Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

akaşik gözlenme

delete


Böylece ben kısıtlı bir zaman diliminde hayatın sözel fotoğrafını çekiyor olsam bile eşgüdümlü yaşantılar içinde sizler çok çok farklı zamanlarda bu sohbetleri paylaşabileceksiniz. Aslında kaç kişinin ve ne zaman paylaştığının da pek önemi yok. Evrensel jüri bir kez duymuş oluyor dağarcığınıza düşeni, fikirlerinizden geçeni. Öylesine derin ve donanımlı bir evren içinde yaşıyoruz ki, sadece davranışlarımız değil, entellektüel yaşantılarımız, duygusal yaşantılarımız, sezgisel yaşantılarımız ve internet yaşantılarımız anı-anına kayıt altına alınıyor. Yaşamımızın her anı kaydediliyor, fişleniyor ve arşivleniyor.



Elbet çok irrite edici ve irkiltici bir farkındalık bu. Düşünsenize, her kıpırdayışınız, her nefesiniz, kalbinizin her atışı ve zihninizden geçen her elektrik akımı takip ediliyor. Senkronize ya da eşgüdümlü olarak izleniyorsunuz.

Mahremiyet nerede kaldı?

Hani gizlilik?

Hani özel hayatınız?

Hani kişisel inançlarınız?

Hani duygusal dokunulmazlığınız?

Hani çıplaklığınızı örten giysileriniz?



Aslında "akaşik kayıtlar" her dönem böyleydi. Sadece biz bilmiyorduk. Bizim çocukluğumuzda sesleri ve görüntüleri kaydeden böylesine cihazlar yoktu. Bilgileri ve eylemleri kaydeden/ saklayan, gerektiğinde "şak" diye karşınıza çıkaran "digital" sistemler yoktu. Banka kartları dağıtılırken bilgisayarların bu bilgileri nasıl tutacağı konusunda kuşkularım vardı. Oysa şimdi uydulardan an be an gözlemlendiğimizi çok iyi biliyoruz. Artık saklayacak şeylerimiz kalmayacak. Üstelik en derin kimliklerimize kadar "görülüyoruz".



"Yeni Çağ"ın bu getirisi hiç hoşuma gitmiyor. Her ne kadar tüm çağlarda böyle olsa bile, şimdi eylem tamamen aşikar oldu. XRay cihazında sürekli tutuluyormuşçasına içimiz- dışımız ortada. Sakınmalı/ muhafazakâr/ gizemli/ çekinik/ kapalı mizacımızın bir faydası yok artık. Belki şimdi popüler sanatçıların o gösterişli fakat gözler önündeki yaşantılarını daha iyi anlayabilirim. "Mustafa hakkında her şey" benzeri sizin için de hazırlanmış klasör filmler mevcut ve istendiğinde gösterime hazır. Ne bir duvar, ne bir oda, ne bir ev, ne bir mahzen, ne bir sığınak deşifre olmaktan alıkoyamaz sizi. Tüm varlığınızla varsınız artık. Duygu, düşünce, inançlar, sosyal yaşantılar, aile ilişkileri, fikirleriniz ve hayattan beklentileriniz... Ayan-beyan ortada!



Artık "hayata bakış açınızı" ve "değer yargılarınızı" yeni baştan gözden geçirmenin zamanı geldi. Madem ki böylesine "aleni" bir dünya var ve artık yeni yaşam ortamımız burası, "yeni" şartları bir kere kafadan kabullenmeliyiz.



Elbet bu yeni yaşayış biçiminin de kendine özgü avantajları olacak. Bileceksiniz ki, karşınızdaki kişiler de cam kadar şeffaf ve saydam. Dolayısı ile zihnimizin kıvrımları arasında saklayabileceğimiz sinsi duygu/ inanç/ düşünce ve fikirlerin olmayacağını/ olamayacağını bileceğiz. Herkes birbirine açık, şeffaf ve samimi olmak durumunda kalacak.



Yeni yaşam biçiminde "oyunun kuralları"nın değişmesiyle birlikte bir bocalama yaşayacağımız kesin. Ama sonrasında birer sosyal varlık olarak yeni stratejileri geliştirerek yeni düzende yeni avantajlar peşinde koşmaya devam edeceğiz.



Gürsel Selçuk

21Şubat2008,




"tüm varlığınla var

lilith -- 21.02.2008 - 18:06


"tüm varlığınla var olmak"



çok çekici bir tanım bu.



uzun zamandan beri, biri bana "yalnız kalmak istiyorum" dediğinde kıs kıs gülüyorum. çünkü yıllardır "yalnız yaşadığı" yanılgısında direnen keçi tarafım aklıma geliyor. yine de seviyorum bu oyunu:) hala yalnız yaşadığımı söylüyorum yalnız olmadığımı bilerek. onca enerjinin içinde yalnız kalmayı düşünmenin koca bir salaklık olduğunu kabul etmek pek kolay değil gerçi:)



söylediklerinize ilave edeceğim şey buydu. siz gözetleniyor olma boyutundan bakmışsınız gibi algıladım. ben de hayır zaten hep birlikteyiz diyecektim. yanıbaşında duran kişinin sürekli yüzüne ve hareketlerine bakmazsın ya hani o hesap işte. beraberce paylaşım içindeyiz demek daha doğru olacak sanki.



sevgiler. 



 



Katılmıyorum

xenix -- 22.02.2008 - 09:32

Her ne kadar izlensekte, henüz beyin kıvrımlarımızın içine giremediler. Kafamıza çip takılmadığı için henüz mahremiyetimizi koruyabiliyoruz.

Ama gün olacak yeni doğan çocuğun beynine takılan çiple, artık özgür düşünce tarihe karışacak diyebiliriz. Üstelik bunu yaparlarken bırak karşı gelmeyi; öyle bir sunacaklar ki bize, kendimiz gönüllü olarak gidip takacağız o çiplerden.

xenix: Çipler japon eseri olup, Çin'de taklitleri üretilecek.


Birileri bizi gözetliyor.... :)

narin -- 22.02.2008 - 15:31


Birileri bizi, biz istemesekte gözetliyor durumu sanırım.Peki kimin umrunda bu gözetlenme durumu? İnsanların duygu ve düşünceleri buna bağlı olarak davranışlarımı  değişecek?  Sanmıyorum...Şu an için değişen pek birşey yok,İnsanlar yaşamlarına aynı şekilde devam ediyorlar.İnsanoğlu belli konularda ne ise yine öyle olacaktır.Teknolojinin daha ilerdiği durumlarda belki kendilerini kasacaklar gözetleniyor olma telaşından!!! Belki bir bocalama dönemi olacak ama belli bir müddet sonra herkes alışacak bu yeni duruma ve yaşamlarına devam edeceklerdir. Teknolojinin bu bağlamda kullanılması etik olarak doğru olmasa da neticede istekler dikkate alınarak değil gereklilikler dikkate alınarak yapılan şeyler...Ama bunlar yapılırken mahremiyete dokunulmadan yapılacak bir teknoloji olsa elbette daha iyi olcaktır.



Şeffaflık dedik ama bu şeffaflık mı olur? İnsanların mahremiyetini,özel hayatlarını saklama telaşına düşmeleri,düşünmekle düşünmek istememek arası yaşanan boğuşmalar...



Diyebildiğimiz şeyler var diyemediklerimiz var,saklamadıklarımız var saklı kalmasını istediklerimiz.Özelin daima özel kalmasından yanayım.Çipler hissetmeye düşünmeye engel olmayacaktır elbette.Düşüncelerini ve duygularını açıkca ifade edebilen biri olarak o çiplerden istemezdim.Herkesin her konuda herşeyimi bilmesine gerek yok ki...Bilmesi gerekenlerin bilmesi yeterli ama bildiklerine inanmak isteyenler sanırım  o çipleri isteyeceklerdir.



Keşke bütün bunlara gerek kalmadan şeffaf olabilseydi herkes birbirine karşı!!!



Çip-il İnsan

nirvani -- 03.03.2008 - 18:07

Çip-il insanımız hazır bu değişimlere...Yeterki birisi onun adına çalışsın,yorumsuz-sorgusuz kabul eder...2010...Çip-il insanın hayata geçişi..Önemli olan bu planın arkasındakiler ve amaçları...


Birkaç gün önce

G Milat -- 03.12.2011 - 17:46

Birkaç gün önce Radikal'de denk gelen bir haber...

"Nüfus cüzdanları pilot bölge seçilen Bolu’da sağlanan başarının ardındın ’çipli’ oluyor. 2012’de uygulamaya geçecek olan çipli kimliklerle birlikte kimlikler 6. kez değişmiş olacak.
Kayseri Melikgazi Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Mehmet Bozkurt, 1882 yılından bu yana kullanılan nüfus cüzdanlarını nüfus müdürlüğü salonunda sergiliyor. Kaymakamlığın altındaki salonda 1882, 1928, 1929, 1976 ve 2000’de çıkan nüfus cüzdanları sergileniyor. Nüfus cüzdanı niteliğindeki ilk belgenin 1882 yılındaki tek yapraklı, Osmanlıca düzenlenen Devlet-i Âliye-i Osmaniye tezkeresi olduğunu söyleyen Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1927’deki ilk nüfus sayımının ardından ’Herkes kayıt altına alınsın’ düşüncesiyle 1928’de Osmanlıca ve 32 sayfalık cüzdana geçildi. En uzun süre yürürlükte kalan ise 1929’da yeni alfabeyle yazılan yapraklı cüzdan oldu ve 1991’e kadar kullanıldı. 1976’da ise ilk kez kadın ve erkek nüfus cüzdanları farklı renklerde (pembe-mavi) düzenlendi. TC kimlik numarası verilmesinin ardından 2000’den itibaren de şu anki nüfus cüzdanlarına geçildi. ”
Bugüne kadar nüfus cüzdanlarının 5 kez değiştiğini ve 6. nüfus cüzdanının ise pilot bölge seçilen Bolu’da 2009’da uygulandığını söyleyen Bozkurt, “Bu kartların çipinde tüm nüfus bilgileri yer alıyor. Bu bilgilerin yanında vatandaşın parmak izi alınarak verilecek” dedi. Çipli kartlar önümüzdeki yıldan itibaren tüm yurtta uygulamaya girecek."


Halk birden ayaklanmaya başladı ve insanlar aman efendim çipli olacaklar, özgürlüğümüz elden gidiyor diye haykırışlara geçti..

Bu haberde tam olarak karşı çıkmaya çalısılan durumu anlayamadım.. Zamanın gerekçelerine uyarak değişiklik yapılması ve bu değişikliklerin sosyal düzeni rahatlatmak adına bazı resmi evrak ve düzenlemelere yansıması kadar doğal ne olabilir ki? Tabii ki kimlikler de "chip"li olsun ve bazı işlemler kolaylıkla yapılabilsin.

Mesela kimlik sistemine geçilmeden önce de halk oldukça telaşlanmış ve durumu kabullenememiş.Fakat zamanla bunun toplu yaşamak zorunda olan insan için son derece kolaylaştıcı bazı yönlerini gördükçe alışılmış.

İleriki dönemlerde insanlra chip takılacak deniyor.Bu durum hiç de ilginç degil, zira şu an kimliği olmayan yok değil mi:) Zamanın şartları ne gerektiriyorsa o şekilde yoğruluyoruz.


Ömer Çip olcez diye korkuyorlar sanırım :D










Bu berbat bir durum oysaki

medisis -- 04.12.2011 - 04:40

Bu berbat bir durum, oysaki ben yalnızlığı seviyordum. Ne yapalım bende leonun yaptığını yaparım. Fişi çeker kırmızı hapı yutarım:)))

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -