Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Kapitalizm kaderine mi terk edildi?

delete

Kapitalizm kaderine mi terk edildi?

Burjuva iktisadının önde gelen ideologlarından IMF’nin danışmanı Prof. Roubini, Aljazeera’da 18 Ağustos 2011 tarihinde yayınlanan
Is capitalism doomed? başlıklı makalesinde kayda değer şeyler söylüyor.
Örneğin, “İktisadi olarak ABD, Euro bölgesi, İngiltere ve Japonya hepsi birden bir rölanti hâli içerisindedir.” saptaması ve devamında da politika yapıcılarının “şapkalarındaki tavşanları” tükettiğini söylemesi...
Alıntıyı aynen buraya alalım:

“Geçen yıla kadar, politika yapıcıları kâğıtların fiyatlarını arttırma ve ekonomide iyileşmeyi tetikleyen; örneğin mali teşvikler, sıfıra yakın faiz oranları, karşılıksız para basmalar (...), trilyonlarca dolarlık kurtarma paketleri, bankalar ve finans kuruluşları için nakit para sağlanması ile her seferinde şapkalarından çıkaracak tavşanlar bulabiliyorlardı. Ama artık çıkarılacak tavşan kalmadı.”

Roubini, yolun sonuna yaklaşıldığı uyarısında mı bulunuyor?

2007’de uç veren mali kriz, devletlerin ekonomiye sıkı müdahaleleri ile bir nebze olsun yatıştırılmaya çalışılmıştı ama bu tersine yine aynı krizi tetikleyen kamu borçlarını büyüten bir noktaya geldi. Dolayısıyla kriz devletlerin kamu borçları biçiminde sürmeye devam ediyor. Bu, sistemin kendi boynuna geçirdiği ipin ilmeğini sıkmak ile aynı şey değil mi?

Şimdi hükümetler krizden çıkmanın yollarını dünyanın farklı yerlerinde, gelişmiş ekonomilerden az gelişmiş ekonomilere kadar, kemer sıkma önlemleri ile çözme peşinde. Ama bunun tereyağından kıl çekercesine kolay olmayacağı aşikâr. Roubini de bunun farkında:

“Orta Doğu’dan İsrail’e, oradan İngiltere’ye ve Çin’de yükselen popüler öfkeye kadar ve de hemen akabinde diğer gelişmiş ekonomiler ile yükselen pazarlarda vuku bulan, halkın desteğini alan gösterilerin birleştikleri yer; hepsinin büyüyen eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik ve gelecekten endişe duyma gibi konular olduğudur.”

Peki, Roubini, makalesinin başında da saptadığı, “en gelişmiş ekonomilerin çift dipli bir resesyonun eşiğinde” olduğu böylesine bir ortamda sisteme nasıl bir yol haritası öneriyor?

“Pazar odaklı ekonomileri işlevsel hâle getirme ve olması ve de olabileceği şekilde işlemelerini sağlamak için (...) İngiliz 'bırakınız yapsınlar'cı ekonomi modelini (...), ticaret açıklarıyla işleyen kıta Avrupa’sı refah devleti modelini bir kenara bırakmak zorundayız. [Çünkü] bunlar [artık] işlememektedir.”

Kısaca Roubini, uçurumun eşiğine gelmiş sisteme “düzenli geçiş”in -eğer bazı önlemler alınırsa- mümkün olabileceğini telkin etmekte; aksi takdirde sistemi şiddetli toplumsal ve politik istikrarsızlıkların beklediğini söylemektedir.

“[...] 1930’larda olduğu gibi alternatif [!] sonu olmayan durgunluk, depresyon, para birimi ve ticaret savaşları, sermaye kontrolleri, finansal krizler, egemenliğin iflası ve şiddetli sosyal ve siyasi istikrarsızlıklar [olacak].”

Roubini’nin bu uyarıları ne kadar dikkate alınır bilinmez ama sistemin yüz yüze kalacağı muhtemel “alternatif”ler için şartların moleküler düzeyde de olsa olgunlaşmaya başladığını düşünüyorum.
İspanya’da, Yunanistan’da, ABD’de, Arap coğrafyasında, İsrail’de vs. bu olgunlaşmanın emareleri görülebilir. Tek eksiklik elbette güçlü politik önderliklerin olmaması, ama karamsar olmak için de çok erken.
Oyun daha yeni başlıyor...

21.08.2011


kaderine terk etmek yerine inatla yaşatıyorlar

jedilost -- 23.08.2011 - 13:43

kapitalizmin sonunun geldiğini düşünenlerdenim, ama maalesef kapitalizmin kaderine terk edildiğini düşünmüyorum. tam aksine, ölüm döşeğindeki hastayı yaşatmak için ellerinden geleni yapıyorlar. sonuçları da muhtemelen çok ağır olacak.

bugün twitter'da any rand'dan olduğu iddia edilen bir laf gördüm: "Gerçekleri görmezden gelebilirsiniz ama gerçekleri görmezden gelmenin sonuçlarını görmezden gelemezsiniz." diyordu. ayn rand gibi kendini kapitalizme adamış bir yazarın sözlerini bizzat kapitalizmin sonu için sarf etmek de ayrı bir ironi.


Roubini'nin akademik

sangre -- 23.08.2011 - 20:05

Roubini'nin akademik kariyerini, bulunduğu konumunu sorgulayacak biri değilim.. Daha iktisat lisansı gören biri olarak böyle bir şey haddime de düşmez.. Fakat kendisinin her kriz döneminde bir takım kehanetlerde bulunması, aynı anda bu kadar popüler olması beni rahatsız ediyor.

Söyledikleri -çoğu zaman- yanlış şeyler değil elbette.. Ama her zaman eleştiri yapması, bunu da özellikle kriz dönemlerinde yapmasını bilinçli bir tercih olarak görüyorum.. Prim yapmak istiyor sadece.. Bunu da gerçekten iyi bir şekide başarıyor.

Fakat bu kişiye yakıştırılan bazı sıfatlardan çok daha rahatsız olduğumun altını çizmem gerekir.

İlk önce bu kişinin, bir bilimsel disiplin bile sayılamayacak 'burjuva iktisadı' içinde olan bir insan olduğu belirtilip, bu kişinin bilim adamından çok bir ideolog olduğunın altı çizilerek kişi önemsizleştirilmeye, uğraş verdiği disiplin ise yok sayılmaya çalışılmış.. Açıkçası bu başlangıç kısmı, yazının kendisini değersizleştiren bir etken.. Zaten kendi kendisiyle de çelişiyor; Madem bu kişi bir ideolog, uğraştığı disiplin ise burjuvaların tekeli altında.. Biz bu kişinin söylediklerini neden önemseyelim ki?

Her neyse.

Şu anda içinde bulunduğumuz sistemin bir çok alternatifi bulunuyor.. 'Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' tarzı, Viyana ekolü veya Monetarist model bunlardan ikisi.. Kıta Avrupası veya İskandinav tarzı refah devleti modelleri diğer tercihler.. Bunların arasında yer alan yeni Keynesçiler de NeoLiberal politikaları kıyasıya eleştirmekle tanınıyor.

Bunun dışında iktisatçılar tarafından önerilen pek fazla model bulunmuyor.. İktisatçılar var olan sorunların, yine var olan sistemin içinde bir takım reformlarla çözülebileceklerine inanıyorlar.. Buna dair de bir çok model ortaya koyuyorlar.

Bu konu, en azından iktisatçıların üzerinde anlaştıkları yegane konulardan biri.. Şahsen ben de onlar gibi düşünüyorum.. Tam da bu yüzden, sistem içerisinde yer alan bu tür konularda memnuniyetle yazabilirim.. Fakat diğer türlü tartışmalarla ilgilenmediğim için, o tür konularda ise pek yazmam.

Konu devam ederse, gidişata göre tercihimi belirlerim diye düşünüyorum.


Kapitalizmin sonunun

Yabancı -- 23.08.2011 - 20:45

Kapitalizmin sonunun geldiğini hangi verilere göre düşünüyorsunuz?


Kapitalizm sanildigi kadar

G Milat -- 23.08.2011 - 21:17

Kapitalizm sanildigi kadar yalniz ve caresiz degil. Konuyla ilgili iktisatcilar ve ekonomistler daha bilimsel aciklama yaparlar ama "bence" icten bir curume ve sistemin teklemesi soz konusu olsa da mutlaka yapilandirilmaya gidilir ve uygulamada sistemi canlandiracak degisik varyasyonlar devreye sokulur.

Ayrica kapitalizmin cokmesi Dunya dengelerinin bir anda alt ust edecegi icin buna en az yuz yil daha izin verilmeyecegini dusunuyorum.

Yaklasik uc hafta once The Economist dergisindeki bir yaziya gore Amerika'nin yilda alacagi dis borclanma orani -yanlis hatirlamiyorsam- yaklasik %2 yukseltildi ki bu milyon dolarlar eder. Yani sistem kendi icerisinde sekteye ugradiginda disaridan alinan borc artar, bu kisa vadede ferahlik saglar.

Tabii ki isin ehli olanlarin makalelerini okumak daha saglam ve bilimsel verilere ulasmamizi saglar. Benim nacizsne fikrim yukaridaki gibidir. Coken bir sistem yok, sekteye ugrayan sistem var. Bu sektenin asilmasi icin de bir takim yapilandirma surecine girilmistir.


*G Milat*


"Ayrica kapitalizmin cokmesi

Gıcık -- 24.08.2011 - 05:25

"Ayrica kapitalizmin cokmesi Dunya dengelerinin bir anda alt ust edecegi icin buna en az yuz yil daha izin verilmeyecegini dusunuyorum."

Celal Bayar mıydı kimdi; "Bu kış Komünizm gelebilir" demişti bir zaman:)))

Kapitaizm çök, Kapitalizm kalk diye "izin veren" bir başka güç mü var?!...


kapitalizmin sonunun sebepleri

jedilost -- 25.08.2011 - 07:03

Kapitalizmin sonunun geldiğini, her şeyden önce artık genişleyecek bir alanı kalmadğı için düşünüyorum. Coğrafi olarak, artık girmediği, pazarlaştırmadığı yer kalmadı. Ayrıca, kendine genişleyecek fiziki alan bulsa bile, bunu gerçekleştirebilecek ucuz enerji kaynakları da kalmadı. Petrol, kendini göstere göstere bitiyor. Henüz onun yerini alabilecek, o kadar ucuz ve temini kolay bir enerji kaynağı bulunmadı. Bu konuda çıkan tüm haberlerin aksine, kolay kolay çıkacağını da sanmıyorum.

Ayrıca, birçok yerde insanlar kapitalizmin kendine dayattığı yaşam tarzının kaderleri olmadığını görüyor. Daha iyisinin olabileceğinin farkındalar. Belki henüz hiçbirimizin gücü direnmeye yetmiyor, ama bu konuda, eskiden olduğundan çok daha bilinçli herkes.

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -