Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Gül yaprağı

delete

Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı, kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak veya çan, zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı. İçerideki budist rahip, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu. Sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı, tapınağın bahçesine döndü. Aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı içerideki budist rahip saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.


Yani?Nedir mesajı bu

Golem -- 15.04.2008 - 18:05

Yani?
Nedir mesajı bu yazının?
"Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" kıvamında bir mesaj mı
"Abi ben etliye sütlüye karışmam şöyle köşede kıvrılır yatarım" dersen kazanırsın kıvamında bir mesaj mı almalıyız?


Çok mesaj var..

statik -- 16.04.2008 - 01:57

içeriğine dikkat ederseniz epey bir mesaj var, herkes kendine düşeni içinden alsın.


Kuantum düşünce,

statik -- 16.04.2008 - 04:50

"Kuantum Fiziğinin yeni bakış açısı sayesinde insan gündelik yaşamına yeni bir yön verebilir ve dolayısıyla insan düşüncesindeki enerjiyi etkileyebilir. "(bilgisev)
Sn habbecik'in aradığı kuantum düşünceyi, Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için yola koyulmuş. Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmek. Bu nasıl mümkün olabilir sorusuna, bilimsel yaklaşmak gereğini bilim adamları anlamış ve keşfetmeye çalışıyorlar..Yani "karmaşık alan" olan, kuantum fiziği ve kuantum düşünce enerjilerinin buluştuğu alan. Tabiki "gül yaprağı" burda sadece bir sembol..
ve çok anlamlı bir sembol..


Bir hikaye

xenix -- 18.04.2008 - 05:04

3 zen keşişi bir ağacın altında oturmuşlar.
Birinci keşiş: Yaprak kıpırdadı.
İkinci keşiş: Hayır rüzgar kıpırdadı.
Üçüncü keşiş: Ne yaprak ne de rüzgar, zihin kıpırdadı.


xenix


Zihnin kıpırdaması ne

Golem -- 18.04.2008 - 07:30

Zihnin kıpırdaması ne anlama gelir?
Zihin evrenin geri kalanından soyutlanabilir mi?


Yüzyüze aktarılamayanların 2 boyutlu düzlemdeki sancısı...

nirvani -- 18.04.2008 - 08:06

Sözcüklerin anlamlarını yaşayan bir zihine ne anlatabilirsin?...


"""Sözcüklerin

Golem -- 18.04.2008 - 09:42

"""Sözcüklerin anlamlarını yaşayan bir zihine ne anlatabilirsin?..."""

siz sözcüklerin nesini yaşıyorsunuz?


cuk oturmuş..

statik -- 18.04.2008 - 19:11

"Sözcüklerin anlamlarını yaşayan bir zihine ne anlatabilirsin?..."


Sizler sözcüklerin nesini

Golem -- 19.04.2008 - 03:37

Sizler sözcüklerin nesini yaşıyorsunuz
Analojik öykülerle anlatabilirsiniz birşeyleri ama çoğu zaman doğru sonuçta vermez
Saidi Nursi analojileri buna en iyi örnektir.
Kader konusu tartışırız birisi ile mesela
Bana öğretmen örneğini verir. Öğretmen sınav yapıyor ya orda öğrencilere hakettiğini vermek için Tanrıda bizi böyle sınav yapıyormuş. Ben "iyide derim öğretmen alimutlak değil ki yaratıcı değilki herşeyin sebebi değilki" bana der ki eleman "sözcüklerin anlamını yaşama, detaylara takılıp kalma vs vs" bende "iyide birader o zaman ne diye bana bu örneği veriyorsun" diye sorarım elbet



Zihin kıpırdaması şudur

xenix -- 19.04.2008 - 05:44

Eğer algılayan yoksa bir olayı, o olayın olup olmadığını bilemeyeceğimiz anlamına gelir. Hatta olayın veya durumun olmasının hiç bir öneminin olmadığı anlamınada gelir.

Bu doğuştan kör biri için renklerin olmaması gibi birşeydir. Aslında renkler gerçekten yoktur. Doğada algılayandan bağımsız renk diye bir kavram yoktur yani. Onları renk haline getiren bizim algımızdır, beynimizdir veya örnekteki haliyle zihnimizdir. Tıpkı yaprağın kıpırdaması gibi.

xenix


Beyin denen şey

statik -- 19.04.2008 - 09:18

"düşünmez, biz beyini düşünürüz."


"Beyin denen şey

Golem -- 19.04.2008 - 14:35

"Beyin denen şey düşünmez, biz beyini düşünürüz."

Biz neyiz?
Ruh muyuz?


golem,

statik -- 19.04.2008 - 16:39

kendini nasıl görmek istiyorsan o'sun..


o kadar keyfilik saçma

Golem -- 20.04.2008 - 05:11

o kadar keyfilik saçma olmaz mı


Bence deneyelim

sonsuz -- 20.04.2008 - 05:13

Mesela kendine bir tanım getir. Bizde saçma olup olmadığına karar verelim.





kendime bir tanım getirmem

Golem -- 20.04.2008 - 05:19

kendime bir tanım getirmem değil
herkesin kendine getirdiği tanımın doğru olması saçma olan


Tamam

sonsuz -- 20.04.2008 - 05:22

O zaman siz hepimizin adına bir tanım getirin. Sadece sizin tanımınıza bakalım. Uyalım. Kabul edelim. Saçma olmayan bu mu?





biz neyiz sorusunun doğru

Golem -- 20.04.2008 - 05:28

biz neyiz sorusunun doğru olan tek cevabı vardır çok değil
madde miyiz maddesel etkileşmelerin ve evrimin bir sonucu bir ürünümüyüz yoksa başka birşey miyiz? Ben "Temelde maddeyiz maddesel etkileşmelerin ve evrimin bir sonucu bir ürünüyüz" diyorum


Biz neyiz sorusunun

sonsuz -- 20.04.2008 - 05:34

Tek doğru cevabı yoktur malesef. Çünkü bu bir tanımdır. Ve zamana, kişiye, kültürlere göre değişebilir. Bizden bağımsız bir gerçeklik değildir. Sabit ışık hızı yada kütle çekim katsayısı değildir. Çemberin çevresinin çapına oranı değildir. Kendimizle ilgili dünyayı nasıl algıladığımızın tanımıdır.

Sizin tanımınızdan kendinizi nasıl gördüğünüzü yada görmek istediğinizi aldık. Evet siz öylesiniz. Statikin de söylemek istediği oydu sanırım. Herkesi ortak tek tanıma sokma çabasını ise ben bir dinlerde birde sizde gördüm. Dinler de insana farklı anlamlar farklı tanımlar getirmesine karşıdır. Herkesi tek tanım altında toplamaya çalışır. Neden acaba?





Ne oldugumuz dünyayı

Golem -- 20.04.2008 - 05:48

Ne oldugumuz dünyayı nasıl algıladıgımızdır diyerek postmodern bir yaklaşımla aklı öteleyip metafizik ögelere meydan açarsanız belki bireysel olarak kendinizi tatmin edersiniz ama ortada elle tutulur üzerinde bilimsel metotla bilgimizi artırabileceğimiz birşey kalmaz.

Dinler insanları tek bir tanım altında toplamak isterken bunların nesnel dayanaklarını ortaya koymaz sadece "buna inanın" der. Ben "sadece bana inanın" demiyorum. İddiamın sayısız delilini modern bilim ortaya koymuştur.

Not: Amerikada James Randi diye birisi var doğaüstü özellikleri oldugunu gösterene kanıtlayana 1 milyon dolar ödül veriyor. Adam orda bekliyor sanırım 15 yıldır parayı alan çıkmadı

http://www.youtube.com/results?search_query=james+randi&search_type=
http://en.wikipedia.org/wiki/James_Randi


Nasıl yani?

sonsuz -- 20.04.2008 - 05:52

"belki bireysel olarak kendinizi tatmin edersiniz ama ortada elle tutulur üzerinde bilimsel metotla bilgimizi artırabileceğimiz birşey kalmaz."

Kendimizi ve hayatı nasıl gördüğümüzle bilimsel metodla bilgimizi arttırmanın arasında ki ilişkiyi çözemedim? Yani şunu mu demek istiyorsunuz. Metafizik öğelere inanan insanlar, bilimsel metodla bilgilerini arttıramazlar mı?!

"Ben "Temelde maddeyiz maddesel etkileşmelerin ve evrimin bir sonucu bir ürünüyüz" diyorum"


Modern bilim böylemi diyor? Sayısız delilleri değilde bu tanımı soruyorum sadece hangi bilim kitabında geçmiş.





"""Yani şunu mu demek

Golem -- 20.04.2008 - 05:53

"""Yani şunu mu demek istiyorsunuz. Metafizik öğelere inanan insanlar, bilimsel metodla bilgilerini arttıramazlar mı?!"""

Evet bunu demek istiyorum

"""Modern bilim böylemi diyor? Sayısız delilleri değilde bu tanımı soruyorum sadece hangi bilim kitabında geçmiş."""

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/canlilar/canli_nedir.htm
CANLI NEDİR?

Canlı, organize olan ve bu organize karakteri sayesinde de kendi devamını sağlayabilendir. Kendiliğinden çeşitli kimyasal tepkimeleri gerçekleştiren, bu tepkimeler sayesinde yapı taşlarını kendisi oluşturabilen veya gerektiğinde bunları yıkabilen, üreyebilen, içinde bulunduğu koşullardan haber alabilen ve bunlara karşı tepkiler oluşturabilen ve en önemlisi de, bunların hepsini yapabilmek için mutlaka enerjiye ihtiyaç duyan her şey "canlıdır".

Canlıların kabul gören 3 temel ayırt edici özelliği;

(1) beslenme, (2) üreme ve (3) etraflarında olup bitenden haberdar olma (duyumsama) olarak sayılır. Bunların hepsinin temelinde ise, bir enerji gereksinimi vardır. Örneğin; bazı kristallerin de kendi kendilerine büyüdükleri bilinmektedir. Ancak gelişmek, üremek ve diğer her şey için, canlılar mutlaka enerjiye ihtiyaç duyarlar.

Çeşitli yaşamsal fonksiyonların ortaya çıkması, canlıların doğal yapısal özelliklerinin bir sonucudur. Örneğin beslenme, hücrenin canlı yapısının devamı ve işlevlerini yerine getirebilmesi için gerekli olarak ortaya çıkmıştır.

Dünya üzerinde bulunan tüm canlılar, DNA ve/veya RNA olarak bilinen nükleik asitleri taşırlar. Bu moleküller, yeni bir neslin meydana getirilebilmesi için gerekli olan bilgiyi depolar. Cansız varlıklarda ise, kendiliğinden çoğalma (üreme) söz konusu olmadığı için, bu tip bir bilginin depolanma gereksinimi de yoktur.



http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/canlilar/ortaya_cikis.htm
CANLILIĞIN ORTAYA ÇIKIŞI

Dünya üzerinde canlılığın oluşumundan önce, yapısı bugünkü atmosferden oldukça farklı olan bir ilkin atmosfer bulunuyordu. Serbest oksijen gazını içermeyen bu ilkin atmosferin başlıca bileşenleri amonyak (NH3), metan (CH4), su (H2O), azot (N2), fosfor (P) ve kükürtlü bileşiklerdi.

Yanardağ faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan su buharı ve sürekli yağmurlar sonucu atmosferde meydana gelen yıldırımlar, bu basit bileşiklerin belirli bir kimyasal düzen içerisinde bir araya gelmesine ve canlılığın temel taşlarını teşkil eden "organik bileşiklerin" oluşmasına neden oldu.

1953 yılında Stanley Miller isimli araştırmacı tarafından yapılan deneyde, canlılığın ortaya çıkışı ile ilgili olarak ortaya atılan bu görüşler aydınlığa kavuşturuldu. İlkin atmosferde var olduğu düşünülen gazları, yanardağ faaliyetleri sonucu atmosfere karışmış olan su buharını ve yıldırıma eşdeğer şiddette elektrik akımını kullanan araştırıcı; bu deney sonucunda çeşitli organik bileşiklerin ve özellikle de canlıların yapısında bulunan 20 aminoasitten 3 tanesinin (alanin, asparajin ve glisin) oluştuğunu gördü.


Konumuz canlılık değildi

sonsuz -- 20.04.2008 - 05:54

Konumuz insan, hatta daha da özelleşmiş hali. Sizin kendinizin tanımıydı. Bilim ve Teknik dergisinden insanın tanımına bakalım.





İnsan nedir?

Golem -- 20.04.2008 - 05:59

İnsan nedir?
Canlı değil midir?
Diğer canlılardan insanı aşılmaz derecede ayıran nedir?
Kaplan nedir diye soruldugunda temeldeki soru canlı nedir ise insan nedir sorusununda temel sorusu canlı nedir sorusudur.


Şudur

sonsuz -- 20.04.2008 - 06:02

İnsan nedir? diye sorabilmenizdir. Ve buna ortak bir tanım getirme çabanızdır. Ha birde canlılara olan tanımı kabul edeceksek, canlılar bilimsel bilgileri pek sallamazlar insan dışında.

Yani şimdi sizin canlı tanımını insan tanımı olarak kabul edeceksek, "Bilimsel bilgiyi kullanmama" hali ortaya çıkıyor.
Yok derseniz ki insan bu canlıların tanımına ilaveten bilimsel bilgiyide kullanmalıdır. O zaman insan nedir canlı değil midir? Cümlesi yerine tanımınızı değiştirmeniz gerekiyor.





"""Yani şimdi sizin canlı

Golem -- 20.04.2008 - 06:16

"""Yani şimdi sizin canlı tanımını insan tanımı olarak kabul edeceksek, "Bilimsel bilgiyi kullanmama" hali ortaya çıkıyor."""

O niye?
Getirdiğim tanımda "bilimsel bilgiyi kullanamaz" diye bir şart mı var?
"Canlılar sanat yapar diye bir şart yok muş tanımınızda, sanat yapan insan canlı değildir" mi diyeceksiniz?


http://www.becominghuman.org


DÜNDEN BUGÜNE İNSAN
http://www.1001kitap.com/Bilim/Metin_Ozbek/dunden_bugune_insan/index.html


Şundan dolayı

sonsuz -- 20.04.2008 - 07:27

Eksik tanım diyorum. O zaman "insan maddedir" diyelim geçelim. Yanlış mı? Neden birde canlılığın tanımını kattınız ki madem?

Kaldıki bilim dediğiniz şey doğada yoktur. Bilim dediğimiz şey insanın doğayı ve kendini tanımlama çabasıdır. Yani bilim dediğimiz şeyde insan ürünüdür. Tıpkı kendi tanımlarımız gibi. Halaa siz kendinizi nasıl görüyorsanız o'sunuz tanımı dışında birşey yok ortada.





Yanıtlayalım :)

narin -- 20.04.2008 - 09:22

İnsan nedir?.........Benim :)
Canlı değil midir....Evet canlıyım :)
Diğer canlılardan insanı aşılmaz derecede ayıran nedir?.....Bunun yanıtını verebilecek derin düşünebilme, doğruyu bulabilme ve her konuda çözüm getirebilme yeteneğimdir;)

Neden bu soruların yanıtını herhangi bir bitkiyle,hayvanla (ki onlarda canlı) ile tartışmıyor da burada tartışıyorsunuz?Demek ki onlardan bayağı bi farkımız var;)

İnsanı hayvandan ayıran akıldır,insan akıldan uzaklaştıkça hayvan ortaya çıkar( Epictetos )


Aristoya göre

açparantez -- 20.04.2008 - 10:58

insan düşünen hayvandır.

)kapa parantez


"""Eksik tanım diyorum. O

Golem -- 20.04.2008 - 13:05

"""Eksik tanım diyorum. O zaman "insan maddedir" diyelim geçelim. Yanlış mı? Neden birde canlılığın tanımını kattınız ki madem?"""

Evet temelde maddedir zaten
Bu da son derece belirleliyici bir tanımdır
Bir çok şeyi olasılık dışı tutar

"""Kaldıki bilim dediğiniz şey doğada yoktur. Bilim dediğimiz şey insanın doğayı ve kendini tanımlama çabasıdır. Yani bilim dediğimiz şeyde insan ürünüdür. Tıpkı kendi tanımlarımız gibi. Halaa siz kendinizi nasıl görüyorsanız o'sunuz tanımı dışında birşey yok ortada."""

Üzerinde uzlaşı sağlanabilecek ve gözlem ve deney gibi yollarla üzerinde bilgimizi arttırabileceğimiz bir tanımdır aslolan. "Kendizini nasıl görüyorsanız o sunuz" sözü bana kendini napolyon sanan birininde haklı oldugu imasını doğurabilecek bir iddia olarak gözüktüğü için itiraz ettim.

Maddeye dair, insana dair, canlıya dair "bilimsel" tanımların niteliği sanatsal veya başka birçok felsefi kavramın tanımlanışından daha farklıdır. Bilimsel tanım öyle yada böyle bazı nicelikleri ölçülebilen kavramlar üzerinden tanım getirdiği için o kadar keyfi değildir. Dalga deyince ne oldugunu aşıkardır matematiksel olarak denklemi yazılabilir örneğin. Bu açıdan insana dair "aklı olan, düşünen, farkında olan" gibi tanımların ötesinde en belirleyici niteliğine madde olmasına vurgu yapılması gerekir. Aklı olmak farkında olmak düşünmek farklı niceliklerde diğer canlılarda var ayrıca. İnsan diğer canlılardan özünde nitelik olarak değil nicelik olarak farklıdır. Yani akıllıdır değil daha akıllıdır demek gerekir


Güzel bir tartışma

statik -- 20.04.2008 - 14:08

olmuş; bazı notlar;
"Amerikada James Randi diye birisi var doğaüstü özellikleri oldugunu gösterene kanıtlayana 1 milyon dolar ödül veriyor. Adam orda bekliyor sanırım 15 yıldır parayı alan çıkmadı"
tekrar tekrar okudum, hiç bir yerde "insanların doğaüstü gücü vardır" diye bir şey söylenmemiş. bu nerden çıktı?


""Canlıların kabul gören 3 temel ayırt edici özelliği;

(1) beslenme, (2) üreme ve (3) etraflarında olup bitenden haberdar olma (duyumsama) olarak sayılır. ""


Dikkatle okudum; sadece duyumsama ile ilgili bilimsel bir açıklama yapılmamış akılın, düşüncenin, ağlamanın, sızlamanın, gülmenin, kederin, aşkın, sevginin, nefretin yani "HİS"lerin nedenleri üzerinde hiç durulmamış neden acaba?
Ben yine "çok kısa" ve "öz" tek şey yazacağım; golem onada itiraz edecek ama ne yapayım?
"sağduyunu yoluna koy, diğer duyular yolunu kendileri bulur."


Bu son tanım mı?

sonsuz -- 20.04.2008 - 14:13

Nasıl bundan 300-500 yıl önce insanın tanımı farklıysa, bundan 300-500 yıl sonrada farklı olacaktır. Çünkü tanımı yapanlar öğrendikleri kendilerine öğretilenler veya en genel haliyle doğru bildikleri şekilde yapacaklardır. Buda durmadan tanımın değişeceği anlamına gelirki, doğru olanda bu değişkenliktir zaten. Sabit stabil tanımları o yüzden dinler yapar demiştim ve sizinde bu uğraş içinde olmanız beni şaşırtmıştı.

Kaldıki bir insanın napolyon olması ve diğer insanların buna inanmaması o insanın napolyon olmadığının kanıtı mıdır? Bu napolyon örneği çok bireysel bir örnek ama yine de güzel, birisi gerçekten kendini napolyon sanıyorsa o nun napolyon olmaması sizin veya çoğunluğun inancından başka birşey değildir. Doğru olup olmadığıda bu toplu inançtan bağımsız bir şekilde ölçülemez.





Bu son tanım, tabiki değil

statik -- 20.04.2008 - 14:54

tanımlar her dönem değişebilir.Nasılki bilimsel olarak yazılmış yığınla farklı sitelerden, farklı bilgiler ediniyorsak, bunun asırlarca süreceği ve bir netice alınamayacağı aşikardır. Önemli olan insanın kendisi hakkında hissettikleridir. Bu nedenle insanlığın tarifini yapmış sağdan- soldan, derleme- toparlama kopyala yapıştır yapılarak taşınan yayınların üzerimizdeki etkileri de çok önemli olmayacaktır.


YARIŞ KAZANMIŞ !!

statik -- 20.04.2008 - 16:27

birazda tebessüm edelim,

Psikiyatra giden kadın doktora yalvarmış:
“Ne olur kocamı kurtarın!”
Doktor, “Kurtarayım hanımefendi ama, nesi var?” diye sormuş...
“Kocam kendini at zannediyor...”
“Nasıl olur?”
“Eline ayağına nal takdırdı. Sabahları arpa, akşamları yulaf yiyor ve beni gördüğü zaman da kişniyor...”
Doktor şaşırmış:
“Hanımefendi gerçekten işiniz zor. Buna uzun bir tedavi gerekir, üstelik çok para da ister...”
“Paraya aldırmıyorum doktor” demiş kadın:
“Nasıl olsa üç yarış kazandı!”





"""Dikkatle okudum; sadece

Misafir -- 21.04.2008 - 12:52

"""Dikkatle okudum; sadece duyumsama ile ilgili bilimsel bir açıklama yapılmamış akılın, düşüncenin, ağlamanın, sızlamanın, gülmenin, kederin, aşkın, sevginin, nefretin yani "HİS"lerin nedenleri üzerinde hiç durulmamış neden acaba?"""

Bu duyguların kaynağı nedir?
Vücutta meydana gelen maddesel etkileşmelerden öte birşey midir?
Diğer canlılarda duygu yok mudur?


"""Kaldıki bir insanın

Golem -- 21.04.2008 - 13:00

"""Kaldıki bir insanın napolyon olması ve diğer insanların buna inanmaması o insanın napolyon olmadığının kanıtı mıdır? """

Bu cümle çelişki içeriyor
"Bir insanın napolyon olmaması" diyerek başladıgında zaten onun napolyon olmadıgını kabul etmiş oluyorsun (nerden biliyorsun) daha sonra "öteki insanların buna inanmaması onun napolyon olmadıgının kanıtımıdır" demek anlamsızlaşıyor

"""Önemli olan insanın kendisi hakkında hissettikleridir."""

Bunlar bana biraz postmodern lakırtılar gibi geliyor
Hislere fazla güvenmemek gerek
Çogu zaman yanıltıcıdırlar

Not: bir cevap daha yazmıştım ama login olmadan göndermişim


:))

sonsuz -- 21.04.2008 - 13:35

Alıntı yapmışsınız ama şartlanarak okumuşsunuz. Dikkat ederseniz bir insanın napolyon olması diyorum, olmaması değil. Çelişkileri bulmaktaki yeteneğinizi bildiğim için böyle bir çelişkiye mahal bırakmadım.

(Yayınlandı diğeride)





doğrudur yanlış

Golem -- 21.04.2008 - 16:38

doğrudur
yanlış anlamışım

ayrıca yukardaki yazınızda

"Doğru olup olmadığıda bu toplu inançtan bağımsız bir şekilde ölçülemez."

Bu her konuda geçerli midir?
Belirli bir topluluk yada çogunluk yada herkes birşeye inanıyorsa o şey doğru mudur?


Değildir diyorum işte

sonsuz -- 21.04.2008 - 16:42

Zaten ölçülemez olduğunu savunuyorum. O yüzdendir ki ne kadar tanımlarsanız tanımlayın ve ne kadar inanırsanız inanın tanımınıza ve hatta herkes inansada bu o nun yinede doğru olduğu anlamına gelmiyor. (Daha doğrusu kabul edilirse doğru olduğu o "zaman-mekanda" doğru kabul edilmiş oluyor ama belirli bir süre sonra yanlışlanabiliyor.)





""Doğru olup olmadığıda

Golem -- 21.04.2008 - 16:47

""Doğru olup olmadığıda bu toplu inançtan bağımsız bir şekilde ölçülemez.""

ben bu sözden doğruluk derecesi için toplu inancın tek mümkün kriter oldugunu ima ettiğinizi anlamıştım


Evet

sonsuz -- 21.04.2008 - 16:49

Tıpkı sizin yaptığınız tanımların sizin inancınızdan (yada toplu inançtan) farklı olmadığını söylemek istemiştim.

Yani sonuç olarak kendiniz hakkında nasıl tanım yaparsanız o oluyorsunuz. (Tabii nesnel gerçekliğe göre değil kendinize göre, çünkü doğa sizi tanımlamaz.)





""Tabii nesnel gerçekliğe

Golem -- 21.04.2008 - 17:07

""Tabii nesnel gerçekliğe göre değil kendinize göre, çünkü doğa sizi tanımlamaz"""

doğa beni tanımlamıyorsa nesnel gerçeklik dediğiniz şey nedir peki? neye göre nesneldir?
Ben "insan karbon bazlı bir canlıdır" desem bu benim inancım mı oluyor?
Ben nesnel gerçeğin peşindeyim ona göre buna göre değişenin değil


Bu sizin tanımınız oluyor

sonsuz -- 21.04.2008 - 17:09

Bu sizin tanımınız oluyor. İnanıp inanmamak size ve insanlara kalmış. (kendiniz yaptığınıza göre inanırsınız heralde.)

Doğaya göre bırakın canlı olmayı, var olduğumuz bile şüpheli :)





"""Doğaya göre bırakın

Golem -- 21.04.2008 - 17:13

"""Bu sizin tanımınız oluyor. İnanıp inanmamak size ve insanlara kalmış. """

Bu butum aklı ve bilimi geri plana itip sezgi içe doğma inanma gibi mistik hezeyanlara kapı açan postmodern tutum.


"""Doğaya göre bırakın canlı olmayı, var olduğumuz bile şüpheli :)"""

varlığı neye göre tanımlıyorsunuz?
ama şurda haklısınız doğadaki süreçlerde canlı cansız ayrımı yoktur heryerde fiziksel yasalar geçerlidir


Burada tanımları

sonsuz -- 21.04.2008 - 17:15

Burada tanımları kesinleştirmeye çalışan ben değilim. Ben biliyorum ki varlığı tanımalamam benim tanımım olacaktır ve doğruluğu yansıtmadığı gibi gerçekte olamayabilir. Yarın değişmeyeceği de garanti değildir. O yüzden çok önemsemiyorum. Nesnel gerçeğin peşindesiniz ama "aslında herşeyin sizin algınızdan başka birşey olmadığının" farkında değilsiniz. Siz doğmadan önce ne evren ne de dünya vardı. Siz öldükten sonra da ne dünya ne evren nede cennet cehennem olmayacak emin olun. ;)





Berkeleyci öznel idealisme

Golem -- 21.04.2008 - 17:19

Berkeleyci öznel idealisme ordanda tekbenci solipsizme kadar yolunuz var
Uğurlar ola :)
Bu bakış açısı bana hiç birşey kazandırmaz


Bütün tanımların

sonsuz -- 21.04.2008 - 17:20

Zihninizden başka birşey olmadığında hem fikirsek tabiki uğurlar ola. :)





Aslolan olan niceliklerdir

Misafir -- 21.04.2008 - 17:24

Aslolan olan niceliklerdir nicelik niteliği doğurur.
kavramlar insana hastır elbette ama bu dış dünyadan bağımsız bir şekilde insanın zihninde kavram yarattıgı anlamına gelmez. Hız, ivme, kuvvet, enerji, kütle, spin, momentum vs vs bu gibi kavramların dış dünyada nesnel karşılığı vardır.


Tanrının resmi

statik -- 22.04.2008 - 09:40

Bir anaokulu öğretmeni, çocuklar resim yaparken onları izleyerek sınıfta dolaşıyordu. Gayretli bir şekilde çalışan küçük kız dikkatini çekti, yanına giderek ne çizdiğini sordu.
Küçük kız yanıtladı;
- Tanrıyı çiziyorum..
Öğretmen duraksadı ve sordu;
- Ama, hiç kimse tanrının neye benzediğini bilmiyor..
Kız kafasını kaldırmadan yanıtladı;
- Birazdan öğrenecekler..


nesnel hiçbşey

Golem -- 23.04.2008 - 11:11

nesnel hiçbirşey bırakmayın herşeyi öznelleştirin


Nesnel şeyler vardır

sonsuz -- 23.04.2008 - 11:15

Ama kabul etmesi biraz zordur. Çok anlamsız gelebilir yani.





nesnel

statik -- 23.04.2008 - 11:45

olmadan, kafanızdaki "tanrı" portresini nasıl açıklayabilirsiniz?


"""nesnel olmadan,

Golem -- 23.04.2008 - 12:26

"""nesnel olmadan, kafanızdaki "tanrı" portresini nasıl açıklayabilirsiniz"""

öznel diyecektiniz galiba

Bu arada bana ne sizin kafanızdaki "size has" tanrıdan
yada size ne benim kafamdaki "bana has" tanrıdan
açıklasınız ne olur, açıklasam ne olur


"""Ama kabul etmesi biraz

Golem -- 23.04.2008 - 12:32

"""Nesnel şeyler vardır ama kabul etmesi biraz zordur. Çok anlamsız gelebilir yani."""

Birkaç "anlamsız nesnel gerçek" örneği alsak


Ben versem bi tane

xenix -- 23.04.2008 - 17:26

Mesela "nedensellik". Hiç bir şey bir başka şeyin nedeni değildir ve hiç bir şey bir başka şeyin sonucu değildir. Evren deterministik değildir. Herşey olasılık bulutları halindedir.
Yani sizin fizik yasaları dediğiniz şeyler bile aslında sadece birer olasılıktır.

xenix: Kabul etmesi zor değil mi?


Başa döndük!

statik -- 24.04.2008 - 01:43

"Bu arada bana ne sizin kafanızdaki "size has" tanrıdan
yada size ne benim kafamdaki "bana has" tanrıdan
açıklasınız ne olur, açıklasam ne olur"

cevabı nihayet aldık! Demek ki..neymiş?;

siz kendinizi nasıl görüyorsanız o'sunuz veya kişi kendini nasıl görüyorsa o'dur. Kimse, kimsenin kafasındaki kabuller hakkında ahkam kesemez.


Şu link

sonsuz -- 24.04.2008 - 07:20

http://sonsuz.us/?q=node/184






statik arkadaş demiş

EnkiMan -- 26.04.2008 - 03:21

statik arkadaş demiş ki;

*Yani "karmaşık alan" olan, kuantum fiziği ve kuantum düşünce enerjilerinin buluştuğu alan.*


Nedir bu "kuantum düşünce enerjisi"
Nasıl ölçülüyor? Kaç elektronvolt?


sınav sorusu mu?

statik -- 26.04.2008 - 04:02

Bilimsel yöntemlerin tamamlanıp kullanıma sokulmadığı hiç bir şey için işte bu "budur" diyemezsin. Her biri düşünce tekniği olarak, araştırma ve kullanma yöntemleri ile yayınlanmış öngörülerdir. Kaç elektronvolt olduğunu bulmak sizin gibi bilim adamlarının işidir benim değil.
Gelelim kendimce bağlantı kurmaya çalıştığım sınav sorusuna;
Kuantum fiziği, klasik anlamdaki fiziksel maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana sokar bizi. O alanda artık atom altı parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarından başka bir şey değildir.

Daha da ötesi bu parçacıklar insan düşüncesinin yaydığı enerjiye yanıt verirler mi?(çok emin değilim). Bu alanı gözlemleyen kişi ile gözlemlediği parçanın birbirinden bağımsız, kopuk şeyler olmadığı çıkar meydana. Düşünceyle enerji, gözlemleyenle gözlenen, iç ile dış, burası ve ötesi arasındaki ayırımlar kalkar.

Heisenberg’ in "belirsizlik alanı" Bana göre (karmaşık alan) dediği bu alanı, gönderdiğimiz düşünce paketçikleri varlık katar. Belli hale getirir. Kuantum alanının bir noktasına yaptığımız etki bütünü etkiler aynı zamanda. Siz bir şey düşündüğünüzde bundan tüm alan etkilenir. Bu nedenledir ki konuşmadan "düşünce enerjisi" ile anlaşma yöntemi oluşur mu?
tabiki bunu ne bizler nede sizler asla ispatlandığını göremeyeceğiz.


*Bilimsel yöntemlerin

EnkiMan -- 26.04.2008 - 04:18

*Bilimsel yöntemlerin tamamlanıp kullanıma sokulmadığı hiç bir şey için işte bu "budur" diyemezsin.*

Kuantum fiziği için son derece iyi tanımlanmış matematiksel bir model vardır (dalga mekaniği, matris mekaniği) ve bu modellerin öngörüleri dışında birşey gözlenmemiştir. Kuantum fiziğini bilimsel olarak anlamıyoruz diye birşey yok çok iyi anlıyoruz inanın. F=ma ne kadar anlaşılır ise kuantum fiziğide o kadar anlaşılırdır. Sadece günlük ölçekte etrafımızda gördüğüklerimizi normal diğerlerini anormal olarak değerlendiririz o kadar

*Kuantum fiziği, klasik anlamdaki fiziksel maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana sokar bizi. O alanda artık atom altı parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarından başka bir şey değildir.*

Fiziksel madde nedir?
Fiziksel olmayan madde mi vardır?
Enerji parçaçıcığı nedir. Fiziksel değil midir?
Hem zaten enerji ve madde arasındaki ilişki kuantum kuramın önce özel görelilik ile ortaya konmuştu.

*Heisenberg’ in "belirsizlik alanı" Bana göre (karmaşık alan) dediği bu alanı, gönderdiğimiz düşünce paketçikleri varlık katar. Belli hale getirir."

hmm düşünce paketçikleri
valla ne deyim kanatlanmışsınız biraz
Sizin yere inmeniz pek kolay değil.
Biraz daha "bilimsel" kaynakları takip ediniz kuantum fiziği hakkında benden naçizane bir taviye


öğrenmenin yaşı

statik -- 26.04.2008 - 04:28

yok, öğrenme ufkumuzun kapılarını sonsuza kadar da açabiliriz, yeterki aklımızın yattığı, kendimizce algılanabilir ve yorumlanabilir olsunlar. Burda bilgileri paylaşma zemini yaratmaya çalışıyoruz, doktora tezi değil.


*Burda bilgileri paylaşma

EnkiMan -- 26.04.2008 - 04:35

*Burda bilgileri paylaşma zemini yaratmaya çalışıyoruz, doktora tezi değil.*

Doktora tezi hazırlamasakta eğer bilimsel bir kuramdan bahsediyorsak bazı şeylere dikkat etmek gerekir. Ruhları cinleri perileri de kuantum kuramı ile açıklamaya çalışanlar var. "belirsizlik" ifadesi bazı insanlarda mistik ögeler çağrıştırıyor ve bununla herşeye makul bir açıklama yapabileceklerini sanıyorlar.


cinle periyle işimiz olmaz!

statik -- 26.04.2008 - 07:13

"Heisenberg’ in "belirsizlik alanı" Bana göre (karmaşık alan)"

"belirsizlik" ifadesi çok şeyi çağrıştırdığı için, ben "karmaşık" dedim, sanırım kafanız bundan karışmış..
yoksa sizin bunu bilmediğinize inanmak istemiyorum.

"Heisenberg'de" söylese, ben yinede algıladığım şekilde yazarım.

Kuantum fiziği sanki tamamlanmış bitmiş de, bizde bir şeyler kaçırmışız gibi konuşuyorsunuz, allah aşkına mazisini hele bir açıklayında ondan sonra tekrar konuşalım.

cin peri hikayesi bu hikayenin içinde yok, bunu nerden çıkardınız? yazdığım onca şeyin içinden bula bula bunu mu algıladınız çok ilginç..?

hala, elektronvolt Nasıl ölçülüyor? un cevabını alamadık bir katkıda sizden gelsin.


Fiziksel madde

xenix -- 26.04.2008 - 07:59

Fiziksel madde nedir? Kütlesi ve hacmi olan maddedir.
Fiziksel olmayan madde mi vardır? Evet vardır. Benim bildiğim birsürü parçacık sanaldır. Hatta bırakın fiziksel varlıklarını çoğu kağıt üzerinde denklemlerdedir.
Enerji parçaçıcığı nedir. Fiziksel değil midir? Fotondur. Durgun halde kütlesi ve hacmi 0 olduğundan fiziksel değildir.


xenix


Fiziksel madde'nin kütlesi

EnkiMan -- 26.04.2008 - 11:27

Fiziksel madde'nin kütlesi ve hacmi olan diye tanımlandıgına ilk defa şahit oluyorum.
Sanal parçaçık denilen kağıt üzerindeki parçacık değildir sadece parçaçık hızlandırıcılarda etkileri tespit edilir. Elektronunda kütlesi vardır ama hacmi sıfırdır teorik olarak. Fotonun durgun kütlesi yoktur ama momentumu vardır. Şöyle yada böyle birşeyi ölçülebiliyorsa yani diğer "parçaçıklar" ile etkileşiyorsa o şey fizikseldir


Kuantum fiziğinin temel

EnkiMan -- 26.04.2008 - 11:38

Kuantum fiziğinin temel ilkeleri yerine oturmuştur. Bu konuda bir eksiklik yoktur. Belirli limit durumlarında kuantum kuramı ile aynı sonuçları veren daha kapsamlı ve bütünleşik olası kuram kuantum kuramının öngörülerini kökten değiştiremez. Çünkü bunlar sayısız deney ile doğrulanmıştır. Kuantum kuramı kendi içinde tutarlıdır ve tamdır. Ama nasıl ki oyunun kurallarını bilmemiz maçın ortasından itibaren maçı izleyen bir seyirci için maçın başını ve sonunu bilinebilir kılmıyorsa bilmediğimiz daha sayısız şey vardır parçaçıklar hakkında ve evren hakkında. Ayrıca bilmediğimiz şeyler olması onların fiziksel olmayan oldukları anlamına gelmez.

Enerjiyi ölçmenin farklı birçok yolu vardır. 1 ev 1 volt gerilim altında bir elektronu hızlandırırsanız onun taşıdıgı kinetik enerjidir. hızlandırıcı gerilimi istediğiniz gibi ayarlayarak parçaçığa istediğiniz miktarda kinetik enerji aktarabilirsiniz. Kinetik enerjiyi yine belirli bir elektriksel veya manyetik alan için yüklü parçaçıkların hareketlerine bağlı olarak veya saçılma deneyleri vasıtasıyla ölçebiliyoruz. Parçaçık hızlandırıcılarda buna benzer metotlar ile son derece hassas ölçebiliyoruz


Fiziksel Maddenin kütlesizliği mi?

xenix -- 26.04.2008 - 12:16

Fiziksel madde'nin kütlesi ve hacmi olan diye tanımlandıgına ilk defa şahit oluyorum. Ne diye tanımlayacaktık? Hacmi, kütlesi olmayan hayali madde diye mi?
Sanal parçaçık denilen kağıt üzerindeki parçacık değildir sadece parçaçık hızlandırıcılarda etkileri tespit edilir. Etkileri tespit edilen herşey madde midir? Hareketinde etkileri tespit edilir? İvmeninde, hızında, zamanında bunlar fiziksel madde midir?

Elektronunda kütlesi vardır ama hacmi sıfırdır teorik olarak. Fotonun durgun kütlesi yoktur ama momentumu vardır. Şöyle yada böyle birşeyi ölçülebiliyorsa yani diğer "parçaçıklar" ile etkileşiyorsa o şey fizikseldir.

Tartıştığımız fiziksellik yada ölçülebilirlik değil fiziksel madde dir. Neyse ben wikipedia sağolsun bir madde tanımı getirdim.

Madde, boşlukta yer kaplayan (hacim), kütlesi, eylemsizliği olan tanecikli yapılara denir.


http://tr.wikipedia.org/wiki/Madde



xenix


Polemik zeminine çekmek

Misafir -- 26.04.2008 - 15:00

Polemik zeminine çekmek ister bir havanız var
Madde dediğimiz şey bilinçten bağımsız olarak varolan ve bilinçte yansıyan objektif gerçekliği belirten felsefi kategoridir. Kuark denilen yapının hacmi nedir? söyleyince bilelim madde sınıfına giriyormuymuş o zaman. Lise fen bilgisi dersinde öğretilen madde tanımı ile felsefe yapmayın


*Etkileri tespit edilen

Misafir -- 26.04.2008 - 15:03

*Etkileri tespit edilen herşey madde midir? Hareketinde etkileri tespit edilir? İvmeninde, hızında, zamanında bunlar fiziksel madde midir?*

Hız ivme zaten etkinin kendisidir.
hız varsa hızlanan ivme varsa ivmelenen bir oluşum oldugu sonucuna varırız ve buna madde deriz


yukardaki misafir olarak

EnkiMan -- 26.04.2008 - 15:05

yukardaki misafir olarak yazan benim


Zemin kayması

xenix -- 26.04.2008 - 15:33

Sayın enkiman "Madde dediğimiz şey bilinçten bağımsız olarak varolan ve bilinçte yansıyan objektif gerçekliği belirten felsefi kategoridir." tanımınızdan sonra bırakın polemiği fena bir zemin kayması yaşadım. Lise fen bilgisini geçtikte şimdi tanımları mistik veya felsefik olarak kafamıza göre mi yapacağız? Getirdiğim kaynak wikipedi, eğer sizin tanımınızın daha doğru olduğuna inanıyorsanız gidip oradaki tanımı değiştirebilirsiniz. Böylece herkes faydalansın bu zemin kaydırıcı tanımdan. :)
hız varsa hızlanan ivme varsa ivmelenen bir oluşum oldugu sonucuna varırız ve buna madde deriz

Israrla deriz diyorsunuz ama sizden başka kimse demiyor. Foton bir madde midir? peki radyo dalgaları bir madde midir? (Zira sizin tanıma göre madde oluyorlar, malum hızları var)

xenix


Evet fotonda maddedir radyo

EnkiMan -- 26.04.2008 - 15:45

Evet fotonda maddedir radyo dalgasıda maddedir en temelde (ikisi aynı şey aslında)
madde'yi en geniş kapsamda yukarda yaptıgım gibi tanımlayabilirim bunda hiç bir sakınca yoktur
kuark, elektron vs maddede foton gravion gluon gibi bozonlar madde değil mi?
Madde değil de ne? Ruhani varlık mı
Enerjik varlık / madde diye bir ayrım yoktur


O zaman

xenix -- 26.04.2008 - 15:55

Madem ayrım yok enerjik varlık - madde diye. Hemen bir formül geliştirip Ruh u gerçekleyelim.

Ruh = Yaşam Enerjisi
Enerji = Madde
Madde = Gerçek
Ruh = Gerçek...

Yukarıda ki eşitlikte hatayı bulalım bakalım.


xenix


:)

Agnia -- 26.04.2008 - 16:01

Hata varmış gibi kesin konuştunuz?
Ayrıca ruh=yaşam enerjisi denklemini kim kurdu?
(sadece bilmediğimden soruyorum)


Ben kurdum

xenix -- 26.04.2008 - 16:25

Enerji = Madde dedikten sonra her türlü denklemi kurabilir hale geldik. :) Hata varmış gibi konuştum çünkü biliyorumki enkiman böyle ruh, peri gibi şeyleri sevmez. Şaşırttı beni bugün her türlü enerjitik varlığı kabul ederek.

xenix


Ruh = Yaşam Enerjisi Enerji

EnkiMan -- 26.04.2008 - 16:30

Ruh = Yaşam Enerjisi
Enerji = Madde
Madde = Gerçek
Ruh = Gerçek...


Siz benim sorularıma cevap vermeden başka sorular soruyorsunuz ama neyse
Yaşam enerjisi nedir?
Ne tür bir enerjidir?
Joule, elektronvolt cinsinden ölçülebilir mi?


21 gram

Agnia -- 26.04.2008 - 16:31

filan diyolar ama... :) Ben ölçmedim tabi


Bu arada

Agnia -- 26.04.2008 - 16:33

Sevgili xenix, maddenin enerji olduğunu bilmiyor muyuz biz zaten? eşitliğin yeri değişince neden faklı olsun ki


Hemen açıklıyayım

xenix -- 26.04.2008 - 16:35

Yaşam enerjisi, kimyasal bir enerjidir. Birimi ATP dir. Ölçülebilir.

Diğer sorularınızada evet saydığınız çoğu parçacık sadece bir kabuldür. Mesela gravion kütle çekiminde görev alan bir parçacık olarak varsayımsal vardır. Kağıt üzerinde denklemlerdedir. İşin gerçeği düşünce enerjisine karşı çıkmıştı birisi yukarılarda, tam olarak gravion düşünce enerjisinin ürünüdür.

Sn. Agnia, ben eşitlikte yer değiştirmedim.

Birde 21 gram biraz hikaye gibi geliyor bana.

xenix: Hatta masal gibi.


?

Agnia -- 26.04.2008 - 16:40

ben şu cümlenizi gördüm de:
Enerji = Madde dedikten sonra her türlü denklemi kurabilir hale geldik.

muhtemelen sohbetinizin ana temasını kaçırmış olmalıyım, böldüğüm için kusura bakmayın lütfen


Evet

xenix -- 26.04.2008 - 16:44

Enerji = Madde demek Ağaç = Masa demek gibi birşey aslında. Madde enerjinin bir formudur. Ama bir tanımı vardır ve bu tanıma göre değerlendirmek gerekir. Daha doğrusu ben böyle yapıyorum. Ama böyle serbestçe yapılan felsefik tanımlardan sonra alan çok genişliyor. Yani atış alanından bahsediyorum.

xenix


*Yaşam enerjisi, kimyasal

EnkiMan -- 26.04.2008 - 16:54

*Yaşam enerjisi, kimyasal bir enerjidir. Birimi ATP dir. Ölçülebilir.*

İyi o zaman kimyasal enerji ve ATP yerine ruh demek istiyorsanız deyin farketmez
Kelimelerle oynamaktan öte birşey değil

*Diğer sorularınızada evet saydığınız çoğu parçacık sadece bir kabuldür.*

Kabul deyince keyfi bir anlam çıkıyor
Belirli korunum yasalarının (enerji, çizgisel momentum, açısal momentum, yük, parite, hiperyük, izospin vs korunumu )sonucu bazı süreçleri açıklayabilmek için gerekli olarak ortaya çıkan parçaçıklardır.

*tam olarak graviton düşünce enerjisinin ürünüdür.*

Düşünce enerjisinin ürünü dediğiniz şeyi bilimadamları düşünerek varetmemişlerdir o eldeki model gereği olması gerekendir eğer yok ise model eksiktir yanlıştır


Eldeki model?

xenix -- 26.04.2008 - 16:58

Doğadan mı sağlanmış yoksa oturup kağıt üstünde mi yapılmış... Şu yasalar, teoriler böyle doğada serbest haldemi dolaşıyor yoksa bilim adamlarımız düşünce enerjisini kullanarak anlamaya mı çalışıyorlar?

Gerçi model dediğiniz an zaten benim bu cümleleri yazmam gereksizdi. Model demek düşünce ürünü demektir zaten.

Kabul deyince keyfi bir anlam çıkmasıda normal. Ne yani newton evreni kabul edilirken evren newton evreniydi de, sonra başka kabullerlemi birden değişti. Bundan bin yıl sonra sizin şu an "DOĞRU" sandığınız bir çok şeyin çok komik kabuller olmadığının kanıtı var mı?

xenix


kağıt üstünde yapılma

EnkiMan -- 26.04.2008 - 17:31

kağıt üstünde sağlanması nasıl oluyor? bilimadamları hadi şöyle bir parçaçık atalım ortaya adınada şu diyelim pek güzel olur mu diyorlar

Önce doğa gözlenir sonra gözlemlerle uyuşan matematiksel bir yapı kurulmaya çalışılır sonra bu matematiksel yapının daha önce bilmediğimiz şeyler öngörüp öngörmediğine bakılır. Yani kağıt üstünde birşeyler yapılması onları doğadan kopuk yapmıyor başlangıçta çıkış noktamız yinede doğa

"Bilimadamlarının düşünce enerjisi" nasıl birşey bilmiyorum ama bilimadamlarıda düşünürken enerji harcıyorlar onu biliyorum

*Bundan bin yıl sonra sizin şu an "DOĞRU" sandığınız bir çok şeyin çok komik kabuller olmadığının kanıtı var mı?*

sistematik bir şekilde doğa incelenmeye başlandıgından beri belirli bir yere kadar belirli ölçeklerde deneylerle gözlemlerle uyuşan varsayımların daha sonra çok komik varsayımlar oldugu sonucuna hiç ulaşılmadı. farklı ölçeklerde eksik/yanlış oldugunun anlaşıldıgı oldu tabi benzer durum her zaman mümkün. Kuramların varsayımların amacı mutlak doğruyu bulmak değildir zaten. Doğa hakkında ne söyleyebileceğimizin sınırlarını çizerler sadece


Valla

xenix -- 26.04.2008 - 17:39

Gözlenen gravion örneği varsa elinizde alalım. Doğada Bilim ve Zaman yazısının linkini bidaha göndereyim size isterseniz. Ama şu cümlenize değinmeden geçemeyeceğim.

"sistematik bir şekilde doğa incelenmeye başlandıgından beri belirli bir yere kadar belirli ölçeklerde deneylerle gözlemlerle uyuşan varsayımların daha sonra çok komik varsayımlar oldugu sonucuna hiç ulaşılmadı. "

Sizin bilim tarihinden haberiniz yok galiba.



xenix


*Gözlenen gravion örneği

EnkiMan -- 26.04.2008 - 17:48

*Gözlenen gravion örneği varsa elinizde alalım*

Bu ne demek şimdi?
Ben mi anlatamıyorum siz mi anlamıyorsunuz?
Gravitonu öngörmek için graviton gözlemek gerek dediğimimi anladıgınız bunca söylediklerimden

*"sistematik bir şekilde doğa incelenmeye başlandıgından beri belirli bir yere kadar belirli ölçeklerde deneylerle gözlemlerle uyuşan varsayımların daha sonra çok komik varsayımlar oldugu sonucuna hiç ulaşılmadı. "

Sizin bilim tarihinden haberiniz yok galiba.*

Yukardaki yazımı bir daha okuyun ve belirli ölçeklerde deneylerle gözlemlerle uyuşan varsayımların daha sonra çok komik varsayım olduğu örnekleri veriniz
F=ma komikmiydi mesela sizce görelilikten sonra kuantumdan sonra fizikçiler toplanıp güldüler mi bu formüle yoksa uydu gönderirken hala bunu mu kullanıyorlar


Hemen vereyim

xenix -- 02.05.2008 - 07:37

Burayı unutmuşum şu cümlenize istinaden dönme gereği duydum.
"belirli ölçeklerde deneylerle gözlemlerle uyuşan varsayımların daha sonra çok komik varsayım olduğu"



Bakınız Aristo'nun canlılığın oluşumu ile ilgili olarak ortaya attığı "Kirli bez + yiyecek = fareye dönüşür, yaşam böyle oluşur" hipotezine. Üstelik bunu deney ve gözleme dayanarak yapmıştır.

Bu bana komik geldi.

Bu konuyla ilgili tübitak kitaplarından "Büyük bilimsel gaflar" adlı kitabı öneririm.

xenix


İlaveten,

statik -- 03.05.2008 - 10:46

"Artık yeni hiçbir şey yok . İcat edilebilecek her şey icat edildi hade burdan bee "
Charles Duell-Amerikan patent dairesi başkanı 1899


durdugunuz yere göre göre

9999 -- 03.05.2008 - 12:13

durdugunuz yere göre göre bakışınız değişir,bütünü parçalar halinde gördüğümüz için, bu da kaçınılmazdır aslında.Bunun en güzel örneği sanat öğrencilerinin bir nu'yu sadece kendi perspektifleri ile resimlemeleridir.Obje aynıdır ama resmedilenin bir dolu perspektifi vardır,sadece bir perspektifin dogru/yanlış oldugu iddia edilemez.Ayrıca gözleyen gözleneni değiştirir, sadece gözleyen olması hali gözlenen üzerinde etkilidir.Bunun örneği de fotograf makinesi ile çekilen portre fotograflarında açıkça görülür, kendi portre fotografınıza baktığınızda, karşıda bir objektif/gözleyen olmasının, sizin bakışınızı duruşunuzu nasıl etkiledigini anlamanıza yeterlidir.%100 gerçek %100 doğru diye birşey asla bilimde söylenemez bu bilimin araştırma prensiplerine aykırıdır, dogruluğu sınanan vardır, kanıtlanıncaya kadar sınanır, kanıtlanması da o an ve sartlara baglıdır..akıl ve sezgi sanırım insanın en önemli araçları, ne sadece akıl ne de sadece sezgi, hem akıl hem sezgi diyenlerdenim bu da benim dogrum..çok güzel bir tartışma olmus ayrıca katılanlara sonsuz tesekkurler..
sevgimle


Atlanmışlar var.

statik -- 04.05.2008 - 04:05

"hmm düşünce paketçikleri
valla ne deyim kanatlanmışsınız biraz
Sizin yere inmeniz pek kolay değil."

sn Enkiman "düşünce paketciklerine" hımmm çekmiş.

Burdaki "düşünce paketçiklerini" şöyle açabiliriz. Düşünce sistemimizdeki oluşumlar, çerçeve içerisine giren ve o "an" için orada kalan soyut kavramların yekünüdür. Düşüncenizi aynı "an"da çok yönlü oluşumlara kaydıramazsınız.
Bu paketde olabilir, yazılıp zarf içerisine konmuşda olabilir, bu bir nevi gönderiye hazırlıkdır.
Satranç da bile önce yapacağınız hamleyi bir paket olarak düşünüp, 2.hamle için bir paket daha oluşturursunuz. Eğer ne düşündüğünüzü bilmiyorsanız, düşünce enerjinizin dağınık kalmasına müsaade etmişsiniz demektir. Tabiki bu durumdada kuantum fiziğinden herhangi bir yanıt alamazsınız. BU durum, karşınızdakinin, sizin için o "an" dağınık düşündüğünüze karar almasına neden olur.
Tabi bu noktada, düşünce enerjisine tümden karşı iseniz, bunun paket, koli veya herhangi birşey olmasının, sizin açınızdan da hiç bir mahsuru olmaması lazım.
Özetle, ayağım yere her zaman basar..çünkü ben çevreciyim.



Bakınız Aristo'nun

EnkiMan -- 04.05.2008 - 05:13

Bakınız Aristo'nun canlılığın oluşumu ile ilgili olarak ortaya attığı "Kirli bez + yiyecek = fareye dönüşür, yaşam böyle oluşur" hipotezine. Üstelik bunu deney ve gözleme dayanarak yapmıştır.

Bu bana komik geldi.


Maksat cevap vermiş olayım diye yazıyorsunuz
tekrar yazayım belki bir anlam ifade eder
belirli ölçeklerde deneylerle gözlemlerle uyuşan varsayımların daha sonra çok komik varsayım olduğu örnekleri veriniz


Tabi bu noktada, düşünce

EnkiMan -- 04.05.2008 - 05:18

Tabi bu noktada, düşünce enerjisine tümden karşı iseniz, bunun paket, koli veya herhangi birşey olmasının, sizin açınızdan da hiç bir mahsuru olmaması lazım.

Düşünce enerjisi denen şeyin ne menem birşey oldugunu bilmiyorum
Düşünerek bir kaşığı bükmek gibi birşey mi bu enerji?
Kuantum mekaniğinden esinle "düşünce paketçikleri" diye bir kavram ortaya atmak daha bir janjanlı ve "bilimsel" hava katıyor değil mi sözlerinize? Kuantum mekaniğinden esinlenerek böyle bir kavram ortaya atıyorsanız yine kuantum mekaniğinin diğer postulalarına uydurmanız gerekir bu kavramı.


şöyle bakalım

statik -- 04.05.2008 - 06:11

İnsanın içinde onun fiziksel ve psikolojik sorunlarının üstesinden gelmesini sağlayan kozmik bir güç.(New Age gibi oldu ama, tam olarak söylemek istediğim o değil yanlış mecraya gitmesin) Konsantrasyon, moral ve özde iyi oluşumlar için gönderime hazırlanmış koliler.
Bu gün tıp alanında bile, kanser hastalarına özellikle ilacın(kemoterapi) yanındada yüksek moral, yaşama sevinci ve bıkkınlığın oluşmaması için gereken terapilerin uygulandığını ve son derece başarılı olduklarını da görmekteyiz. Bunları tıp adamları öneriyorsa gözlem ve müşahade çerçevesinde oluşmuş deneyimler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz..
Ha kaşığı büker mi? bükmez mi? ben işin o tarafında değilim.


Israrla

xenix -- 04.05.2008 - 08:04

belirli ölçeklerde deneylerle gözlemlerle uyuşan varsayımların daha sonra çok komik varsayım olduğu örnekleri veriniz


diyorsunuz. Peki Aristonun varsayımı belirli ölçeklerde deneylerle gözlenmedi mi? Evet gözlendi. Uyuşmadı mı? Uyuştu... Komik mi? Evet bana komik geliyor. Sizin mizah anlayaşınızı bilemem.

Kaldıki ayın ışık saçtığı da aynı dediğiniz şartlarda gözlendi ve ışık kaynağı olarak belirlendi bir zamanlar. (Yani kendisinden ışık verdiği)

Dünyanın küre olduğu ne zaman gözlendi? Dünyanın tepsi gibi olduğu varsayımı oldukça gözlendi ama. Daha doğrusu baktığınızda gördüğünüz oydu. Varsayım oydu. Komik mi? Bence komik.

Uzun yıllar insanın neresiyle sevdiği bilinmedi, ve gözlemlenen şey sevgi, şehvet ortaya çıktığında kalbin daha hızlı atmasıydı. Bu yüzden bugün bile halaa kalp ile sevildiğine inanır insanlık. Ve bu bir metafor olarak yerleşmiştir. Ve tamamen bilimsel gözleme deneye dayanmıştır bunun oluşması. Komik mi? Bence buda komik.

Uzayın dalgaları iletebilmesi için esir maddesi ile kaplı olduğu ileri sürüldü. Uzun yıllar bunun üstüne deneyler yapıldı. İspatlanamadı hatta hayatlarını bu varsayımla boşa geçirmiş iki kardeş olarak kaldılar. Komik mi? Henüz değil, tam 100 yıl sonra sicim teorisi ile uzayın mutlak boşluk olmadığı ileri atıldı ve bu varsayımları farklı bi şekilde karşımıza çıktı. Komik olan bu.

xenix: Maksat cevap vermekti. Sizin maksadınız ne? Farklı bişey mi?


Dahada komiği

statik -- 10.05.2008 - 02:27

Dünyanın küre olduğu söylendiğinde, tepsiye inanan insanlar; boşluğa düşeriz böyle bir şey olabilir mi? :)) diyerek, bunu da çok komik bulmuşlardı..
Zamanla, bazı teorilerin komikliği ortaya çıksada, bazı teorilerin kabulüde bir o kadar komik karşılanmıştı.


Kuantum Bilgeliği ve Tasavvuf

statik -- 08.02.2009 - 05:34

kitabın yazarı bu tartışmaya hiç girmedi, nedenini kitabını çıkarınca anladım.
Ancak; kitap içeriğinde her başlığın ayrı bir kitap olması gerektiği için, konuların çok yüzeysel geçiştirildiğini düşünüyorum. Faydalı olup olmayacağı konusunda çok emin değilim doğrusu. Antireklam olmasın diye özellikle bu başlık altına yazıyorum.(kötü bir niyetim yok)


ARKADAŞLAR BUBUB KONUSU

-- 15.05.2015 - 08:25

ARKADAŞLAR BUBUB KONUSU NEDİR?

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -