Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Bu da mı tesadüf?

delete

Bugüne kadar bir çok yerde denk gelmişsinizdir. Önce bir olay belirlenir ve bu olayın ne kadar küçük bir olasılıkla olduğu hesaplanır. Ardından bu küçük olasılığın meydana gelmesinin ne kadar imkansız olduğu anlatılır ve en sonunda "Bu da mı tesadüf?" diyerek bir yaratıcıya, dine veya kutsal kitaba gönderme yapılır.

Aslında yapılan şey basit bir kandırmacadan ibarettir. Elbette bazen kandıran kişi bile söylediklerine o kadar kanmıştır ki ne söylediğinin farkına bile varmaz. İstatistik özellikle olasılık hesabı matematiği zayıf olanları etkilemek için istenildiği şekilde kullanılabilir.

Bu başlık altında örneklerine bolca rastlayacaksınız. Sizler de aklınıza gelen bu tür örnekleri paylaşabilirsiniz.

Örnek bir.
Elinize bir taş alıp boş bir araziye çıkın. Olanca gücünüzle taşı ileriye doğru fırlatın. Taşın düştüğü yeri gidip işaretleyin. Taşın o noktaya düşme olasılığını hesaplayalım gelin. Taşın düştüğü nokta 1 cm2 , atabileceğiniz bölge 500 m2 civarında (50.000 cm2) dersek o taşın düştüğü noktaya düşme olasılığı 1/50000 dir. Yani 50bin de 1 olasılıklı bir şey gerçekleşmiştir az önce. Bu da mı tesadüf?

Örnek iki.
Derince bir nefes alın. Şu an aldığınız nefesin içinde yaklaşık 1017 atom vardır. Peki evrende kaç atom var? Yaklaşık 1081. Az önce aldığınız nefesteki atomların bir arada bulunma olasılığını hesaplamak ister misiniz? Elbette isteriz. İşimiz olasılık hesaplamak.

1081! / 1017! (1081 - 1017)

Sonuç: 10(10(101276656733800171)) da 1 bir olay gerçekleşti.

(sayıları okuyamayanlar için 10^(10^(10^1276656733800171)) )

Bu da mı tesadüf?

Her nefes alışınızda, oluşması ne kadar imkansız bir şey oluştuğunun farkında mısınız? Oysa dinciler bu sayıları nasıl çarpıtıp olan normal şeyleri (örneğin aminoasit veya protein dizilişi) sanki olasılığı çok düşükmüş gibi göstermeye çalışıp bunu bir ilahi güce bağlarlar.

Oysa her nefes alışınızda meydana gelen şu rakamın yanına dahi yaklaşamazlar...

Bu da mı tesadüf??


Bu da mı tesadüf?

xenix -- 19.06.2011 - 18:47

Önünüze konulan bir tabak spagettinin, tabaktaki gibi dizilme olasılığı nedir?

Yaklaşık 20 cm boyundaki bir spagetti tanesi 100 farklı şekile girebilir (kıvrık, düz, bi kısmı kıvrık, sprial vs). Bir tabakta da 80 spagetti tanesi olduğunu var sayarsak önünüzdeki tabağın şekil olarak oluşması tam olarak 80100 de 1 dir. Yani 8 in arkasında 100 tane sıfır olan bir sayı. İşte bu USC nin varlığının neredeyse kesin kanıtıdır. Yoksa bu kadar düşük olasılıklı bir şeyin olacağına inanıyor olamazsınız değil mi?

xenix: Takiplerim


...

zizoU -- 19.06.2011 - 19:55

tebrik ederim sayın xenix. gerçekten çok hoş olmuş...


Ehehe güzel yazı, güldüm

bwallace4ever -- 20.06.2011 - 02:52

Ehehe güzel yazı, güldüm baya.
Amerikadaki piyangodan ikramiye çıkma olasılığı 250 milyonda bir diye duymuştum.
Yaptığın hesaplar da piyangoya benziyor. O spagetti mutlaka 8 üssü 100'de bir şeklinde tabağa konacak, kaçınılmaz. Piyangoda da aynı. O talih kuşu birinin kafasına sıçacak. Bunlar olacaklar üzerinden olasılık hesabı.


pekiii, bir kaç yıl

Delişey -- 20.06.2011 - 03:23

pekiii,

bir kaç yıl önceydi, hem iş hem tatil için şehirdışına çıkmıştım. kaldığımız otelde benim odam kapalı bir bahçeye bakıyordu. bahçe derken otelin lobisinin de bulunduğu bir bölüm.

tüm günün yorgunluğu koşturmacasının ardından yatağıma yatmış uykuya dalmıştım. gördüğüm bir rüya ile uyandım. rüymda daha önce hiç görmediğim ve tanımadığım biri ile uzun uzun sohbet etmiştim. sanki kırk yıldır tanıyordum o insanı. uyandım perdeyi aralayıp camı açtım o da ne? rüyamdaki adam karşımda duruyordu. epeyce bakıştık ellerini göğüs hizasına bağlamış bana bakıyordu tabi bende hayretler içinde ona...

sonra hızlıca üzerime bişiler takıp aşağı indim. adam yoktu. resepsiyondaki adama sordum "az önce burada biri vardı." hatta üzerindeki giysilerini bile tarif ettim. kimseyi görmediğini söyledi. bende rüyanın etkisi olduğunu düşünüp odama geri döndüm... halen ürperirim o olayı anımsayınca hatta şimdi bile...

buraya kadar bir rüyanın etkisi diye düşünelim. ben de öyle düşündüm. ama asıl durum bundan sonra ilginçleşti:) İstanbula döndük aradan bir ay geçmedi ben o rüyamda gördüğüm adamla karşılaştım. onunla uzun sohbetler ettim yeniden. benim gittiğim ve o rüyayı gördüğüm şehrin insanıydı kendisi:) ona olayı anlattım o tarihlerde o şehirde olmadığını ifade etti. kendisi bir mühendis matematikle pek içli dışlı inanmadı tabi... yada bu tür olasılıkların gerçekliği ona saçma geldi bilmiyorum.

ama ben bunu yaşadım kendim bire bir..başka biri anlatsa belki bende kuşkuya düşerdim. hatta "kıçınız açıkta kalmış uyurken" filan diye takılırdım da belki anlatan arkaşıma...bu olayın yada bana göre tesadüfün nedenini çok düşündüm. ve bekledim yani bu tesadüfün sonucu ne olabilir filan diye...

hiç bişi olmadı...

peki ama bu nasıl bir tesadüf???


Cevremizdeki dunyadan gelen dogrulamalar(yoralar)

Stalker -- 20.06.2011 - 10:03

Delisey ,

Bence bunlar tesadufden farkli ele alinmali , Tin in belirtileri falan olmali bu tip seyler , bunlar kisiye ozeldir .
Aciklamak yerine deneyimlemek ve farkinda olmak daha iyi heralde.
Bu konuda benimde kafam yeterince karisik yani..
Gerci belki de bu yaklasim dincilere biraz canak tutuyor, ama , aciklayamadigim, hisettigim ama ifade edemedigim bariz bir fark var arada ..


stalker, kendi

Delişey -- 20.06.2011 - 14:47

stalker,

kendi deneyimleyince kişi kafasının karışmaması mümkün değil gibi bu tip bir yaşanmışlığa... mutlak bi açıklaması vardır benim bilemediğim.

hmmm, belkide milli piyangodan çıkan para ikramiyesi tarzı bi şans, bi olasılık ta olabilir bilemiyorum işte:)

rüyanda görüp konuştuğun biri ile uyanıkken karşılaşmak!!! epey ilginç geldi bana paylaşmak istedim konu tesadüf olunca...


Evet

xenix -- 20.06.2011 - 18:46

Evet. Olan her şey bazen binlerce, bazen milyonlarca bazen trilyonlarda olasılık arasından oluyor. Her şey ama. Bu yüzden olasılıklar dünyasında yaşıyoruz zaten. Her ne kadar buna inanmak istemesek de.

Bu yüzden karşımıza çıkardıkları her "bu da mı tesadüf?" sorusu aslında bizi kandırmaya yönelik -kendilerinin de kanmış olduğu- bir sorudur.

Şu an ki varlığımız bile hem doğru zamanlama ile hem de milyonlarca sperm arasından yumurta ile birleşmemiz sonucu bir olasılıktır. Bunun hesabını da size bırakıyorum...

xenix: Takiplerim


Sonsuz !! ilahi :)) yorumu

Stalker -- 21.06.2011 - 02:51

Sonsuz !! ilahi :)) Metematik dehasi yorumlari gerçekten sildin ha.. ibretlik dursalardi bari :))


ordaki idda şu değil midir

toro -- 21.06.2011 - 07:04

ordaki idda şu değil midir zaten : butun bu imkansız gibi görünen olasılıklar ancak bir güç tarafından gerçekleştirilebilir onun için tanrı yaşamın her anında her yerindedir.


Tamamen Tesadüf

Sunny -- 21.06.2011 - 11:18

Pc 'nin başına geçtim. Yanımda çikolata ve cips var. Bunları yemeye başladım. Aaa... O da ne! Klavyanin tuşları arasına cips kırıntıları dolmuş, çikolata tuşlara bulaşmış... Neyse başladım klavyayi temizlemeye... Bak sen şu tesadüfe ki, ben klavyeyi temizlerken parmaklarım tuşa dokundukça internete bağlanmışım. Google arama motoruna tesadüfen sonsuz.us yazmışım. Tabi tüm bunlar ben farkında olmadan tesadüfen oluyor. Neyse enter' en arasındaki cips kırıntısını da alıyım derken oooops! sonsuz.us'tayım. Bak sen şu tesadüfe ki, tesadüf konusu tıklanmış.. yorum bölümüne gelmişim... okumakta olduğunuz şu yazılar tesadüfen yazılıvermiş... bir başlık yazmışım... nick'imi yazmışım... alttaki kutuya yazmam gereken kelimeyi yazmışım... Son cips kırıntısını da çıkarıyım derken göndermişim yorumu.. :D

Hay şu tesadüfün eline sağlık ki, tesadüfen küfür falan yazmamışım. Tesadüf işte.

Sizce bu yazdıklarım tesadüfen mi oldu?
Yoksa bilinçli bir varlık tarafından özellikle mi yazıldı?





Nasıl bir bakış açın

Sunny -- 21.06.2011 - 11:27

Nasıl bir bakış açın var. Nasıl becerebiliyorsun böyle bakmayı. Durumun tıpkı şuna benziyor.

Ellerinin üzerinde amuda kalkmışsın bir ağaca bakıyorsun. Diyorsun ki; "bir ağacın yaprakları altta kökleri üsttedir."

Ben de diyorum ki; sen önce bir duruşunu düzelt, ayaklarının üzerine bas ve bir daha ağaca bak. Bakalım bu defa ne göreceksin. İlginç bir bakış açın var xenix. Ama sana şu kadarını söyleyim ki, hayata senin gözlerinle bakmak istemezdim.


Taşı attığın zaman onun

Sunny -- 21.06.2011 - 11:45

Taşı attığın zaman onun düşme noktasını senin atış hızın, atış açın, yerçekimi belirler. Bu da tesadüf değil fiziksel kanundur. Vermiş olduğun

Taşın düştüğü nokta 1 cm2 , atabileceğiniz bölge 500 m2 civarında (50.000 cm2) dersek o taşın düştüğü noktaya düşme olasılığı 1/50000 dir.

şu ölçüler taşın düşmesinin muhtemel olduğu sınırlar. Gerekli koşullar sağlandığı zaman taş hesaplamalara göre düşmesi gereken yere düşer. Bu da tesadüf değildir. Sen İstanbul'dan bir taş fırlattığın zaman o gidip aya düşerse işte bu tesadüftür.


Düşündüm de aslında

Sunny -- 22.06.2011 - 00:34

Düşündüm de aslında İstanbul' dan attığın taş aya düşürse bu bile tesadüf değildir.


Çok güzel

xenix -- 22.06.2011 - 03:36

"Taşı attığın zaman onun düşme noktasını senin atış hızın, atış açın, yerçekimi belirler. Bu da tesadüf değil fiziksel kanundur.
"


Ben de senin düşünme tarzına hayran oldum. Ve meydan okumana. Tamam o zaman. Bir gün buluşuyoruz ve olanca gücünle attığın taşın düştüğü yeri işaretliyoruz. Şimdi sen diyorsun ki, hız, kuvvet, açı vs den dolayı tesadüf değildir. Güzel o zaman aynı yere tekrar atıyorsun taşı. Bir de iddiasına girelim çünkü siz bu söylediklerinizden epey emin görünüyorsunuz. 1000 lirasına. Üstelik size 10 hak veriyorum. Yani ilk atıştan sonra 10 atış yapabilirsiniz aynı yere denk getirmek için. Aslında ihtiyacınız yok çünkü siz zaten elinize kolunuza hakimsiniz. Hız, atış açısı, yerçekimi gibi değişkenleri de hesaplayacak bilinciniz var.

Buyrun tarih ve yeri belirleyin, yanınızda bir adet taş ve 10 adet 100lük getirmeyi de unutmayın.

Dip not: Hem bu kumar olmaz, çünkü işin içinde şans ve tesadüf yok öyle değil mi? Bileğinizin hakkıyla kazanacaksınız.

Klavye başında yazmak kolay, ben gerçekten ciddiyim bu teklifimde. Hem zekamı daha iyi işlere kullanmaya karar verdim. Matematik bilmeyenlere 1000 lira karşılığında matematik ve olasılık öğretiyorum ;)

xenix: Takiplerim


"Düşündüm de aslında

bwallace4ever -- 22.06.2011 - 04:16

"Düşündüm de aslında İstanbul' dan attığın taş aya düşürse bu bile tesadüf değildir."

Peki amuda kalkmayıp bakış açımızı düzeltirsek ne olur onu anlamaya çalışıyorum. Taşın aya gitmesi tesadüf değil demekle neyi kastettiniz onu da anlayamadım. Herşeyi yoksayıp Tanrıyı keşfetmek mi? Spiritüellik mi? Spiritüellik öznel bir yorumdur, nesnel bir tespit değil.

Sizin bilinçli davranış vurgunuz (klavyeye yazı yazma olasılığı) kaos teorimine örnektir. Bunu öznel bir yorum olarak varouşçuluğa bağlayabilirsiniz. Ancak bu bağlamda itirazınız belki felsefenin belirli türlerine olur, bilime değil.

Bir de şöyle düşünün. Sonsuz sayıda olası evrenden birinde yaşıyorsak, bir taşın boşlukta bir yerden bir yere deterministik olarak gitmesi aslında tesadüftür. Sonsuz olasılıktan biridir.

Tanrının tesadüfler üzerinden değerlendirmesini ben de hoş görmem. Ancak dedim ya, nesnel bir tespit olarak saygı duyarım.



Adresini yaz. Kapının

Sunny -- 22.06.2011 - 14:33

Adresini yaz. Kapının önünde bekle. Yakana da kırmızı bir karanfil tak. ( Seni tanımam için. ) :)))))

İyi bir atıcı olduğum söylenemez. Çocukken bir kutuya taş atmıştım... camı kırdım... :P Hem neyime lazım. Şimdi taşı atacağım, yanlışlıkla gelip kafana isabet edecek. Sonra ağlayıp; " zaten siz müslümanlar böylesiniz" deyip karalayacaksın falan.. Boş ver.

Şaka bir yana... Konuya gelecek olursak.
Benim her atışta aynı hızı ve açıyı sağlamam mümkün olmayabilir.
Ama konumu sabit, hassas atış yapabilen bir makina dünüşünelim. Sürtünmenin olmadığı bir ortamda bu makina, her defasında yatayla, 45 derecelik açı yapacak şekilde, 50m/s hızla eğik atış yapsın. Her defasında taş aynı yere düşecektir. Değil 10 kez 10000 kez de atış yapsa sonuç hep aynı çıkacaktır.

Hem bu kumar olmaz, çünkü işin içinde şans ve tesadüf yok öyle değil mi? Bileğinizin hakkıyla kazanacaksınız.

Hem ataist, hem fetva veriyor. Bu da ilginç...

Üstelik size 10 hak veriyorum. Yani ilk atıştan sonra 10 atış yapabilirsiniz aynı yere denk getirmek için.



Eğer bana 10 hak veriyorsan ilk atıştan sonra 9 hakkım kalır. :)

Neyse insanlık hali, benzer hataları ben de yapıyorum. :)


Gaf

Sunny -- 22.06.2011 - 14:54

xenix yazdıklarını dikkatlice okudun mu sen hiç? Kendi tezin içinde kendi tezini çürütmüşsün. Yani; tam bir gaf yapmışsın.

Verdiğin şu hesaplama;

10^81!/10^17! ( 10^81 - 10^17 )

ve yazdığın şu yazı;

Her nefes alışınızda, oluşması ne kadar imkansız bir şey oluştuğunun farkında mısınız?

tam da müslümaların söylediği şey.. Bir nefes alma dahi imkansız gibi bir şey iken bu olay gayet normal bir şekilde vuku buluyor. İnsanın nefes alması, amino asitlerin tek kol üzerine dizilişleri, protein dizilişleri vs... hiç biri tesadüf değildir.

10^81!/10^17! ( 10^81 - 10^17 ) olan ihtimal insanın her nefes alışında yineleniyor. Yani insanın nefes alması bile başlı başına bir mucize...

Eline sağlık tam bizim anlatmaya çalıştığımız şeyin olasılık hesabını yapmışsın. ;)



Burdan

xenix -- 24.06.2011 - 06:07

"İyi bir atıcı olduğum söylenemez.
"

Burdan bakıldığında epey iyi bir atıcı gibi duruyordun halbuki.. :))

Hem taşı attığın yerde ben olmayacağım, ben senin yanında olacağım. Kumsalda veya kumluk bir yerde oynarız taşın düştüğü yeri tespit ederiz merak etme sen. Sen yeterki 100lükleri hazırla. Bir üstteki yorumunda hiç makine falan karıştırmıyordun gayet bilinçli bir varlık olarak klavyeni, elini kolunu açısını hızını biliyordun?

"Eğer bana 10 hak veriyorsan ilk atıştan sonra 9 hakkım kalır. :)

Neyse insanlık hali, benzer hataları ben de yapıyorum. :)
"



Ayrıca yazdıklarımı dikkatli okumuyorsunuz. İlk taşı bir hedefi vurmak için değil aksine bir hedef oluşturmak için atıyorsunuz. Yani rastgele, yani tesadüfen bir atış yapıyorsunuz. Diğer size tanıdığım 10 atış hakkınız bu rastgele attığınız yeri vurmaya yönelik bilinçli atışlar.

"tam da müslümaların söylediği şey.. Bir nefes alma dahi imkansız gibi bir şey iken bu olay gayet normal bir şekilde vuku buluyor. "


Ben de onu diyorum işte. Hiç biri bir birinden daha mucize değil ;) Bakın bu kısmı anlamışsınız. Bu yüzden karşınızdaki şey bir taş da olsa (ondaki atom dizilişininin olasılığını da hesaplarız isterseniz) canlı bir hücre de olsa biri birinden daha mucize veya imkansız değildir... Hani derler ya 10 üzeri bilmem kaç olunca sıfır kabul edilir diye. Halbuki her şey zaten 10 üzeri bilmem kaçta bir olan şeydir... Sizde gelişme var. 1000 lira kaybetmeden de öğreneceğinizi umuyorum.

xenix: Takiplerim


Bunca "mükemmel"in

gamaro -- 24.06.2011 - 07:35

Bunca "mükemmel"in içinde...

hani satürn de mükemmel.. neptün de mükemmel.. bilmem kaç milyar ışık yılı uzaktaki süpernova patlaması ve bütün kuyruklu yıldızlar ve kuyruklu kurbağalar ve hatta bildiğimiz soğan başı ve cücüğü bile mükemmelken... en büyük bizim takım başka büyük yok gibi birşey sanırım... başka büyüğün olmadığı yerde en büyükle en küçük arasında nasıl bir fark oluyorsa artık... ah evet ama mükemmel, mükemmel...

burda mükemmel olmayan tek şey, bir dizi kabarmış şehvet ve istatistik fetişizmiyle önüne çıkan her rakama 69 muamelesi yapan "zihin" olmalı bence.

Hani Alaaddin'in lambası geçse eline, cine diyecek ki tecavüz et.


bir insan tabiattaki

denge -- 25.06.2011 - 06:22

bir insan tabiattaki varlıklara bakarak tüm bunların bir yaratıcı tarafından dizayn edildiğine inanabilir(benim gibi).
ama başka bir insanda tüm bunların çok uzun bir zaman diliminde tesadüfen oluştuğunada inanabilir.
bilimsel olarak tüm bu oluşumların meydana gelmesi olasımıdır? evet olasıdır.
bu durumda böyle inanan bir insana kızmaya kimin ne hakkı var?


"ama başka bir insanda tüm

KaptanMosey -- 25.06.2011 - 07:49

"ama başka bir insanda tüm bunların çok uzun bir zaman diliminde tesadüfen oluştuğunada inanabilir."


Aslında böyle değil denge. Bu şekilde bir yaklaşımla elbette hayat, evren ve her şey hakkında bilimsel teorilere doğal olarak itibar edilmez. Aslında böyle olsaydı ne biyoloji ne fizik bilimi olurdu. Eğer böyle olsaydı bilimin dinden hiçbir farkı kalmazdı. "her şeyi tanrı yarattı" demekle "her şey tesadüfen oldu dağılın şimdi" demek arasında hiçbir fark yoktur.

Hayatın köklerini araştıran bazı biyologlar tesadüflerden bahsediyorsa eğer bu sadece ve sadece ilk kıvılcımla ilgilidir. Başka herhangi bir şey değil. Her galakside yüzmilyarlarca yıldız var ve evrende 400 milyar galaksi olduğu tahmin ediliyor. Bizim ise tüm bu yıldızlar arasında kendi yıldızının yaşam kuşağı içinde döndüğünü kesin olarak bildiğimiz tek yer burası, son yıllarda bir iki tane gezegen buldular. Şimdi sadece bu gezegene bakıp, trilyonda bir olasılıklar 1'de 1 gerçekleşmiş, böyle şey mi olur demek çok yüzeysel kalıyor. Ama eğer abiyogenez "tesadüfleri", her gezegende gerçekleşmiş olsaydı, yani hayat, evrende sıkça rastlanan bir şey olsaydı sanırım şimdi Samanyolu cıvıl cıvıl olurdu değil mi? Oysa ki biz senelerdir umutsuzca bir yerlerde hayat arıyoruz, senelerdir. Ya bu evrende tekiz, ya da belki bizim gibi birkaç yer daha var, ama o kadar.

Dawkins'in bir sözü vardı, Gen Bencildir'i ve Kör Saatçi'yi taradım durdum ama bulamadım, o yüzden kabaca söyleyeceğim, alıntı yapamıyorum. "Yeterli süre verirseniz her şey olur."

Evrim'e gelirsek evrimde ise tesadüflere yer yoktur, bana güvenebilirsiniz. Yolda yürürken kafanıza kaç kez kuş sıçtı? Belki hiç başınıza gelmemiştir, benim 3 4 kere oldu. Evrim süreçlerinde tesadüf olduğu söylenen olaylar da işte bundan farklı değildir. Er geç illa ki gerçekleşecek bazı olaylar söz konusudur. Pokerde kare As hemen hemen her zaman kazandırır ama eğer hayatınızın hatırı sayılır bir dönemi boyunca poker oynarsanız bir gün kare asınız royalflush a ezilecektir, bir gün illa ki olacaktır bu. İşte Doğa'nın olmasını bekleyip bekleyip bekleyip, ve olduğu anda seçtiği olayların birikiminden başka bir şey değildir evrim. Ve biz de tam şu anda yaklaşık 3.8 milyar yıllık Dünya hayatının birikimini görüyoruz. Bundan 1 milyar yıl öncesi Dünya'yı ziyaret etseydin bambaşka bir enstantane görecektin, sanırım ökaryot mikroorganizmalar daha yeni yeni kendini gösteriyordu o zamanlar.

Çok uzattım. Ben yüzeysel yorumları sadece arkadaşlarımla biraz uğraşmak istediğimde yapıyorum. Mesela bir çinli gördüğünüzde "siz caponlar hepsiniz aynısınız" şeklinde. Ya da kıdemli başçavuş komutanınızla uğraşacak samimiyetiniz varsa "kaç senedir başçavuşsunuz" demek gibi o da "kıdemli başçavuş!" diye sizi düzeltmeye çalışır siz de eğlenirsiniz. Bunun haricinde kalan yüzeysel yorumlar insanın itibarini azaltmaktan başka hiçbir işe yaramıyor dostum. "...sükut altındır."


Aslında

xenix -- 29.06.2011 - 18:19

Aslında olasılıklar evreninde yaşadığımızı düşünürsek tesadüf ve rastlantı her şeyde vardır diyebiliriz.

xenix: Takiplerim


...

ulkardan -- 30.06.2011 - 06:51

bilinçli olduğunu iddia ediyor olmakla bilincini de kendin seçmişsindir sen şimdi. sonra bu bilincin her bir mekanizmasını biliyorsundur ayrıca burada yazdıklarını da bir şeylerden etkilenmeden kesinlikle sadece bilincinle yazmışsındır.. en basitinden 3000000 da bir olasılıkla bu dünyadasın 8 milyarda 70 milyon olasılıkla türkiyede dünyaya gelmiş olup o bastığın klavyeyi bulabilmişsin gerisini bilerek yazsan ne ki :D


Brahms'ın hayatına bi

gamaro -- 02.07.2011 - 11:16

Brahms'ın hayatına bi bakalım...

Önce anne ve babası.. Aralarındaki yaş farkı 17... Hızlı yaşama, içki ve dansa olan tutkusuyla bilinen baba Brahms, kendinden 17 yaş büyük ve topal olan bir kadınla evleniyor.. Bu evlilikten Johannes Brahms doğuyor... Ama ailenin durumu hiç iç açıcı değil, anne el işi ve ufak çapta ev terziliği yaparak aile bütçesine katkıda bulunsa ve baba da amatör bir müzisyen olarak klüplerde barlarda çalışsa da, yaşadıkları yer tek oda virane bir ev.. Brahms daha çocuk yaşlarında ilk müzikal bilgilerini babasından ediniyor... Ama baba aslında oğlunun müzisyen olmasına şiddetle karşı... çünkü o dönemde müzisyenlerin bir çoğu beş parasız ve sefalet içinde ölüyor.. (şimdi de pek farklı olmasa gerek, ama dönemin şartlarının çok daha kötü olduğu da su götürmez).. Ayrıca babanın inadı olmasa bile, Brahms'ın özel ders alma ihtimali yok, çünkü bunun için yeterli paraları da yok... Ama Otto Cossel diye bir adam çıkıyor ve yetenek vaad eden yoksul çocukların öğretmeni olarak nam salan bu kişi Brahms'ı eğitim için kabul ediyor.. Etmekle kalmıyor, takip eden süreçte Brahms'ın babasını çocuğun müzik eğitimine devam edebilmesi için ikna ediyor.. Sonra başka birisi, henüz 8 yaşında olan Brahms'ı incil okumaya teşvik ediyor... Ve bundan dört yıl sonra, tedavi için gittiği bir kasabada tesadüfen önüne çıkan kiliseye adım atan Brahms orda şarkı söyleyen bir koro ile karşılaşıyor.. (lütfen dikkat buyurunuz, eğer incil okumaya teşvik edilmiş olmasaydı, Brahms o gün o kiliseye de girmezdi:) ..ve ardından koro yönetmenliği başlıyor... Aradan bir beş yıl daha geçiyor, bu kez de tesadüfen Schuman'la karşılaşıyor... Sadece karşılaşmakla kalmıyor, aynı zamanda onu etkiliyor ve arkadaşı oluyor.. Ve o ana kadar güç bela geçinen ve oldukça sıkıntılı bir hayat yaşayan Brahms'ın yaşamı, Schuman ve eşiyle tanışmasının ardından hızlı bir biçimde değişiyor.. çünkü Schuman'ın ünü ve gücü, ona pek çok kapıyı birer birer açıyor... dönemin diğer ünlü müzisyenleriyle tanışıyor... Sonra Schuman'ın eşine aşık oluyor.. vesaire, vesaire...

Diyeceğim; Bu hikayedeki olasılıkların imkansızlığını dinci kardeşlerimizin insafına bırakıyorum:)

Ama sormadan da edemiyeceğim; kaç tane Brahms'ın sessiz sedasız kaybolduğunu bilmeden ne ifade eder tüm bunlar?

(Haaa, daha basiti de var tabi. Örneğin ben 1991 yılında kazandığım üniversite sınavında yanlış yaptığım sorulardan yalnızca birisini doğru yapsaydım, muhtemelen bir başka üniversitenin tıp fakültesini kazanmış olacaktım. Yani düşününce çıldırmamak elde değil... Çünkü eğer böyle olmuş olsaydı, ben şu an tanıdığım hiçkimseyi tanımıyor olmakla kalmayacak, aynı zamanda şu ana kadar tanıdığım yüzlerce insanın yerine, henüz hiç tanımadığım yepyenileriyle tanışmış ve bambaşka bir hayata sahip olmuş olacaktım...)

E yani?

vay canına, ben de bi mucizeyim demek ki:)


Bu biraz evrende dünya gibi

bwallace4ever -- 02.07.2011 - 13:10

Bu biraz evrende dünya gibi yaşam koşullarını oluşturacak nitelikte gezegenlerin oluşmasının zor olduğu savına benziyor.
Güneşe karşı mesafe belli seviyede olmalı, açı da aynı şekilde, meteor kuşağında olmamalı, etrafta jupiter gibi meteorları çekebilecek dev bir gezegen olmalı, katı olmalı, atmosferi ne çok ağır ne çok hafif olmalı vs vs....

Bunların hepsinin birarada bulunması neredeyse olanaksız gibi geliyor insan aklına.

Bir de şöyle düşünün: Bizim galaksimizde 100 milyar civarı yıldız var. Bu yıldızların çoğu gezegenlere sahip. Evrende en az bizimki kadar (çoğu bizimkinden büyük) büyük birkaç trilyon galaksi var. Yani yaklaşık 10 üssü 21 adet potansiyel gezegenden bahsediyoruz(rakam yanlış olabilir takılmayın). Böyle büyük bir olasılık kümesinin içinde bizimki gibi hayat barındırma potansiyeli olan dünyaların var olma olasılığı o kadar büyük ki. Di mi?

Ancak biz denklemin bir yönünü görmeyi sevdiğimiz için, dünya gibi gezegenlerin oluşmasının zorluğundan bahsediyor ve kıt aklımızla bunun oluşumunu tanrı gibi bi sihirbazın ellerinde arıyoruz :((

Tanrıya karşı pozitivist çıkışmalar yapmayacağıma söz vermiştim kendime ama bozduruyolar yeminimi hakketen ...


pozitivizmden ben de

gamaro -- 02.07.2011 - 13:18

pozitivizmden ben de hazzetmem, ama link verebilirim naçizane.


Güzel ve hatta bu sitede

bwallace4ever -- 02.07.2011 - 13:33

Güzel ve hatta bu sitede ihtiyaç duyulan bir yazı olduğunu düşünüyorum.

Felsefi içerikli yazıların daha fazla paylaşılması, insan ifadesine daha fazla vurgu yapılması dileğiyle...


Ve işte tüm bu hususların

gamaro -- 02.07.2011 - 14:10

Ve işte tüm bu hususların (gezegenler, hücre, yaşam, evrim, vs.) dinci açısından anlamı, daha önce de bir kaç kez ifade ettiğim gibi; tesadüfü zaruret düzeyine çekeyim derken zarureti tesadüf düzeyine indirgeyen felsefi bir hipospadiaslıktır.


yani bir varlık tarafından

Misafir -- 03.07.2011 - 17:26

yani bir varlık tarafından yazıldığı belli de bilinçli mi o biraz şüpheli


Taşı attığın zaman

Misafir -- 04.07.2011 - 12:16

Taşı attığın zaman mutlaka yere düşer! Bunun olma ihtimali de %100'dür.

Biz kesin olan ihtimallere odaklanalım.Ben sana taşın 2. atışımda aynı yere düşebileceğini ispatlayabilirim.
Ama sen o arazi üzerinde taşı attığımızda yere düşmeyeceğini ispatlayamazsın.


Buyrun

xenix -- 04.07.2011 - 17:57

"Taşı attığın zaman mutlaka yere düşer! Bunun olma ihtimali de %100'dür.

Biz kesin olan ihtimallere odaklanalım.Ben sana taşın 2. atışımda aynı yere düşebileceğini ispatlayabilirim."


Buyrun o zaman ispatlayın. Yanınızda 1000 TL getirmeyi de unutmayın ama. İlkinde attığınız taşın düştüğü yere düşüremezseniz size öğrettiğim matematiğin ve fiziğin karşılığı olarak.


xenix: Takiplerim


xenix; 2.atışında bi de

denge -- 05.07.2011 - 19:49

xenix;
2.atışında bi de düşüyormuş aynı yere. o zaman sana sorar "Bu da mı tesadüf?" diye. :)


Para hazır

xenix -- 06.07.2011 - 15:58

Para hazır denge. 2. atışta düşürürse aynı cm2 ye, hemen 1000 lirayı çıkarıp vereceğim. Ben söylediklerimin veya iddialarımın arkasında dururum. ;)

xenix: Takiplerim


Merhaba Sayın Delisey

metalcidana -- 08.07.2011 - 06:48

Bu insan daha önce göz ucuyla gördüğünüz ama farketmediğiniz birinin bilinçaltınıza yansıması olabilir.

Başka bir açıdan da açıklamaya çalışayım. Bildiğiniz gibi sinirsel uyartılarımız zayıf elektrokimyasal tepkimelerden ibarettir, ve bu tepkimeler sonucunda her birimizin "ölçülebilir" bir manyetik alanı vardır. metafiziğe bağlamak isteyenlerimiz "aura" da diyebilir buna. bazılarımızın manyetik alanları "etkileşime" girmesi sonucunda bir diğerinin bilincini etkileyebilir. ismini hatırlayamadığım bir protein canlıların manyetik alanlara karşı hassas olmasına sebebiyet veriyordu. çoğu insanın "6. his" dediği durum yani.


Akıllı tasarımcıların

xenix -- 24.11.2011 - 15:13

Akıllı tasarımcıların (veya dincilerin) verdikleri bir örnek vardır aminoasitlerle veya proteinlerle ilgili. Hani bilmem kaçta bir olan şeyler nasıl gerçekleşir, [[tesadüf]] eseri olabilir mi falan? Duymuşsunuzdur hepiniz.

Aslında bu örneği verirken ya gerçekten anlamadıkları için veya kasıtlı olarak doğruları saptırma isteğinden dolayı böyle davranırlar.

Mesela boş bir odanın içine birer adet H2 ve O2 molekülü koyalım. Bunların karşılaşıp H2O (su) olma olasılığı nedir?

Ben söyleyeyim. Neredeyse imkansızdır. Bu o kadar küçük bir olasılıktır ki hani aminoasit dizilimi falan bunun yanında çok büyük bir rakamdır.

İşte akıllı tasarımcılar her şeyi bu bir çift molekül üzerinden hesaplar. Oysa problemin gerçeği şudur.

Bir odaya 1023 er tane H ve O koyalım. Bir de şimdi bakalım H2O olma olasılığına. O kadar çok çarpışma ve reaksiyon olacaktır ki üstelik sadece 1 molekül değil milyarlarca su molekülü oluşacaktır.

İşte aminoasitlerin durumu buna benzerdir. Ortada besinleri tüketecek hiç bir canlı yokken bütün denizler aminoasit, protein çorbası halindedir. Bütün dünya sitoplazma halindedir. Bir hücre hatta hücre bile değil sadece 1 DNA molekülü bile kendini eşlemeye başladığında çok kısa bir süre içinde bütün dünya sularına yayılacaktır. Ondan sonrası mutasyon, doğal seleksiyonun.

xenix: Takiplerim


sadece bir yazı

ali yilmaz -- 19.12.2011 - 17:56

Arkadaşlar nerdeyse bu konu hakkında yazılan tüm yazıları okudum.
Ve anladığım kadarıyla burdaki bir çoğunuzun tabiriyle dinci birisiyim ve sizin Tanrı diye hitab eddiğiniz her neyse ben onun Allah olanına inanıyorum.
Evet ''Yeterli süre verirseniz her şey olur'' yada yeterli bir zamanda her şeyin olması olasılık dahilindedir. Ve evet dünyamız belli bir zaman önce her şeyin olmasına müsait bir durumda da olabilir. Bir arkadaşımızın da anlattığı gibi bir tane H molekülü ile bir tane O atomunu bir odaya koyarsanız olasılık çok düşük ama varsayalım ki 10üzeri bilmem kaç tane H molekülüyle yine aynı sayda O atomunu bir araya koysanız suyun oluşma olasılığı çok yüksektir.
Yani anlatmak istediğim buraya kadar benim kabullendiğim yada sizin kabullendiğiniz 10 üzeri bilmem kaçta bir olan yani nerdeyse imkansız olan olasılıkların aslında bizim düşündüğümüz kadar yada bize düşündürüldüğü kadar olasılıksız olmadığı gerçeğidir. Tamam buraya kadar her şey ii güzel de peki ya bundan öncesi ; hani bu her fikirden bilimcinin kabul ettiği bigbang yani büyük patlama olayının aslını çözelim. Hadi dünyayı belli bir varoluşluk üzerinden değerlendirdiğimizde ortaya çıkan bu olasılıksız olayları olasılıklı kabul edebiliyoruzda ya ondan öncesi.
Bana bide bunu anlatın hani o kadar budamı tesadüf'ün aslında tesadüf olmadığını anlayabilmemiz için uğraşıyorsunuzda , ya her şeyden öncesi. Bilmem kaç milyon yıl oldu her şeyin başlamasından bu yana evrenin kurulmasından bu yana da ya daha öncesi. Nerden geldi bu dünya nerden oluştu bu sürekli bilmem kaç ışık yılında genişlediğine inanılan yada genişlediği savunulan evren.
Nerden başladı arkadaş bu bilinmezlik nasıl bu kadar körleştik göremez olduk çevremizde dönen o kadar mucizevi olayıda bunların hepsini aslında olasılıksızlıklar arasında bir olasılığa bağlama çabamız oldu ve aslında budamı tesadüflerin tesadüf değilde bir hikmet olduğunu kabullenmektense evet her şeyin bir zamanı vardı bekledik sabrettik ve aradan bilmem ne kadar yıl geçtide gerçekleşmesi gereken şeyler zamanla gerçekleşti diyebildik bilemiyorum.
Saygım sonsuz sizde benim gibi Allahın yarattığı birer insansınız sonuçta ve herkesin yargılanma şekli farklı. Kimine göre bu dünya kimine göre öbürü diye tabir ettiğimiz benim gibi dinci insanların var olduğuna inandığı ölümden sonraki yer. Bu konuda saygı ve sevgi çerçevesinde kırıcı olmadan daha fazla konuşmayı, daha fazla tartışmayıda canı gönülden isterim arkadaşlar. Saygılarımla...


Her şeyin öncesinde ne

xenix -- 20.12.2011 - 06:29

Her şeyin öncesinde ne vardı? Güzel soru. Fakat bilemeyeceğimiz bir soruyla neden vakit kaybedelim? Allah'ın öncesinde ne vardı mesela? Siz bu soruyla vaktinizi harcıyor musunuz?

"nasıl bu kadar körleştik göremez olduk çevremizde dönen o kadar mucizevi olayıda "


Mesela? Neler var bu mucizelerden? Ay mı yarılmış? Konuşan taşlar mı var?

xenix: Takiplerim


tartışmanın devamı

ali yilmaz -- 21.12.2011 - 10:39

Sana en ufağından bir şey yazayım çevremizde, çevrende gerçekleşen, herkesin çevresinde gerçekleşen. Hadi öncesini boşver de bana anlatacağım olayı izah et öyleyse. Düşün şimdi yazın bağrında sıcağın tepede olduğu yağmurun aslı astarının etrafta gözükmediği zamanlarda ne hikmetse sizin bilim ve evrim diyen insanların ortaya koyduğu yüzde doksan dokuzu su olan karpuz meyvesi oluşuveriyor.(sadece karpuzda değil bunun gübü bin bir çeşit sulu meyve kavun felan vs.) Hemde dediğim gibi en kurak zamanlarda oluşuveriyor. aklı mantığımı var o meyvenin yada onun gibi meyvelerin de ulan insanlar susamış sıcak bilmem kac derece her taraf kavruluyor olalım bitelimde insanlık azıcık bizden faydalansınmı diyorlar. Yada tam tersini düşün niye kışın yine kış aylarında insanın ihtiyacı olan bir sürü vitamin vs kaynağı meyve oluşuveriyor lan biz yaza doğru olalım demiyorlarda illa o kış aylarında olmamız lazım diyorlar. Örneğin portakal mandalina bunlara verilir örnekler çok arkadaşım. Ama şimdi bunada bi açıklama bulursun yada soruya soruyla karşılık verip beni yine birşeyi anlatma mecburiyetine zorlarsın. Sorun değil benim sana yönelttiğim her soruya senin bi karşılık verme olasılığın vardır ama benim senin ve senin gibilerin yönelteceği soruların hepsine cevap verebilme gibi bir olasılığım yok. çünkü sizin yönelteceğiniz soruların hepsine kesin ve net verebileceğim cevaplarım vardır buna emin ol. Şimdi burda ahkam kesmek gibi bi niyetim yok dedim ya saygım sonsuz istediğin her neyse ona inanmakta özgürsün ama şu an yaptığımız bu muhabbetten anladığım tek şey ne biliyormusunuz. Bize hep derlerdi kalp gözü kapanmış birine bişeyleri inandırmanın imkanı yoktur onun imanı artık mühürlenmiştir derlerdi ben burda şu an onu görüyorum buraya ne kadar şey yazsamda siz her zaman kendi tezinizi savunmaya devam edeceksiniz. Ama genede elimden geldiğince cevap yazmaya çalışacağım tabi siz öncelikle vermiş olduğum örnege geçerli bi sebep yada sonuç yazabilirseniz. Allaha emanet olun. Şimdilik kalın sağlıcakla...


Hepiniz Kardeş Katilisiniz (Ben hariç)

Kambur Kerim -- 21.12.2011 - 14:36

1603'te bugün 13. Osmanlı Hükümdarı 3.Mehmet 36 yaşında İstanbul'da öldü.

Tahta geçerken de 19 erkek kardeşini boğdurtmuştu.

Sizi gidi ateistler sizi, içinizde muhteşem atalarımızı eleştirenler var, ''kardeş katili'' diye. Oysa hepiniz milyonlarca kardeşinizi öldürdünüz.
Birine çelme taktınız, birine omuz attınız, bir kısmına yumurta öbür tarafta dediniz, yalan söylediniz ve gidip yumurtayı kendiniz döllediniz. 40-50 milyon kardeşinizi de açıkta bırakıp öldürdünüz.

Ne var yani yüce padişahımızda sizden fazla 19 kişiyi öldürmüş, çok mu?

Ben tüp bebek teknolojisi ile doğdum, masumum, benim kardeşlerimi doktorlar ortadan kaldırmış, ben bişey yapmadım:-))

Hepiniz katilsiniz, BU DA MI TESADÜF? İnkarcılar sizi. Yanacaksınız cehennemde...


Bu şekilde bir olasılık

rnd -- 19.02.2013 - 11:38

Bu şekilde bir olasılık hesabı olmaz maalesef. Geriye hesaplamalı bir hesap türü. Yani önce bir belirlenim olmalı. Taş şuraya düşecek diye işaretleyip oraya düşerse bu bir olasılığın gerçekleşmesi olur. Yoksa "50000 tane yer var ve bunlardan birine düştü" olur.

Aynı şekilde belli/işaretlenmiş/belirlenmiş/bir teze dahil olmuş 10^17 atom bir nefeste içeri çekilirse bu bir olasılığın gerçekleşmesi olur. Öbür türlü "zaten herhangi bir 10^17 atom içeri girecekti (bunlar değilse öbürleri) ve bu oldu" olur adı.

Bu hesaplara bakarsanız o atılan taşın bir atomunun tam o zamanda (evrenin o anında) o taşın içinde bulunduğu konumda (uçsuz bucaksız evrende o noktada) olma olasılığı çok daha azdır, ama zaten o atom oradadır, gerçekleşenin üzerinden, belirlenmemişin üzerinden olasılık hesabı olmaz.


Tebrikler rnd. Bu tür

xenix -- 19.02.2013 - 15:03

Tebrikler rnd. Bu tür geriye hesaplamalı olasılık olmayacağını protein olasılıklarını hesaplayanlara anlatabilirsin.

Ama yine de şöyle bir soru sorulamaz mı?

5 defa atılan bir para hep tura gelmiştir. Bu olayın olasılığı nedir?


5 defa atılan parada bir

rnd -- 19.02.2013 - 16:16

5 defa atılan parada bir belirlenim var. Olay o belirlenim.

Sizin örneklerinizde ise asıl sorun şu; Olasılığını bulmak istediğimiz 'olay' nedir diye soralım:
50000 tane yerden birini seçmediğiniz için, durum şu;
1/50000 * 50000 (belli birini seçmediğiniz ve hangi yere düşerse düşsün sizi gerçekleyeceği için tüm yerler olayınıza giriyor) = 1

Veya şu kadar atomdan şu kadarının gelmesi olasılığı diyorsunuz ama olay kümeniz gene seçili/belirli değil. Dolayısı ile bütün kombinasyonlar sizin olayınıza dahil ve sonuç gene 1.

Protein diziliminde ispatlanması gereken sadece o protein diziliminin işe yaradığı, diğerlerinin yaramadığı, dizilimin alternatif sayısı, bu alternatiflerin zaman içinde hangi fonksiyona göre (doğrusal, karesel, üstel vs) denendiği, seri veya paralel denendiği (ve paralelse bu paralelliğini yayılma fonksiyonu gene) vs vs.

Yani protein olayında bir olasılık var ama üstünde dümen döndürmek isteyen için çok fazla olanak sözkonusu. Dediğiniz gibi bu olasılıklar tek elden denenmiyor. Trilyonlarca atom kendi yolunu arıyor (yani paralel). Artı adım adım da ilerlemiyor olabilir. Bir yerde işin yarısı ve başka bir tarafta da yarısı yapıldığında, bunlar biraraya gelme imkanı bulursa, olay üstel olarak (ikiye katlanarak) gelişebilir/büyüyebilir. Gene de çok büyük sayılardan bahsediyoruz, bu kadar genelleme bir hesap hangi tarafın işine yarar emin değilim. Bana genellemelerin arasında boğulur gibi geliyor daha çok.




Paralarda ne farkeder

xenix -- 20.02.2013 - 08:23

Paralarda ne farkeder ki?

Beşi birden tura gelmesi olasılığı 25 ise YTYYT veya her hangi bir şey gelme olasılığı da 25

Yani sonuç gene 1 , mi?


Ya ne tesadüfmüş! Taşın

Şahin Arıkan -- 20.02.2013 - 10:13

Ya ne tesadüfmüş!
Taşın yere düşmesi olağan bir hadise, bir yenilik göremedim.


Beş paranın tura gelmesi

rnd -- 20.02.2013 - 10:38

Beş paranın tura gelmesi olasılığı 0.5 ^ 5

Herhangi bir sıralı dizilim YTYYT gibi gelmesi olasılığı da aynı.

Ama burada sorunun başında diyorsun ki 5 kez arka arkaya tura gelmesi olasılığı = olayın.

Öbüründe 50000 yerden birine bu taşın düşme olasılığı 1/50000 diyorsun. Fakat bir belirleme yapmıyorsun. Sonra taş bir yere düştükten sonra geriye dönüşlü olarak diyorsun ki, buraya düşme olasılığı da 50000'de 1 idi. Evet öyle idi. Ama başta bir belirlenim yapmadığın için senin olayın tüm yerleri içeriyor.

Aynı şey parada olsa idi, şöyle olurdu; "Bu 5 parayı 5 kere atıyorum. Bakın YYYTY geldi. Bunun olasılığı 0.5 ^ 5 'tir. Evet o dizilimin olasılığı o ama, başta bir belirlenim yapılmadığı için olay kümesi gene hepsi idi. Yani ne gelirse gelsin olay kümesine dahil olup senin gene aynı sözleri söylemene fırsat verecekti.


İnsanların kafasını bu

Murat Altındal -- 20.02.2013 - 17:31

İnsanların kafasını bu kadar aptalca şeylerle karıştıramazsın.


sulu meyveler hayvanlar

ennteresan -- 21.02.2013 - 14:10

sulu meyveler hayvanlar tarafından tercih ediliyor sıcakta. Tabi bol tüketilen meyvelerin çekirdekleri hayvanlar tarafından dışkı ile yayılıyor. Su oranı düşükler az tüketildiğinden zamanla nesli tükeniyor yayılamadığı için. Evrim biliminde geçen kolay anlaşılır açıklamalardan biri , tabi en özet haliyle...


o zaman dinci lerin ifade

ennteresan -- 21.02.2013 - 14:19

o zaman dinci lerin ifade ettikleri şeylerde senin dediğine uyuyor sanırım. Bir belirleme yapmıyorlar, yaşamın oluşmasını aynı xenix in taş-yer hesabındaki gibi hesaplıyorlar.


hangi insanlar? hangi

ennteresan -- 21.02.2013 - 14:23

hangi insanlar?
hangi amaçla?
ne derece aptalca?- en azından aptallığın başladığı kısım neresi?
klasik saplantılı itirazda bulunmaktansa daha açıklayıcı olsan keşke...


"Bize hep derlerdi kalp

ennteresan -- 25.02.2013 - 12:59

"Bize hep derlerdi kalp gözü kapanmış birine bişeyleri inandırmanın imkanı yoktur onun imanı artık mühürlenmiştir derlerdi ben burda şu an onu görüyorum buraya ne kadar şey yazsamda siz her zaman kendi tezinizi savunmaya devam edeceksiniz."

Bu lafı ben de küçükken çok duydum. Ama ne var biliyor musun, bu ve benzeri birçok sözün ne kadar zekice söylendiğini farkedebiliyorum. İnsanların inatla anlatmaya çalıştığı şeye inatla karşı çıkıp bir de kılıf uydurup iç rahatlatma... En azından inatlaşma durumunun her iki taraftan kaynaklandığını farket...


Eger klavye ustune cips

ehuehu -- 10.03.2013 - 23:43

Eger klavye ustune cips dokulup bunu temizlemeye kalkısan yeteri kadar sayıda insan olursa neden olmasın?


Tasın aynı yere dusme

ehuehu -- 10.03.2013 - 23:50

Tasın aynı yere dusme olasılıgı kadar katından daha cok para verecekseniz 1 tlye ve yeterince atıs hakkıda verecekseniz ben girerim o iddaaya..
Hatta tas atmayada gerek kalmaz. Excelde acar hesaplarız sizde odemeyi yaparsınız.. :)


olimpiyat tersi tayip mi lo

Delişey -- 12.06.2013 - 08:04

olimpiyat tersi

tayip mi lo :)) ne tersinden ne düzünden bir işe yaramıyo:)

Başlığa istinaden "bu da mı tesadüf" yahu:)))

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -