Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

MEMLER: YENİ EŞLEYİCİLER

delete

Buraya kadar insandan özellikle söz etmedim ancak kasıtlı olarak dışarda da bırakmadım. “Yaşamkalım makinesi” terimini kullanmamın nedeni, kısmen “hayvanlar” sözcüğünün bitkileri ve bazılarının kafasında da insanları konu dışı bırakacağı. İlk bakışta, öne sürdüğüm savlar, evrimleşmiş herhangi bir varlığa uygulanabilir nitelikte. Eğer bir tür dışarda bırakılacaksa, bunun çok iyi nedenleri olmalı. Kendi türümüzün eşsiz olduğunu düşünmek için iyi nedenlerimiz var mı? Yanıtın evet olduğuna inanıyorum.

İnsanın sıradışı olan yönleri tek bir sözcükle özetlenebilir: “Kültür”. Bu kelimeyi züppece değil, bir bilim adamının kullandığı anlamda kullanıyorum.

Ateşli bir Darwin taraftarıyım, ancak Darwinciliğin bir genin dar kapsamı ile sınırlandırılamayacak denli büyük bir kuram olduğunu düşünüyorum. Öne süreceğim sava gen sadece bir analoji olarak girecek.

Peki, sonuç olarak, nedir genleri böylesine özel yapan? Yanıt, eşleyici olmaları. Fizik yasaları, tüm erişilebilir evren de geçerlidir. Biyolojide de, benzer evrensel geçerliliği olan ilkeler var mı? Astronotlar uzak gezegenlere yol aldıkları ve yaşam aradıklarında, düşünemeyeceğimiz kadar tuhaf ve dünya-dışı yaratıklar bulmayı bekleyebilirler. Fakat, nerede bulunursa bulunsun ve kimyasının temelleri ne olursa olsun, tüm canlılar için doğru olacak birşeyler var mı? Kimyası karbon yerine silisyum veya su yerine amonyak üzerine temellenmiş yaşam biçimleri varsa, -100 derece santigratta kaynayıp ölen yaratıklar bulunursa, kimya ile ilişkisi olmayıp, elektronik yankılamalı devreler üzerine temellenmiş bir yaşam biçimi keşfedilirse, hala tüm canlılar için doğru olacak genel ilkeler olabilir mi? Bilmiyorum, ancak bu konuda bahse girecek olsaydım. Paramı tek bir temel ilkeye yatırırdım. Bu, tüm canlıların, eşlenebilen varlıkların ayrımsal biçimde yaşamda kalabilmesiyle evrimleştiği ilkesi. Gen -DNA molekülü-, kendi gezegenimizdeki eşlenebilen varlık. Başkaları da olabilir. Eğer varsa, belirli bazı koşulların sağlanması şartıyla, kaçınılmaz olarak evrimsel bir sürece temel oluşturacaklardır.

Başka eşleyici türleri ya da buna bağlı başka evrim çeşitleri bulmak için uzak dünyalara mı gitmemiz gerekiyor? Ben, bizim gezegenimizde, son zamanlarda, yeni bir tür eşleyici ortaya çıktığını düşünüyorum. Hemen yanımızda, yüzümüze bakıyor. Henüz çocukluk çağında, ilksel çorbasının içinde çalkalanıp sürükleniyor; yine de soluk soluğa olan eski genimizi arkada bırakan bir evrimsel değişim hızına. ulaştı bile.

Bu yeni çorba, insan kültürünün çorbası. Yeni eşleyici içinse bir ad bulmamız gerek; bir kültürel iletim birimi ya da bir taklit birimi düşüncesini taşıyan bir isim... “Mimeme” bu iş için uygun bir Yunanca kök. Fakat ben, bir parça “gen” sözcüğüne benzeyen tek heceli bir sözcük istiyorum. Mimeme sözcüğünü mem olarak kısaltacağım için klasikçi dostlarımın beni affedeceğini umuyorum. Eğer bir teselli olabilecekse, “bellek” ile ya da Fransızca memê (kendi) ile bağlantılı olduğu düşünülebilir. “Cream” sözcüğü ile uyumlu olacak biçimde okunmalıdır.

Ezgiler, fikirler, sloganlar, giyside moda, çanak çömlek yapım yolları, kemer yapımı mem örnekleridir. Tıpkı genlerin sperm ya da yumurtalar yoluyla bir bedenden diğerine atlayarak gen havuzunda çoğalmaları gibi, memler de, geniş anlamda taklit denilebilecek bir süreç yoluyla, bir beyinden diğerine zıplayarak kendilerini gen havuzunda çoğaltırlar. Bir bilim adamı güzel bir düşünce duyduğunda ya da okuduğunda, bunu arkadaşlarına ve öğrencilerine aktarır. Yazılarında ve derslerinde bundan söz eder. Bu düşünce tutunursa, beyinden beyine yayılarak kendini çoğalttığı söylenebilir. Çalışma arkadaşım N.K. Humprey bu bölümün ilk taslaklarından birini okuduğunda gayet güzel bir özet yaptı: “.... Memlere canlı yapılar olarak bakılmalıdır; yalnızca eğretileme olarak değil, teknik olarak da. Benim kafama üretken bir fikir sokarsan, beynimi konukçu olarak kullanmış olur ve onu memin çoğalması için bir araç haline getirmiş olursun. Tıpkı bir virüsün konukçu hücrenin genetik mekanizmasını kullanması gibi. Bu yalnızca bir konuşma tarzı değil. Bir mem -diyelim ki, `ölümden sonraki yaşama inanma’ memi, milyonlarca kez, tüm dünyadaki bireylerin sinir sisteminde bir yapı olarak, fiziksel olarak gerçekleşir ”

Temelde, biyolojik olguları gen avantajı ile açıklamaya çalışmanın bizim için iyi bir politika olmasının nedeni, genlerin eşleyiciler olması. İlksel çorba moleküllerin kendi kopyalarını yapabileceği koşulları sağlar sağlamaz, eşleyiciler yönetimi ele alır. Üç bin milyon yıldan beri, DNA, dünya üzerindeki sözünü etmeye değer tek eşleyici oldu. Ancak bu, hep tekel olacağı anlamına gelmiyor. Yeni bir cins eşleyicinin kendi kopyalarını yapabileceği koşullar oluşur oluşmaz, yeni eşleyiciler yönetimi ellerine alırlar ve kendi evrimlerini başlatırlar. Bu yeni evrim bir kez başladıktan sonra, hiçbir biçimde eskisine bağlı olmayacaktır. Eski gen-seçmeli evrim, beyinleri yaparak ilk memlerin doğacağı “çorbayı” sağladı. Kendini kopyalayan memler bir kez oluştuktan sonra, çok daha hızlı gerçekleşen kendi evrimleri başladı. Biz biyologlar genetik evrim düşüncesini öylesine benimsemişiz ki, bunun olası evrim türlerinden yalnızca bir tanesi olduğunu unutuyoruz.

Dünya kültürüne bir katkıda bulunursanız; iyi bir fikriniz varsa; bir ezgi bestelerseniz; bir ateşleme bujisi icat ederseniz; bir şiir yazarsanız... İşte, genleriniz ortak havuzda eriyip gittikten çok sonra bile, bunlar bozulmaksızın yaşamaya devam edecektir. G.C. Williams’ın dediği gibi, günümüzde, Socrates’tan bir veya iki gen kalmıştır, ya da hiç kalmamıştır; kimin umurunda ki? Socrates’ın, Leonardo’nun, Copernicus’in ve Markoni’nin mem kompleksleri güçlerini kaybetmeksizin hala yaşıyor.

İnsanoğlunun bir başka özelliği de -büyük olasılıkla- has, çıkarsız, gerçek özverisi. Böyle olduğunu umuyorum ama bunu tartışmayacağım ve olası memsel evrimi üzerine spekülasyonlar yapmayacağım. Vurgulayacağım nokta şu: İşe karanlık tarafından baksak da, insan bireylerinin temelde bencil olduğunu varsaysak da, bilinçli öngörümüz -geleceği düşsel olarak öykünme yeteneğimiz- bizi kör eşleyicilerin bencil aşırılıkların en kötüsünden kurtaracaktır. En azından bizim, yalnızca kısa-dönemli bencil çıkarlar yerine uzun-dönemli çıkarları yeğleyebilecek beyinsel donanımımız var. Biz, bir “güvercinlerarası anlaşmanın” uzun-dönemli yararlarını görebiliriz. Biz, biraraya gelip, bu anlaşmaya işlerlik kazandıracak yöntemleri tartışabiliriz. Bizim doğumda devraldığımız bencilgenleri yenebilecek gücümüz var. Ve gerekirse, bize aşılanmış olan bencilmemleri de yenebiliriz. Has, çıkarsız özveriyi bilinçli olarak büyütecek, besleyecek yolları bile tartışabiliriz biz; doğada asla yeri olmasa, tüm dünya tarihinde asla varolmamış bile olsa... Çünkü gen makineleri olarak yapılmış ve mem makineleri ile yetiştirilmiş olsak da, bizim yaratıcılarımıza karşı çıkacak gücümüz var. Biz, dünya üzerinde yalnızca biz, bencil eşleyicilerin tiranlığına karşı isyan edebiliriz.

http://www.sonsuz.us/?q=node/759

Richard Dawkings: Gen Bencildir


Bir fikrin iyi oluşunu

rnd -- 01.02.2013 - 15:24

Bir fikrin iyi oluşunu ortaya koyan nedir? 'İyi' 'gerçeğin damarlarından' mı fışkırır? Yoksa 'hayatta kalan' olması onu iyi mi yapar?

'İyi olmayan bir fikrin' bir süre (uzunca) iyi gibi görünmesini sağlayabilir miyiz?


rnd soruna belki cevap

parçuket -- 04.02.2013 - 14:35

rnd soruna belki cevap olmayacak ama avatarım bununla ilgili birşeyler söyleyen bir kavramı sembolize ediyor.


Neyi sembolize ediyor?

rnd -- 04.02.2013 - 23:52

Neyi sembolize ediyor?


Zeistgeist Almanca bir

parçuket -- 07.02.2013 - 06:31

Zeistgeist Almanca bir kelimedir ve anlamı zamanın ruhudur. Bu yazının altındaki Z harfide bu kavramın sembolüdür.

Biraz açarsak, zeistgeist, zamanın kendine has bir ruhu olduğunu ve herhangi bir fikriyatın popülaritesinin o fikrin bu ruh ile ilişkisine bağlı olduğunu söyleyen ve esasında da topu taca atmaya meilli bir güzelleme. İşin içine ruh girdimi ordan can çıkar. Ama yine de severim bu kavramı işte.

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -