Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Uzay Nedir ?

delete


İnsanlar tarih boyunca başlarının üzerinde yükselen bu büyük boşluk üzerinde düşünmüşlerdir. Bu boşluğa pek çok isim vermişlerdir. Mesela bunlardan birisi GÖK !!
Yıldızlar ve diğer gök cisimlerinin bulunduğu bu alana bugün Uzay boşluğu adı verilmektedir. Kavram olarak Uzay; madde ve enerjiye ev sahipliği yapan bir mekandır. 3 boyutlu olarak gözlemlenmiştir, Zamanla birlikte 4 boyutlu bir sistem olarak kabul edilir. Dar anlamıyla Uzay gök cisimlerinin bulunduğuu bir mekan ve alan olmakla birlikte bugün aslında daha temel manada atom içi alanıda kapsayan bir özelliğe sahiptir. Dolayısı ile maddenin iç yapısında da büyük miktarda mekan yani Uzay vardır.

Buraya kadar anlattıklarım uzay hakkında bilinen ve kabul edilenlerdir.
Ancak benim amacım kendi düşüncelerimi buradan paylaşarak sonraki zamanlara ve insanlara bir hareket noktası bırakmaktır.
Benim düşünceme göre Uzay bir mekan olmasının ötesinde, bir varlıktır. Adına madde diyemeyeceğim, ama maddenin sahip olduğu özelliklerden belki bazılarına sahip olan bir varlık..

Bu düşünceye nereden vardım. ?

Fizik biliminin bulduğu yasalarda kullanılagelen bazı Evrensel sabitler vardır. Bunlar bulunan yasalarla gözlemlenen olguları birbirine uydurmaya yarayan sabitlerdir. İnsanlar bir olguyu gözlemler onu modeller ve ölçerler. Ölçtükleri değer ile oluşturdukları model ne kadar iyi uyarsa o kadar doğruya yaklaştıklarını düşünürler. Eğer çok büyük uyuşmazlık varsa modeli yeniden oluştururlar.
Ama uyuşmazlık belli koşullar altında sabit kalıyorsa o zaman bir genel sabit bulurlar, bu sabit; O model ile Evren arasındaki bağlantıdır.
Bu yanlış değildir ama eksik kalan bir şeylerin olduğunu söyler.
İşte bu sabitlerden bazıları,

G : Evrensel Çekim sabiti
C: Işık hızı
e : Boşluğun birim elektrik sabiti;
m : Boşluğun birim manyetik sabiti ;
h : Planck Sabiti;
ve diğerleri için;
http://en.wikipedia.org/wiki/Physical_constant

işte bu sabitlerin kaynağı, düşünceme göre onun madde özellikleri gösteren niteliklerinden kaynaklanmaktadır. Uzay soyutlanmış anlamda içinde madde ve enerjinin olmadığı yerdir. Bir anlamda boştur. Bir şey yoktur yani.. Bu duruma rağmen uzaya, bir takım sabitler verebiliyoruz ve bunu normal karşılayabiliyoruz.

Onu bükerek olmayan bir varlığın kütleçkimini oluşturmasını sağlamasını açıklayabiliyoruz. Bigbang teorisi ile onu sonsuz küçük bir tekillikten patlayarak genişleyebilen bir varlık olarak düşünebiliyoruz.

İşte bu boş olarak nitelediğimiz varlığın bu nitelikleri analojik olarak, bir sıvıyı andırmaktadır. sıvı içerisindeki sıvıyı oluşturan parçacıkların, hem kendilerine hemde sıvı içerisindeki diğer parçacıklara uyguladıkları etki bakımından , ayrıca sıvı içerisindeki dalgalar şeklideki enerji aktarımınında Uzay boşluğu ile sıvı arasındaki benzerlik çok yüksektir.

Ancak benim iddiam; Uzay boşluğunun bir sıvıdan çok, bir katı şeklinde olduğu yönündedir. Küresel olarak kabul ettiğim boyutsuz noktasal parçlardan oluşmuştur. Bu noktaların aralarında Planck sabitinin yarısı kadar bir mesafe vardır. Ve iki parçacık arasındaki çekim Casssimir Effect adı verilen etki ile birbirini çekmektedir . Bunun değeri hesaplanabilir .
Ancak bu çekim; noktaların birbirlerine göre maksimum Planck Uzunluğu kadar hareket etmesine izin verir.
8 noktadan oluşan bir birim küpe Marshall Kutusu adını verdim. Marshall Kutusu iki noktası arasında bir fotonun zamanız olarak hareket edebildiği bir kutudur. Teoriktir. İlginç olan Marshall Kutuları, birbirleri ile birleştiğindede iletimin teorik olarak zamansız olacağıdır. Ancak pratikte foton milyonlarca Marshall Kutusun hareketi sonucu olduğundan ikincil bir hareketin iletilmesi C yani ışık hızı ile olmaktadır.
Yani bir zaman içerisinde gerçekleşmektedir.
Marshall kutusunun iki noktası arasındaki çekimin büyüklüğü, Uzay'ın bir sıvı değil tam aksine bir katı olmasını gerektirir. Adeta bir çelik blok gibi....
Bu yapı üzerinde madde ve enerji; sanki bir sıvının üzerinde hareket eden dalga gibi herhangi bir engelle karşılaşmadan rahatça ve serbestçe hareket edebilir.
Ancak nasıl ki bir sıvının molekülleri arasındaki ekileşimin sonucu olarak sıvı yoğunluğu ve vizkosite gibi değerleri varsa Uzay'ın nitelikleri arasında da Evrensel çekim sabiti elektrik ve manyetik sabitler Planck Sabiti ve diğer sabitler olur.
Işık hızının sabitliği; Marshall kutusunun Uzay'a kazandırdığı bir niteliktir.


İnceleyelim

xenix -- 13.06.2011 - 10:28

o lar elektron veya foton, - ler ise marshall kutuları olsun. (marshall adını seçmen, satrançtaki ispanyol açılışının marshall devam yolu mu, marshall yardımı mı, yoksa boya kutuları mı? konuyla ilgisiz bir merak)

o-o-o--------
------o-o-o-

Bu şekilde bir elektronun (veya fotonun) bir marshall kutusundan yok olup, başka marshall kutularında tekrar var olmasını nasıl açıklıyorsun? Veya şöyle sorarsak, kuantum olasılık dünyasını marshall kutularına nasıl ilişkilendireceksin. Çünkü anlattığın o küçüklüklerde bir uzay için son derece determinist bir yapıya sahip gibi duruyor.

xenix: Takiplerim


:) Marshall Box

XINTeorisyen -- 13.06.2011 - 22:31

Öncelikle konu dışı sorunuzu cevaplayayım.. Marshall kutusu adını vermem tamamen bir hakkaniyet gereğidir. Teorilerimi çeşitli ortamlarında paylaşırken bir yabancı tartışma grubunda Marshall adlı bir kişinin sorusu ile karşılaştım. Soruya kendi teorilerim doğrultusunda cevap vermeye çalıştım. Bana geri dönmedi. ancak ona vermiş olduğum cevap benim teorimde bir değişikliğe gitmememe sebep oldu. Teorim Uzay boşluğunu sıvı olarak kabul etmeyi gerektirirken , o cevaptan sonra katı yapıda olması gerektiğini düşündüm.
Soru; kenarları 1 ışıkyılı uzunluğunda bir küpün içinde "mutlak boşluk varken" daha doğrusu mekan dahil içinde sadece bir HİÇ varken iki kenarı arasında bir fotonunun ne kadar zamanda hareket edeceği idi.
Eğer içerisinde bir Uzay, mekan veya bir varlık varsa fotonun ne kadar sürede gideceği bellidir. 1 yıl. Ama içinde gerçek manada bir HİÇ varsa bu süre 1 yıl değildir. foton aynı anda iki kenarda birden vardır demiştim.
Bu ise foton için zamansız olarak bir hareketin olduğu anlamına geliyordu. Daha sonra küpün kenar uzunluğunu 1 ışık yılından, 1 planck uzunluğuna düşürdüm. şimdi daha kolay anlaşılıyordu. bu küpün içerisinde Kuantum fizikçilerinin tanımsız dediği bir boşluk uzay zaman mekan vardı aslında HİÇ vardı. orası belirsizdi hesaplanamazdı..
Teori daha anlaşılır olmuştu. 1 planck Küplük hacim içerisinde foton var olamazdı, dolayısı ile kenarlarında da duramazdı. Ama varsayalımki var oldu ve durdu. o zaman bir noktasından diğer bir noktasına gitmesi aynı anda olurdu çünkü o boşluğun içerisinde HİÇ vardı. Trilyonlarca Marshall kutusu art arda bitiştirilse de sonuç değişmezdi.
Bu mantıksal olarak görülebilirdi. Dolayısı ile 1 ışık yılı uzunluğundaki küp ile bir planck küp aynı şekilde davranırdı.
Peki o zaman foton neden C hızı ile hareket etmekte idi.. ve bu parçacıkların fotonu etkilecek hiç bir özelliği yok mu idi..Bu parçacıklar foton elektron ve hadronlarla etkileşime girmeleri gerekmez mi ?
Hem evet, Hem hayır aynı anda etkileşime girip hemde onların içerisinden geçip gidebiliyorlar.
Etkileşime girdiklerinde biz onları parçacık olarak gözlemliyoruz, bu etkileşim de iki parçacığın etkileşimi gibi değil.

Sevgili xenix; senin vermiş olduğun şemaya uygun bir yapı yok, boyut olarak karşılaştırılamazlar. aslen birisinin dediğin gibi deterministik bir sınırı var. Marshall kutusu parçaları mesela, ama elektron ve fotonun böyle bir sınırı yok..
olasılık durumu bu belirsizlikle beraber başlıyor. bu iptal edilmiyor.
Örnek bir analoji sunmak istiyorum. diyelimki elinizde sabit noktaya bağlı bir ip var. diğer ucu ile sürekli olarak bir atma oluşturuyorsunuz. atmanın genliği ve bir alternansın uzunluğu size dalganın alanını versin ve bu 2 boyutlu bir evrende fiziksel bir hacme karşılık gelsin. Şimdi bu hacim ile ipi oluşturan atomların büyüklüklerini karşılaştırırsanız Marshall kutusu 'nu oluşturan boyutsuz noktasal parçacıklar ile elektron ve foton arasındaki orana yaklaşabilirsiniz.
Burada İp atomları ve oluşturduğu kristalize yapı ile , üzerinde oluşmuş olan dalgasal yapıya göre ne kadar deterministik ise, Marshall kutusunun , kuantum fiziğindeki olasılıksal yapıyla ilişkisi öyledir.


Foton için

sonsuz -- 13.06.2011 - 23:31

"Soru; kenarları 1 ışıkyılı uzunluğunda bir küpün içinde "mutlak boşluk varken" daha doğrusu mekan dahil içinde sadece bir HİÇ varken iki kenarı arasında bir fotonunun ne kadar zamanda hareket edeceği idi.
Eğer içerisinde bir Uzay, mekan veya bir varlık varsa fotonun ne kadar sürede gideceği bellidir. 1 yıl."


Foton için bu süre 0 dır. Yani 1 yıl değil, sıfır.




Bunu anlamadım sayın sonsuz

XINTeorisyen -- 14.06.2011 - 12:07

Bunu anlamadım ;
Nasıl yani ? Eğer iki nokta arasındaki mesafe 1 ışıkyılı ise , nasıl 1 yıl olmuyor ?
Aslında iki nokta arasında HİÇ varken bende bunu söylüyorum . AMA
eğer bir şey varsa yani uzay - zaman düzleminde ise o zaman nasıl oluyor da 0 (sıfır) olabiliyor.
Işıkyılının tanımına ters değil mi bu durum ?


Hayır

sonsuz -- 14.06.2011 - 12:28

Hayır değil. Özel görelilik budur zaten. Dışardan bakan gözlemci için fotonun oraya gitmesi 1 yıl sürüyor. Foton için ise hiç zaman geçmemiştir, çünkü ışık hızında gitmektedir. Yani foton için geçen süre 0 (sıfır) dır. Hatta 1 ışıkyılı değil, 10 milyon ışıkyılı uzaklığa da gitse foton için geçen süre 0 dır.




Anladım doğru ; foton

XINTeorisyen -- 14.06.2011 - 18:09

Anladım doğru ; foton canlı olup zamanı algılayabilseydi bu dediğiniz doğru olacaktı. Ama şu diş macunu o zaman nasıl bir yıl sonra çıkıyor bunuda anlamadım bu ters bir durum olmuyormu ? Yani tüpün sonundan önüne kadar aynı anda varabiliyor. Burulma 1 yılda olmuyor aynı anda oluyor...

Eğer foton burada diş macunu ise tüpün altı ile ucu arasında aynı anda var olabiliyor mu ?

Gözlemcileri bakmaktan men edersek diş macunumuz evrenin heryerinde aynı anda var olabilir mi demektir bu ?


Fotonun

sonsuz -- 14.06.2011 - 19:23

Fotonun canlı olmasına veya zamanı algılamasına gerek yok dediğimin doğru olması için. Yaşamları 1-2 saniye olan (hatta daha düşük) parçacıklar var. Bunların bazıları evrenin oluşumu ile oluşmuş fakat 15 milyar yıldan beri yok olmamışlar. Tek sebebi ise ışık hızında gitmeleri, henüz onlar için evren daha yeni oluşmuş durumda. Hızlarındaki düşüş onların sonu oluyor.

Katılar arası iletimde ışık hızındadır. Yani bir metali ittiğinizde, atomların birbiri arası iletim ışık hızındadır. Daha hızlı değil.

Tüp ucunu sıktığınızda diğer kısımdan aynı anda çıkmaz. 1 ışık yılı ise, 1 yıl sonra çıkar. Burada parçacık değildir giden, ama tüp içindeki her dişmacunu parçası için geçen süre 0 dır.




Kabul ediyorum. "Tüp ucunu

XINTeorisyen -- 14.06.2011 - 19:54

Kabul ediyorum.

"Tüp ucunu sıktığınızda diğer kısımdan aynı anda çıkmaz. 1 ışık yılı ise, 1 yıl sonra çıkar. Burada parçacık değildir giden, ama tüp içindeki her dişmacunu parçası için geçen süre 0 dır.
"


parçacık değildir giden, her dişmacunu parçası için geçen süre 0 ise neden son parça 1 yıl sonra çıkıyor. sonsuz sayıda zamanın toplamı toplam zamanı vermiyor mu ? Hareket çok küçük belkide sıfırdır.
sadece temas ediyorlar birbirlerine çünkü...
Bu durumda ( 1 ışık yılı içerisindeki diş macunu parçası adedi * tek bir tanesi için geçen zaman = 0) olmaz mı ?

Bu 1 yıl tüpe bakan adam için doğruda neden son diş macunu parçası için doğru değil. ?
Yani ilk diş macunu parçasına göre... Dışarıdaki gözlemciyi boşverelim.
ilk molekül ile son molekül neden 1 yıl sonra birbirinden haberdar oluyor... ?
Nede olsa her biri için geçen süre sıfır ( 0 ) ?

Özür dilerim bunu anlıyamadığım için sevgili sonsuz...


Ben sorumu

xenix -- 14.06.2011 - 20:40

Ben sorumu tam soramadım sanırım. Mesela çift yarık deneyinde. Bir elektronun aynı anda iki yarıktan geçmesini, marshall kutuları ile nasıl açıklıyorsunuz?



xenix: Takiplerim


Her parça için

sonsuz -- 14.06.2011 - 21:01

Tüp macunu içindeki her parça için geçerli bu. Siz tüpe dışardan bakarsanız 1 yıl sürer. Eğer tüpün içindeki ilk diş macunu parçası iseniz, sonundakinin çıkması size göre 1 yıl sürer. Eğer ortasında bir parça iseniz, hareketin size gelmesi 6 ay, sizden geçtikten sonra son parçanın çıkması 6 ay sürer.

Zamanı ölçen kim? Veya nerede duruyor, ona göre görelidir zaman.

El fenerini gök yüzüne doğrultup ışığını gönderdiğinizde, ordan çıkan fotona bir saat yerleştirme imkanımız olsaydı (hiç bir şeye denk gelmeyeceğini varsayarsak) evrenin en uzak yerlerine bile gittiğinde henüz süre onun için geçmemiş olacaktır. Ama biz onu dışardan gözlemliyorsak bu milyar yıllar sürecektir.

xenix'in de belirttiği gibi modeliniz çok katı ve deterministlik. 100 yıl önceki "esir teorisi" ni andırıyor ayrıca.





Şöyle Sayın xenix;

XINTeorisyen -- 14.06.2011 - 21:10

Şöyle Sayın xenix;

Elektron ve fiziğin bugün gözlemleyip kabul ettiği ve adına parçacık dediği herşeyin parçacık olmadığını kabul ederek.
Fiziksel olarak bir parçacık, uzayda bir konumu ve hacmi olan bir varlıktır. Elektron için bu muğlak bir sınır ve alandır. ama yinede parçacıktır. Yani parçalanıp daha alt parçacıklara bölünemez demektir. veya bölünse bile o parçaların bölünemediği kabul edilir. Quarklar gibi... Halbuki ben diyorum ki böyle bir şey yoktur. Parçacık dediğimiz şey su üzerinde hareket eden dalgalar gibidir. farklı olrak su dalgaları yüzeyde yani 2 boyutlu bir dünyaya ait varlıklardır. zaman düzlemleri doğrusaldır. yani bu mekandada bir veya daha fazla doğrultusu olduğu anlamına gelir.
Halbuki parçacıklar 3 boyutlu bir evrene özel dalgadır. yani zaman doğrultusu küreseldir. Kendi üzerinedir. dolayısı ile mekan doğrultularıda dairesel veya küreseldir.
Ancak nasıl ki 2 boyutlu dalgaların 1 ve 0 boyutlu bileşenleri var ise, 3 boyutlu dalgalarında 2 ,1, ve 0 boyutlu bileşenleri vardır. Bu bileşenleri ile madde var olur.
İşte bu bileşenlerin bulunduğu Uzay-zaman dokusu Marshall kutuları ile oluşmuştur. Uzaya niteliğini veren bu kutunun parçacıkları arasındaki etkileşimdir.
Şimdi çift yarık deneyini konuşabiliriz. Bu ön bilgiler ışığında...
Yarıkları oluşturan maddesel engel, 3 boyutlu dalgalardan oluşmuştur. yarıklarda bu dalga türü yoktur. ancak engeli oluşturan dalgalar (parçacıklar) içinden elektron geçerken, o parçacık (dalga ile girişim yapar. ) ama bu girişim yeni parçacıklara gebedir.
Nasıl ?
Hava dolu bir balon düşünün, iki elinizle iki yanından sıktınız, ne olur ?
Sıkıştırmadığınız yönde balon genişler, Parçacığı oluşturan Marshall kutularının toplu davranışı bunun gibidir ?
Yarıktan geçen ilk elektron aynı anda ikiniciyi diğer yarıkta "doğurur" aslında elektron aynı anda iki yarıktan geçmemiştir. 1. yarıktan geçen elektron ikinci yarıktaki elektronu "doğurmuştur"

Marshall kutuları hem yarığı hemde yarığın kenarlarındaki engel atomlarını oluşturan şeydir.
Dolayısı ile sürekli bir uzay oluşur. bu esneme hareketi ile elektron birinci yarıktan hiç bir atoma değmeden geçse bile
marshall kutuları sayesinde aslında hepsini birbiri ile temas ettirmektedir.
Farklı olarak , yarıktaki Marshall kutuları sıkıştırılmamış, engeldeki atomların bulunduğu Marshall kutuları ise sıkıştırılmış balon gibidir.
Ve Hepsi birbirine boşluksuz olarak temas etmektedir. Tüm Marshall Kutuları...


Anlıyorum ama olayları

XINTeorisyen -- 14.06.2011 - 21:23

Anlıyorum ama olayları gözlem ve gözlemciden bağımsız olarak ele alamaz mıyız ?
Neyse bu konu spekülatif kalacak benim için...
Modelmini deterministik olduğunu kabul ediyorum ve 100 yıl önceki esirr teorisine benzediğininde farkındayım. ancak ondan ciddi anlamda farklılıklar olduğunuda belirtmeliyim.
Ayrıca deterministik olmasının ne ibi bir zararı var ki ? Sonuçta Kuantum teorisini bu deterministik tanımla gerçekleyebiliyorum . Belirsizlik ilkesini açıklayabiliyorum. Dolaşıklığı açıklayabiliyorum. Hakeza evresel sabitleri açıklayabiliyorum
Hemde bu deterministik yapı ile....Göreliliksiz bir evren daha iyi değil mi gözlemciden bağımsız yani...:))


Başarılarınız

xenix -- 14.06.2011 - 21:29

"Ayrıca deterministik olmasının ne ibi bir zararı var ki ? Sonuçta Kuantum teorisini bu deterministik tanımla gerçekleyebiliyorum . Belirsizlik ilkesini açıklayabiliyorum. Dolaşıklığı açıklayabiliyorum. Hakeza evresel sabitleri açıklayabiliyorum
Hemde bu deterministik yapı ile.."


Başarılarınızın devamını diliyorum.


xenix: Takiplerim


:))) Teşekkür ederim

XINTeorisyen -- 14.06.2011 - 21:37

:))) Teşekkür ederim Sayın xenix :)) Tartışma olsun siz sorun ben anlatayım diye söyledim..

Konuyu kapatmanız için değil... :))
İnceden bir alay da sezmekteyim yani...
Yanlış anlamayın bu kadar büyük iddialar olunca kim olsa hafiften ti' ye alırdı yani :))

Haksız değilsiniz eğer böyle yaptı iseniz...:))

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -