Bunca zaman neyi nasıl anladığımı bolca anlattığımı düşünüyorum, ve hala tutarlı olmaya var olmaya devam edeceğim. Ama bu anlayış karşında da bir gerçeklik ortadadır ,
işte bu noktadan sonra bazı şeyleri anlayamıyorum , kısaca akp seçmeni neyi nasıl anlıyor , yada bu seçimde beklenti , amacı ,gündemi , talebi ,neydi? , bunu bu zamana kadar yeterince ifade ettiklerini düşünmüyorum ,
eğer buna katılıyorlarsa;
bu sonuçlarla olay netleşmişken artık kendilerini amaçlarını ,güdülerini , izahlarını
" ya biz zaten bunca zamandır nettik anlayana artık çok geç" kolaycılığına ve sulandırmasına kaçmadan sistematik bir şekilde ortaya koyabilirler mi ?
Bu birlikteliğin ana özünü oluşturan unsur nedir ?
toro -- 31.03.2014 - 07:00
belki bu şeçmen kendini şu soru üzerinden daha iyi ifade eder ;
" Akp dışındaki partilere oy verenlerin nasıl bir anlayışta olduğunu düşünüyorsunuz?"
belkide asıl ihtiayaç bunun iyi ifade edilebilmesidir
rumana -- 31.03.2014 - 12:19
ahh toro,ne kadarda saf ve temizsin:))))))) (gerçekten) hala anlamaya çalışıyor musun? rasyonal seçimler mi yapar hep aklındaki dünyanın insanları? ya da hepsi çok mu merhametli senin düşüncende? siyaset bu siyasettttt.zaten çok pis bişey.temizi olur mu siyasetin? adı üstünde......politika! e insanlarında çoğunun politik olduğunu düşününce ne vicdan ne ego ne fanatizm.amaaaaan.hepsini salla.ölen öldüğüyle kalır! bana kızmayın lütfen ama öyle oldu işte görüyorsunuz ya.....kardeşlerimiz öldürüldü,sonuç ortada! o emirler verilmeyebilirdi.en başından yumuşak davranılabilirdi.....ölmelerine gerek yoktu.buna değmedi.zaten dünyada bir insanın zulümle ölmesine değecek herhangi bir şey olabilirmi gerçekte? özgürlük bile buna değer mi? dünya üzerinde birilerinin özgürlüğü birilerinin kanıyla satın alınıyorsa o özgürlük sadece midemi bulandırabilir.bundan midesi bulanmayanlarla zulmü destekleyenler arasında pek fark yok.
cenk -- 31.03.2014 - 13:39
Ak partiye oy veren birini anlamak için;
bu kişinin, gelmişini geçmişini iyice bi analiz etmek,
Bu kişinin, soyunu sopunu sülalesini incelemek,
Bu kişinin, ekonomik ve sosyal boyutunu iyi bilmek,
Bu kişinin, dini yapısını, ahlak ve kültür yapısını iyi bilmek lazım.
nasıl oluyor da bu parti % 45 oy alabiliyor? diyenler, çevresini iyi gözlemlemeyenler oluyor.
toro -- 31.03.2014 - 13:44
Şu saate kadar ortaya bir şey konmadı ? Ama dünkü sonuçlar itibariyle akp ye oy vermiş birinin bu sorulara anında cevap verebilecek eminlikte olmasını beklerdim , neyse sonuçta yine bir takım cevaplar verilir , bu noktada cevap veren arkdaşalara ek olarak birde şunu sormak istiyorum;
Dün itibari ile resmi olarak Suriyeyle bir savaşta olduğumuzu da öğrendik, bu duruma nasıl bakıyor bu seçmen? Bu konudaki ortak akıl nedir?
toro -- 31.03.2014 - 13:49
cenk biz kendi düşüncemizi ,gözlemimizi her halukarda belirtiyoruz,
benim yaşadaığım sıkıntı karşı tarafın ,benim eleştirilerimden bağımsız salt bir şekilde kendini tarifi nedir? mesele budur
neyi nasıl tarif edersen et , bu insanalar şeçimde varlığını ortaya koymuştur( belki şeçimlerle ortaya serilen varlık ayrı bir tartışma konusu olabilir)
şuan ki mesele dediğim gibi , kendilerini veya daha önemlisi kendisi dışındaki dünyayı nasıl bir resim içinde görüyorlar?
ebubekir -- 31.03.2014 - 13:58
ah rumana ah "siyasetsiz bir hayat/dünya" hayal edecek kadar hayalperestsin oysa siyasetsiz hayat/dünya yoktur olmadi/olmayacak varsa "cennet"de e onun icin ..... ;)
neyse..
aslinda gercek hayat/dünya da iyilik ve kötülük ic icedir bu gercegi en iyi "ying / yang" logosu kullandigina göre sen biliyor olmalisin..
mesela söyle;
insan var oldukca kötülük/iyilik de olacaktir mesele kötülügün azaltilmasi iyiligin cogaltilmasidir..
slm.
sonsuz -- 31.03.2014 - 14:53
Ying ve yangdaki siyah ve beyazın iyilik ve kötülükle alakası yoktur. Kargadan başka kuş, islamdan başka din bilmeyenlerin sıkça düştüğü hatalardan birisi.
tersinim -- 31.03.2014 - 15:37
Sevgili torocuğum,
Bazı şeyleri anlamak için anlama yeterliliğine sahip olmak gerek. Fakat bu sitede maalesef bu yeterliliğe sahip pek insan yok. Tecrübelerim bunu böyle söylüyor.
Nedeni ise karşıt fikirlere (özellikle din kokanlarına) asla tahammül edememeniz.
Köpeklerin salıverilip taşların bağlandığı, bu nedenle düşüncelerin özgürce ifade edilemediği karşıtlarını yermeyi, sövmeyi iftira atmayı matah zannedenlerin kol gezdiği bir yerde bu nasıl mümkün olabilir?
Bedenen ve ruhen karşıtlarını anlamaya hazır mısın?
Karşıtlarına insafsızca iftira atan çakma bilimin sözde insanları vicdanlarından en küçük bir sızı duyuyor mu?
Primatlıktan insanlığa geçebildiniz mi?
Bu ruh olgunluğuna kavuşabildiniz mi?
Ne dersin?
Anlamak istemeyenlere anlatmak asla mümkün olmaz sevgili torucuğum.
Önce evriminizi tamamlamanız gerek.
İnsan olunda insan gibi tartışalım.
galatalı -- 31.03.2014 - 16:12
Akp seçmeninin tavrı, çeşitli tabularla hapsedildiği kafesin içinden, gözlerinin önünde
hayatın ıskalanıyor olmasının verdiği, eziklik ve acının, hayatı yaşıyor sandıklarına karşı,
Tayyip''in şahsında yüksek ses ve davranışla dile gelmesidir.
Tıpkı sinema seyircisinin başroldeki kişiyle kendini özdeşleştirmesi gibi.
Bu eziklik onlarda kıskançlığı,duydukları acı da, öfke ve sersemliği geliştirmiştir.
Yoksa kendine insan diyen biri, başka birinin göt kılı olmaya layık olduğunu düşünür mü?..
Varmı bunun başka bir izah tarzı.
Bu cehalettir ve devasa büyüklükte bir karanlıktır. Ve bu unsur mutlaka mücadele edilmesi
gereken bir şeydir. Bu unsuru anlamaya çalışmak, üzerine sosyolojik tartışmalar yapmak,
insanın;
okuduğu kitaplara ihanetidir,
yaşadığı çağa ihanetidir,
kendine ihanetidir.
cehalet, zifiri bir karanlıktır ve yayılmacı eğilimlidir.
Temennim, insanlar evrilirken yolun çatallaştığı anda, sola dönenlerin insana,
sağa dönenlerin insancığa evrilmesiyle ikiye ayrılan insanlığın
sola dönenlerin hakimiyetiyle, cennete ulaşmalarıdır.
Ferman padişahınsa, sokaklar bizimdir.
toro -- 31.03.2014 - 16:20
tersinim yazının başında senin gibi sulukların bu başlıkta depinmesine gerek olmadığını gayet açık ortaya koyduğumu belirtim varsa kendini ifade etme gayen konuş , siz öylesiniz böylesiniz narası atmana gerek yok , sorulara cevabın varsa bu başlığa uğra , depinceksen git kendine yeni başlık aç hadi naş canım..
tersinim -- 31.03.2014 - 16:21
Hala insanların evrildiğine zanneden bir zavallının hezeyanvari zırvaları
Hangi devirde kaldın be kardeş???
Vah vah vahhhh!
Hişşşt uyan, yirmi birinci yüzyıla gireli on dört sene oldu.
Darwinin saçmalıklarını inananlar hala var mı imiş?
Evrimi tersinimin mezarlığına çoktan gömdük abicim.
Başın sağ olsun.
tersinim -- 31.03.2014 - 16:27
Ne oldu torocuğum
Acıttı mı?
Vahh vahh vah
Çokta kibar, nazik ve de müşfik davranmıştım.
Mucukkkkk
xenix -- 31.03.2014 - 16:37
Hüdai bey, sizde eşcinsel eğilimler görüyorum. Bunu kendi tersinim sanrınız ile nasıl açıklıyorsunuz? Böyle erkeklere mucuklu falan yazmalar komik oluyor ama eşcinsellere karşı pozitif ayrımcıyımdır. Eğer öyleyseniz sonuna kadar desteklerim.
galatalı -- 31.03.2014 - 16:38
Tersinim,
Önce karar ver, zavallı mıyım? Kardeş miyim? abin miyim?
Arkadaş, birde denileni anlayabilseniz?
toro''nun bende saygısı var şu başlığı sulandırmak istemiyorum.
iyi akşamlar.
tersinim -- 31.03.2014 - 16:41
Sevgili galatalı sen benim her şeyimsin.
İyi akşamlar, iyi uykular.
tersinim -- 31.03.2014 - 16:43
Bir yerlerden kancık eşek anırtısı geliyor?
Çüşşşş
xenix -- 31.03.2014 - 16:45
Utanmanıza gerek yok hüdai bey. Biz insanları eşcinsel diye ötekileştirmeyiz. Rahat olabilirsiniz bu konuda.
tersinim -- 31.03.2014 - 16:50
Birine eşek dedim, eşekler benden şikayetçi oldu.
Sonunda eşeklerden özür dilemek zorunda kaldım.
toro -- 31.03.2014 - 16:53
"Ne oldu torocuğum
Acıttı mı?
Vahh vahh vah
Çokta kibar, nazik ve de müşfik davranmıştım.
Mucukkkkk"
xenix -- 31.03.2014 - 16:54
Eşeklere de mi mucuk yaptın? :) Eşcinseli desteklerim ama zoofiliye karşıyım hüdai.
tersinim -- 31.03.2014 - 16:57
Çüşşşşşşşşşşş
xenix -- 31.03.2014 - 16:59
:)) Senin eşeklerle baya münasebetin olmuş gibi. Yazım diline yansıyor yani hüdai. Bunu destekleyemem kusura bakma.
tersinim -- 31.03.2014 - 17:08
Seni öküze benzetsem yüzü kızarır
Davacı olur benden mahşer gününde,
Allah iftira atanın belasın verir.
Hemde tez elden mahşer gününde.
_ __ _ _
Evrimleşen Tek Şey Bilimdir.
toro -- 31.03.2014 - 17:13
evet tersinimin başılığı ne hale getirdiğini , nasıl trollediğini görüyorsunuz ,
ben sitedeki akp li arkadaşlara sesleniyorum eğer kendinizi , tersinim üzerinden ifade etmede sakınca görüyorsanız , buna siz engel olun ,bu holigana ben ne anlatayım ,
ha eğer bir sakınca görmüyorsanız , gelin bu arkdaşaınıza destek verin , iyice yıkayın bu sayfayı
xenix -- 31.03.2014 - 17:19
akp seçmeninin nasıl bir kafa yaşadığını görmek istiyorsan hüdai çakmaka yani tersinime bakacaksın toro.
tersinim -- 31.03.2014 - 17:22
Kimilerine söz yetmez gelmez sözün gerisi
Yüzü insan değil sanki eşek derisi
= = = =
Evrimleşen Tek Şey Bilimdir.
ebubekir -- 31.03.2014 - 18:11
toro,
mayis 2013´den 30.mart 2014´de kadar sürdürülen yerel/küresel saldiri (gezi/üc agac/direnX vs. ARTI röntgenci hoca/dershane/montaj/santaj/kaset vs.) karsisinda
demokratik ve rasyonel bir yöntemle elde edilen dengeleri degistirecek bir basarisi
söz konusudur ulusal ve uluslararasi aktörlerin yüzlerini mosmor eden,uykularini kaciran..
bu gercekler isiginda tartisilmasi gereken akp ve kadrosu degil her secim de "ezber bozan" ADAM´a karsi maglubiyet üzerine maglubiyet yasayan muhalefetin
basarisiz yöntemi olmalidir..
sevgili toro,actigin konu basligi "biz akp/erdogan karsitlari nerde hata yaptik ? " olsaydi fikrimi yazardim zira "akp" ve "alayli" türk karsiti "mektepli"leri anladik/cözdük..
;)
slm.
Hüseyin AKTAŞ -- 01.04.2014 - 03:03
"Doğulu bir topluma dinamik Batı medeniyetinden unsurların girmesi, garip bir şekilde, o toplumdaki geriliklerin güçlenmesiyle sonuçlanmaktadır..."
(François LEGER - Les İnfuences occidentales dans la Revolution d'Orient)
Alıntı yapan; İsmail CEM- Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi
Yani Toro,
"Demokrasi" dedikleri "şey" bu ülkede yoksulları beslememesine rağmen yoksulluğu, aydınlığı beslememesine rağmen karanlığı, düşünce özgürlüğünü beslememesine rağmen biatı, siyasi gericiliği, siyasi fuhuşu ve fahişeliği, her türlü rezaleti ve kepazeliği besliyor...
Her türlü bilimsel gelişmenin, uygarlığın, artık-değer sömürüsü yoluyla insani değerleri yozlaştırdığı, insanları köpekleştirdiği, köpekleşen insanların ise kendisini köpekleştiren efendilerine daha çok tapındığı bir dünyadan geçiyoruz...
Bu kötü sürecin içinde sürece direnen ve "bir başka dünyanın" düşünü kuran insanların sayısal ve fiziksel gücü ise son derece az...
İsmail CEM'in adı geçen eseri okunduğunda, bu sürecin 1550 yılından beri bu topraklarda (üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin doğuşu ile birlikte) böyle işlediğini, Cumhuriyetin bu süreci kesintiye uğratmasına rağmen gerekli reformları yapamadığı için (toprak reformu başta olmak üzere üretim araçları üzerindeki özel mülkiyeti kaldıramadığı için) tersine çeviremediğini acı bir şekilde görüyoruz...
Elbette bu iş böyle gitmez ancak örgütlü bir iradenin, kararlı ve militan bir savaşımı olmadan da bu "makus talih" yenilemez, kokuşmuşluk ve çürümüşlük sürekli olarak kendini yenilemeye devam eder. Gerisi "hikaye"...
toro -- 01.04.2014 - 08:48
Arkadaş ne çok şey istemişim meğer
"bu gercekler isiginda tartisilmasi gereken akp ve kadrosu degil "
"actigin konu basligi "biz akp/erdogan karsitlari nerde hata yaptik ? " olsaydi fikrimi yazardim "
cenk -- 01.04.2014 - 12:38
Len, bunlar nerenin kılı acaba?
cenk -- 02.04.2014 - 05:37
Obama, İngiltere Başbakanı Cameron ve RTE bir toplantıda bir araya gelmişler.
Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce Obama'ya sormuşlar:
- ABD´de bir memura kaç para veriyorsunuz?
Başkan cevap vermiş:
- 2000 dolar veririm. 1000 doları ile geçinirler. Geri kalan 1000 doları ne yaparlar hiç sormam.
İngiltere başbakanına da sormuşlar. O da cevap vermiş:
- Ben, memuruma ortalama 3000 sterlin veririm. Geçinmesi için 2000 sterlin yeterli. Artan 1000 sterlini ne yaparlar hiç sormam.
aynı soruyu RTE'ye da sormuşlar.
- Valla, demiş bizimki, Türkiye´de bir memurun geçinebilmesi için en az 3000 TL lazım. Ama ben, taş çatlasın 2000 TL veriyorum. Geri kalan 1000 TL'yi nereden bulurlar hiç sormam.
Stalker -- 05.04.2014 - 07:00
yeteri sayıda AKP ye oy vermiş tanıdığım/arkadaşım var .
Bence AKP kafası diye bir genelleme yapmak doğru değil , yine de tarihsel bir genelleme ile dönemi insanlardaki yönlenişi anlayalım diyorsak , AKP yi de dönemlere ayırmak gerek .
2013 ile "Post AKP" dönemi başladı bence. yani bunun miladi göstergesi "Gezi hareketi" oldu .
AKP yi detekleyen önemli miktarda aydın , bu destekten vaz geçti . Bu aşmaya gelmesi bekleniyordu bir bakıma bu aydınların bir kısmında "AKP ikiye bölünecek sol ve sağ kanat AKP ortaya çıkacak" tahmini var idi .
Ama böyle olmadı . Gezi bu kesime AKP nin artık misyonunu tamamladığı sinyalini vermiş oldu . Bu kesimler açısından yeni fazla bir umut yok , HDP, BDP , TKP VS ye dağılmış durumda olduklarını sanıyorum .
"Post AKP" nin seçmenleri arasında eski aydın görüşlü olanlardan da kalanlar var tabi ki , fakat artık fanatik "İnadına" söyleminde olanlar baskın durumda . Söylemlerinde bu rövanş psikolojisini herzaman görmek mümkün .
Şu link bu konuda yeterli bir referans :
https://eksisozluk.com/entry/41708764
Stalker -- 05.04.2014 - 07:17
Hudai Bey gibi absürd ucubeler ve evladını kaybetmiş bir anneyi yuhalayacak kadar vicdan yoksunu ucubeler her daim aşağılık psikolojisi ile yaşadıkları için birileri onları aşağılamasa bile , öyle sanarak yaşadıkları için reaktif bir şekilde AKP saflarından başka yerde olamazlar , ama , tüm AKP yi bunlara indirgemek yanlış hatta insafsızlık olur .
toro -- 05.04.2014 - 14:57
stalker senin o fanatik dediğin kısım bence yüzde 20 yi geçmezki asıl özde tabiki bu orandadır , geri kalan yüzde 25 ise büyük oranda ekonomiye bakar ki yani bu tamamen "duygusaldır". çoğu kredi borçlusu tabi istikrarı böyle gördüğü için bu sonucu meydana getirir.
referansmı istiyorsunuz alın size tarihsel gerçek;
yahu ne çabuk unuttunuz bu ülkede genç parti yüzde yedi oy aldı , bdp yıllardırın partisi yüzde beşi geçemiyor , bu genç partinin oyları şimdi nerde sanıyorsunuz en az yüzde beşi akpde.
şimdi bu oran genele göre küçük görünsede toplumun genel eğilimlerini sergilemesi açısından bence iyi bir örnek
cenk -- 06.04.2014 - 04:07
AKP seçmeni ve Türkiyede ki diğer vatandaşlar şunu fark etti.
RTE sıkışınca Atatürk'e, bayrağa, istiklal marşına vs. gibi bazı değerlere sahip çıkıyormuş muş gibi yapabiliyor..
Aslında bu da güzel bir manevra,
oy kaybettiğini gördüğü anda, tüm Atatürkçüleri sollayacak kadar Atürkçülüğe atılımda bulunabilir.
Yani koyu bir Atatürkçü ve "M.Kemalin Askerleriyiz!" diye nutuk atabiliecek, bukalemun vaziyetlerine girmekten çekinmeyecek bir karaktere sahip..
Bu önemli! halk bunu fark etti!
Şimdi gelelim RTE'nin dalkavuklarına; Nagehan Alçı ve benzeri şarlatanlar, bu tür manevralarda ustaları kadar seri, zeki ve çevik
olmadıklarından, apışıp kalabiliyorlar. Burda da var bunlardan, ama burdakiler daha bi amatör ve alaylılar..
dalkavuk olduğunu bilmeyen cins bi dalkavuğun, bunu farkedip şöyle düşünmesi lazım.
Lan oğlum, adam fırıldak gibi dönebiliyo, cumhurbaşkanı olabilmek için ülkeyi bile kürtlere peşkeş çekebiliyo,
masum dediği, komplo dediği halde rüşvetçi bakanları görevden alabiliyo!.. İmralı'daki mahkumu salmak için, teröristbaşı dediği Başbuğu önce salıveriyo.. daha neler neler.. fır fır da fır fır!!
Şimdi;
polisi, hakimi, savcısı, bürokratı ve herbilumum dalkavukların, ülkeyi satıp harmanladığı gibi bizi de harmanlayabilir.. gibi
düşünmeleri lazım; aksi durum, düşünce özürlülüğe girer..
Bunu farkedenler artık dönüş yapacağı için, bu seçimler AKP'nin çalınan çanı dır aslında..
Dalkavuklar için son kez; DİNG DONG! DİNG DONG!
HoLa -- 06.04.2014 - 04:39
daha önce yazmıştım bir daha yazayım;
kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın ve kim olursa olsun değişmeyen bir gerçek şudur ki gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin dönemlerinde kırsaldan şehre göçü engelleyecek icraatlar yapılmamıştır. kırsal her daim bir oy deposu olarak görülmüş ve çeşitli yollardan boyunduruk altında tutulmuştur. bu gerçeğin nasıl ve nelere dayanarak olduğunu çeşitli istatistik kaynaklarına bakarak, yıllara dağılımı dahil görebilirsiniz.
arazi çevirdiler; belediye, orman, sit veya hazine arazilerini çevirdiler.
yine kim ne derse desin değişmez bir gerçektir ki, TR nin metropolleri varoşpollerdir. işte google emrinizde. istediğiniz şehri seçin ve fotoğraflarına bakın. ancak, gündüz fotoğrafları olsun ki gerçeği görebilesiniz.
arazi çevirdiler, içine ev yaptılar...
sıvasız boyasız beş hane bir kenefe sıçtılar...
kanalizasyonu olmayan yere çukurlar kazdılar...
yan taraftan geçen direklerden elektrik bağladılar...
çamur deryası yolların kenarından borular çektiler...
aşağılıyor, hakaret ediyor filan diyebilirsiniz de, alakası yoktur! bunlar gerçeklerdir ve biliriz ki gerçekler karşımızda durduğu halde bunu yokmuş gibi yapar, türlü zırvalarla görmezden gelinmesini sağlamaya çalışırız.
açar 70-80-90 lı yılların türk filmlerine bakarsınız...ya da hatırlarsınız!
kültür ve sanat yansıması babından bunlar size bir referans olabilir.
bakmayınız 40 saniyede okuduğunuza...neredeyse 40 senedir devam eden bir durumdur bu.
oy depoları kırsaldan sonra şehirde de oluştu...
bunlardan oy kapmanın yolları bulundu.
tapular verildi.
beyaz yakalı, sözleşmeli, kadrolu kırk sene boyunca bir ev parası ile bir kaç kuruş biriktirmek için çalışırken, arazi çeviren bir kaç senede köşe oluyordu...oldu da.
bunlar kendi siyasilerini de oluşturdular.
açıp bakacaksın, tayyip kimdir!
bahsettiğim şu türk filmlerindeki bıkkınlık verici tipleme karakterler olan varoş delikanlısından farkı ne?
edası, huyu, davranışları, dili...
ez cümle, bunlar kendi hükümetlerini seçtiler.
arazi çalıntı...
elektrik çalıntı...
su çalıntı...
inşaat ruhsatsız...çalıntı.
ikinci katı çıktı...çalıntı.
yaptıkları işler keza; belgesiz, ruhsatsız, kayıtsız...
beş sene aynı kenefe sıçtılar...
seçimle tapuyu ruhsatı kaptılar.
nasıl yani?
e öyle yani...ÇALARAK!
şimdi sen bunlara diyorsun ki...
tayyip ve avenesi HIRSIZ!
:)))
toro -- 06.04.2014 - 05:43
"yine kim ne derse desin değişmez bir gerçektir ki, TR nin metropolleri varoşpollerdir. işte google emrinizde. istediğiniz şehri seçin ve fotoğraflarına bakın. ancak, gündüz fotoğrafları olsun ki gerçeği görebilesiniz.
arazi çevirdiler, içine ev yaptılar...
sıvasız boyasız beş hane bir kenefe sıçtılar...
kanalizasyonu olmayan yere çukurlar kazdılar...
yan taraftan geçen direklerden elektrik bağladılar...
çamur deryası yolların kenarından borular çektiler...
aşağılıyor, hakaret ediyor filan diyebilirsiniz de, alakası yoktur! bunlar gerçeklerdir ve biliriz ki gerçekler karşımızda durduğu halde bunu yokmuş gibi yapar, türlü zırvalarla görmezden gelinmesini sağlamaya çalışırız."
HoLa -- 06.04.2014 - 06:29
yani durumun kendisi aşağılık değil,
ben aşağılayınca aşağılanmış oluyor
öyle midir?
ben aşağılamadım! çaresiz insanların yaptıkları olarak görmekteyim.
diyelim ki aşağıladım...
ne değişiyor?
varoş kabul edilesi, olması gerek denilesi, normal bulunası mıdır ki?
varoş olmaması gerekendir!
kendinizi ya da varoşları aşağılanmaya denk getirip sonra da "aha bak aşağıladın" diyerek mazlumu oynama keyfiyetine de sahipsiniz elbet.
olan biteni değiştirmeyecektir.
rakamsal olarak bu ülkenin yarısı hırsızdır!
cenk -- 07.04.2014 - 03:15
Son trend, zengin kız fakir oğlan ilişkisi..
TV dizilerinin, bilinçli ya da bilinçsiz reyting rekorları kıran dizilere baktığınızda;
Buyuran hünkarlar,
varoş erkeğine canını feda eden alımlı, çalımlı zengin kızlar,
hapishaneden çıkıp, ülkenin en zengin iş adamının torunuyla aynı okula gidip, aynı evde barınan tipler (nah olur böyle bi şey!)
Özel Lisede bedava okumaya çalışan varoşlar ve ötekiler.. hepde varoşlar kazanır (!)
Özel üniversite de okuyan burslu varoşlar ve etrafında ki son model arabalara binen aşıkları..ve daha neler neler.
Sübniminal mesajlar içeren bu dizileri kimler izliyor?
operaya, konsere, sergiye, sinemaya vs sanat akımlarına gidemeyen(dikkat! gidemeyen) kesimlerin TV'den ve dizilerden başka neleri var?
şimdi burda şu kullanılıyor;
Psikanalitik araştırmalar, insan beyninin muhafazakar olma eğilimli bir yapı çerçevesinde çalıştığını göstermiş.
Bunun anlamı ise, beynin, değişime karşı doğal bir direniş içinde olduğu gerçeğidir.
Değişim bir risktir!
Bu nedenle beyin, değişimi getirecek, karar ve davranış şekillerine tepki verecektir..
Yani varoşların, artık çalışmadan yeşil kart vs gibi imkanlarla sağlık sorununu ve barınma (kira) sorununu gecekondulara göz yumarak çözmüş durumda, ee yakacak, makarna da geldi mi deme keyfine adamın..
Bu durumda beyin neden değişim istesin??
AKP bu konuda daha bilimsel metodları da sergiliyordur.
ülkenin %50 si bu durumda ve halinden memnun olunca, bu seçmene sadece dalkavukluk yapmak kalmaktadır.
Batı varoşunu bu şekilde elinde tut!
Doğu varoşunu ülkenin bağımsızlığı üstünden pazarlık yaparak elinde tut!
Meclisi 1/3 oy oranıyla (azınlığa rağmen) çoğunluğunu elinde tut!
ee ne olcak? tabiki iktidar olcak..
Deniz kıyılarında neden başarısızlar?
madem ülkeyi çok iyi yönetiyorsunuz da(!) bunu İzmirliler mi görmüyor?
Hüseyin AKTAŞ -- 10.04.2014 - 16:07
Hola kendi dilince realitenin altını çizmiş. Toro'nun karşı çıktığı "aşağılama-aşağılamama" kısmını bir yana bıraktığımızda her iki arkadaşın da tespitleri doğrudur.
AKP iktidarının temelleri 12 Eylül 1980 darbesi ile atılmıştır:
24 Ocak 1980 Ekonomik Kararlarının uygulanabilmesi için yapılan 12 Eylül 1980 darbesi, her türlü toplumsal muhalefeti bastırıp ezerken bir yandan da ideolojik planda "Türk-İslam Sentezi" denen safsatayı topluma empoze etmiştir.
1983 Seçimleri sonrasında da ÖZAL'ın ANAP'ı sayesinde 24 Ocak kararlarını uygulamaya geçmiş, bu kararların uygulanması sonrasında Türk Tarım ve Hayvancılığı can çekişir hale gelmiştir. Tarım ve hayvancılık yok olmaya yüz tutunca köyden kente göçler başlamış ve bu göçler Hola'nın dediği gibi metropolleri "varoşpoller" durumuna sokmuştur. Türkiye'nin metropolleri sayılan bunlardan başta gelen İstanbul bir Avrupa metropolüyle karşılaştırıldığında ancak belki üçüncü sınıf bir Avrupa kasabası olabilir.
Büyük kentlere yığılan bu kitleler çoktan boğaz tokluğuna çalışmaya hazır haldedirler ve tüm ekonomik çöküntü dönemlerinde insanların tanrıya yönelimleri artar, bu nedenle de bu kitleler büyük kentlerde doğrudan "cemaatlerin, tarikatların" kucağına düştüler. Cumhuriyet kurulduğundan beri iktidarın nimetlerinden yararlanamayan, "Türkiye Oligarşisi" tarafından sürekli aşağılanan bu kitleler, yine oligarşi tarafından iktidarın kıyısına bile yanaştırılmayan küçük ve orta ölçekli sermaye sahipleri ile birlikte cemaatler ve tarikatlar içerisinde örgütlenmeye devam ettiler. Bu kesimin siyasal plandaki temsilcisi Erbakan önderliğindeki Saadet Partisi idi...
Erbakan'ın görece millici tarafları da vardı ve İran tipi bir İslami Modele daha yatkın duruyordu. Bu ise Amerika'nın ve Amerikan işbirlikçisi Türkiye Oligarşisinin işine gelmeyecek bir gelişme idi. 12 Eylülün "Türk-İslam" sentezi Erbakan faktörü ile birlikte falso vermişti! Ortaya çıkan durum 12 Eylül darbesini yapanların da beklemediği bir durumdu.
Tam bu noktada bir başka operasyon devreye sokuldu: AKP!
28 Şubat Post Modern Darbenin ardından, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç Saadet Partisinden koparılarak, AKP oluşturuldu. İdeolojik plandaki söylemleri ise "Ilımlı İslam" zırvası idi... Ortadoğu'da ABD ve İşbirlikçilerinin çıkarlarını tehlikeye sokacak olan İran tipi "Radikal İslama" karşı "Ilımlı İslam" düşünülmüştü. Ilımlı islam ise gerçekte İslam falan değildi ama bunun hala anlaşılmamış olması "projenin" gücünü ortaya koyar...
AKP'nin oy deposu, köyden kente göçen ve kentlerde tarikatların kucağına düşmüş, tarikatlara ait iş yerlerinde boğaz tokluğuna onlara BİAT eden yoksul köylülerdir. Onların köylerde kalan yakınlarıdır. Bu insanlar bir takım sosyal yardımlaşma fonlarıyla da desteklenmektedirler ve daha önceki hayatlarında görmedikleri kadar çorba ekmek yiyebilmektedirler ve AKP'ye bu nedenle ŞÜKÜR etmekte ve bu kitleler AKP'yi desteklemeye devam etmektedirler....
Bir diğer gelişme de Toro'nun dediği gibi ekonomik çıkarlardır ki, AKP sermayesi Oligarşinin pazarına da saldırmaya başlamış ve Türkiye'deki devlet iktidarına (hükümet iktidarı değil, devlet iktidarına) ortak olmuştur... Dolayısı ile AKP etrafında onun icraatlarından nemalanan, rant sağlayan geniş bir kesim de oluşmuştur ve bu kesim kendilerini var eden iktidara sahip çıkmaktadır.
Hiç bir teori masa başında planlandığı gibi gerçekleşme şansına sahip değildir ve ABD ve onun işbirlikçileri AKP'ye iktidar yolunu açarken olayların bu şekilde gelişeceğini -bana göre- göremediler. AKP'nin ABD ile içine düştüğü çelişkiler, eğer danışıklı dövüş değilse, ABD kaş yapacağım derken göz çıkardı kendi kendine.
Burada "Türkiye Oligarşisi" kavramını açmak isterim: Her ne kadar Avrupa tipi bir "tekelleşme" değilse de, Türkiye'de de "Tekelci Burjuvazi" vardır ve bunlar Cumhuriyet sırasında İngiltere, sonrasında ABD ile işbirliği yaparak bugünlere gelinmiştir. Türkiye'deki "işbirlikçi tekelci burjuvaziye" ben "Türkiye Oligarşisi" diyorum... Bu kesim kendisine ideolojik olarak "kemalizmi" yakıştırırken, baştan beri "tarikatlar, cemaatler" gibi Cumhuriyete "buğuz eden" kesimle çatışma halindedirler. 12 Eylül ile bu kesime yaslanmaya çalışmışlar ama bu yaslanma, yukarıda anlattığım üzere, kendi yaslandıkları iktidarın bölünmesi ile sonuçlanmıştır.
"Türkiye Oligarşi'sini böylece açıkladıktan sonra Pensilvanya'daki Fetullah Gülen'in de esasen Oligarşinin bir ajanı olarak, 1961 yılında "Nur Cemaatini" içerden kontrol etmek üzere görevlendirildiği iddiası vardır. Bu iddiayı doğru kabul ettiğimizde Tekelci Burjuvazinin varlığını korumak üzere çeşitli taktiklere başvurduğunu düşünebiliriz. Ancak bu taktiklerden "Türk-İslam Sentezi" Erbakan ile "yolundan" sapmış, "Ilımlı İslam" taktiği ise AKP ile yolundan sapmış görünüyor... Ya da bize böyle gösteriliyor ki bu "gösteriş" de "siyaset içredir"...
Sonuç olarak AKP Seçmeni, Merkezlerde hükümetin sunduğu talandan pay alan küçük ve orta düzeydeki sermaye sahipleri iken, diğer taraftan Türkiye'nin baldırı çıplakları diyebileceğimiz, kentlere göç etmiş yoksul köylülük ve onun köyde kalan uzantılarıdır. ...
Hüseyin AKTAŞ -- 10.04.2014 - 16:10
Bir başka tartışmada söylediğim şu sözleri de eklemek isterim:
Umut yine AKP'ye oy veren bu kitlelerin yaşam standartlarının yükselmesinde ve onların açlık ve yoksulluktan başlarını kaldırıp da "neler oluyor hayatta?" diye sorabilmelerinde!... (Ya da onlara bunları anlatabilecek bir siyasal örgütün tırnak tırnak çalışmasında...) Bu nedenle ben AKP iktidar sürecinin, tarihsel olarak bu kitlelerin dönüşümüne katkıda bulunduğunu da düşünüyorum. Yani Anadolu'nun düne kadar "kemalist" sermaye tarafından iktidar dışında tutulan Küçük-Orta ölçekli işletmelerinin tekelleşerek iktidara ("devlet iktidarına") ortak olması, bu terk edilmiş, itilmiş kitlelerin de siyasete "dahil" olmalarına neden oldu...
Hani kapitalizmin feodal toplumun bağrında gelişimi sırasında, onun aynı zamanda kendi mezar kazıcısını da (işçi sınıfını da) geliştirdiğini söylerdik ya, bu süreç biraz buna benziyor; AKP baldırı çıplakları siyasete soktu. Onların yaşamlarında yaptığı görece değişiklikler sayesinde onların desteğini de alıyor. ( Çünkü "demokrasi" var ve herkesin bir oy-u-nu var...) Bu kitleler Anadolu'da (hatta büyük kentlerin göbeğinde) AKP'nin temsil ettiği sermaye grubunun iş yerlerinde boğaz tokluğuna çalışan ve onlara dini nedenlerle BİAT eden insanlardan oluşmaktaydı... İşte umut bu insanların biraz daha insanlaşmasında! Çünkü bu insanlar yarın bir gün çocuk okutmaya başlayacaklar, hasta olacaklar, elbise eskitecekler ve kendilerine verilen "sadakanın" bu işlere yetmediğini görecekler. İşte o zaman kendilerini "yaratan" tanrılarına karşı isyan başlayacak...
Kuşkusuz ki bu insanların aydınlanması için ille de bu süreci yaşamaları gerekmiyordu. Ancak Türkiye solu 12 Eylül 1980 öncesinde mahalle mahalle, köy köy hücreler oluşturarak yaptığı eğitim çalışmalarını 12 Eylül 1980'den sonra bir daha yapamaz oldu...
ebubekir -- 12.04.2014 - 08:31
"..İşte o zaman kendilerini "yaratan" tanrılarına karşı isyan başlayacak..." (H.Aktas)
oysa tarih boyunca insanlar "yaratan"a degil ama cakma "tanri"lara isyan etmistir..
mesela cagimiz da "yaratan"a isyan eden marx´in kehanetleri tutmadi cünkü bos biraktigi alani cakma "tanrilar"la doldurdu foyasi meydana cikinca sanal "isci cenneti"
nden kacislar basladi..
akp´li sadece "din" ile olmadigi gibi dinsiz de olamayacagini anladi darisi "mektepli"
nin basina..
kisaca,türk halki "yaratan"a degil ama cakma "tanri"lara karsi 90 yildir isyan icindedir "vandalizm"e tenezzül etmeden..
slm.
cenk -- 12.04.2014 - 11:01
"vandalizm"e tenezzül etmeden.."miş
Tarihte, Selim'den sonra en büyük Vandal, günümüzde TC'yi yönettiğini sanıyor! (anlayana)
Hakan Şükür'ün adına bile tahammül edemedi, statlardan adını söktürüyor..
adam, çakma tanrınız olmuş! haberiniz yok!
Hüseyin AKTAŞ -- 12.04.2014 - 13:45
Ebubekir,
Benim nerede olduğunu bir türlü tarif edemediğiniz tanrınızla işim yok. Benim uğraştığım tanrıların hepsi yeryüzündedir. Yorumda sözü edilen tanrı da insanların yarattığı ya da insanlara karşı kendini tanrı olarak dayatanlardır. Meseleyi başka yere çekmeye gerek yok. Bal gibi anlıyorsun ne denmek istendiğini. Ama bal gibi anlamadığın konulardan biri de Marks konusudur. Senin ekonomi politik bilgin olsun, tarih bilgin olsun, Marks'ı değerlendirebilecek kapasitede değildir. Marks'ın isyanı da keza gökteki değil yerdeki tanrılara karşıdır. Sen anladığın konularda konuş. Gerçi senin sitedeki misyonun anlamadığın konularda atıp tutmak ama bunun bir tek sen farkında değilsin...
ebubekir -- 12.04.2014 - 14:27
cenk,
sükrü´nün (ki ihaneti asikar) arkasina saklanacagina cakma "tanri"lara karsi birlesin tabii önce "türk halki"ni ikna edip güvenini kazanin bugüne kadar beceremediginiz sey..
slm.
ebubekir -- 12.04.2014 - 14:44
Hüseyin Aktas,
marks gökteki (ki O´gökte degil (gayb) bize sah damarimizdan yakin) tanrilara karsi isyan icinde olmasaydi yeryüzündeki cakma tanrilara savas acar insanlarin yaratici hakkindaki inanc ve tercihlerine saygi gösterirdi..
maalesef marksizmin beyin yapicilari adina uygulananlar söylediklerini onaylamiyor..
ayinesi istir kisinin lafa bakilmaz..
slm.
Hüseyin AKTAŞ -- 12.04.2014 - 17:53
Ebubekir,
Yukarıda anlattım AKP'nin nasıl iktidar olduğunu. Siz bu ülkede insanların türlü türlü operasyonlarla yoksullaştırılıp, bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirilip, sonrada onlara makarna dağıtarak onların desteğini (oylarını) bu yolla almaktan utanmayı öğrenin önce! Gerçekler ortada! Soyguncu bir iktidarın destekçileri, sermayenin uşakları olarak, utanmayı öğrenin!
ebubekir -- 12.04.2014 - 18:56
Hüseyin Aktas,
daldan dala atliyor "....yaratan tanrılarına karşı isyan..." iddianin icini doldurmaktan kaciyorsun..
neyse..
1-makarna ile oy almak mümkündü madem 2002 yilina kadar t.c.´yi idare edenler niye dagitmadi ? sosyal devlet geregi yani sözde yolsuzluk da yoktu..
ciger/kedi..
2-soyguncu iftiralarina ragmen akp zirve yapti "türk halki" size inanmadi cünkü güvenmiyor..
halk bilgeligi..
3-partiden yolsuzluk iddiasiyla chp´den atilan sarigül istanbul´a belediye baskan adayi yapilmistir..
mektepli cifte standart..
4-kimlerin utanmasi gerektiginin cevabini "türk halki" 30 mart günü erdogan´a olan güvenlerini tazeleyerek verdi..
5-8 secim de 8 maglubiyet alan mektepli halkin mesajini anlamazliktan geliyorsa eger önümüzde reisicumhur ve genel secimler var hatirlatirim..
bugüne kadar oldugu gibi aliriz boyunuzun ölcüsünü..
keyfiniz bilir ama keyfinizi kaciririz..
;)
slm.
Hüseyin AKTAŞ -- 13.04.2014 - 02:44
Ebubekir,
Konuyu daldandala götüren ben değil, sensin! Marks'ın ne işi vardı bu tartışmada? Konu bu mudur? AKP seçmenini "yaratan" 12 Askeri Diktatörlüğü ve ardından gelen ANAP sürecinde uygulanan ekonomik kararlardır diyorum, sen gidiyorsun Allah'ı tartışmaya sokuyorsun, Marks'ı tartışmaya sokuyorsun.
"1"
Makarna ile oy alındığı anlattığım üzere bir geçektir, açlıktan ölümün eşiğine gelmiş bir insanı bir lokma ile bile kandırabilirsin, heleki cahil ise. Böyle oy almak da ancak sizin gibi ahlaksızların, vicdansızların yöntemi olabilir. Sizin dışınızda hiç bir sosyalist bu yola başvurmaz! Zor durumdaki bir insanın muhtaçlığı üzerinden kurnazlık bir tek size yakışır.
"2"
Soygunculuğunuz "iftira" değil, buna rağmen desteklenmeniz ise doğru yolda olduğunuzun göstergesi değil. Hitler de seçimle gelmiş bir diktatördür, milyonlarca insanı ölüme sürüklerken de desteklenmişti. Ancak senin, toplumbilimin bu denli ayrıntılarını kavraman için 50 fırın kitap yemen lazım.
"3"
Ben sana burada CHP propagandası mı yapıyorum da benim önüme Sarıgülü zartı zurtu koyuyorsun? CHP de en az sizin kadar bu ülkeyi kötü yönetenler arasındadır, ben komünistim anlamadın mı?
"4" ve "5'inci" şıklarda tam bir amigo kafası ile yazmışsın.
Sana yanıt yazarken sağlığım bozuluyor benim. Buraya da bu yüzden pek gelmez oldum, çünkü senin gibi bir utanmaza yanıt yazmak gerçekten sabır işi! Bu sabır da yok değil ama "yedediğin hasta ayağa kalkmalı" der atasözümüz, sen ise iflah olmayacak, ayağa kalkamayacak bir hastasın, çünkü zeka geriliğinin tedavisi yok...
Mümkünse cevap hakkı doğurmayacak bir yanıt yaz, "Allahını seversen"!
ebubekir -- 13.04.2014 - 12:43
Hüseyin Aktas,
"........"yaratan" tanrılarına karşı isyan başlayacak..." yazip marksizme atif yapan sensin..
yaratan ve isyan cümlecikleri gectiginde marks hatirlanir kardesim diim ve keseyim zira siteye uzak durmana gönlüm razi olmaz..
hadi kal saglicakla..
slm.
Hüseyin AKTAŞ -- 13.04.2014 - 15:27
Biraz da Türkçe çalış da "tırnak" içine alınan bir sözcüğün nasıl anlam değişikliklerine uğrayabileceğini öğren...
ebubekir -- 13.04.2014 - 17:24
Hüseyin Aktas,
sonsuzus´a üye olmak icin türkce bilgi sinavindan gecme sarti olmadigi gibi akademik makalelerin yayinladigi bir forum da degil..
neyse..
türkce bilgisi iyi olan kendini begenmis kibirli "mektep"linin "türk halki"ni asagiladigi asikar lakin "..ben komünistim........." iddiasinda (yoldas) olana yakismadi..
yunus emre der ki;
"..ilim ilim dedigin kendin bilmektir sen kendin bilmezsin ya nice okumaktir.."
slm.
ebubekir -- 14.04.2014 - 02:59
tabii "türk halki" kendini begenmis (atatürk maskeli) kibirli "mektepli"ye 8 secimde
8 maglubiyet yasatarak "türkce bilgin" senin olsun önce ADAM ol cik karsima demistir..
ha anlamadiniz o da sorun degil önümüzde 2 secim var..
;)
slm.
HoLa -- 14.04.2014 - 06:07
yaradan ile işi olmayana konuyu bırakıp yaradanı anlatmak nasıl bi yarrradılanlıktır?
Hüseyin AKTAŞ -- 14.04.2014 - 10:05
Konu; "AKP Seçmenini Anlamak"
Özet geçiyorum:
1- 12 Eylül Sola karşı yapılan ve her türlü toplumsal muhalefeti ezip sindiren bir darbedir.
2- 12 Eylülün "demokrasi" içerisindeki siyasal tezahürü olan, ÖZAL liderliğindeki ANAP izlediği ekonomik model ve "Özelleştirme" operasyonlarıyla Türk Tarım ve Hayvancılığnı ve yanı sıra Kamu İktisadi Teşekkülerini (KİT'leri)yok etti.
3- Yoksullaşan köylüler açbilaç kentlere göç etmek zorunda kaldı.
4- Türk-İslam Sentezi "ideolojisi" ile 12 Eylül koynunda kollanan ve beslenen cemaatler ve tarikatlar, yoksullaşıp kente göçen köylüleri ağına düşürdü. Onların üstünde DİN aracılığı ile kurduğu hegomanya sayesinde, kendine ait iş yerlerinde boğaz tokluğuna istihdam etti. Bu istihdam ettiği insanları her seçim döneminde "işten atma" ile tehdit etti. Hala da ediyor. Aynı zamanda bu insanları makarna-bulgur-kömür ve diğer sosyal ağlar ile "belden aşağıya" beslemeye devam etti.
Cemaat ve siyasal partilerin (ANAP, SP ve sonrasında AKP) işbirliği ile bu kitleye hala aynı şekilde hükmediyorlar. Yanı sıra yığınla seçim hilesi ve oy hırsızlığı da cabası...
Ebubekir efendi,
Bunlara var mı bir itirazın?
Tabiki vardır.
Ancak bir diğer düzlemde neler olmuş ona bakalım:
1979 Asgari ücret net olarak; 3259 TL.
1979 Yılında Altın onsu: 306 TL
2014 Yılında bugün itibariyle asgari ücret net olarak: 846 TL.
Altın onsu: 1301,1500 TL.
Bu durumda 1979 yılında bir asgari ücretlinin bir aylık maaşı ile 10.650327 ons altın alınabiliyormuş. Bugünün parasıyla ise bu 13857.673 TL. para yapıyor
Yani 1979'da Asgari ücret bugünkü asgari ücretin 16.38 katıymış... Gerçek anlamda 1979'daki asgari ücretli bir işçi bugünün parasıyla 13.857.673 TL maaş alıyormuş...
1979 ile bugün arasındaki sürece baktığımda iki şey aklımda kalan;
1- 12 Eylül Askeri diktatörlüğü
2- Devlet ile PKK arasında kıyasıya çatışma ve batıda asker, doğuda gerilla ölüleri!
Değişen ne?
Değişen asgari ücretler!
Geriledikçe gerileyen işçi ve memur maaşları!
Satıp savrulan KİT-ler!
Hızla çöküp kapatılan sanayi kuruluşları!
Yok edilen tarım ve hayvancılık!
Yağmalanan ormanlar ve akarsular!
Muhasebeci arkadaşlar bir yanlışım varsa düzeltsinler...
Ebubekir,
1979'un asgari ücreti ile bugünün asgari ücreti arasındaki farkı hangi kutuya koydunuz? Sen de onu açıkla bakalım!
Bu halkın bunları ilelebet anlamayacağını mı sanıyorsun?
Anladıkları zaman o insanların size isyan etmeyeceğini mi sanıyorsun?
Anladın mı şimdi "yaratan" ile "yaratılanı"?...
galatalı -- 14.04.2014 - 10:48
İtirazım var:
Adını bile emperyalistlerin koyduğu, M.Kemal'in hiç bir yerde atıfta bulunmadığı, bir doktrin olarak sunmadığı,sadece
cesurca ve metodlu çalışarak becerdiği uygulamaların, işbirlikçilerin ideolojisi gibi sunulmasına ve tırnak içinde bile olsa
kemalizm denilmesine...
Bu anlayış, altı ok'la hayata geçmiştir. Kesinlikle işbirlikçilik önermez. Bakış açısı da yereldir ki siz bunu elbette benden
daha iyi bilirsiniz...
Hüseyin AKTAŞ -- 14.04.2014 - 11:26
Sayın Galatalı,
Bu konuda Zülfü Livaneli'nin de bir sözü var; "Kemal ile kemalizmi ayırmak gerek" der. Ben de bir çok yazımda bu ayrıma vurgu yapmışımdır. Mustafa Kemal ile "kemalizmin" bir alakası yoktur. "kemalizm" Mustafa Kemal'in sempatisinin sömürüsüdür ve egemenler tarafından kullanılmıştır. Haklısınız ancak ben yazımda zaten sizi rahatsız edecek bir anlatımda bulunduğumu düşünmüyorum...
ebubekir -- 14.04.2014 - 14:19
ah be Hüseyin ah..
vatandasin aklinda kalanlari bi hatirlayalim..
yil 1979........................( basbakan b.ecevit-5 Ocak 1978 - 12 Kasım 1979)
hersey karaborsa paran var bu seferde raflar bombos..
tüpgaz
benzin
yag
kuyruklari..
yil 2014.......................................(basbakan r.t.erdogan-2002-2014)
raflar dopdolu..
karaborsa tarihe gömüldü..
kuyruklar unutuldu..
aradaki farki gördükleri icindirki vatandas akp´yi 8 secim de 8 galibiyet ile taclandirdi..
bu farklardan bir ikisine deginip noktalayalim..
12 yil önce,
-kisi basina düsen milli gelir 3 bin iken bugün 10 bin dolar..
-yillik enflasyon % 34 iken bugün % on´nun altinda..
-yillik %45 kredi faizleri bugün % 10´nun altinda..
hükümetin icraatlari elbette bunlarla sinirli degil lakin siz bunlari zaten biliyorsunuz ha kabul etmemeniz bu gercegi degistirmiyor sözüde var,"gözünü kapatan kendine karanlik eder"..
ancak benim acimdan olumlu icraatlardan cok daha önemlisi hayati öneme haiz olani ve t.c.´ni daha yukarilara sicratacak "baris süreci"dir ki umarim/gönülden isterim sekteye ugratilmasin..
iste o vakit seyreyleyin siz t.c.´nin göz kamastirici yeniden dogusunu ve gücünü..
son olarak suncaz diim ki siz bu kafayla vede "kel alaka" karsilastirmalarla daha cook maglubiyetler yasarsiniz..
by by eski türkiye..
demedi deme..
slm.
Hüseyin AKTAŞ -- 15.04.2014 - 04:03
1979 karaborsasını biz de anımsıyoruz. Ne yazıkki sen de hala cahillere satılan o edebiyatı satmaya devam ediyorsun, oysa gerçekler başkadır...
Bu karaborsanın nedeni Bülent Ecevit Hükümeti değildir.
Ecevit'in "1974 Kıbrıs Barış Harekatı" ve "Afyon Ekimi" konusunda ABD ile restleşmesinin ardından, ABD Türkiye'ye her alanda "AMBARGO" uygulamaya başlamıştır. O günlerin Türkiye'si, ambargo açısından bugünlerin İran'ı ve Küba'sı durumundadır. (Keşke öyle kalaydık, tuz biber yiyeydik de bu günleri görmeyeydik...)
Bir diğer yandan 1. ve 2. MC Hükümetlerinin (ben o hükümetlere "yeMeCe hükümetleri" diyorum) soygunlarından ve faşist saldırılarından bıkan halkın tepkilerini nötralize etmenin yolu olarak; Bülent Ecevit hükümeti gündeme gelmiştir.
Bülent Ecevit'in o dönemki çizgisi görece olarak millicidir, halkçıdır. Bu nedenle halktan ve haktan yana politikaları ABD ve onun yerli işbirlikçileri tarafından hazmedilemez durumdadır. Burjuvazi de ne yapacağını bilemez durumdadır. Halkın gözünde "Kar'oğlan" olarak büyük bir sempati toplayan Ecevit'i itibarsızlaştırmak için bahsettiğin Karaborsa gündeme gelmiş, Büyük sermaye sahipleri tekelinde bulundurdukları, şeker, yağ, benzin gibi ürünleri piyasadan çekmiştir. Bu da Ecevit hükümetinin sonunu getirmiştir. Bu işbirlikçi tekelci burjuvazinin ABD ile birlikte uygulamaya koyduğu bir oyundur.
Gelelim şu "milli gelir" aldatmacasına.
O kadar çok amigoca bir bakış var ki, iktidarların ağzından çıkan her yalanı gerçeğin yerine ikame ediyorsunuz.
Milli Gelir dendiği zaman bir ülkede kim yaşıyorsa hepsinin içine girdiği bir gelir pastasını düşünmek lazım.
Burada gerçeği anlamak için Milli Gelir totalini ülke nüfusuna bölmek değil, Milli gelirden kimlerin ne kadar pay aldığını bilmek gerek. Ne yazıkki sermayeden yana tüm iktidarlar Milli Gelir toplamını ülke nüfusuna bölerek kişi başına düşen miktarı böbürlenerek telaffuz ederler ve zavallı halkım da bunu iktidarın başarısı olarak algılar... Oysa kendi yediği içtiği ile hükümetin dediğinii basitçe karşılaştırsa hükümetin yalan attığını görebilecektir.
Yine asgari ücrettten gidelim:
Asgari ücret bugün aylık net olarak 846 liradır.
Bir yıllık asgari ücret toplamı; 10152 lira eder.
Milli Gelirden kişi başına düştüğünü söylediğiniz 10.000 dolar ise ki bu yıllık gelrdir; 21211.5 lira eder.
Aradaki farkı hangi kutuya koydunuz?
11059,5 lira farkı hangi kutuya koydunuz Ebubekir?
TÜİK istatistiklerine göre bile;
Türkiye nüfusunun %20'lik en yoksul kesimin Milli gelirden aldığı pay %6,5'tur (yüzde altı buçuk)
İkinci en yoksul %20'lik kesimin aldığı pay %11'dir.
Üçüncü %20'lik dilimin aldığı pay 15,5'tir.
Nüfusun %60'ını geçtikten sonraki dördüncü %20'lik dilimin aldığı pay 21,9'dur.
Tepedeki beşinci %20'lik dilimin payı ise %45,2'dir.
Bunlar ne demek oluyor? Biraz daha açalım:
74 Milyon nüfusun %20'si 14.800.000 insan eder.
Türkiye'de;
14.800.000 insan milli gelirden yalnızca % 6,5 pay alıyor.
İkinci 14.800.000 kişi %11 alıyor.
Üçüncü 14.800.000 kişi %15.5 alıyor.
Dördüncü 14.800.000 kişi %21,9 pay alıyor.
Beşinci ve en tepedeki dilim ise %45,2 pay alıyor
Milli gelir toplamı nedir?
Kağıt üzerinde 10.000 dolar olduğunu söylediğiniz kişi başına düşen milli gelirin gerçek değeri, hem de kalkınma Bakanlığının tespitlerine göre; 2013 yılında 6187 dolardır. 74 Milyon ile çarpalım. Buna göre milli gelir toplamı;
457.838.000.000 dolardır. Bunun %6,5'i en yoksul 14.800.000 kişiden oluşan kesimin aldığı payı oluşturur; 29.759.470.000 dolar eder.
Bu 14.800.000 kişiden her biri yıllık 2010 dolar para alıyormuş.
Bu da TL olarak yıllık 4277 TL yapıyor.
Yani 14 MİLYON 800 BİN kişiden her biri;
aylık 356 lira ile geçiniyormuş bu ülkede.
Diğer yüzdelik dilimlerin gelirlerini de siz hesaplayın!
Al şimdi Ebubekir,
Milli Gelirden kişi başına düşen 10.000 doları hükümetin kıçına sok! Malum; kutularda yer kalmamıştır!
HoLa -- 15.04.2014 - 09:24
amman aktaş dikkat et...yazdıklarını bile çalar bunlar.
bas balgamı geç...
ciddiyim!
DEC CAL -- 15.04.2014 - 10:32
Toro,
Yukarda herkes olayı kendi cephesinden elinden geldiğince değerlendirip geçmişe dair yaşayamadığım yıllarıda içine alarak açıklamalar ışığında bilgiler verilmiş konuyla ilgili..
Akp seçmenini anlamak bence Uzayın gizemini çözmekten daha zordur.
30 Mart gecesi Nakliye departmanımızın şöförlerinden ve öncesinde de Akp ye sempati duyan biri ile yaptığım şu diyalog konuyu tüm çıplaklığı ile özetliyor.
Ben - Abi yarın seçim var oyun kime.
o - Ben Mhp liyim Ama oyum Akp ye,
Ben - Abicim o kadar kaset çikti, para götürmüşler Ülkenin a..na koymuşlar.
o- Hepsi yalan dolan. GÖZÜMLE GÖRMEDİĞİM HİÇ BİR ŞEYE İNANMAM.
Son cümleyi Akp yandaşları birlik olmuşcasına, kiminle konuştuysam aynısını söylediler.
GÖZÜMLE GÖRMEDİĞİM HİÇ BİR ŞEYE İNANMAM.
Ama konu Kemal KILIÇDAROĞLU na Ve Ecevit'e gelince Kemal SSK yı batırmış Ecevit te toprağı bol olsun Bizleri Kuyruklarda bekletmiş yokluk içinde bir dönem geçirtmişmiş..
O yüzden Akp seçmeni (İstikrar bozulmasın diye oy veren Kapital DÜşüncede ki yavşaklar hariç) hepsi CAHİL..
Bu kadar NET tir olay..
ebubekir -- 15.04.2014 - 13:51
Hüseyin Aktas,
"8 secim 8 maglubiyet" den sonra yoldas "ayranim eksi" der mi hic elbette armutun sapi,üzümün cöpü mantigiyla "kel alaka" mazeretler ileri sürecek nefsini aklamaya calisacaktir..
"türk halki" söze degil icraata bakiyor..
girdikleri her secimde kaybeden muhalif parti secmeni,"nerde yanlis yaptik" üzerine özelestiri yapmak yerine 8 secim boyunca oylarini artirararak galip gelen akp secmenini sorgulamaktadirlar..
mektepli zeka ! ters calisinca akleden "alayli" zaferden zafere kosuyor tabii..
;)
forumun ünlü küfürbazi HoLa ciddi ciddi Hüseyin´e, "..bas balgamı geç..." tavsiyesinde bulunmus Eh beyni donmus akli lagim zahir hem kafasi calissaydi küfürbaz olmazdi dimi..
slm.
Hüseyin AKTAŞ -- 15.04.2014 - 17:28
Ebubekir,
Her zaman olduğu gibi kaçıyorsun.
Kazandığın seçimi kime karşı kazandın?
"Karaborsa" dedin, yanıtladım.
"Milli gelir" dedin yanıtladım.
Öncesinde oraya buraya çekmeye çalıştın konuyu.
Şu ana değin konunun özüne ilişkin bir yorumun yok.
Sen böyle 8 değil 38 seçim kazansan ne olur?
Kazanan sen misin sanki keza kaybeden ben miyim?
Şunca yazılanlardan kaybedenin bu ülke olduğunu hala anlamadın da böyle yapıyorsan sözüm yok, ama anladın da böyle yapıyorsan diyecek söz bulamıyorum çünkü bu insanlığın biriktirdiği her türlü vicdani değere ihanet demektir...
Bir kere de tartışma kazanmak için değil de anlamak için tartış ve bir kere de anladığında yanlışını özür dile. Ama yok, bunu senden asla göremeyeceğiz...
Ben konunun yeterince aydınlandığını düşünüyorum.
Toro arkadaşa bu başlık için teşekkür ederim.
Belki sinir bozucu yollara meyledilmese daha başka ayrıntıları da burada konuşabilirdik. Ancak Türkiye'de siyaset öteden beri takım tutar gibi yapılıp, körü körüne "mensubiyet" savunuculuğu yapıldığından, tartışmalar verimli olmuyor, gerçeğin irdelenmesi yerine laf ebeliği ile galip gelinmeye çalışılıyor.
Hoşca kalın...
ebubekir -- 15.04.2014 - 18:32
Hüseyin Aktas,
maglup olan özelestiri yapar bu genel kuraldir hatta üst üste secim kaybeden lider istifa eder/edebilir/etmeli..
neyse..
"................01/04/2014 tarihinde toro´ya hitaben yazdigim yorum;
toro,
mayis 2013´den 30.mart 2014´de kadar sürdürülen yerel/küresel saldiri (gezi/üc agac/direnX vs. ARTI röntgenci hoca/dershane/montaj/santaj/kaset vs.) karsisinda
demokratik ve rasyonel bir yöntemle elde edilen dengeleri degistirecek bir basari
söz konusudur ulusal ve uluslararasi aktörlerin yüzlerini mosmor eden,uykularini kaciran..
bu gercekler isiginda tartisilmasi gereken akp ve kadrosu degil her secim de "ezber bozan" ADAM´a karsi maglubiyet üzerine maglubiyet yasayan muhalefetin
basarisiz yöntemi olmalidir..
sevgili toro,actigin konu basligi "biz akp/erdogan karsitlari nerde hata yaptik ? " olsaydi fikrimi yazardim zira "akp" ve "alayli" türk karsiti "mektepli"leri anladik/cözdük....."
evet..
kimin rasyonel düsündügü kiminde laf ebeligi yaptigina birakalim akldenler karar versin..
slm.
cenk -- 16.04.2014 - 05:37
Bu başlık altında AKP'liler hakkında yazılan tüm görüşler geçerli bence.
Enine boyuna doğruları yazarken, birilerinin konunun özünü gevşetmeye kalkmasını da anlamış değilim. (ki bu şahıs da AKP'li)
aslında, burda ki "çakma tanrısına" tapan AKP'linin analizi yapılabilse, daha kolay ve daha gerçekçi bir yaklaşım olabilirdi.
Dalkavukluk yerine konuya katkısı olan her AKP'liyi dinlemek gerekir.
ebubekir -- 16.04.2014 - 11:51
cenk,
karsit görüste olanlara dalkavuk suclamasinda bulunmadan önce gezi´de baslayan ve 30.mart´a kadar süren yorum ve öngörüleri yanlis cikan "mektepli" arkadaslarin kimin dalkavukluguna soyunduguna bir cevap bulmaniz gerekir ki "türk halki" size inansin,
güvensin..
igne/cuvaldiz..
mesela,
7 secim de 7 maglubiyet yasandigi halde 8´ci secim sonuclari niye yanlis tahmin
edildi ?
a. einstein; "..Delilik (aptallik), aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.."
;)
slm.
HoLa -- 19.04.2014 - 12:01
AKP artık bir siyasi parti değildir.
Emperyalistlerin taşeronluğunu yaparak, onların çıkarlarına göre hareket eden, yönlendirilen, kullanılan, karşılığında da yaptığı hırsızlıklar ve talanlardan elde ettiğini cukka eden, deve yerine mercedes e binen bir BEDEVİ SÜRÜSÜDÜR.
Yobazlar, ahmaklar, bilgisizler.
Dolandırıcılık ve sahteciliklerle elde ettiği erki kullanmaktadırlar.
İnsan içine çıkamayan, çıktıkları zaman korkan, sokaklarda gezemeyen, maçlara konserlere gidemeyen, sosyalleşemeyen, çaldıkları ile sadece Arap devletlerinde dolaşan ciğeri beş para etmez bir soysuz takımıdır.
Bunlar ve bunları destekleyenler de her daim lanetle anılacaklardır.
Anılmaktadırlar.
cenk -- 19.04.2014 - 12:47
50 kere yazdık, adamların bunu desteklemekten başka çareleri kalmamış.
Varoş oylarının önünü kesemediğin sürece,
yani; varoşlar kalkınamadığı sürece AKP gider, MKP gelir farketmez..
Yabancı -- 19.04.2014 - 13:03
"a. einstein; "..Delilik (aptallik), aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir..""
sanalmanik -- 30.03.2015 - 17:46
""Bu birlikteliğin ana özünü oluşturan unsur nedir ?"
"
-- 31.07.2015 - 04:49
İŞİD'i destekleyen İsmail ağa cemaati, AKP'nin öz cemaati, pan İslamizmin yeni karargahı!
AKP, sahte İŞİD operasyonu ile dünya kamuoyunu aldatmaya çalışıyor! Kendi askerlerine, sınırın karşısına geçip ateş etmeler, Suruç katliamının MİT tarafından İŞİD içinde örgütlendirilmiş bir elemanca gerçekleştirilmesi vs...!
İslam Devleti (İŞİD) açıklamasından: "Türkiye, eski karargah ve boş yerleri bombaladı, bize önceden haber geldi..." İŞİD sözcüsü Ebu Yusuf, "Operasyonlarda ciddi bir kayıp gerçekleşmediğini, vurulan yerlerin eski karargâhları ve kimsenin kullanmadığı yerler olduğunu" iddia etti. (27 Temmuz 2015)
KOMPLOCULUK GELENEĞİ VE TÜRK İSLAM SENTEZİ DARBESİ!
Çeşitli çetelerin koalisyonu olarak ortaya çıkan AKP, Askeri darbelerin geliş süreçlerini örnek alıyor!
Askeri guruplarca kuvvetlendirilmiş İslamcı vesayeti sağlamlaştırmaya çalışan AKP, saray darbesine ortam hazırlamaya çalışıyor! Başta Nakşibendiler olmak üzere Türkiye'de ki bütün şeriatçı akımlardan türeyen cemaat ve tarikatları birleştiren Erdoğan kliği, tüm militarist çetelerin üst kurumu olan MGK'de, AKP hükümetinin besleyip büyüterek halkın başına bela ettiği barbar Cihatçı örgütlerin kullanılarak bir kaos ortamının yaratılmasına karar verdi.
Kullanılan metotlar hemen hemen aynı...En son olarak Kenan Evren cuntasının hazırlanış biçimini kendisine örnek alan AKP oligarkları, mutlak iktidarları için her yolu mübah görüyorlar...
TSK, 1970-80 lerde cunta yapmak için, sağ-sol kavgası adı altında,kitleleri piskoojik alanda hazırlamak için, MİT ve diğer Kontra güçleri,hem sağcı hemde solcu kılığına girip kanlı eylemler gerçekleştiriyordu! İlk Kontrgerilla davası 31 yıl önce katledilen savcı Doğan Öz tarafından açılmıştı, ancak ne varki , devleti elinde bulunduran TSK, Doğan Öz’ü katletti.
AKP, SARAY DARBESİ İÇİN KİTLE ÇALIŞMASI YAPIYOR!
Erdoğan'ın saray terörü,TSK kurmaylarından aşağı kalmadı, eski bütün Kontr-Gerillacılar iş başında! Kimin kimi öldürdüğü belli değil artık...! Erdoğan'ın gladyatörü, sol gösterip sağ vuruyor!
Bu darbeci kirli sistemin öncüllerinden bir farkı kalmadı. Askeri darbeler öncesinde sıkça kullanılan komplolar yeniden devreye sokuldu. Mesela MİT ajanlarının İŞİD kılığında eylem yapmaları bunun en basit örneğidir.
islam dininin iktidar savaşı ve diktatörlüğün tesisinde kullanılması da yeni değil! Aynen şimdiki gibi komplolarla iktidara gelen darbeci Kenan Evren şimdiki Erdoğan gibi cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı miting konuşmalarında dini motifler kullandı. Meydanlarda Kuran’dan ayetler okuyup İslamist ajitasyon yapan askeri diktatör, imam hatip liselerinin yaygınlaşması,her köye bir cami,Kuran okulu ve din dersinin zorunlu hale getirilmesini sağladı.
1980-83 arası askeri iktidar döneminde Türk-İslam Sentezi Milli Güvenlik Konseyi tarafından ana doktirin haline getirildi.
Benimsenen yeni devlet politikasının temelinde Türklük ve İslam’ın milli kültürün iki temel kaynağı olduğu bu politikaya göre Türkiye'nin eski osmanlı topraklarında genişleyebilmesi en etkili yolun Türk-İslam Sentezi olduğu önerildi. işte AKP'nin temelleri ta o zaman atıldı.. Buna göre İslam olmadan Türklerin kimliklerini korumaları mümkün olmadığı savunularak,İslamizmin her alanda genişletilmesine karar verildi..,
Kenan Evren, darbe sonrasında pek çok konuşmasında, şimdiki AKP yöneticileri gibi dine ve Kuran’a referans vermiş, “İslami değerler” ile “milli değerler” dediği pan İslamizm-pan Türkizm şarlatanlığı yapmıştır. 19 Ekim 1981 tarihinde okullarda din dersi zorunlu hale getirilmiştir. İmam Hatip liselerinin ve öğrencilerinin sayısı arttırılmıştır. 1983 tarihinde imam hatip lisesi çıkışlılara, üniversitelerin her bölümüne girme hakkı tanınmıştır. Bu dönemden itibaren Alevi köylerine camiler yapılmaya başlanmıştır.
Şimdi AKP'yi oluşturan Cemaat ve tarikatlar,Türk İslam Sentezi ideolojisi etrafında şekillendirilen kültürel ve siyasal ortamla, Pakistan benzeri bir yapının alt yapısını oluşturmuşlardır. AKP iktidarı, imam hatiplerle, çok sayıda dini derslerle, kurslarla, okullardaki şeriat uygulamalarıyla Talibanlaştırmaya çalıştığı eğitime, dolaylı bir biçimde, Afganistan’da Taliban’ın ortaya çıktığı dönemin Taliban kafa dini liderlerinden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gençliğinde önünde diz çöktüğü Gülbeddin Hikmetyar’ı de soktu.Bu alt yapı hazırlandıktan sonra, gelinen noktada Suriye’de kanlı radikal dinci terör örgütleri destekleyen AKP iktidarı, 7 haziran seçimlerinde umduğunu bulamayınca MGK kararları ile El Kaide ve İŞİD bağlantılı elemanlarına kitle katliamları yaptırtarak oluşacak kaos ortamına bel bağlamıştır...
'Muhalif denilen' Barbar terör örgütleri, Nusra ve IŞİD ile birlikte yönetimi devirmeye çalışan dinci örgütlerin desteklenmesine devam ediliyor...Bu durum, Türkiye’nin, aynı zamanda kendi içinde de savaş kıvılcımlarını tutuşturması anlamına gelmektedir.
Şimdi bu durumda, NATO, Erdoğan'nın görkemli sarayını korumak için mi yardıma gelecek?
Utanmadan Nato'dan yardım istiyorlar? Şan şöhret peşindeki bir saray delisinin yeniden yapılandırdığı AK gladyatörünün İŞİD içine soktuğu elemanla yaptığı Suruç katliamı ne olacak?
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren Cihadistlerin sponsoru AKP militaristleri, danışıklı dövüşlerle paçalarını kurtarmaya çalışıyorlar!
Petro-dolarlarla kurulan saray ve camiler ve pan-İslami hâkimiyet arayışı şeriatçıların yeniden doğuş devrini başlattı..
AKP Türkiye’deki bütün İslamcı cemaat, tarikat ve grupları, vesayetçi Askeri çeteleri de birleştiren pan-İslamist Militarist bir parti oldu.
12 Eylül’ün hedeflediği toplumsal profilin yaratılması AKP ile sağlandı:Militaristlerin istedikleri işte bu İslamı bayrak yapan ve Pan Türkizm
yanında Pan İslamizmi kullanarak post modern Osmanlı'yı yeniden canlandırabilen ırkçı ümmetçiler idi.
Saldırgan, şoven ve militarist bir ruh halinin topluma egemen olması için,Pan-Türkizm,Pan-İslamizm, kendinden olmayan herkese düşmanlık propagandasını esas alan AKP saraydan savaş kusuyor: devletin çelik çekirdeği, herşeyin her ne pahasına olursa olsun kendi denetiminde bulunması için her yolu mübah gören AK militaristler kirli savaşların en kirlisine başladılar. Türk-İslam sentezi,devlete eklemlenmiş ve dinamikleri devlet hizmetine koşulmuş İslam ile yayılmacı haklı çıkaran Türklük motifi ile yayılmak ve işgal etmek için Osmanlı akınclığı yeniden diriltildi...
Siyasi propoganda meydanlarında Kuran'ı ilk sallayan Erdoğan değil, Kenan Evren idi!
Her tarafa yeni camiler, mescitler, Kuran okulları, İmam Hatipler kurarak kitlesellşen Pan İslamist akımlar bütün unsurlarıyla, siyaset yapan cemaat, tarikat ve grupların birleşmesine ve ortak hareket etmesine zemin hazırladı. Kendilerini gerçek anlamda iktidar gören bu siyasal İslamcılar amaçladıkları düzeni yaratmak için görülmemiş bir koalisyon oluşturdular. İktidarı ele geçirmiş olan bu pan İslamist tarikatlar, dinî cemaatlerin, tarikat-cemaat yapısı bireyin iradesinin üstüne ipotek koyduğundan ve özgür düşünceyi kısıtladıklarından dolayı müridleri üzerindeki güçleri çok güçlü!
Son dönemlerin en kirli iktidarı, tek başına iktidar olamadığı takdirde onca kanunsuzluğun ve yolsuzluğun hesabını vermek zorunda kalacağını bildiğinden, herkesin gözünün içine baka baka danışıklı savaş yapıyor!!
Erdoğan'ın, IŞİD'e senaryo savaş ilanı, adına "Yeni Osmanlıcılık" denilen Sünnici Pan-islamist yağma ekonomisi, yani Erbakan ardılı nepotizmin ve onların "Du bakali nolcek" tipi dış politikalarının iflasının ilanıdır. Amaç, Sünni tipi İslamcılığın bütün türlerini destekleyerek, Ankara'dan yönetilen bir İslam/Halife devleti şaysi kurmaktı. Bu "hedef" daha ilk dile getirildiğinden itibaren bir sonsuz savaş (Cihad) idi.
CİHAT VE PAN İSLAMİZM!
AKP, bir cemaat tarikat koalisyonu olarak, pan İslamizmi yayan bütün tarikat ve cemaatleri, kara para dağıtarak palazlandırmaya devam diyor. AKP'nin Saray İslamı, petrol alanlarını yağmalamak için önemli bir silah olarak görülüyor! Günümüzde Ortadoğu'da İslam dini kullanılmadan yapılan savaş kalmadı! İslam,bütün talan hareketlerinde ve soykırımlarda ana motivasyon olarak kullanılmaya devam ediliyor. Özal’dan başlayıp AKP’yle devam eden Osmanlıcılık hayali, islam ümmetçiliğini kullanarak güçlenmeye devam ediyor!
Osmanlı hayali ve Abdülhamid dönemindeki Pan-İslamcı geleneği canlandırarak, başta Balkan toprakları ve Ortadoğu olmak üzere Müslüman nüfuslar üzerinde Türkiye’nin etkisini arttırmak için geliştirilen bu AK Saray İslamı, en kötü Militarizmle de birleşerek büyük bir tehlike halini almaya başladı!
Belirgin olan nokta, kabulünden günümüze kadar İslam dininin kesintisiz olarak bu bölge kültüründe kitleleri harekete geçirmenin en önemli unsuru olmasıdır. Ve şimdi AKP, kanlı kirli savaşlarınıi her zamanki gibi islamsız yapamaz! “Cihad” kavramı askeri-politik,psikolojik ve sosyal boyutlara sahiptir. Allah adına yapılan savaşlar “cihad” olarak adlandırılır, çünkü bu savaşlar düşmanı yok etmeyi içerdiğinden, bölgenin yerli halklarını soykırım ve tehcirlerle yok etmenin en kolay yoludur. “Cihad” kelimesinin bu anlamda kullanıldığı bir Kuran ayeti şöyledir:
Hafif ve ağır savaşa kuşanıp çıkın ve Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
Son durumlar, Müslümanların 'Allah' simgesi altında,yağma ve talan savaşlarına daha kolay kanalize edilebileceklerini bir daha göstermektedir. Türkiye'de devlet doktirini haline gelen Pan İslamizm bu anlamda, Ortadoğu ve Afrika'da yayılmak isteyen pan Türkistlerin elinde önemli bir silaha dönüşmektedir.
Türkiye'de siyaset; tarikat-cemaat yapıları üzerinden yürütüldüğünden, iktidarı almak için büyük cemaatlere dayanmak gerekiyor.TC' de Nakşbendi tarikatının desteğini almadan iktidar olmak için ancak askeri darbe yapmak gerekir!
Kendilerini ülkenin mutlak sahipleri gören pan İslamistler, toplumu kendi ideolojileri ve inançları doğrultusunda biçimlendirme misyonuyla donanmış gören bu İslamist tarikat ve cemaatlerin toplumdaki kontrol mekanizması, gerçek demokrasinin inşasını imkansız kalmaktadır..
Çünkü siyasal kadroların, yöneticilerin, iktidarların özgür iradeleri üzerinde vesayet var: bağlı oldukları ya da iktidar olabilmek için mecbur kaldıkları tarikat-cemaat vesayeti...
Vesayetin sadece askeri vesayet olmadığı ortadadır, şimdi AKP pratiği ile daha da berraklaştığı gibi özellikle de tarikat- cemaat vesayetinden kurtulmadan demokratikbir tolum gelişemez!
Sevgi ve Saygılarla
Entegrasyon Komitesi İsviçre- Vevey
----------------------------------------------------------------------
Esin Duran,
Selda Suner,
N. Gök,
Irem haloglu
Ferdi koçkar
Yeliz seren
Vedat Konak
S. Aktaş
Pelin Moda,
Bedri Engin,
Hasan Sirtan
M. Eskici
Nazmi Dogan,
Sevda Suner
R. Adalı
Sezer Aşkın,
H. Datvan,
Salih Demir,
FERDİ KADER
Erhan Vural
Necmi Derinsu
Ahmet Kaymaz
Aslan IŞIK
Nizamettin Duran
A. Demir
hasan kayısoğlu
Melahat Baykara,
ismail çekmez.
Aydin Nizam
Uğur Demir
Ismail B. Cenk,
Tekin Balkic
Selma Altuntaş,
Murat Koç
Filiz Serin,
Nedim Serin,
Vedat Koçak,
Salih Birdal,
Erdal Cömert
Ismail Bulak
Ahmet Meriç
Mustafa Gur,
Hasan Zafer
Bahar Ünsal
Osman B.
Ayse bahar
Metin Maslak
H. Maslak
Dilek Solak
zeynep içkaya
Sevda maslak
Sercan Gezmiş
Aynur Balkaya
İpek Doğan
Nazım Doğan
Murat Doğan
esin erkan
Beyhan erdem
n. erdem
İsmail Deniz
Ayten BARAK
Ugur Birdal
Ahmet Tan
İsmet Yelkenci
Yıldırım Kongar
Selma Kongar
Birol Aytekin
Hatice Gül
Ibrahim Erkin
Kemal erdem
Rıza Akdemir
Mehmet Coskun
Hüseyin demir
fethi killi
Yeliz Ender
Mustafa Ender
Ugur Basak
Kemal Dektaş
Ayten Ilkdal
Nuri Aktanır
Metin Koc
Sevgi Ender
Burhan Kulakçı
Oğuz Duran
Burcu Kanter
Aysel kanter
Erol kanter
Layla SOLGUN
M. Oktay
Kemal Aktas
Yelda tekinoglu
Orkun Keskin
T. Vural
Oğuz şen
Nur Şen
Ismail çaykara
Burhan Orkal
D. Kahan
Seher Yıldız
Esra akkaya
Mehmet Uzan
Yeliz IŞIK
Murat Bakır
O. Dem
Salih Aktaş
Seyhan İlknur
Osman Çekiç
esma yıldız
Murat Çetindal
Ali OkyarMusa Tekin
Aslı Birdal
Nazmi Doğan
İnci Gür
L. Okar
Mustafa Karkaya
Omer Aytac
Mürsel Bozkır
Zeynep Şengül
Gülcan Iğsız
Murat Nidar
şemsi Kaya
Ayten Ekşi,
Eda leman
nermin ışıl
D. Polat
Kadir Erdem
Serdar OKTAY
Mehmet Özdemir
Mustafa Erkan
Nuri AKTAS
Emine AKTAS
O. Kadir Ergun
Metin Kurca
Sedat Isiklar
Filiz Bag
Kadir Baskale
Sevim Varlik
Hasan Mesut Akkaya
Necmi Guler
Erhan Isguz
Meral Okur
Bilge Okyaz.
Kemal Koç
L. Mirakoğlu
Oktay Kızılcık
Mehmet Yavuzgil
Erdal Polat
Hüsnü oktay
k. Sankay
Ahmet tekin.
Semra Kaya
Mustafa Çiçek
Kayhan Göçkaya
Erdal Solgun
Mehmet Solgun
Esra Solgun
N. Altik
Oguz Karakış
Leyla Mert
Işık mert
D. Öksüz
Erdem Yılmaz
Ayse Eltan
S. Guner
M. Deniz Ok
Mehmet İnce
Huseyin Cinar
Meltem Cinar
Berk Cinar
L. Demirkaya
Huseyin Çilek
Ayten Irmak
D. Okdere
Ali Uskan
İrem Haloğlu
Berdan Temiz.
H. Baskale
Murat Gülay
Esra Gülay
Mustafa Akyol
A. jale Kol
M. Kol
Tamer Oktay
Aslan Burukoglu
I. Demir
Nurettin Akdal
Uzan Kara
ismail Igdır
Ali Serin, Gül Akın, esra Serin
Nuri Şen
Hasan.Y. Balci
Mehmet Yucel
İsmet C. Koray
salih Söğütlü
Nuri Akçay, Gül Akçay, Esra Akçay
Ali Dem. Sarahoğlu
Ayten Karaman, Mehmet Azal
L. Uzan, Harun Tabaklı
Ertekin Sancak, mehmet değerli.
Kemal Güler, Zeynep Güler
B. Urak.
Ismail Duygu, Erdem Duygu
Hasan Incedemir.
N. kayıkçı.
Bayram Akçak
İsmail Dilpek.
Kemal Uzunyayla
Zeynep Olgun, Mustafa Gülay, Nuri gülay, Arzu Gülay
Mehmet Gülçiçek. Seher Gülçiçek.Mustafa E. Sırat.
Oktay Baykuş. Ezra Seren. Nuray Karaçay.Ali karaçay