Bir etnik grubun oluşabilmesi için ortak kültür, norm, adet, inanç ve gelenek gibi değerler gereklidir...Tabiki bu etnik grupta belirleyici düzeyde baskın olan bir veya birden fazla ırk görülebilir.Bir devleti oluşturan bu ırkların, var olan etnik grupta baskıcı tutum sergilemedikleri müddetçe içinde bulundukları topluluğun "etnik grup" olma özelliğinden bir şey kaybettirmediklerini gözlemleyebiliriz. Ne var ki bu ırklardan bir tanesi bile ırk özelliklerini arttırıp etnikliğin ahengini bozdukları anda grup artık "ırk topluluğu" haline gelir ve zayıf olan ırklar ezilmeye ya da yok edilmeye başlanır.
Aslında olayı daha bireysel olrak ele alırsak daha kolay empati kurabiliriz.Diyelim ki iki kardeşsiniz evinizde.Büyüdünüz ama bir gün her nedense fark ettiniz ki öz babanız sizi diğer kardeşinizden ayrıyor.Ona en büyük odayı verirken sizi kapı eşiğinde yatırıyor.Ona istediği dili öğrenip kullanmasını serbest bırakırken size sadece tek bir dil kullanma şansı veriyor.Psikolojik etkiler ve dışlanmışlık hissinden bahsetmeye bile gerek yok sanırım... Dahası eve girerken kimliğinize bakıp sizi kenarda saatlerce bekletiyor vs vs vs... Ne yaparsınız?
Tarihten günümüze kadar gelen ve maalesef hala dinamikliğini koruyan bu kardeş kavgası hala binlerce can alıyor. Demokratik yollarla çözümlenmesi gereken bu sorun, tarihsel arka planı ve nedenleri de göz önünde bulundurularak irdelenmelidir.Uluslararası Sözleşmeler iç hukuka yerleştirilmelidir.
Bir sınır içerisinde bütün olarak yaşanacaksa bir karar verilmeli :
*Tek bir ırkın üstünlüğü kabul edilip diğerlerini sindirmeye çalışılmalı.
*Evinizde istemediğiniz kardeşinizin kendi evini kurmasına izin verilmeli.
*Ya da en mantıklısı -ve benim de hem fikir olduğum- ; etnik kökenlerin farklılığı kabullenilip üniter devlet sisteminden federal devlete yönelinmeli.
Hüseyin AKTAŞ -- 29.06.2011 - 09:28
"ırk" kavramı ile "milliyet/ kavim/ halk/ etnik grup/ azınlık" kavramlarını karıştırmışsınız...
Irk "sarı/ siyah/ beyaz" olarak üç tanedir yeryüzünde...
Oysa milliyet; budun binlercedir...
usa -- 29.06.2011 - 10:29
AMERİKAN USULÜ O, AMERİKAN TEKNİĞİ PAZARLMASI, AMERİKA IRKI.
saron -- 30.06.2011 - 10:16
Son zamanlarda "ezik kürtçülük" diye tabir edebileceğim bir akım oluştu Türkiyede. Kürt haklarını veya eşitliğini savunan bu uğurda demokratik yollarla mücadele eden kişiler değil kastettiğim. Irk ayrımcılığına karşı yapılan mücadele de değil.
Öyle bir akımki bu, g milatın örneğindeki baba veya sisteme değil de, diğer kardeşe düşman olma şeklinde kendini gösteriyor.
Ezik Kürtçülerin ortak özellikleri şunlardır;
Kürt ırkçısı olması. İçinde Türk geçen her şeye tepkili olması. Hep mağdur rolünü oynamaları. Haklarını kazanmak için (sorsanız ne istediklerini de bilmiyorlardır) terör ve şiddeti uygun görmeleri. Tartışmalarda dik bir duruş sergilemek yerine ezik ve kompleksli olmaları. Genelinin sadece duyduklarından ibaretle hareket eden, dolduruşa çabuk gelen cahil bir kesim olması.
Irkçılığa karşı mücadelede, ırkçılık yapılarak tepki vermeleri de ayrı bir ironi durumudur.
G Milat -- 01.07.2011 - 08:10
Sevgili Huseyin Aktas,
Aslinda kesinlikle haklisiniz.. Klasik ayrim soz konusu oldugunda, insanlari renklerine gore 3(sari, siyah, beyaz) irk diye grupandiriyorlar. Bu bana gore eksiktir. Brown irk denilern meksikalilar(ve native Americans) gozardi edilirler. Beyaz olarak nitelendirilen -genellikle Avrupa'nin tamami ve Amerika'lilar bu gruba dahil olanlar- irka mensup kisilerin belli bir ozelligi olmadigindan dolayi da siyah ve sari irk disinda kalan herkes buna mecburen dahil edilir.Bana gore eksik olan kisim zaten burada. Beyaz irkin icinde yer alan fakat bu irkin ozelligini tam olrak tasimayan insanlarin karmasada kalmasi renklere gore ayrim yapilmasinin yanlisligini gosterir. Bunu yazida belirtmem gerekirdi.Bu yuzden haklisiniz.
Carleton Coon'in yaptigi gibi irklar iskelet yapilarina gore daha belirleyici bir sekilde ayrilabilirler. kafkas, mogol, kongo, capoid ve avusturalya irklari olarak 5'e ayrilirlar. Bu biraz daha belirleyici ve bilimsel bir ayrim sekli gibi sanki... Kafatasi yapisina gore ayrim da var ki o daha karmasik ve daha az tercih edilen ayrim seklidir. Neyse..
Benim yazida bahsettigim irk topluluklari bu irk ayrimlarindan cok daha farkli bir seydi. Fiziksel benzerliklerinin yani sira soydas olup kapali irklar olusturma yoluna gidenlerden bahsetmeye calismistim... Turkler veya Kurtler gibi.. Milletleri olustururken kendi irklarini daha ustun tutup irk toplulugu olusturma yoluna gidenler bir arada yasadiklarindan dolayi birbirlerinden etkilendiklerinin farkinda bile degillerdir. Etnik grup dedigim sey ise, bu farkli kultur ve kokenli (kendi tabirleriyle "irk") insanlarin bir arada yasayip ayni norm ve adetleri ayrim gozetmeksizin benimsedikleri bir devlet yapisiydi.
Kurtlerin problem olarak adlandirdiklari bu farkli irk topluluklarinin olusmasi ve kendilerini ezilmis irk olarak gostermelerine karsiyim ben.. Ortada bir sorun var, kimse yok diyemez/ dememeli... Sorunu kaynagindan cozmektense yanlarindakine tepkili olmalari durumun hararetini iyice artiriyor. Asil sorumlu olani Turkler diye gordukleri muddetce (ki Turkler de sorunu Kurtler olarak goruyor) birbirlerini yiyip duracaklar... Anlamsiz bir savas... Ic hukukun eksikligi... Hal boyle olunca her iki taraf da, bu ayrimi yapan ve bu etnik grubu irk topluluguna donusturmeye calisan sistemin degirmeninde ogutulup duruyorlar.
*G Milat*
Hüseyin AKTAŞ -- 01.07.2011 - 11:05
Dördüncü bir ırk olarak belki "melezler" demek gerekebilir... Ancak bunlar da kimin kiminle melezleştiğine göre değişebilir...
Ana gövde insandır.. "Sarı, siyah, beyaz" bu gövdeden çıkan üç ana daldır... Ana dallardan sonra yeni bireşimler yine aynı gövde ve dallar üzerinde yükselir... Ufak tefek ayrılıkların bu durumu değiştirmesi gerekmiyor yoksa dediğim gibi "milliyet" unsuru ile "ırk" olayını eşitlemek gerekir, ki yazınızda "etnik grup= ırk" şeklinde algılanıyor... Bu ise sanırım işi karıştırmak olur...
İnsandaki "sarı, siyah, beyaz" neredeyse meyvelerde, hayvanlarda da vardır... Ancak tıpkı insanda olduğu gibi diğer canlılarda da ara renkler vardır... Yani sürekli olarak birbirine karışma durumu en sonunda "saf ırk yoktur" noktasına da götürmektedir bizi...
Eğer karışımı durdurabilmiş olsaydık, yine saflaşmaya doğru yol alınırdı diye düşünüyorum. Çünkü ırklar, onların doğup büyüdüğü coğrafyanın özellikleridir aslında... Bu anlamda "sarı, siyah, beyaz" ırkları ortaya çıkaran sanırım "Afrika, Asya ve Avrupa" kıtalarıdır... İnsanın nerede ortaya çıkıp, nereden nereye dağıldığını bilemesek de, bu üç kıtada yoğunlaşan insan toplulukları, bu üç özelliği yoğun olarak yaşatıyorlar ve gösteriyorlar...
Ana renklerin(sarı, siyah, beyaz) anakara (kıta) özellikleri olduğunu düşünüyorum... Yani insanı yaratan, insanı doğuran ve yaşatan toprak parçasıdır. Bu nedenle coğrafya farklılıkları farklı insan toplulukları oluşmasına, farklı dillerin doğmasına neden olmuştur. Bu konuda "EVRENİN İNSANLAŞMASI" adlı yazıma bakarsanız, bazı izlekler bulacaksınız: http://www.sonsuz.us/node/3367
Aslında konunuzun bu teknik ayrıntı olmadığını ve değindiğiniz konunun çok önemli olduğunu biliyorum ama yanlış terimler yüzünden iştahımı kaçırdığını söylemeliyim...
Soru şu değil mi: Farklılıklarımızı yok etmeden nasıl yaşayacağız?...
"Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" misali siz aslında Türkiye özelinde de Kürt Sorununu tartışmak istiyorsunuz... Genel bir çerçeve çizerek, bu çerçeve içinde Kürt Sorununu bir yere yerleştirmek istiyorsunuz... Zaten Saron da bu algıyı farketmiş ve tam bu noktadan kendince yanıtlamış sizi...
Bu konuya ilişkin birçok sorunun yanıtlanması gerekiyor bana göre de... "Binlerce yıldır süren kardeş kavgası" diyerek tanımladığınız kavganın temelinde yatan nedir? Bu kavga dediğiniz olay, aslında bir tür doğal seleksiyon olabilir mi? Yani şu Dünya'ya uzaydan bakan bir göz, insanlar arasındaki bu "kavganın", tıpkı diğer türler arsında da var olan, daha güçlü olanın ayakta kalması gibi bir durum olarak gözlüyor olabilir mi bizi?...
Sonsuz.us' içerisindeki, "güç mü hak mı" sorusu, "evrenin insanlaşması" sorgusu, "anaerkil ve ataerkil" konularını (daha şimdi usuma gelmeyen bir çok başlık var...) bu bağlamda düşünüyorum... Site içerisindeki bir çok konudan buraya gelecek yanıtlar var...
Ben düşünmeye devam ediyorum... Çünkü bu konuda doğmatik bir biçimde önerilen çözümler "kardeş kavgasını" sonlandırmaya yetmedi bu güne değin... Bu kavgayı çözecek olan "en üst hukuk" ne olabilir?
Sorun varsa, krizi fırsat bilen uyanıklar tarafından çözüm önerileri de getirilir ama kaybeden sürekli "kardeşler" olur... Bu bağlamda dinler de zaman zaman bu konuda öneride bulunur: "Le ilahe illallah" diyerek köleci toplumun halk önderleri krala isyan eder; "en büyük ilah allahtır, sen kral olarak onun kulusun, ben de onun kuluyum" diyerek kral ile kendisi arasındaki eşitsizliği gidermeye çalışır... İnsanın kendini ezenlere karşı bir eşitleme savaşı en baştan beri var... Ancak insan eşit değil işte... O halde nasıl bir eşitlik kuracağız? Nasıl bir denge kuracağız? Eşit olmayana eşit davranmak da bir eşitsizliktir! kaldı ki "mutlak eşitlik yoktur" ve mutlak eşitlik anlayışı da eşitsizlik kaynağıdır...
Buradaki eşitlik kavramını "hak eşitliği"/ "fırsat eşitliği" olarak tesis etmek gerekiyor... "hak" kavramının ise "güç" kavramı ile eşitlendiğini görüyoruz... "Gücün kadar haklısındır" dedi bir arkadaş, "Hak mı Güç mü" tartışmasında... Doğru!... Hukuku oluşturanın güç olduğunu görmek zor değil...
Doğadaki güç farklarını eşitlemek olası mı? Değil?...
Peki insan dediğimiz varlık ne?
"Verili koşullara boyun eğmeyen"...
Doğayla kendisi arasında var olan çelişkileri kendisi lehine çözmeye çalışan...
Bu uğurda bir başka hemcinsi ile işbirliğine giden; toplumsallaşan...
Sonra?
"ben daha çok alacağım" diyen...
"benim harcadığım güç seninkinden fazla, dolayısıyla benim hakkım senden fazla" diyen...
"Buyurun cenaze namazına!..."
"İnsan"... Dünyanın her yerinde aynı bedenden oluşuyor... Afrika’da siyahlaşıyor, Asya’da sararıyor, Avrupa'da beyazlaşıyor... Ama 36 derece vücut sıcaklığı her yerde aynı... Peki "arzuları, özlemleri" aynı mı? Güçleri aynı mı?...
Belki de tüm ırkları karıştırıp "tek tip bir insan üretmek"(?) ve bu insanın çıkarlarını tanımlamak, tüm dünyayı aynı anayasa ile yönetmek çözüm olabilir?!... Pekiyi bu olası mıdır?
"Değildir" diyenler, neden?
"Olasıdır" diyenler, neden?
"Bu kavga bitmez, bu doğal seleksiyondur, alta kalanın canı çıksın" diyenler, neden?...
Yani bu iş o kadar kolay değil...
Kolay diyenler, binlerce yıldır kan döküyorlar...
G Milat -- 03.07.2011 - 19:42
"yazınızda "etnik grup= ırk" şeklinde algılanıyor... "
Aslinda cok ilginc buldum boyle algilanmasini; oysa ki ilk paragrafta aciklamaya calismistim.
"Bir etnik grubun oluşabilmesi için ortak kültür, norm, adet, inanç ve gelenek gibi değerler gereklidir...Tabiki bu etnik grupta belirleyici düzeyde baskın olan bir veya birden fazla ırk görülebilir.Bir devleti oluşturan bu ırkların, var olan etnik grupta baskıcı tutum sergilemedikleri müddetçe içinde bulundukları topluluğun "etnik grup" olma özelliğinden bir şey kaybettirmediklerini gözlemleyebiliriz. Ne var ki bu ırklardan bir tanesi bile ırk özelliklerini arttırıp etnikliğin ahengini bozdukları anda grup artık "ırk topluluğu" haline gelir ve zayıf olan ırklar ezilmeye ya da yok edilmeye başlanır."
Bazen bir devletin olusumunda bir kac irk bir araya gelip bir etnik grup (yani ayni kultur, norm, tore vs) olusturabilirler. Bunun en iyi ornegi Amerika olur sanirim. Siyah, beyaz ve kahverengi irkin Amerikan kulturunu olusturmalari gibi dusunebiliriz. Kardes kavgasi dedigimiz sey sadece Turkiye'ye mahsus bir sey olmadigi icin konuyu genel hatlariyla ele almak istemistim. Fakat yanlis anlasilmalar cidden benim de hevesimi kacirdi...
Turkiye'nin problemi zaten burada. Ya insanlar cidden dusuncelerini anlatamiyor ya da birbirimizi elestirmek icin okuyoruz/dinliyoruz. Birbirimizi anlamak icin degil. Kurt halkini da ne anladik ne dinledik yillardir. Onlar da dayak yemis kucuk kardes rolunu ustlenince; isler cigrindan boyle cikti.
Irk toplulugu dedigim sey "irk" olmaktan apayri bir seydi.Kaldi ki ben irklari sadece renge gore ayirmayi sacma buluyrum. Bir onceki yorumda da diger ayrim cesitlerine kisaca deginmistim. Yani irklar bile sadece renge gore ayrilmaz..Anlatmak istedigim; etnik gruplarin icerisinde yer alan ve bazi ozellikleri itibariyle farkli olan topluluklarin kendilerini ayri bir irk olarak gormesiyle olusan karmasaydi. "etnik grup ≠ irk toplulugu" irk toplulugu(kucuk farkli gruplar) + diger irk toplulugu = etnik grup....
*G Milat*
Hüseyin AKTAŞ -- 03.07.2011 - 20:23
"Irk toplulugu dedigim sey "irk" olmaktan apayri bir seydi. Kaldi ki ben irklari sadece renge gore ayirmayi sacma buluyorum. ."
Ben renge göre ayırmıyorum aslında. Ayıranlar da renge göre ayırmıyor. Ancak renk bir çok farklılıkları içeren insan topluluklarının ortak bir özelliği olarak da ortaya çıktığı için belirgin bir özellik olarak bir "belirteç" olmuştur. Renk yerine bir başka belirteç de kullanılabilirdi. Örneğin rakam kullanılabilirdi. Zaman zaman ırk yerine "anakara"(kıta) ismi kullanıldığı da olur. "Asya insanı"/ "Avrupa insanı"/ "Afrika insanı" gibi... Sarı dediğiniz zaman Asya'nın önemli bir bölümünü kapsayan Çin akla gelir... Beyaz dediğiniz zaman Avrupa, siyah Afrika...
Üç rengin ara renkleri kapsamıyor olduğu tartışılabilir, kızıl, kahverengi eklenebilir belki. Ancak sonuç olarak ırkları ortaya çıkaran coğrafi koşullardır... Etnisiteyi ortaya çıkaran ise üretim ilişkileridir... ("üretim ilişkileri" dediğimiz zaman ise, bu terimin paylaşım ve tüketimi de içeren bir çok etkeni, ögeyi anlattığını bilmemiz gerekiyor...)
Terimler yüzünden hala algı çarpıklığı devam ediyor. Oysa bir tartışmanın sağlıklı yürümesi için, azami düzeyde ortak bir dil olması gerekir...
Kardan adam -- 08.07.2011 - 16:25
Adını anımsamadığım bir düşünür şöyle bir şey açıklamıştı:
Bir nesil önce beni var eden iki kişi var, annem ve babam. İki nesil önce onları var eden dört kişi var. Böylece binlerce yıl geriye gidecek olursak matematiksel olarak beni var edenlerin sayısı milyonları bulan bir koni teşkil eder.
Bu koniyi tersine çevirelim: Bizim iki çocuğumuz olsun, onların ikişer çocukları olsun. Böylece binlerce yıl sonra sayısı milyonları bulan bir koni oluşur. Simdi bu iki koniyi iç içe geçirelim. Bütün insanlığın kardeş olduğu sonucuna ulaşırız.