isden dönüyorum..alaman haberleri dinliyorum..spiker,"türkiye israil elcisini evine gönderdi,iliskiler sekretarya düzeyine cekildi" haberini bitirdiginde sevincten "van minüt" ulan iste bu dedim.. ilac gibiydi..
T.C.´nin ezber bozan basbakani ilkler listesine bir ilki daha ilave ederek yine bir coklarini sasirtmis olmali..:))
***
"..Elçilerin gönderilmesi dünya basınında; (stratejik boyut))
İngiliz yayın kuruluşu BBC de gelişmeleri manşetten duyururken, "Türkiye İsrail elçisini sınır dışı ediyor" başlığını kullandı.
Amerikan The New York Times gazetesi Davutoğlu'nun açıklamalarına yer verirken, "Artık İsrail'in bedel ödemesinin zamanı geldi" dediği belirtildi.
The Washington Post da Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun açıklamalarını duyururken, İsrail elçisinin Çarşamba günü Türkiye'den ayrılabileceğini yazdı.."
slm.
HoLa -- 02.09.2011 - 20:50
bakıyorum imam bu sever gazlamış cemaat anında havalanmış. severiz osurmayla ötmeyi vesselam.
van münüt olayında vitesi ikiye dahi atamadan motor stop etti...fıssss...
elçi düşük koltuğa oturuldu...hop oturuldu hop kalkıldı...üç gün sonra tısss...
gemi olayında 9 salak öldü...ara gazları verildi, gaklandı, guklandı ama bir hafta sonra süt limanışşşşş...
şimdi de dünya önünde bir rapor açıklandı...neymiş efendim elçilere yallah...
...sever millet aroması ve şekeri bir süre sonra bitecek sakızın ağzına konmasını.
çiğneyin bakalım azıcık.
on gün sonra bakarız.
ebubekir -- 02.09.2011 - 22:14
türkiye,hayat,praksis sizi yalanlarken "ezber bozan"i onayliyor..
hazimsizliginizi anliyorum..
güvendiginiz daglara (askeri vesayet) kar yagdi,bin yil sürecegine iman ettiginiz ilkeler doksan yili tamamlamadan cöktü,kosaner´in itiraflari tuz biber oldu..
nutuk yanin da hayati okuyabilen yanlis üzerine yanlis tespitler yapmaktan korunur zira tek kanatla cirpinir durulur uculmaz ki:)
sekiz yildir özlemlemle beklediginiz hep o malum "on gün" mustafa kemal size sabir versin..
zor is..:))
gözünü kapatan sadece kendine karanlik eder..
slm.
oik0s -- 02.09.2011 - 22:58
Türkiye'nin İsrail'le diplomatik ilişkilerini Pazartesi gününden itibaren geçerli olmak üzere ikinci katip düzeyine indirdiğini duyuran Davutoğlu, ikinci katip dışındaki tüm diplomatik personelin ve ailelerinin en geç Çarşamba günü ülkelerine gönderileceğini açıkladı.
Türkiye-İsrail ilişkileri 3 Aralık 1980 tarihinde de ikinci katiplik seviyesine düşürülmüş, daha sonra 1988 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında gerçekleşen Şimon Peres - Mesut Yılmaz görüşmesine kadar iki ülke arasında üst düzey temas kurulmamıştı.
Neymiş ? Aaaa ilk değil miymiş... Ezber miymiş ?
TAM 8 YIL...
Gerçekten kelimenin tam anlamıyla futbol takımı tutan salak gibisin...
açparantez -- 02.09.2011 - 23:27
"T.C.´nin ezber bozan basbakani ilkler listesine bir ilki daha ilave ederek yine bir coklarini sasirtmis olmali..:))
"
ebubekir -- 03.09.2011 - 00:08
ah sonsuzus ah al bi küfürbaz daha..
forum da küfürbazligiyla ün salmis bu adamin kusuruna bakmayin sirf tayyip erdogan fobisinden salakca tepkiler veriyor anliyacaginiz islamofobiayla kafayi yemistir ne yapsa yeridir..:))
***
Tarihistan.org´dan;
"..MSP İsrail'e yeterli tepkinin gösterilmediği gerekçesiyle Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen hakkında bir gensoru önergesi verecektir. Erkmen hakkındaki önerge TBMM'nin 3 Eylül 1980'de yapılan oturumunda tartışılacaktır.
MSP grubu adına konuşan Recai Kutan, "İsrail elçiliğinin Türkiye'deki terörün kaynaklarından birisi olduğunu" belirterek, hükümete "İsrail ile siyasi ilişkiler sürdürmekte ne yarar vardır?" sorusunu yöneltecektir.
Dışişleri Bakanı Erkmen 5 Eylül 1980 günü MSP'nin yanı sıra CHP ve MHP'nin oylarıyla cumhuriyet tarihinde ilk kez görülen bir biçimde güvensizlik oyuyla düşürülecektir.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Genelkurmay Başkanı Kenan Evren başkanlığında ve kuvvet komutanlarının katılımıyla oluşturulan Milli Güvenlik Konseyi,Kudüs kararına tepki olarak, 26 Kasım 1980'de İsrail ile ilişkilerini sınırlandırarak karşılıklı temsil düzeyini düşürecektir.
"İsrail'le ilişkilerin kesilmemekle birlikte,
yalnızca
sembolik bir düzeyde tutulması[nı]" öngören karar uyarınca,
Türkiye'nin
Tel Aviv'de bulunan maslahatgüzar, müsteşar ve askeri ataşe dâhil olmak üzere bütün görevlileri merkeze çağıracaktır.."
***
küfürbaz aradaki farki anlar MI ?
slm.
oik0s -- 03.09.2011 - 01:18
Fark senin iğrenç kafanda... Gerçekte ise iki uygulama aynı...
Ayrıca ,
Henüz senin kafandaki uygulanmamışken...
Ayrıca,
9 ölünün hesabı verilmemişken...
HoLa -- 03.09.2011 - 07:10
ebubekir çöl medeniyeti rezilliklerinden nemalananların mürididir.
çöl kültürü asırlardır orada birbirlerini yemekte.
çöl kültürü çalkalandıkça ebubekir ve benzerlerinin taaa oralardan kalçaları çibik çalar.
bunlar onun bunun afrası ve tafrasını oradan alıp burada satmak şeklinde varlık gösterirler.
kendine ait bir uğraşısı olmayanların tipik halleridir bunlar.
oik0s -- 03.09.2011 - 09:45
Evet ebubekir rezili...
Şimdi söyle fark nerede ?
Salak salak ahkam kesip sonra da arkasında duramayıp sıvışmak yok öyle...
Türkiye Birleşmiş Milletler üyesidir. Öyle kafasına esip zart zurt yapamaz. 1980 de ve bugünlerde yapılan şey aynıdır.
Büyükelçiler ve bazı üst düzey temsilciler karşılıklı görevden alınır.
Fakat hiçbirşey değişmez. Daha fazlası SAVAŞ demektir. Ben seni tanımıyorum demektir. Borç ve alacakların dondurulması demektir. Bütün bunlar olmaz, ilişkiler aslında aynı şekilde devam eder. Haybeden horoz dövüşüdür.
Ayrıca verilen silah siparişleri iptal edilemez. Edersin evet, fakat tek şartla PARASINI ÖDEYEREK ve malı almadan.
mehmet çaydan -- 03.09.2011 - 10:19
Osmanlı ortadoğudan çekilirken filistinin yönetimini eski bir teşkilatı mahsusa dan bir görevliye devretti.o zamanın mit. olan.el hüseyni ismindeki bu adamın en yaptığı icraatlar sonucu filistin kaybetti.ikinci paylaşım savaşında el hüseyni hitlerle nazilerle sıkı ilişkilere girdi orta doğunun islam nazi birliklerini flistinde kurdular birlikte hitlerin ortadoğunun işgalinde bu müslüman naziler savaştılar ingilizlere karşı ..bilerek yanlış ata oynadı elhüseyni. almanya savaşı kaybedince flistinde otomatikman kaybetmiş oldu.dünyanın gözünün önünde ingilizler israile gemilerler dünyanın heryerinde musevileri toplayıp filistine getirdi.faşizmin dünya gözünde vijdanlarda keybettiği gibi filistinlilerde kaybettiler itibarlarını topraklarını.şimdi bütün bu yapılanlar tesadüf olabilecek şeylermi?israilin kurulmasında en büyük rolü oynayan türkiyedir.şimdi oynanam bu serenomiye dünya inanırmı kendi yavrusunu korumadan başka ne denir bu tutuma.iç kamuoyu belki uyutabilirler. ama dış politikada gülerler insana.
ebubekir -- 03.09.2011 - 13:56
sonsuzus ´un küfürbazlarindan olan hola,oikos,yabanci ve acparantez´in hazimsizligini anliyorum kolay degil tabi bagimlisi olduklari ilkeler bin yil sürecekti doksan yili tamalayamadi zor is tabi..
simdilik
cennet,cehennem,cin min,huri muri benzeri acilan basliklarda teselli bulabilirler sakinlestiklerinde devam ederiz..:))
slm.
spartacus -- 03.09.2011 - 14:38
Türkiye Nato füze kalkanına dahil olduğunu açıkladı aynı saatlerde. Füze radarları bizim topraklara yerleştirilecek. Kime karşı? İran'a. İran'ın "işinin bitirilmesi" en çok kime yarayacak bölgede? Cevabı bilirsiniz. İsrail'le sözüm ona "köprülerin atılması" buna yönelik sis bombasıdır. Uyanık halkımıza "cambaza bak" deyip kendileri aşağıda emrolunanı yapıyor.
oik0s -- 03.09.2011 - 20:54
İsrail'le didişmek batının 100 yıldır beklediği fırsatı verecektir.
İsrail ile olası bir savaşın bilançosu :
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya başta olmak üzere karma devletler Kıbrıs'ı bahane ederek israil'i savunmaya alırlar. Aynı anda kürtleri ve ermenileri silaha boğarlar. Birkaç cephede savaşan Türkiye'den geriye sadece MOLOZLAR kalır.
Ortadoğunun haritası değişir. Suriye kıyı şeridi BM korumasında israil devleti haline gelir. Filistin halkıyla birlikte yokedilir.
xenix -- 04.09.2011 - 00:16
"Yanılmışım" demek çok zor değil mi ebubekir. :) Anlıyorum seni de, eh bari çok bariz olanları kabul et.
(80-88 arasını bilmiyordun değil mi :)) )
xenix: Takiplerim
Hüseyin AKTAŞ -- 04.09.2011 - 05:47
Sidik yarışını bırakın.
"Türkiye Nato füze kalkanına dahil olduğunu açıkladı aynı saatlerde. Füze radarları bizim topraklara yerleştirilecek. Kime karşı? İran'a. İran'ın "işinin bitirilmesi" en çok kime yarayacak bölgede? Cevabı bilirsiniz. İsrail'le sözüm ona "köprülerin atılması" buna yönelik sis bombasıdır. Uyanık halkımıza "cambaza bak" deyip kendileri aşağıda emrolunanı yapıyor."
spartacus özetlemiş durumu... Hola da vurgulamış girişte...
"Toplum mühendisliği"...
İnsanların gözünü boyamak kolay değil. Gerekirse kanla boyamak ise, "boyalı" basının yetmediği yerde çoktan moda olmuş durumda...
Siyasi düzlemde kendisini AKP ile temsil eden sermaye grubu, Türkiye'de kendisi dışındaki tüm sermaye gruplarına saldırıyor. Bunlara muhalefet edecek tüm toplumsal dinamikleri yok ediyor. Elbette ABD ile işbirliği içinde yapıyor bunu. Bunların gözden kaçırılması gerek. Ne olur ki İsrail ile danışıklı bir savaş olsa ne olur? Ölecek yeterince kahraman da bulunur aptal da!... ("Savaşta yalnızca kahramanlar ve aptallar ölür") Yani böyle bir savaş çıksa Türkiye ABD jandarması İsrail'e tavır almış mı olur?
Etibank'ın Antalya'daki Ferro Krom fabrikasını Abdullah Gül'ün yeğenleri satın alır, ruhunuz duymaz... Aydın Doğan vergi cezası ile diz çöktürülür sesiniz çıkmaz...
Türkiye'de ekonomik alanda neler oluyor acaba?!...
Türkiye Seksen Yılda 129 milyar dolar dış borç yapmış. AKP ise sekiz yılda seksen yılın iki katı borçlanmış. Önceki borçlanmayı da onayladığımız ve savunduğumuz yok da, bu iki kat dış borç büyümesi neyin nesi?
"Van minut" mu dediniz?
"One minute; daha soyacağız, işimiz bitmedi, one minute; daha soyacağız!"...
açparantez -- 04.09.2011 - 10:59
Bak burada da kıvırmış. Ben sakinim ebubekircim. Küfür mü ettim? Özledim seni dedim. Bak yine suçlamışsın, hakaret etmişsin.
)kapa parantez
HoLa -- 04.09.2011 - 11:59
Bu Ebubekir in işi gücü gammazlamak:
"Aaa bakın bana küfür hakaret ediyorlar"
...ve bunu her defasında sanki ilk defa hakaret yiyormuş edasında yapmakta...
...sanki sadece kendi bunu keşfediyor bu halini.
Bilindik imam halleri.
Bir de yazılana çizilene cevap vermeyi denese ya...
...illa küfür yiycek.
Güngör Uras -- 05.09.2011 - 08:02
Ülkeler ekonomik krizden çıkmaya çalışıyor. Dünya piyasası-pazarı yeniden şekilleniyor. Bu yeni yapılanmadan Türkiye’nin yararlanabilmesi, daha çok küresel sermaye ve yatırım çekecek bir ülke olarak öne çıkması, çok hem de çok çok önemli. İşte tam bu sırada İsrail Sorunu’nu ateşliyerek, Füze Kalkanı’na evet diyerek Türkiye’yi küresel sermaye ve yatırımcılar için riskli bir ülke haline getiriyoruz. Bunun faturasını yatırımda, üretimde yavaşlama, işsizlik, fakirlik olarak halkımız ödeyecek.
Büyüklerimiz ‘önce olmaz’ diyor. Sonra hemen ikna oluyor. Nasıl ki Libya’da Nato’nun ne işi var dedikten sonra Nato ile birlikte Libya’ya girdi isek, nasıl ki, “Suriye bizim canımız, feda olsun kanımız” dedikden sonra dost ve müttefik güçlerimizle birlikte Esad’ı devirme operasyonuna katıldı isek, Füze Kalkanı Türkiye’de kurulamaz söylemlerinin ardından ABD’nin İsrail’i güvence altına almayı hedef alan Füze Kalkanı projesine de evet dedik. Hem de İsrail ile ilişkileri kesmeye kalktığımız günde.
Füze Kalkanı izleme ve ateşleme sistemlerinden oluşuyor. ABD tarafından Türkiye topraklarında, Akdeniz’in doğusunda ve Doğu Anadolu’da AN/TPY 2 diye adlandırılan 2 erken uyarı sistemi (radar) tesisi kurulacak. Ege bölgesine ise Patriot füzeleri yerleştirilecek.
oik0s -- 05.09.2011 - 12:06
9) Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi Başkanı Sedat Önal ve Kirişci, her ikisi de, Türk-İsrail ilişkilerinin en zor sınavları bile atlatabilecek kadar derin olduğunu savunuyorlar. Yakın tarih bu çıkarımı destekliyor. 2004'te Erdoğan, o zamanki Hamas lideri Ahmed Yasin'in mart ayında öldürülmesini "terörist bir eylem" diye niteleyip İsrail'e lânet ettiğinde ilişkiler bir sınavdan geçmişti. Bir ay sonra, Erdoğan İsrail'in Gazze'deki politikasını "devlet destekli terörizm" olarak tarif etti. Ancak 2004 yazına gelindiğinde, İsrail'in o dönemdeki Sanayi ve Ticaret Bakanı Ehud Olmert, Türkiye-İsrail Karma Ekonomik Konseyi'nin toplantısı için Türkiye'yi ziyaret ediyordu ve Türkiye'nin Zorlu Grubu'nun İsrail'de üç enerji santralı kurup işletmesi için 800 bin dolarlık bir sözleşme imzalandı. Başbakan Erdoğan Mayıs 2005'te İsrail'i ziyaret etti; 17 adet yeni ortak Türk-İsrail askerî projesini açıkladı. Hamas'ın Ocak 2006'da Filistin'deki seçimleri kazanması sonrasında, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül dahil AKP yetkilileri "siyasi parti temsilcisi sıfatıyla" (görüşmenin, Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen yapılmadığı ima ediliyor) Şam'da mûkim Hamas lideri Halid Meşal'le şubatta Ankara'da görüştüler. Bu görüşme, hem İsrail'den hem ABD'den gelen sert eleştirilere yol açtı. Ancak mayıs ayı geldiğinde, yeni İsrail Dışişleri Bakanı (Tzipi) Livni, ilk resmî yurtdışı gezisinde Türkiye'yi ziyaret ediyor ve "Türk-İsrail ilişkileri açısından, Hamas ziyareti meselesi kapanmıştır" diyordu.
(10) İsrail sık sık Türkiye'nin taşkınlıklarını ya da siyaseten utandırıcı olan hakaretlerini görmezden gelmek durumunda kalıyor. Buradaki İsrail Başmüsteşarı (İsrail'in Ankara Büyükelçiliği'nin iki numarası kastediliyor) bize, İsrail'in, ilişkinin bu yönünü kabullendiğini ve bunun ne anlama geldiğini gördüğünü söyledi: Türk siyasetçileri içerideki izleyicilere oynuyorlar. (İsrailli diplomat) şunu da ekledi: "Onlar bağırıp çağırıyorlar ve biz de onları affetmeyi tercih edip yaptıklarını görmezden geliyoruz. Önemli olan, bu ilişkiyi elimizden geldiğince iyi bir şekilde sürdürebilmek." (Sedat) Önal, İsrail'le ilişkiyi, Türkiye'nin Ortadoğu politikasının "iki temel direğinden biri" olarak tanımladı. Ortadoğu'daki olaylar "ilişkilerimizin ilerleme hızını etkilese bile, temelini etkileyemez." Önal, İsrail'de ve Filistin topraklarında yaşanan olaylara tepki olarak ateşli bir söylem kullanıldığında sürekli "hasar kontrolü" yapmak zorunda kaldıklarını bize özel olarak itiraf etti ama Ankara'daki hiçbir hükümetin Türkiye ile İsrail'i birbirine bağlayan ikili bağları tek taraflı olarak tersine çeviremeyeceğini vurguladı.