Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

CHP nin bu ülkeye çaktığı çiviler ve DP/menderes gerçeği...

delete

1) DP ve menderes gerçeği;
1950-1960 arası neler oldu

Demokrat Parti 14 Mayıs 1950′deki genel seçimleri kazanır ve iktidara gelir.

DP iktidar olunca İnönü döneminde başlayan siyasal bağımlılığı, bir tehdit durumunda ve çağrı üzerine ABD’ye Türkiye’ye müdahale etme yetkisi verilmesine kadar götürür.

DP İktidarı, orduda tasfiyelere girişerek Atatürk’ün arkadaşlarını emekliye sevkeder..

Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Jandarma Genel Komutanı, Genelkurmay II. Başkanı, Birinci Ordu Komutanı, İkinci Ordu Komutanı, Üçüncü Ordu Komutanı ile 3 Orgeneral toplam 15 general ve 150 albay emekliye sevk edilir.

Buna karşılık 1951 yılında 5816 sayılı “Atatürk’ü Koruma Kanunu”nu çıkarılır.

D.P. 1953’te tek parti döneminde haksız biçimde elde edildiği gerekçesiyle CHP’nin binalarına, yayın organı Ulus Gazetesi’nin yönetim ve yayın tesislerine el koyar.

1954 yılı seçiminde DP oyların % 58’ini alarak 488 milletvekili çıkarır.

İsrail’i ilk tanıyan ülke olur.

1952’de NATO’ya üye olur.

1960’da OECD’ye üye olur.

Fas, Tunus ve Cezayir’in bağımsızlığında Türkiye, Batı’nın yanında yer alır.

Süveyş Kanalını millileştiren Nasır’a karşı İngiltere’yi destekler.

Yabancı sermayenin özendirilmesi için kapitülasyon koşullarına benzeyen “Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ve Petrol Kanununu çıkarılır.

Yoğun bir biçimde dış borç alınır.

1958 yılında dış borçlar ödenemez duruma gelir ve % 320 oranında bir devalüasyon yapılır .

1957 yılı seçiminde DP oyların % 48’ini alarak 424 milletvekili çıkarır.

1959 yılında Londra ve Zürih anlaşmaları imzalanarak Kıbrıs Cumhuriyeti kurulur.

DP muhalefeti susturmak için Tedbirler Kanunu’nu çıkarır. Bu kanunla kurulan Tahkikat Komisyonu, cumhuriyet savcısı, sorgu hakimi, adli ve askeri amirlere verilen bütün yetkileri kendisinde toplar.

Ayrıca her türlü yayını yasaklamaya, matbaaları kapatmaya, her çeşit gösteri faaliyetleri için tedbir almaya yetkili kılınır.

19 Nisan 1960 da konuşma sebebiyle İnönü’ye 12 oturum meclisten çıkarılma cezası verilir.

Tahkikat Komisyonu, 23 Nisan 1960’da Fethi Çelikbaş ve Osman Bölükbaşı’ya TBMM oturumlarından uzaklaştırma cezası verilir.

1950-1960 döneminin temel tartışma ve mücadele konusu, biçimsel özgürlüklerdi: Basın özgürlüğü, üniversite özerkliği, mahkemelerin bağımsızlığı v.b. konular, örgütlü veya örgütsüz bütün muhalefetin ve bütün mihrakların sloganları haline gelmişti.

1945-1960 arası çok partili hayat, Türkiye’de beklenen demokrasiyi değil halkın bölünmesini getirmişti. Camiler, kahveler ve mahalleler ayrılmıştı. Tam bir cepheleşme yaşandı. İktidar, üniversiteler, yargı ve basınla zıtlaştı. Ayrıca Bu dönemde iktidar ve muhalefet arasında uzlaşmaya yerine çatışmacı bir politika izlenmiştir. Nitekim DP “vatan cephesi” diye bir cephe kurmuş buraya girenler radyodan ilan edilmiştir.

Menderes ABD’ye teslimiyet politikasının ülkeyi iyi bir noktaya getirmediğini gördükten sonra Rusya ile ilişkileri geliştirmek üzere orayı ziyaret için gerekli randevuları alır fakat ziyaretten 40 gün önce 27 Mayıs Darbesi gerçekleşir.

2- CHP nin bu ülkeye çaktığı çiviler

CHP’nin Türkiye’ye çaktığı çiviler
08 Haziran 2011 Çarşamba 14:15
Turgay Tezcanlı


Tayyip Erdoğan'ın saldırdığı ve karaladığı dönem,1923-1950 arası, Atatürk ve İsmet İnönü dönemleridir.

AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan, devamlı CHP'yi ve CHP dönemlerini karalamakta ve karalarken de genellikle şu ifadeleri kullanmaktadır.

"CHP'nin tek parti diktatörlüğünde ne yapıldı Allahaşkına?"

"CHP'ye soruyorum; Yahu senin bu memlekette dikili bir ağacın mı var?"

"Bu cibiliyetsiz partinin bu ülkeye hiçbir katkısı olmamıştır"

"CHP iktidarında şu ülkede bir taş üstüne taş kondu mu?"

"Biz bu CHP'nin cemaziyelevvelini (tüm geçmişini) biliriz, hiçbir eserleri, emekleri yoktur bu ülkede"

CHP'nin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek başına iktidarda bulunduğu dönem sadece 1923-1950 arasıdır. Diğer zamanlarda çok kısa ve eli kolu bağlı koalisyon dönemleri olmuştur. Bunlarda toplam 5 seneyi bile bulmaz. Aslında Tayyip Erdoğan'ın saldırdığı ve karaladığı dönem 1923-1950 arası Atatürk ve İsmet İnönü dönemleridir.

AKP ve Tayyip Erdoğan'ın gerçek hedefi Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet ile Cumhuriyet devrimleridir. Amacı bunları yok etmektir. Kendini biraz daha güçlü hissedince doğrudan Mustafa Kemal Atatürk'e de saldırması beklenmektedir. Şu an için CHP'nin geçmişine saldırarak öncü hamleler yapmaktadır.

İşte AKP ve Tayyip Erdoğan'ın bir türlü hazmedemediği CHP'nin tek başına iktidar olduğu dönemde YAPTIKLARI ve ESERLERİ: (Listenin devamında da AKP ve Tayyip Erdoğan'ın SATTIKLARINI göreceksiniz)

İŞTE ÇAKILDIĞI, Gözden kaçırılmak istenen ÇİVİLER

1923 - Cumhuriyet Halk Partisi Kuruldu. (9 Eylül 1923)
1923 - CHP Genel Başkanlığına Mustafa Kemal Atatürk seçildi. (11 Eylül 1923)
1923 - Ankara Başkent ilan edildi. (13 Ekim 1923)
1923 - Cumhuriyet ilan edildi (29 Ekim 1923)
1923 - Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu kuruldu.
1924 - Hilafet kaldırıldı.
1924 - Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) kabul edildi.
1924 - İlköğretim zorunlu hale getirildi.
1924 - Lozan Antlaşması yürürlüğe girdi.
1924 - Gölcük'te ilk tersane ünitesi kuruldu.
1924 - Devlet Demiryolları kuruldu.
1924 - İstanbul - Ankara arasında ilk yolcu uçağı seferi yapıldı.
1924 - Türkiye İş Bankası kuruldu.
1924 - Türk Kadınlar Birliği kuruldu.
1924 - Ankara ilk planlı şehir olarak tanzim edildi.
1924 - Cumhurbaşkanlığı Orkestrası kuruldu.
1924 - Türkiye Tütüncüler Bankası kuruldu.
1924 - İlk milli sigorta Anadolu Sigorta faaliyete geçti.
1924 - Bursa'da Karacabey Harası kuruldu.
1924 - Milli Sahne Ankara'da ilk tiyatro olarak kuruldu.
1924 - Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açıldı.
1924 - Türkiye Cumhuriyeti yazılı ilk madeni para tedavüle çıktı.
1924 - Atatürk'ün önerisiyle ismini de verdiği Cumhuriyet Gazetesi yayına başladı.
1925 - Danıştay kuruldu.
1925 - Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti) kuruldu.
1925 - İstanbul'da Liman İşleri inhisarı kuruldu.
1925 - Osmanlı'da köylülerden alınan Aşar Vergisi kaldırıldı.
1925 - Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü kuruldu.
1925 - Sanayi ve Madenler Bankası kuruluş kanunu kabul edildi.
1925 - 1920'de Atatürk tarafından kurulan Anadolu Ajansı, Anonim Şirkete dönüştürüldü.
1925 - Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu kabul edildi.
1925 - Gazi Orman Çiftliği kurulmaya başlandı.
1925 - Eskişehir Cer Atölyelerinde demiryolu malzemesi üretecek birimler hizmete girdi.
1925 - Adana Mensucat Fabrikası üretime başladı.
1925 - Türkiye'nin ilk betonarme köprüsü Menderes Nehri üzerine yapıldı.
1925 - İlk Cumhuriyet altını basıldı.
1925 - Adana ve Bergama Müzeleri açıldı.
1925 - Tayyare Cemiyeti'nin katkılarıyla Ankara'da Türk yapımı ilk planör uçuruldu.
1925 - Şeker Fabrikaları kurulmasına ilişkin kanun kabul edildi.
1926 - Demir Çelik Sanayiinin kurulmasına ilişkin kanun yayımlandı.
1926 - Uluslararası saat ve takvim uygulanmasına başlandı.
1926 - Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdi. Kanunla kadın erkek eşitliği sağlandı.
1926 - Türk Telsiz Telefon Şirketi kuruldu.
1926 - Eskişehir Uçak Bakım İşletmesi açıldı.
1926 - Yabancı gemilere tanınan ayrıcalıkları kaldıran Kabotaj Kanunu yürürlüğe girdi.
1926 - İlk şeker fabrikası Alpullu Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.
1926 - Ankara otomatik telefonu işletmeye açıldı.
1926 - İstanbul'da inşaat demiri üreten ilk haddehane açıldı.
1926 - Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri kuruldu.
1926 - Amasya, Sinop ve Tokat Müzeleri açıldı.
1926 - Kayseri Uçak ve Motor Fabrikası açıldı. (1950'li yıllarda Adnan Menderes hükümetince kapatılana kadar bu fabrikada toplam 112 savaş uçağı üretildi.)
1926 - Bakırköy Çimento Fabrikası kuruldu.
1926 - Uşak Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.
1927 - Teşviki Sanayi Kanunu kabul edildi.
1927 - Bünyan Dokuma Fabrikası hizmete girdi.
1927 - Ankara - Kayseri demiryolu açıldı.
1927 - Emlak ve Eytam Bankası kuruldu.
1927 - İstanbul Radyosu yayınlarına başladı.
1927 - Samsun - Havza - Amasya demiryolları açıldı.
1927 - Bursa Dokumacılık Fabrikası açıldı.
1927 - Eskişehir Bankası kuruldu.
1927 - Ankara Arkeoloji Müzesi ve Sivas Müzesi kuruldu.
1927 - Okullarda karma eğitime geçildi.
1927 - İlk basketbol ligi düzenlendi.
1927 - Köy Öğretmen Okullarından ilki Kayseri'de açıldı.
1927 - Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kağıt parası tedavüle çıkarıldı.
1927 - İzmir Müzesi açıldı.
1927 - Ankara'da Çocuk Sarayı açıldı.
1927 - İlk düzenli radyo yayını İstanbul'da gerçekleştirildi
1928 - Laiklik Cumhuriyetin temel ilkesi olarak kabul edildi.
1928 - Anadolu Demiryolu Şirketi yabancılardan satın alındı.
1928 - Haydarpaşa-Eskişehir-Konya ve Yenice-Mersin Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1928 - Ankara Çimento Fabrikası açıldı.
1928 - Türk Halkına okuma-yazma öğretmek için Millet Mektepleri açıldı.
1936'ya kadar 16-45 yaş arası yaklaşık 3 milyon kişiye temel eğitim verildi.)
1928 - Ankara Numune Hastanesi açıldı.
1928 - Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü kuruldu.
1928 - Türk Eğitim Derneği (TED) Atatürk'ün koruyuculuğunda Ankara'da kuruldu.
1928 - Türk Vatandaşlığı Yasası kabul edildi.
1928 - İstanbul Bomonti'de Türk Mensucat Fabrikası hizmete girdi.
1928 - Amasya - Zile demiryolu açıldı.
1928 - Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkındaki kanun kabul edildi.
1928 - Malatya Elektrik Santralı açıldı.
1928 - İlk defa Kadınlar Mahkemelerde Avukat olarak görev aldılar.
1928 - Kütahya - Tavşanlı demiryolu açıldı.
1928 - İstanbul'da Üsküdar, Bağlarbaşı ve Kısıklı'da tramvay hatları açıldı.
1928 - Ankara'nın ilk büyük oteli Ankara Palas açıldı.
1928 - Gaziantep'te Mensucat Fabrikası işletmeye açıldı.
1929 - Mersin- Adana demiryolu yabancılardan satın alındı.
1929 - Ankara ile İstanbul arasında telefon konuşmaları başladı.
1929 - Ayancık Kereste Fabrikası açıldı.
1929 - Trabzon Vizera Hidroelektrik Santralı hizmete girdi.
1929 - İstanbul'da Fatih-Edirnekapı tramvay hattı hizmete girdi.
1929 - Anadolu-Bağdat, Mersin- Tarsus Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1929 - Haydarpaşa Limanı yabancılardan satın alındı.
1929 - Kütahya- Emirler, Fevzipaşa-Gölbaşı demiryolları açıldı.
1929 - Deniz Ticaret Kanunu kabul edildi.
1929 - Paşabahçe Rakı ve İspirto Fabrikası hizmete girdi.
1929 - Yeni Türk harfleriyle ilk posta pulları basıldı.
1930 - Ankara - Sivas Demiryolu Hattı ulaşıma açıldı.
1930 - Kadınlar Belediyelerde seçme ve seçilme hakkı kazandı.
1930 - Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası açıldı.
1930 - Ankara'da Ziraat Enstitüsü kuruldu.
1930 - Kayseri - Şarkışla demiryolu açıldı.
1930 - Türkiye Gazeteciler Birliği kuruldu.
1930 - İstanbul Galata Köprüsü'nden 70 yıldan beri alınan köprü geçiş ücreti kaldırıldı.
1930 - Ankara Etnografya Müzesi halka açıldı.
1931 - Bursa- Mudanya demiryolu yabancılardan satın alındı.
1931 - Gölbaşı - Malatya demiryolu açıldı.
1931 - 10 ilde Bölge Sanat Okulları açıldı.
1931 - Çocuk Esirgeme Kurumu kuruldu.
1931 - Tekel Genel Müdürlüğü kuruldu.
1931 - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu.
1931 - Uluslararası ölçü birimleri kabul edildi.
1931 - Türk Tarih Kurumu kuruldu.
1932 - Devlet Sanayi Ofisi (DSO) kuruldu.
1932 - Samsun- Sivas demiryolu açıldı.
1932 - Diyarbakır Tekel Rakı Fabrikası işletmeye açıldı.
1932 - Sanayi Teşvik Kanunu ile toplam 1473 işletme teşvikten yararlandırıldı.
1932 - İzmir Rıhtım İşletmesi yabancılardan satın alındı.
1932 - Türkiye Sanayi Kredi Bankası kuruldu.
1932 - Kütahya - Balıkesir demiryolu açıldı.
1932 - Ulukışla - Niğde demiryolu açıldı.
1932 - Halkevleri açıldı. (1951'de Demokrat Parti-Adnan Menderes hükümetince kapatıldıklarında478 Halkevi, 4322 Halk Odası vardı.)
1932 - Türk Dil Kurumu kuruldu.
1932 - Türkiye Milletler Cemiyetine üye oldu.
1933 - Eskişehir Şeker Fabrikası açıldı.
1933 - Sümerbank resmen faaliyete geçti.
1933 - İstanbul - Ankara arasında düzenli uçak seferleri başladı.
1933 - Adana-Fevzipaşa demiryolu açıldı.
1933 - Ulukışla - Kayseri demiryolu açıldı.
1933 - Yerel Yönetimlere finansal yardım için İller Bankası kuruldu.
1933 - İstanbul Üniversitesi kuruldu.
1933 - Zonguldak Yatırım Bankası ve Kayseri Milli İktisat Bankası kuruldu.
1933 - Havayolları Devlet İşletmesi kuruldu.
1933 - Samsun- Çarşamba demiryolu hattı yabancılardan satın alındı.
1933 - Halk Bankası kuruldu.
1933 - Ankara'da Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.
1934 - Bandırma- Menemen- Manisa demiryolu yabancılardan satın alındı.
1934 - İlk Türk Operası sahnelendi.
1934 - Kadınlar birçok Avrupa ülkesinden önce genel seçimlerde seçme/seçilme hakkı kazandı.
1934 - İzmir -Kasaba demiryolu yabancılardan alınarak devletleştirildi.
1934 - Keçiborlu Kükürt Fabrikası üretime başladı.
1934 - Soyadı Kanunu kabul edildi.
1934 - Turhal Şeker Fabrikası açıldı.
1934 - Isparta Gülyağı Fabrikası üretime başladı.
1934 - Kayseri Uçak ve Motor Fabrikasında yapılan ilk uçağın deneme uçuşu yapıldı.
1934 - Basmane (İzmir) - Afyon demiryolu yabancılardan satın alındı.
1934 - Sümerbank Bakırköy Bez Fabrikasının açılışı yapıldı.
1934 - İlk Süttozu Fabrikası Bursa'da açıldı.
1934 - Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası işletmeye açıldı.
1934 - Demiryolu Elazığ'a ulaştı.
1935 - Haftasonu tatili Cumartesi - Pazar olarak kabul edildi.
1935 - Aydın Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1935 - Amortisman Sandığı kuruldu.
1935 - MTA Enstitüsü kuruldu.
1935 - ETİBANK kuruldu.
1935 - Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. kuruldu.
1935 - Türkkuşu kuruldu.
1935 - İstanbul Rıhtım Şirketi yabancılardan satın alındı.
1935 - Ankara'da troleybüs hattı işletmeye açıldı.
1935 - Fevzipaşa - Ergani - Diyarbakır demiryolları açıldı.
1935 - İlk Arkeolojik kazılar Alacahöyük'te başladı.
1935 - Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası üretime başladı.
1935 - Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası işletmeye açıldı.
1935 - Afyon - Isparta demiryolu açıldı.
1935 - Sümerbank Kayseri Dokuma Fabrikası'nın açılışı yapıldı.
1935 - Ankara Mamak'ta Gaz Maskesi Fabrikası açıldı.
1935 - Ayasofya müze olarak ziyarete açıldı.
1935 - Ankara'da Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi açıldı.
1936 - Kabotajın Deniz Yolları İdaresi'ne geçmesi sağlandı.
1936 - Ankara Çubuk Barajı açıldı.
1936 - Motreux Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.
1936 - Çanakkale ve İstanbul Boğazlarında askerden arındırılmış bölgelere Türk askerleri yerleştirildi.
1936 - Ankara'da Devlet Konservatuarı açıldı.
1936 - Edirne-Sirkeci Şark Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1936 - Haydarpaşa Numune Hastanesi hizmete girdi.
1936 - Sümerbank Malatya İplik ve Bez Fabrikası kuruldu.
1936 - İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası hizmete girdi.
1936 - Elazığ Şark Kromları İşletmesi kuruldu.
1936 - İzmir Enternasyonal Fuarı açıldı.
1936 - İzmir Havagazı Şirketi yabancılardan satın alındı.
1936 - İstanbul Telefon Şirketi yabancılardan satın alındı.
1936 - SEKA'nın İzmit'teki fabrikasında ilk kağıt üretildi.
1936 - Ankara 19 Mayıs Stadyumu hizmete açıldı.
1937 - Sümerbank Konya Ereğlisi Dokuma Fabrikası üretime başladı.
1937 - Ziraat Bankası Kanunu kabul edildi.
1937 - Kozlu Kömür İşletmeleri yabancılardan satın alındı.
1937 - Çatalağzı - Zonguldak demiryolu açıldı.
1937 - İstanbul Resim Heykel Müzesi açıldı.
1937 - Ankara'da ilk Bira Fabrikası kuruldu.
1937 - Toprakkale - İskenderun demiryolu yabancılardan satın alındı.
1937 - Ankara'da Motorlu Tayyarecilik Okulu açıldı.
1937 - Urfa'da Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliği açıldı.
1937 - Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası açıldı.
1937 - Denizbank kuruldu.
1937 - İstanbul ve Trakya Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1937 - Diyarbakır - Cizre Demiryolu açıldı.
1937 - Yozgat Termo-Elektrik Santralı hizmete verildi
1938 - Gemlik Suni İpek Fabrikası açıldı.
1938 - İzmir Telefon Şirketi yabancılardan satın alındı.
1938 - Ankara Radyoevi hizmete girdi.
1938 - Divriği Demir Madenleri üretime başladı.
1938 - Bursa Merinos Fabrikası faaliyete geçti.
1938 - Murgul Bakır İşletmeleri satın alındı.
1938 - Türk askerleri Hatay'a girdi.
1938 - Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü kuruldu.
1938 - Devlet Havayolları Genel Müdürlüğü kuruldu.
1938 - Eskişehir İspirto Fabrikası açıldı.
1938 - İstanbul Elektrik Şirketi yabancılardan satın alındı.
1938 - Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) kuruldu.
1938 - Sivas - Erzincan demiryolu açıldı.
1938 - Giresun'da Fiskobirlik kuruldu.
1939 - Ergani Bakır İşletmesi hizmete girdi.
1939 - Karabük Demir Çelik Kok Fabrikası üretime başladı.
1939 - İstanbul'da yabancıların işlettiği Tramvay Şirketi tesislerini hükümete devretti.
1939 - İstanbul'daki Tünel İşletmesi tüm tesislerini hükümete devretti.
1939 - Bursa ve Mersin elektrik tesisleri devletleştirildi.
1939 - Adana Elektrik Şirketi devletleştirildi.
1939 - Sivas Demiryolu Makinaları Fabrikası kuruldu.
1939 - Aydın'da 4000 köylüye toprak dağıtıldı.
1939 - İstanbul'da İETT kurıldu.
1939 - Fransız askerleri Hatay'dan çıkartıldı, Hatay Türkiye'ye katıldı.
1939 - Karabük Demir Çelik Fabrikası Yüksek Fırınları hizmete girdi.
1939 - Ankara Havagazı Şirketi devletleştirildi.
1939 - Karabük Demir Çelik Boru Fabrikaları hizmete girdi.
1939 - Milli Piyango İdaresi kuruldu.
1939 - Unkapanı Atatürk Köprüsü açıldı.
1939 - İlk Türk denizaltısı Haliç'te denize indirildi.
1939 - Sivas - Erzurum demiryolu açıldı. (Cumhuriyetin ilk 15 yılında yapılan demiryolu 3.000km.ye ulaştı.)
1939 - Tekirdağ Şarap Fabrikası hizmete açıldı
1940 - Kozabirlik kuruldu.
1940 - Türk Petrol Şirketi kuruldu.
1940 - Köy Enstitüleri kuruldu. (Toplam sayısı 21'i bulan köy enstitüleri
1954 yılında Adnan Menderes Hükümeti tarafından tamamen kapatıldı.)
1940 - İstanbul Radyo İstasyonu hizmete girdi.
1940 - Ereğli Kömür İşletmesi kuruldu.
1940 - Haliçte yapılan İkinci Türk denizaltısı donanmaya katıldı.
1940 - Taksim Gezi Parkı İstanbul'da açıldı.
1940 - Eğitim amaçlı Halk Odaları kuruldu. İlk etapta 141 Halk Odası açıldı.
1940 - Ankara'da Milli Halk Kütüphanesi Açıldı.
1940 - Garp Linyitleri İşletmesi kuruldu.
1941 - Gebere Barajı açıldı.
1941 - Petrol Ofisi kuruldu.
1941 - Türk Hava Kurumu Ankara'da uçak fabrikası kurdu.
1941 - THY Yurtiçi uçuş merkezlerini 11'e çıkardı.
1941 - Elazığ'da Cüzzam Hastanesi açıldı.
1942 - Ankara Etimesgut'ta üretilen ilk Türk uçağı deneme uçuşları yaptı.
1942 - Türk Devrim Tarihi Enstitüsü kuruldu.
1942 - İlköğretim seferberliği başladı.
1942 - Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü açıldı.
1942 - Dalaman ve Hatay Devlet Üretme Çiftlikleri kuruldu.
1942 - Bursa, Denizli, Mersin, Çorum ve Urfa'da Kız Sanat Enstitüleri açıldı.
1942 - İlk büyük Türk ilaç fabrikası Eczacıbaşı İlaç Fabrikası Levent'te açıldı.
1942 - Atatürk Devrim Müzesi açıldı.
1943 - Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsası Kanunu kabul edildi.
1943 - Zonguldak - Kozlu demiryolu açıldı.
1943 - İstanbul'da Atatürk Bulvarı açıldı.
1943 - Ankara'da Gençlik Parkı açıldı.
1943 - Diyarbakır - Batman Demiryolu açıldı.
1943 - Seyhan Regülatörü açıldı.
1943 - Sivas Çimento Fabrikası açıldı.
1943 - İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü kuruldu.
1943 - İstanbul'da Yıldız Parkı açıldı.
1943 - Ankara Fen Fakültesi açıldı.
1944 - Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK) kuruldu.
1944 - İzmit Klor Alkali Fabrikası hizmete girdi.
1944 - İzmit Selüloz Fabrikaları işletmeye alındı.
1944 - Türk Hava Kurumu'nun Ankara'daki uçak fabrikasında 140 eğitim uçağı, ambulans uçakları ve çok sayıda planör üretildi. (Ankara, Kayseri ve Eskişehir'deki Uçak ve Uçak Motoru Fabrikalarının tamamı 1950'li yıllarda Adnan Menderes hükümeti tarafından kapatılmıştır.)
1944 - İzmit'te Gazete ve Sigara Kağıdı Fabrikası açıldı.
1944 - Yeşilköy'de yerli sermaye ile üretilen ilk Türk özel yolcu uçağının denemesi yapıldı.
1944 - Anıtkabir'in temeli atıldı.
1944 - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) kuruldu.
1944 - Mersin Limanı hizmete açıldı.
1944 - Gaziantep Havaalanı açıldı.
1944 - Fevzipaşa - Malatya, Diyarbakır - Kurtalan demiryolu hizmete girdi.
1944 -Sakarya'da Ziraat Alet ve Makinaları Fabrikası üretime başladı
1944 - İzmir'de Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu açıldı.
1945 - Şirketi Hayriye devlet tarafından satın alındı.
1945 - Türkiye Birleşmiş Milletler'e kurucu üye olarak katıldı.
1945 - İskenderun Limanı hizmete girdi.
1945 - Türkiye ilk defa yerli ampul üretimine başladı.
1945 - Balıkesir, Van, Rize, Erzurum, Erzincan ve Çankırı'da lise ve enstitüler açıldı.
1945 - Çiftçiyi ve Köylüyü Topraklandırma Kanunu kabul edildi.
1945 - Ormanlar koruma amacıyla devletin mülkiyetine geçti.
1945 - İstanbul -Londra, İstanbul - Paris uçak seferleri başladı.
1946 - İş ve İşçi Bulma Kurumu kuruldu.
1946 - İşçi Sigortaları Kurumu yürürlüğe girdi.
1946 - İstanbul - Ankara arasında yataklı tren seferleri başladı.
1946 - Ankara Üniversitesi kuruldu.
1946 - Elazığ Tekel Şarap Fabrikası açıldı.
1946 - İstanbul ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti kuruldu.
1946 - Türkiye'nin ilk çok partili seçimleri yapıldı.
1947 - Heybeliada Senatoryumu hizmete girdi.
1947 - İstanbul Açıkhava Tiyatrosu açıldı.
1947 - İşçi ve İşveren Sendikaları Kanunu kabul edildi.
1947 - Palu - Genç demiryolu açıldı.
1947 - Türkiye Dünya Sağlık Örgütüne üye oldu.
1947 - Rize Çay Fabrikası hizmete girdi.
1947 - Eskişehir Demiryolu Takım Fabrikası hizmete girdi.
1947 - İstanbul'da İnönü Stadyumu açıldı.
1948 - Köprüağzı - Maraş demiryolu açıldı. (Açılan son demiryolu hattı oldu, 1950 DP-Adnan Menderes hükümetinden itibaren demiryolu yapımları durduruldu.)
1948 - Çatalağzı Termik Santralı hizmete girdi.
1948 - Türkiye Milli Talebe Federasyonu kuruldu.
1948 - Milli Kütüphane hizmete girdi.
1948 - Ankara Etimesgut'ta kurulan Uçak Motor Fabrikası hizmete girdi.
1949 - Porsuk Barajı açıldı.
1949 - Emekli Sandığı kuruldu.
1949 - Türkiye İnsan Hakları Bildirgesini onayladı.
1949 - Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kuruldu.
1949 - İstanbul'da Kartal- Yalova araba vapuru hattı açıldı.
1949 - Sümerbank Ateş Tuğla Fabrikası Filyos'ta açıldı.
1949 - Muş'ta Alparslan Devlet Üretme Çiftliği kuruldu.
1949 - Murgul Bakır İşletmeleri üretime başladı.
1949 - Türkiye Avrupa Konseyi'ne kabul edildi.

Not :

1- 1923 - 1950 arasında tüm bu eserler yaratılırken ve yatırımlar gerçekleştirilirken tek kuruş bile borç alınmamıştır. Borç alınmadığı gibi Osmanlı'nın bıraktığı Düyun-u Umumiye borçları da ödenmiştir.

2- 1929 -1932 arası Dünya tarihinde şu ana kadar yaşanan en büyük kriz olan "Dünya Ekonomik Bunalımı" dönemidir.

3- 1939 - 1945 arası tüm dünyanın yıkıma sürüklendiği II.Dünya Savaşı dönemidir. Bu dönemde tüm dünya kana bulanırken ve komşu ülkelerde bile milyonlarca insan ölürken, tek bir Türk vatandaşının bile burnu kanamamıştır.

Değerli okurlarım, 5 bölümden oluşan bu dizide bahsedilen siyasilerin, yani, Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin, elbette ki hataları da olmuştur. O günkü Türkiye'nin, fakirliği ve de savaş zamanlarını göz önüne aldığımızda, ne kadar zorluklar çekildiği ortadadır.

İkinci dünya savaşında, tedbiren sınırda bulunan, ordumuzu, doyurmak amacı ile köylüden toplanan hububat'ın, SİLO olmadığından (heba olmasın diye) Camilerin boşaltılıp SİLO diye kullanma zarureti olduğunu, Din hassasiyeti olan halkımıza anlatılması şarttır. Geç bile kalınmıştır... Utanmazlar, bunu siyasi rant için kullanmaktadırlar. Yapılan muhteşem işleri göz ardı etmek, nankörlükten başka bir şey değildir..yorum sizlerin.....


Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasi

Kardan adam -- 12.09.2011 - 15:06

Bir konuyu duzeltmek isterim:

Cumhuriyetin ilanindan sonra Mustafa Kemal Mizikayi Humayunu Ankaraya davet etti ve adi degistirilerek Riyaseti Cumhur Musiki Heyeti dendi. Daha sonra bu isim de degistirildi ve Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrasi dendi. Turk dilinin gelismesine uyarak bu isim tekrar degistirildi ve bugunku haline ulasti: Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasi .

2. Mahmutun Istanbulda kurmus oldugu Mizikayi Humayun, Ankaraya, Anadolunun merkezine yerlesti.


UĞUR MUMCU’YU KİM

oik0s -- 12.09.2011 - 20:26

UĞUR MUMCU’YU KİM ÖLDÜRDÜ?

Türü: Belgesel-Araştırma

Yazarı: Adnan Gerger

Yayımcı: İMGE Kitabevi

Baskı tarihi: Ağustos 2011

Sayfa sayısı: 643

Kitapçı fiyatı: 33 lira

İnternet fiyatı: 27.89 lira

- - -

Türkiye’deki hangi aydın, İran’daki sistemi eleştirmeye ve İran’ın Türkiye’ye rejim ihraç etme çabalarını anlatmaya kalkıştıysa, kellesi gitti!

Önce Muammer Aksoy, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı...

Sonra da Uğur Mumcu!

Mumcu cinayetiyle ilgili adli süreç tam 18 yıldır devam ediyor...

Gerçi tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için 17 Ocak 2000’deki Hizbullah operasyonundan hemen sonra ciddi adımlar atılmıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, 6 Mayıs 2000 tarihinde “Umut” kod adlı operasyonu başlatmıştı...

Bu operasyonda yakalanan “Dede” kod adlı Yusuf Karakuş da Uğur Mumcu’nun öldürülmesi eylemine katıldığını itiraf etmiş ve diğer zanlılarla birlikte tutuklanmıştı...

Ancak aradan 18 yıl geçmesine karşın, ne hikmetse (!) operasyon bir türlü tamamlanamadı!

Birçok soru yanıtsız kaldı.

Tek bir gerçek ortaya çıktı:

O da Umut Operasyonu kapsamında tutuklanan sanıkların tamamının İran gizli servisi Savama tarafından eğitildiği...

Sanıklar, İran rejimini Türkiye’ye getirmek için mücadele ettiklerini ve İran’da hangi kampta, nasıl eğitim aldıklarını, kimlerle görüştüklerini tüm ayrıntılarıyla anlattılar...

Savama’nın ve İran Kudüs Ordusu’nun adı; bu soruşturmada hep en ön plana çıktı...

Ama hiçbir iktidar, tamamı delilli bu somut bilgilere dayanarak İran’dan hesap sormaya cesaret edemedi!

Gazeteci Adnan Gerger, “Ömrümü adadım” dediği bu kitapta İran’ın faili meçhul cinayetlerle ilişkisini resmen belgeliyor...

Daha önce hiçbir yerde yayımlanmayan Umut Operasyonu iddianamelerini ve sanık ifadelerini bir araya getirip, siyasi cinayetler üzerindeki sır perdesinin biraz daha aralanmasını sağlıyor...

Ve en önemlisi, tüm bunları yaparken “hüküm” vermiyor, kalem kırmıyor ve yorumu okura bırakıyor.

Bu yüzden 643 sayfalık kitabın 528 sayfası, belgelerin fotokopilerinden oluşuyor...

Hani bazı kitaplar vardır ya... Tarihe tanıklık eder ve bu yüzden de evladiyeliktir...

İşte; Adnan Gerger’in kitabı da deyim yerindeyse tam bir “evladiyelik...”

Yazım ve noktalama hatası sıfıra yakın olan bu kitaptaki tüm belgeleri bıkmadan, usanmadan usta işi bir polisiye roman okur gibi okuyacağınızdan eminim.

Mustafa Mutlu


Düzeltmeler için

swords -- 13.09.2011 - 08:09

Düzeltmeler için teşekkürler ama biz besmele yerine "küreselleşen dünyada" diye söze başlayan dünün mücahidi ve bugünün müteahhidi olanları meydana bekliyoruz.

Buyrun, hadi size çok nefret ettiğiniz ve tüm kininizi kusacağınız şeyler yazdım. Atatürk, chp dedim. Hadi bekliyoruz, dökün içinizi...


Dünün mücahidi, bugünün müteahhidi olanlara...

swords -- 13.09.2011 - 08:12

Bakın ey kenzolar, ey abdestli kapitalistler, ey nurjuvazi? Bu sizi tanımlıyor;


“Bozkurt" ve "Mankurt"un Türk İçin Anlamı
Turgay Tüfekçioğlu

Bozkurt’un Türk’ün tarihindeki yeri çok önemlidir. D.Ö. 3 bininci yıllarda İtalya’da yaşamış ön Türklerden olan Etrükslerde de Bozkurt vardır (Roma şehrinin simgesi Bozkurt heykelidir). Orta Asya’dan Hazar Denizi’nin kuzeyinden geçip Balkanlara gelen Bulgar Türklerinde de Bozkurt’u görmekteyiz. Ergenekon Destanı’na göre de Çin İmparatoru Toy-uy atalarımız olan Kök Türük’leri katliâma tabiî tutmuştur. Bu katliâmdan kurtulan 500 Türk ailesi Ergenekon vadisine sığınıp 96 yıl orada yaşamışlar ve çoğalmışlar. Hakanları olan Mete soyundan gelen Bumin’e Ergenekon’dan çıkışında dağ geçitleri yolunu gösteren Bozkurt’tur. Bu yardımından dolayı da Türk bayrağına kurt başı konmuştur. Diyebiliriz ki Bozkurt tarih boyu Türk’e bağımsızlığının yolunu gösteren bir simge olmuştur.

Bu, Türk tarihindeki Bozkurt’un en kısa anlatımıdır. Şimdi de Bozkurt’un günümüzdeki anlamına gelelim:

BOZKURT- Türk kimliğinin bilincinde olandır. Türk kimliğini, vücudunun her zerresinde her an ve her olay karşısında hisseden insandır. Türklük bilincinin ne anlama geldiğini en iyi bilendir. Bu bilinçle gerekeni gerektiği yerde, gerektiği şekilde en iyi yapan, Türk milliyetçisidir. Ruhundaki Türklük bilincini aklıyla birleştiren gerçek davâ adamıdır. Gerçek Türk aydınıdır.

MANKURT- Büyük Türk aydını roman yazarı Cengiz AYTMATOV’un anlattığı Mankurt kavramı “fikren Ruslaşmış Türktür”. Görünüşte Türk kimliği taşıyıp da içinde, ruhunda kendini Rus hissedendir. Mankurt Türk’e karşı Rus’un yanında savaşandır. Yani idraksız Türk’tür, kimliğinin değerini bilemeyen, bunu tam olarak anlamamış olan Türk’tür. Günümüzde Mankurt’un bizim için anlamını özetlersek: Kendindeki Türk millî kimliği yerine başka bir kimliğin gururunu gönlünde taşıyan, dış görünüşte ise şeklen ve zoraki Türklüğünü hissedendir. Tarihte bazı Mankurtlar vardır ki; Türk’e karşı Ruslarla birlik olup kılıç sallamış, ok atmıştır. Kendi milletini Ruslarla bir olup öldürmüştür. Günümüzde de kimi Mankurtlar vardır ki Avrupalılık kimliğini kendi millî kimliğinden üstün gören sömürge aydınlarıdır. Kimi Mankurtlar ise, Amerikalı kimliğini öyle benimsemiştir ki gün gelir Türk devlet adamı olur ama yine de ABD bayraklı ceket veya şapka giyebilirler, hattâ kendini Amerikalıdan daha çok Amerikalı sanır, başka bir kimlik uğruna her kılığa girebilirler... Mankurt’un ne yazık ki günümüzde örneği çoktur ama ortak özellikleri incelersek görürüz ki ruhlarında, kişiliklerinde Türklük dışında her duyguya açıktırlar. Mankurtlar her şey olabilirler, kendilerini her milletten sayabilirler ama asla Türklüklerini gönüllerinde hissedemezler. Bu kişilik zafiyetleri onların ortak ve en belirgin özellikleridir.

Mankurt Nasıl Olunur? Dış güçlerin uzun dönemdeki menfaatleri açısından onlara çok faydalı olan fakat bizce millî olmayan eğitim sayesinde Mankurt olunur. Bugün yurdumuzda yanlış eğitimin olması yabancı güçler tarafından çok iyi plânlanmış ve uygulanmış çok başarılı misyonerlik çalışmalarının sonucudur. Tabiî ki Mankurt’lara verilen yanlış eğitim imkânını öncelikle içinde bulundukları çevre onlara sağlar. Üstelik günümüzde eğitim yalnız evde ve okulda verilmez. Bilhassa TV, radyo, gazete, dergi çok etkili birer eğitim aracıdır ve ne yazık ki ev ve okulda alınan eğitimden çok daha etkili olabilmektedir. Çünkü; geleneksel eğitimden daha yaygındır, daha uzun sürelidir. İnsanın 24 saatini kuşatır, diyebiliriz ki nefes dahi aldırmaz. İnsan için eğitimin önemini en iyi bilen ve değerlendiren batı dünyası bundan dolayıdır ki 1830’lardan beri Türk yurdunda yabancı eğitime yatırım yapmaktadır. Son yıllarda bu yabancı sermayeli ve dilli eğitimcilere bazı yerli holdingler, vakıflar ve şahıslar da kurdukları kolejler ve özel üniversiteler ile Türk gençlerini küreselleşme adı altında kendi kültür değerlerinden koparmaya yardımcı olmaktadırlar. Ne yazık ki günümüzde örnekleri pek çok olan Mankurtlar da Batılıların veya bazı dış güçlerin bu konudaki başarılı çalışmalarının birer ürünleri olarak içimizdedirler ve etraflarını da kendileri gibi Mankurt yapma çabasındadırlar. Çünkü insan, psikolojisi gereği tuttuğu takımı bile herkes tutsun ister, beğendiği müziği başkaları da beğensin, dinlesin ister. Mankurtlar da bu sebepten sayılarını artırmada çok gayretlidirler. Kendi sakat dünya görüşlerini etraflarına yaymak için üstün gayret gösterirler.

Günümüz Türkiyesinde milletimize doğru haber vermek amacıyla kurulmuş basın yayın organlarının bir çoğu kuruluş amaçlarının aksine çalışmaktadırlar. Basın yayının bir çoğunun Türk insanını Mankurt yapabilmek için iki önemli aracı kullandığını görüyoruz. Bunlar kısaca özetleyeceğimiz adları ile “pop” ve “top” adlı iki uyuşturucudur. Bu uyuşturucular vücuda göz ve kulak yardımıyla alınır, her an alınabilir ve ayrıca bu uyuşturuculara ilâve para ödenmez. İnsanlar “pop” ve “top” bağımlısı olduğunu da asla anlayamazlar. Çünkü bu hastalığın belirtisi vücutta gözle görülmez, elle tutulmaz, etkisi beyindedir, ruhtadır, gönüllerdedir ve davranışlardadır. İnsanımızı kendi önemli millî meselelerinden ayırıp da uyutmaya yerli pop ve top miktarı ve cinsi yeterli olmadığı hâllerde ithâl malı ürünler bol boy ortaya sürülüyor. Örnek vermek icap ederse yerli futbol maçları ile TV’ler eğer haftanın 7 gününü dolduramıyorsa Avrupa liglerinde, iki kasaba arasındaki maçlar ve onların yorumları ile insanlar ekranların önünde gecenin geç saatlerine kadar esir alınmaya devam edilir. Pop konusunda da batılı birçok şarkıcı kendi ülkesinden çok, Türkiye’de tanıtılır ve meşhur edilmeye çalışılır. Günümüzde bazı insanlarımızda görülen kendini bilmezliğe, Mankurtluğa bir örnek verelim: Batının misyonerlik çalışmalarının en üst noktaya çıktığı 2001 Türkiyesinde bazı Mankurtlar Türk ailesinin evine, çocuğunun odasına, yatak odasına kadar basın yoluyla serbestçe girebilmektedir. Basının Türk aile yapısına ve millî değerlerimize saygılı olması canı isterse uyacağı bir keyfiyet değil, mutlak bir kural olmalıdır. Türkiye’de, Ankara’da çıkardıkları dergilerinde Türkiye’nin doğusunu Ermenistan olarak gösterirken batısını da İncil’de geçen bölge adları ile;
Ege ve Marmara Bölgeleri civarını ASYA İLİ,
Tuz Gölü ve civarını, GALATYA
İç Anadolu Bölgesi’ni KAPADOKYA,
İstanbul ve çevresini BİTİNYA,
Karadeniz Bölgesi’ni PONTUS
diye adlandıran bir kısım basın organı vardır. Bu yazılanlar, tarihimizde binlerce yıldır bu toprakları Türk yurdu yapmak için kanını dökmüş atalarımızın aziz hâtırasına saygısızlıktır ve çok acıdır ama günümüzde yaşadığımız gerçeklerden sadece birisidir.
Mankurtların Sonu Ne Olur? Mankurt hizmet ettiği dış güçlere yalnızca onun istediği zaman diliminde lâzımdır. İş bitince işbirlikçinin de işi biter. Mankurt’a güvenilmez. Çünkü kendi milletine ihanet edene hiç kimse güvenmez. Daha önce de belirttiğimiz gibi işbirlikçinin işi iş bitene kadardır.
Mankurtluktan Nasıl Kurtulunur? Aldığı yanlış ve yanlı eğitimle üzerine yapışmış bu kişilik bozukluğundan yani Mankurtluktan kurtulmanın tek yolu Türk için sadece kendisine dönmesidir. Tarihî ve millî değerlerine dönmek onu gerçek kişiliği ile kolayca buluşturacaktır. Çünkü Türkün tarihinden gelen kültür genleri güçlüdür ve zengindir. Milletimizin sahip olduğu bu kültür genleri bizi dün nasıl güçlü yaptıysa yarınlarda da güçlü yapacaktır.
Sonuç: Bozkurt da olsa, Mankurt da olsa en çok ömrü kadar yaşayan insanın sonu aynı olduğuna göre kişi kendindeki insanî değerleri inkâr etmeden yaşamalı yani, Bozkurt olmalı, Bozkurt gibi yaşamalı ve Bozkurt olarak ölmelidir. Türk’e yakışan budur. Tarihî geçmişi de, kültürel genleri de Türk’ten Bozkurt olmayı yalnız istemez, onu buna mecbur eder.
Bağımsızlık benim karakterimdir diyen, 1920’lerde Türkiye’nin bugüne göre ekonomik ve askerî koşullarının 1000 misli kötü olduğu o zor durumda bile bağımsız Türk Cumhuriyetini kurmayı başaran tarihimizin son Bozkurtlarından Atatürk’ün örnek şahsiyeti ortada iken, yine günümüzün Bozkurtlarından biri olan Cengiz AYTMATOV’un daha geçen hafta İstanbul’da söylediği “Sovyetlerin kansız bir şekilde dağıtılması sağlandı, şimdi küreselleşme ile mücadele edeceğiz” sözü sanki havada ıslık çalarak uçan bir kurşun gibi kulağımızı çınlattığı bir sırada bugünkü bir kısım insanlarımızın A.B. kapısında millî gururumuzu ne hallere düşürdüklerini görmek bizleri üzmektedir. Kıssadan hisse ile içinde bulunduğumuz durumu anlatan şu kısa Kurt ve Köpek hikâyesi ile görüşlerimi bitirmek istiyorum.
“Bir kurt ve bir köpek kırda karşılaşmışlar. Köpek bakımlı ve besili. Tüyleri temiz ve parlak. Kurt ise zayıf. Kurt heveslenmiş köpeğin hâline. Sormuş sebebini, köpek demiş ki: Bana bir insan bakıyor, acıktığım zaman güzel yemekler veriyor. Tüylerimi fırçalıyor, beni sevip okşuyor, istersen sana da bir tane bulalım!.. Kurt sevinerek kabul etmiş, şehre doğru yürüyüp giderken kurt köpeğin boynundaki tasmayı fark etmiş. Bu boynundaki de ne? diye sormuş. Buna tasma derler kurt kardeş. Sahibim zaman zaman bununla beni bağlar. Kurdun ayrılık sözleri şöyle olmuş: Güzel yemeklerin de, seni okşayıp seven sahibin de, tasma da senin olsun! Bana özgürlüğüm yeter.”

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -