Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Gerçek Dostluk

delete

İkisi, çok samimi dost ve arkadaşlardı. Fakat, biri çok kurnaz, atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi.

Bir gün kurnaz olanı, yine arkadaşının yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir.

Bir süre sonra kurnaz olanı, yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok beğendiğini ve mutlaka onunla evlenmek istediğini, bu iyiliği kendisine yapmasını ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez. Fakat aralarında o kadar kuvvetli sevgi ve dostluk vardır ki, arkadaşının mutluluğu için bu teklifi de kabul eder ve nişanlısını arkadaşına verir.

Zaman içinde saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir “Ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım” diyerek, arkadaşının iş yerine gider ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yine de “bir bildiği vardır” diyerek arkadaşına kızamaz.

Saf ve temiz olanı bir gün sokakta dolaşırken, yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadığını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır. Saf adam artık yaptığı iyiliğin karşılığı olarak zengin biri olmuştur. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunu iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir.

Bir gün evin kapısını bir dilenci kadın çalar. Yaşlı kadın “çok aç olduğunu” söyler ve “kendisine yemek vermesini” ister. Bizim saf, hiç düşünmeden kadını içeri alır, karnını doyurur, kimsesinin olmadığını öğrendiği kadına, kendisinin de yalnız olduğunu söyler ve “Bu evde birlikte yaşayalım, sen evin işlerini ve yemeklerini yaparsın” der. Yaşlı kadı hiç düşünmeden kabul eder.

Bir süre sonra yaşlı kadın, bizimkine, “Kendine uygun bir kız bulup evlenmesini” söyler. Bizimki böyle bir kızı nasıl bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler. Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiye görüşebileceğini söyler. Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi kırgın olduğu halde, çok samimi dostunu unutamamıştır. Biraz da geldiği konumu görmesi açısından, samimi arkadaşına da davetiye gönderir.

Düğün günü gelir çatar. Saf adam, düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrofonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya; “Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı. Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendinse verdim. Çünkü biz gerçek dosttuk, onun üzülmesini istemedim. İşlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi, çok üzüldüm, ama yine de arkadaşıma kızmıyorum. Çünkü biz gerçek dosttuk”

Bu konuşma üzerine kurnaz arkadaşı daha fazla dayanamaz, mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya; “Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim. Bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim. Üzülerek onu da bana verdi... Nişanlısını istememin nedeni, o kadının arkadaşıma layık bir kadın olmamasıydı. Kendisi çok saf ve temiz olduğundan, arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım. İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi. Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım. O yüzden kendisine iş vermedim. Günün birinde karşılaştığı adam benim babamdı. Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi. Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için ben gönderdim. Şu anda evlenmek üzere olduğu bayan da benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim. Değerli misafirler, işte biz öyle gerçek dostuz.”

Vahdet Kurtiz


İlginç Dostluklar

sonsuz -- 21.03.2008 - 08:39

Dostların birbirinin ailesini tanımamasına mı, yoksa şu nişanlı olayına mı, oturup bunca yıl birinin acı içinde sürünmesine mi, madem babam zengin di neden arkadaşından para isteyip onun kötü durumda kalmasına mı,

neye yazacağımı şaşırdım kısacası.

Dostlukla ilgili en beğendim yazı şudur:
http://sonsuz.us/?q=node/24





sanırım,

statik -- 21.03.2008 - 09:25

masal kurgusu ile yazılmış bir hikaye, tek hedef dostluk kavramını vurgulamak.


Ama bir şey güzeldi

sonsuz -- 21.03.2008 - 09:28

Aralarında ne olursa olsun, dostluklarını bitirmemelerini taktir ettim. İkiside gerçekten dost olduğuna inanmış ve bu uğurda ilerleyen kişilermiş. Bu yanı güzel gerçekten.





daha

statik -- 21.03.2008 - 09:41

önemlisi dostlardan biri çok saf, öbürü çok kurnaz.. yoksa,; iki cambaz bir ipte oynamaz.


...

karia -- 21.03.2008 - 09:45

Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
"Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;
"Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kolları,
...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin,"hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...


bi de burdan bak hikayesi bu

grafon -- 21.03.2008 - 10:11

Bence ana tema dostluk değil. "Hiç bir şey göründüğü gibi değildir" hikayesi bu. Madalyona 45 derecelik açıdan bakınca da şu görünüyor; Kurnaz arkadaş sevmiş saf olanı ve yazmış. Diğeri oynamış. İngiltere de olsalar mutlu bir aile kurabilirlerdi.

Bi de şu var; yaşanan herneyse, mutlaka iki tarafı da dinlemek lazım.


burdan bak doğru

statik -- 21.03.2008 - 10:34

tesbit gerçekten, ingiltere kısmı??


vay be!

denge -- 21.03.2008 - 19:10

güzel bir kurgusu var gerçekten. Okuyunca "vay be!" dedim.
ama hemen ardından sonsuzun yorumunu okuyunca ikinci "vay be!" cümlesi de onun için çıktı.
bu arada sayın grafonun "İngiltere de olsalar mutlu bir aile kurabilirlerdi." cümlesinde ne demek istediğinide anlayamadım maalesef.


Aslında

sonsuz -- 21.03.2008 - 19:23

grafon ingiltereyi yanlış demiş. Hollanda diyecekti sanırım.





Tuhaf bir hikaye...

narin -- 22.03.2008 - 14:46

Dostumla herşeyi paylaşıp ,konuşamadıktan sonra bu dostluk olur mu yada nasıl bir dostluk olur? kafam karıştı...


çok güzel hikaye

Misafir -- 26.03.2008 - 07:25

çok güzel hikaye


elton john

grafon -- 26.03.2008 - 10:49

"Dostumla herşeyi paylaşıp ,konuşamadıktan sonra bu dostluk olur mu yada nasıl bir dostluk olur?"
demiş Narin. Katılıyorum. Bu bir erkeğin bir erkeğe itiraf edemediği aşkının saçma bi ürünü gibi geldi bana...
İngiltere'ye anlam veremeyenlere de aşağıdaki haberi ekliyorum.
"Ünlü İngiliz pop yıldızı Elton John, İngiltere’de eşcinsel evliliğe olanak tanıyan yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle, uzun süredir birlikte yaşadığı Kanadalı arkadaşı David Furnish ile evlendi. 22/aralık/2005"


eğer

statik -- 26.03.2008 - 11:25

bu bir aşk ise; kız kardeşini kendisi ile evlenmesi için neden ikna etmiş olabilir? kardeşini bile feda edebilecek bir aşk mı bu?


Danimarka'da Düğün

statik -- 21.04.2008 - 05:15

Birazda tebessüm..
-"İyi ki düğünümüzü Danimarka'da yapalım demişsin Goncagül"
-"Güzel oldu, değil mi Muhittin?"
-"Evet, canım, herkes dışarıda evleniyor, bizim neyimiz eksik?"
-"Beni kırmadığın için teşekkür ederim."
-"Sen istersin de ben yapmam mı bir tanem?"
-"Muhittin, sana geçmişimle ilgili bir şey anlatmak istiyorum."
-"Önce duvağını çözseydik Goncagül'üm."
-Çözeriz, dur bir... Çok önemli bu..."
-"Eee, ama sırası mı şimdi? Neyse, anlat bari..."
-"Ben küçükken tecavüze uğradım."
-"Çok üzüldüm bebeğim. Ama şu an kendini iyi hissediyorsan önemli değil."
-"Şimdi iyiyim de bunları bilmen lazım."
-"Yakınlarından biri tarafından mı?"
-"Yok... Bir bakkal vardı bizim mahallede..."
-"Bakkal mı?"
-"Evet... Elma şekeri satıyordu, güzel çikolatalar filan…"
-"Eee?"
-"İşte, bir gün bana, Ahmet depoya gelsene dedi…"
-"Ahmet kim?"
-"Anlatacağım bir tanem, sakin ol bir dakika..."

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -