Ekran başında okuyunca, bi hık ettim önce... ve elimdeki kahve fincanı da bu hıka eşlik etti, sert bir virajı hızla dönüp yine de yolda kalır gibi, bi iç bi dış ve diagonal... neyseki dökülmedi... ama bitmedi.. kısa bir süre içinde yüzeye ulaşıp kendine özgü bi akustikle dağılacağını bildiğim bir kabarcığın en minik hali karnımda belirdi ve yükseldi... Odadan çıktım, bir yandan çevremi gözetlerken diğer yandan hızla merdivenlere yöneldim, bir başka odaya sığınmalıydım.. ama ben adımlarımı hızlandırdıkça kabarcık da hızlandı, hem büyüdü hem de kontrol etmesi zor bi biçimde yaklaştı...
Ve sonra olan oldu.
Kısaca özetlemek gerekirse, ilk bakışta kocaman bir kahkaha mı yoksa boğazlanan bir adam mı olduğu noktasında şoru işaretleri yaratabilecek bir ses parçası, hiç olmaması gereken bir yerde -ki hastane koridorundaydım- ve hööaauuuyyyk kıvamında ağzımdan fırladı..
kontrol etmesi mümkün değildi:)
Ardından kriz... olanı biteni anlamaya çalışan ve bu sese bir mana vermek için her yönden üzerime çevrilmiş bakışlar altında, offf yaaa:)
Yakın mesafedeki hemşireler, resepsiyon görevlileri ve bir kısım hasta yakını... Efendim iyi misiniz, ya da sadece ne oldu...
yok ama bişeyler demem lazımdı..
onu bile diyemedim..
-yoohooouykk
-efendim?
-bişehhhöööykkk...
-?
-Beniyiyymmuaahhhhk...
-...
Daha ne diyeyim, bildiğiniz kriz:)
Elim karnımda ve bir daha ve bir daha.. tutmaya çalıştıkça kabaran bi dalga... sürüne sürüne mi derler artık, o biçim ulaştım kapalı bir mekana.
Ama kapının önü hala kalabalıktı, muhtemelen birisi güvenliğe haber vermiş ve o da koştur koştur gelmişti.. kapı aralığından beni görünce gayri ihtiyari, biraz saygı, biraz merak ve biraz da bişey oldu da biz mi geç kaldık kaygısı içinde en yakınındaki kişiye sorduğunu duydum görevlinin; ne oldu??
Resepsiyonist kızın cevabını da duydum tabi.. "yok bişey" dedi, gülüyor sadece:)
Böyle bişeydi işte, sevgili farabi sağolsun, 17/12/2010 tarihinde gönderdiği mesajla bu hale sokmuştu beni:)
"Birde "yıkılmayan adam" var,mecaz falan değil,Cüneyt Arkın ayakta ölüyor filmde."
Herkesin kendi öykülerini paylaşması dileğiyle:)
sonsuz -- 27.06.2011 - 16:16
Benim kahvemi ekranın üstüne püskürtmemi sağlayan ebubekirin, Hüseyin Aktaş'a yaptığı
"Bu kadar da dogmatik olunmazki"
yorumuydu.. :)) Hala aklıma geldikçe gülerim. Daha çok var tabi, bu ilk aklıma gelendi.
xenix -- 17.07.2011 - 21:05
Çok var da, aklıma gelen ikisini yazayım.
Hola'nın köpek-ihtiyar hikayesinde söylediği.
"Köpek 71 kiloluk bir Rotweiller ha...adam ise, taşı saymazsak, Heidi nin dedesi."
ile
Hüseyin Aktaş'ın metafizik19 a söylediği
"İyi, sen önüme koy bu soruları, ben senin ardına koyayım,"
Aklıma geldikçe gülerim bunlara.
xenix: Takiplerim
bwallace4ever -- 18.07.2011 - 06:21
İslam matematiği: "En helalinden grup sex" ... Garamro'dan. Bir yorum değil ama gülmüştüm baya.
G Milat -- 23.08.2011 - 00:17
Az once dayanamayip kahkahaattigim iki yorum :D
Yorum 1 : "kelidkışı tarafından Pzt, 22/08/2011 - 12:32 tarihinde gönderildi.
Artik senden supeleniyorum gamaro he sen ateistte degilsin yahudi falan misin sen? Bence olabilirsin.. Ya da hristyan? İslami yok etmeye pek heveslidirlerde kendileri. Boyle dinsiz gorunup fitne cikarmaya calisiyor gibi falansin yani ... Ya da ne bileyim seytanla ortaklik falan mi yaptin sen, yok yok sen seytani bile gecmissin. Seytana patronluk yapiyosundur.. :)"
Cevap : "gamaro tarafından Pzt, 22/08/2011 - 12:39 tarihinde gönderildi.
Tanrı'dan dileğim, bi ateiste aşık olasın inşannah, muhahahaha:)"
Amin diyorum.
*G Milat*
sanalmanik -- 26.06.2015 - 22:41
güldüren ya da gülümseten;
sanırım aklıma bir güney amerika seyahati ve bitkinin içine mesaj yerleştiren tanrı yorumu;
"vay bende olsam mesajımı bunun içen koyardım ya da böyle iletirdim" olayı
aklımda kalanlardan-gelenlerden ise bir kaçı-hemen
biri hüseyin aktaş'ın havalar soğudu -bi kaç yazı/yorum mu yazsak cümlesi ifadesi
bir diğeri de xenix'in sorularından ve hikayelerinden birkaçı; "ormanda düşen/yıkılan ağaç kimse duymamışsa sessiz midir-ses çıkarmış mıdır?"
ve mühendis fıkrası -hikayesi