayız -klasik birey tutumu) peki ama nasıl?



Doğal çevrenin korunması esasına yönelik çalışmaları uzaktan izleyerek ya da yaşamımızda gerekli oluşumları yerine getirmeyerek esasen zaten tabiri caizse oluşumu baltalamada söz sahiplerinden oluyoruz.



Tabi yukarıda belirttiğim unsur "çevre bilinci" diye nitelediğimiz olgudan nasibini alamamanın sonuçları…gerek ilkokuldan başlayarak(ama öncelikli ailenin vereceği eğitim önemli,her hususta olduğu gibi EĞİTİM yine baş aktör-aileler içinde daha doğrusu halk eğitimi dediğimiz çevre bilincinin arttırılması adına eğitimler yaratılmalı ve gönüllü çalışmalar sağlanmalıdır)ve sonrasında orta eğitimde çevrenin sorunları üzerine bilimsel nitelik taşıyan beyinleri, yönlendirmeye çalışmak esas olmalıdır.




Geniş boyutuyla anlatılması gereken sorunlardan biri…estetik ve fonksiyonel işlevselliği ortaya koymak, bu sorunların farklı bir boyutu…yapılması gereken önlemlerin nasıl alınamadığı üzerine kafa yormaktan inanın çok sıkıldım…




Sonuç olarak maddeler halinde olayı irdelememiz gerekir(farklı boyutlarda bu bağlamda her boyutuyla çözüm önerileri sunarak)


/Kaynak dağılımı üzerine olay irdelenmeli


/Doğal kaynaklara verilen zararlar üzerine önlemler alınmalı(korunma kültürü yazık ki es geçilmiş-genel olarak-)
Doğal kaynaklardan kastım bildiğiniz üzere; gerek alanın gerekse türün korunması (bitki-hayvan) ormanlarımız, topraklarımız(tarımsal), su kaynakları,madenlerimiz...


/Eğitim

/Sözleşmeler(Uluslararası) irdelenmeli ve gereken oluşumlara imza atılmalı



Bildiğiniz gibi çevre dediğimiz bütünüyatın korunması detayıyla belirtilmesi gereken büyük önem taşıyan hususlara gebe...

Peki, genel anlamıyla birkaç noktaya değineyim...



//Hava kirliğiyle başlarsak;


Hava kirliliğinin yoğun olarak işgalini yaşayan kentsel alanlarda

….. Başta kitle taşım araçlarının yoğunluk kazandırılması sağlanmalı

….. Fabrikaların bacalarına yönelik filtrasyon sistemi uygulanmalı

…… Yakıtların hangi cinsten olduğu incelenmelidir(yanmayı tam anlamıyla sağlayan cinslerin seçimi).

….. Hava kirliliği tespiti bilimsel anlamda yapılmalı ve bölgelere göre sorunlar tespit edilip çözüme gidilmelidir.


//Su kirliliğiyle devam edelim;

Yazık ki yer altı sularımız temelinden uzak kullanımlara hakim.


Dikkat edilmesi gereken en önemli unsurda bazı bölgelerde kentin kanalizasyonunun arıtılmadan farklı noktalardan geçişi ve bu geçişle birlikte kirlenen suyun tarımda kullanılması bu açıdan da çevreye verilen zarar(bazı yerlerde akarsuya bazı yerlerde denize boşaltılan atıklarda cabası)

Atıklar için biyolojik tesisler(arıtma amaçlı) kurulmalı

//Tarım alanları;

Bu noktada derinden-acı bir hissiyat duyuyorum.
Tarım alanlarımız gitgide küçülüyor bu ufalmanın gerek bizlere temiz hava açısından- olumsuz- gerekse de kentleşmenin getirisi olan yapılaşmaya zemin hazırlamaktadır.


Tarımsal alanlarda yetiştirilen-yetiştirilemeyen yazık ki ithal etmeyi tercih eden bir oluşum


…… Acilen bilimsel anlamda çalışmalar yapılmalı(ekolojik tarıma önem verilmeli-tohum teknoloji uygulamaları arttırılmalı-yazık ki var olan çalışmalar yetersiz-verilen kurslar az ve eleman alımı da oldukça zayıf)




Son gelişmeler itibariyle AB ile uyum yasaları doğrultusunda Zir. Müh. ve Veteriner hekimler işe alınmış ve tarımsal alanda bir iyileştirilmeye gidilmiş diyebiliriz ama bu bir başlangıç…


Yeterli mi değil ama yinede oluşum güzel…


…… Tarım ilaçlarının kullanımına, gübre kullanımına -aşırı olmanın getirisi olan zararlar büyük boyutta- dikkat etmek gerekir


…… Yanlış bilgiden dolayı hatalı tarım tekniğinden kaynaklanan olumsuzluklara dikkat çekmek gerekir


……. Ayrıca erozyonda önemli bir sorun bunun için sivil toplum örgütleriyle iletişim halinde olmak gerekir


ÇED (bütün projeler için bir ön çalışma anlamında ) yapılması -Ülkemizde olması gereken oluşumlardan biri.Türkiye’de yeni bir uygulama elbette yaygınlaşması temennimiz
( Birçok ülkede ÇED yapılması kanunla zorunlu hale getirilmiştir).

...Doğal kaynaklara gereken önemler verilmemektedir

...Gittikçe azalan ormanlarımız için- yasal düzenlemelere yönelik çalışmalar sağlanmalıdır



//Gürültü kirliliği;


Ulaşım-sanayi ve çeşitli ses kirliliği yaratan mekanlar
Teknik-Biyolojik esaslı önlemler alınmalıdır.


//Bu anlamda bir başka konu olan ( ama elbette yine çevreyle bağlantılı ara konu nitelemesi yapabileceğim bir oluşum) görüntü kirliliğinden de bahsetmek istiyorum.


….. Mesleklerin acilen konumları belirlenmeli (Nasıl yani? dediğinizi duyar gibiyim)…..



Mimarlık-Peyzaj mimar. –Ziraat müh.-Şehir ve Bölge planlamacıları-Çevre müh.



Bu kapsamda konsensüs oluşturulmalı bu bağlamda yapılan çalışmalar bütünüyle organize çalışma olmalıdır.


(zaten böyle olmuyor mu?...diyeceksiniz, hayır görevlerin esası kanunlarla korunmalı oysaki bir mesleğin yapabileceği oluşumu bir başka meslekte yapabilmekte ve ortaya çirkin-estetikten uzak görüntüler çıkmaktadır)



Tabi buradaki bütünden ve mesleki görevden kastım; dışarı çıktığımız zaman gördüğümüz olumsuz ötesine kaymış görüntü kirliliği...esasen biz bireylerinde bu çirkin görüntüye eşlik etme durumu var buda tabi takdire şayan (!)



Malumunuz dünyanın sorunlarından biri olan çevre kirliliği
Öte yandan dünya ülkelerinin sorunlarından biri olmayan ama ülkemizin çevre bağlamında büyük sorunlarından biri olan bireysel tutumların yarattığı görsel kirlilik...




Sonuç olarak yapılan çalışmalar yeterli olmamakla birlikte görev talimi yapanları da bu bağlamda es geçiyorum…



Bireysel tutumların yanlışlığı bariz, ortada ve çevre bilincinin-doğayı korumanın ahlaki donatılardan-duruşumuzu betimleyen güzelliklerden biri olduğunu anladığımız zaman en azından bizlere düşen görevleri yerine getirmiş oluruz….




Fazlada uzatmamak adına Nükleer santrali meselesine ve Küresel ısınmaya girmiyorum(ama kısaca Nükleer santrali olayının teknik bir konu olduğunu dile getirmek istiyorum ve boyutu geniş zararlara gebe)




Not;Gençlerin bu konuda çözüm önerileri sunması hoş, esasında yaratılan bir çok proje güzel ama hayata geçirilmesi için bilim merkezlerinin arttırılması ve bu güzel beyinlere rahatlık sunulması gerekmektedir( projelerden aklımda kalan birkaç tanesini yazayım; sifonlardaki su israfını azaltmak için geliştirilen ekosifon, atık yağ toplama projesi-biyodizel üretimi için-….…v.s....)



Güzel günlere…


Kısacası

sonsuz -- 23.04.2008 - 07:36

İnsan olmasa her şey çok daha güzel olur gibi duruyor.





İnsan değil de...

nessuno -- 23.04.2008 - 09:53

"İnsansı" tipler:)


Kim belirleyecek

sonsuz -- 23.04.2008 - 10:57

Ve nasıl belirlenecek. Bugün çocukların arasındaydım. Bir şey farkettim. Masum değiller. Bırakılsa sineklerin tanrısı* durumu oluşacak.


sineklerin tanrısı: Bir kaza sonucu bir adaya düşen bir grup çocuğun başından geçenleri anlatan bir film.





Eğitim şart:)

nessuno -- 23.04.2008 - 11:06

Sistemdeki yanlışlıkları bir kenara bırakırsam aile tarafından verilen eğitimin noksanlığından kaynaklanan durumların sonucunda sanırım yerle yeksan olma durumu sözkonusu...

Kişide olması gereken, öze yaklaşma hissiyatının yazık ki nadir boyuta indirgenmiş olması güzelliği ötelediğimizi gösteren bir belirti (çocuklardaki safiyane oluşumun kaybolmasına istinaden)...


Mekan tasarımı ve ötesi…

nessuno -- 25.04.2008 - 08:57

Konuya istinaden ek olarak;


Yaşamımızda mekanın önemi, yadsınamaz boyutta önem arz etmektedir. Peki mekan tasarımında konforun, estetiğin ve işlevselliğin ana meta olduğunu düşünerek hareket etme bilincinde; “bütünselliğe merhaba” deme oluşumunu, idrak ederek mi davranıyorlar? Tasarımcılar mekanı neye göre biçimlendiriyor? Dış mekan tasarımında yapılan çalışmalar neden bireysel tutunmuşluklara gebe ? Neden duyarsız davranıp, tasarımda ölçüler nezdini her guruptan kişileri hedef alarak gerçekleştirmiyorlar?





Yaşamda elit olanın “duyarlı olma bilinci” taşıdığını ve mesleğe dair öngörülerde…. dış mekan tasarımında bunu bariz biçimde gösterme gerekliliğini kişi(ler) daha ne kadar ötelemeyi düşünüyor….



Mekan düzenlemelerinde sadece engelli kişiler için değil bunun dışında kalan gerek hamileler gerekse diğer farklı rahatsızlıkları olan kişilerin de rahatlığına engel teşkil edecek oluşumların acilen değiştirilmesi ve konfora davetsiz girişin sağlanması gerekmektedir…





İmzası atılan oluşumlarda sanırım mesleğine ihanet etmiş olan etik davranmayan kişiler mevcut…



Tekerrür olacak ama “duyarlı olma” çizelgesini, yaşamın her anında, düşünselliğimizin tınılarında yaşatmalıyız ki,,,, insansı tiplerden ayrılmak için en önemli anahtara sahip olalım…




Kişilerin konu bağlamında ,insan onuruna yakışır bir edayla yaşamı sürdürebilmelerini sağlamak (her kesim için) tasarımcıların elinde…Toplum olarak yapabileceğimiz tüm çabayı sarf etmeliyiz…Toplum yaşantısında eşitlikçi bir düzen oluşturmalıyız… Unutmamalıyız ki günün neleri getireceği belirsiz!! Engelsiz tasarımların oluşumuna katkı da bulunanlara sevgiler…

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -