Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

Yaratıcının 3 lü varlık yapısından ayrı olma zorunluluğu..

delete

Daha önce bu konuda çeşitli başlıklar altında yazmıştım ancak Sayın xenix'in teklifi üzerine ayrı bir
başlıkta yazmaya karar verdim.
3'lü yapı teorisi; bir varlığın kolaylık olması açısından şimdilik maddesel kabul edelim
"var olmak" noktasında gerçekleşebilmesi için 3 farklı yapıya ihtiyacı vardır.
1. bölge varlığın "iç bölgesi" olarak adlandırdığımız bölgesidir.
2. bölge varlığın "dış bölgesi" olarak adlandırdığımız bölgesidir.
3. bölge varlığın "iç bölgesi" ile "dış bölgesi" ni birbirinden ayıran bölgesi yani
"sınır bölgesi", "sınır çizgisi"
Bu bölgelerden herhani birisi diğerlerini ihlal ettiğinde artık varlık ortada olmaz.
Ben bu bögelerden 2. bölgeye yani "dış bölgeye" özel olarak "boşluk" ismini veriyorum.
Burada boşluk içinde hiç bir şeyin olmadığı anlamda bir boşluk değil, içinde 1. ve 3. bölgenin
var olmadığı anlamda boşluktur.
Aynı şeyi diğer bölgeler içinde düşünebilirsiniz, ama gözlemlerle en çok karşılaştığımız durum bu olduğu için
bunu boşluk olarak kabul ettim.
Bu varlığı Sayın Hüseyin AkTAŞ'ın söylediği gibi patates olarak kabul edersek, bu boşluk, patates olmayan her şey demektir. Patatesin kabuğu 3. bölge ve bu kabuğun iç bölgeside 1. bölgedir.
Herhangi bir bölgenin diğerini ihlal ettiğini düşünürsek doğal olarak patates var olmayı sürdüremiyecektir.

Aslında tersini anlamak daha kolaydır. Eğer Evrende sadece "patates boşluğu" yani 2. bölge varsa patates diye bir şey yoktur.Bu bizlerin günlük hayatta en çok karşılaştığımız yokluk çeşididir.
Şimdi neden Yaratıcının bu 3'lü varlık yapısından ayrı olma zorunluluğunu anlatmaya çalışayım.
Yaratıcı , yaratıcı olması hasebiyle akıl ile anlaşılamaz "olmak" durumundadır.
Yani zatı bizzat kendisi....Nitelikleri yani sıfatları değil.....

Bu sebeple ; 3'lü yapıya dahil olamaz, çünkü eğer öyle olursa akıl onu anlayabilir..Yani zatını , yani kendisini...
Israrla 3'lü yapıya dahil değil dememin sebebi budur, yani eğer 3'lü yapıya onu dahil ederseniz, Yaratıcı olma niteliği ortadan kalkar. 2 sebeple;
1. Akıl onun zatını anlayabilir.
2. 3'lü yapıdaki diğer varlıklara "muhtaç" durumda olur.
Diğerleri var olmadan O 'da var olamaz. Yani Sayın xenix'in bahsettiği şeytan yok olursa O 'da var olmaz...

Böyle bir şey sözkonusu olmadığına göre, hatta şeytanı yaratanda O olduğuna göre kendisini var etmek için şeytana ihtiyaç duyan bir yaratıcı düşünmek, akıl ve mantık kurallarını hiçe saymak demektir.


3lü yapı

xenix -- 28.05.2011 - 13:02

Öncelikle teşekkür ederim. Farklı başlıklar altında tekrar tekrar benzer tartışmaları yapmaktansa burada toplu olarak sorunumuzu halledebiliriz.

Tamamıyla sizin tezinizden yola çıkacağım ben de.

1- "Var olmak" iç bölge, dış bölge ve sınır çizgisi gerektirir diyorsunuz. Bu durumda henüz hiç bir şey yaratmamış Allah "var değildir". Çünkü dış bölge ve sınır çizgisi sizin hipotezinize uymuyor. Allah'ın ne olduğunu anlamaya ihtiyacımız henüz yok, "var olmak" kısmını inceliyoruz. İnsanlar atomları bilmiyorken de "atomlar vardı". Bir şeyin ne olup olmadığını anlamak onun varlığını etkilemez.

2- Allah diyelim ki bir şeyleri yarattı ve iç bölge, dış bölge ve sınır oluştu. Bu durumda varlığı (kendini anlamaya gerek yok hala, var olup olmadığını anlamamız yeterli) kendi haricinde ki şeylere ihtiyaç duyar. (Sizin hipotezinize göre)

3- Bizim şu an anlamadığımız milyonlarca şey var. Ama onların varlığını anlayabiliyoruz. Örneğin yer çekimi gibi. Henüz tam olarak ne olduğunu anlamasakta (belki asla anlayamayacağız aklımız yetmeyecek) varlığı hakkında bir fikir sahibiyiz. Aynı şekilde Allah'ın da sizin dediğiniz gibi ne olduğunu anlamasakta varlığı hakkında konuşabiliriz. Ki öyle yapıyoruz zaten. Bu yüzden onu anlayamayız diyerek 3lü yapıların dışına atamazsınız. Varlığı hakkında konuşabiliriz. En azından siz varlığına inanıyorsunuz. Bu da varlığı hakkında iç, dış ve sınırlarını konuşmamıza yeterlidir. (Tıpkı anlamadığınız halde yerçekimini bu 3lü yapıya sokmanız gibi)

4- Peki inceleyelim o zaman. Nedir Allah'ın olmadığı yerler. Mesela kendine göndermeli tüm paradokslarda çöken bir sistemi var. (Gödel'in ispatı) Mesela olmadığı yerler var. (Şeytan, insan, vs) Bu hipotenize göre Allah epey eksik ve muhtaç bir hale geliyor.

5- Ayrıca sizin tanımlayamadığınız Allah ında bağlı olduğu bir sistem. Onunda tanımlayamadığı, onu yaratan MetaAllah'ın kulu olabilir. Nasıl bir bilgisayar programına, tek yaratıcının siz olduğunu yüklerseniz, sizin de bir yaratıcınız olduğunu düşünemeyecektir. Belki de sizin durumunuzda aynı o bilgisayar programı gibi olabilir. (Hiç bir şeyden eksik değilse belki yalancılıktan, şakadan da eksik değildir ve aciz kulllarını çok fena kafaya alıyor eğleniyor olabilir. (Eğlenceden de eksik olmaması gerekir (tanımı gereği) ) )

xenix: Takiplerim
Buyrun top sizde.


Ben teşekkür ederim Sayın

XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 13:40

Ben teşekkür ederim Sayın Xenix;

"1- "Var olmak" iç bölge, dış bölge ve sınır çizgisi gerektirir diyorsunuz. Bu durumda henüz hiç bir şey yaratmamış Allah "var değildir". Çünkü dış bölge ve sınır çizgisi sizin hipotezinize uymuyor. Allah'ın ne olduğunu anlamaya ihtiyacımız henüz yok, "var olmak" kısmını inceliyoruz. İnsanlar atomları bilmiyorken de "atomlar vardı". Bir şeyin ne olup olmadığını anlamak onun varlığını etkilemez.
"

Burada kastedilen "Var olmak" ifadesi "yaratılmış" varlıklar içindir. Yani Allah yaratılmamış olduğu için bu tanım içerisinde zaten yoktur.
Ben diyorum ki ; Yaratıcının şu sıfatları olması gerekir asgari;

1. yaratılmamış olmalı, doğmamış ve doğurumamış,Ezeli ve ebedi...
2. başka bir varlığa ihtiyaç duymamalı...
3. bir varlığa, bir nesneye ihtiyaç duymadan varlığı olabilmeli...

Siz bu maddede diyorsunuz ki,
"Bu durumda henüz hiç bir şey yaratmamış Allah "var değildir""

Bu sözle otomatikman yaratıcı var olmak için, bir başka varlığı yaratmak durumundadır. 3'lü yapıya göre bir dış bölge ve sınır oluştu. Yani yaratmadan önce , yaratmadan sonra ve tam yaratırken(sınır)
3'lü yapıya dahil ettiniz yine... Eee bende diyorum ki buna ihtiyaç duyuyorsa yaratıcı olamaz...
Sizde bunu diyorsunuz biz neyi tarrtışıyoruz...
Yani yaratma eylemi onu yaratıcı yapmıyor, O yaratıcı olduğu için yaratabiliyor.
Ancak bunu ihtiyaç duuyduğundan dolayı yapmayıp, kendisinin bildiği bir sebeple veya sebepsiz olaak yaratıyor.

İşte bu anlaşılamaz diyorum siz anlamakta ısrar ediyorsunuz, 3'lü yapı aklın hapishanesidir.
İstesede onun dışına çıkamaz...Ancak hapishanede olduğunu anlayabilirse ondan özgürleşebilir bir ihtimal...

2. maddeye de kısmen açıklama getirdim sanıyorum... O kendi dışındaki şeylere ihtiyaç dıuymaz, onları yaratsada , yaratmasada,,, Benim hipotezime göre 3'lü yapının dışında olmak zorundadır.
Çünkü onun varlığı yaratılmış herhangi bir varlığın varlığı gibi değildir.
Öyle olsa idi , oda yaratılmış olur ve diğer maddelerinizde bahsettiğiniz Meta Yaratıcılara ihtiyaç duyardı. Özyinelemeli paradokslardan kurtulamazsınız elbette aklın hapishanesinde durduğunuz müddetçe....
Aklın sınırlarını keşfederseniz, neden aklın almayacağı bir konuda konuştuğumuzuda anlayabilirsiniz...


Olmadığı bir yer yoktur... ama durduğu bir yerde bir mekanda yoktur.
Bu cümle bir paradoks değildir.. Kendine göndermeli değildir..

Sadece varlığının anlaşılamaz olması zorunluluğunun gereğidir...
Akıl ile yukarıdaki cümleyi anlamaya çalıştığınızda ya aklınızı kaybeder ya da inkar edersiniz...

Çünkü aklı yaratan O 'dur.
Nasılki bir kum tanesine, içinde bulunduğu çöl sığmazsa, onun yarattığı bir akla O'nun sığması düşünülemez.
Teşbihte hata olmaz...
Meta yaratıcı fikri, sebep - sonuç ilişkisinde olduğu gibi durmaz bir düşüncedir. başı yoktur. Ama sizin düşünce sistematiğiniz içerisinde buda birbirine ihtiyaç duyan yaratıcı - yaratılmış ilişkisinde varlıklardır. Dolayısı ile hiç birisine yaratıcı denilemez, görevli denilebilir, mühendis, imalatçı denilebilir, ama malzeme yokken yaratabilen, ve buna ihtiyacı olmadığı hlade yaratabilen yaratıcı olabilir.
Bu vasıftaki yaratıcıdan 2. bir tane daha olması da mahzurludur. Dolayısı ile tek olmak zorundadır..
Çünkü 2. bir tane olması 3'lü yapıyı gerektirir... Tek olan varlığın içi dışı ve bunları ayıracak bir ara sınır bölgesi olmaz...
Metayaratıcılar bu açıdanda olamaz...


Ayrıca

XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 14:32

bir başka 3'lü yapı şurada ortaya çıkıyor.
Yaratmadan önce ve yaratmadan sonra ifadeleri zamana bağımlı bir yaratıcı fikirini akla getiriyor.
yani zaman olmadan yaratamayan bir yaratıcı, zamanı sıfır (rakamla 0) olarak kabul edin, ilerlemiyor yaratma bu
anda oluyor. Ama anda dediğimizde zamanı yinede var ettiğimiz için kusur yaratıcıda değil bizim algımızdadır.
Öyle bir yaratma vardır. Ama biz onu bile algılayamayız. Çünkü zamansız hiç bir şeyi var olarak kabul etmeyiz..
Dolayısı ile zaman bizlerin algısı için gerekli ve dünyadaki varlığımız tanıklık etmek olduğu için Yaratıcı bize yaratmayı zaman içerisinde meydana getiriyor. bizim onu algılamamızı sağlıyor.
Yoksa onun buna ihtiyacı olduğundan değil, bizim buna ihtiyacımız olduğundandır.


XINTeorisyen Tebrikler.

aron -- 28.05.2011 - 15:26

XINTeorisyen

Tebrikler.


Baştan alalım

xenix -- 28.05.2011 - 17:26

"Burada kastedilen "Var olmak" ifadesi "yaratılmış" varlıklar içindir. Yani Allah yaratılmamış olduğu için bu tanım içerisinde zaten yoktur."


"Yaratılmış varlık" tanımını keyfi uyguluyorsunuz sanırım. Allah yaratılmamış, neden çünkü xinteorisyen öyle tanımlıyor. Evren "yaratılmış varlık" neden çünkü xinteorisyen öyle tanımlıyor.... Biraz tuhaf değil mi? Bir şey varsa yaratılmıştır dedikten sonra Allah var ama yaratılmamıştır demek kendi içinde çelişki oluşturur. Belki evren sonsuzdan beri enerji topu halinde duruyordu ve kendi kendini açtı büyüttü. Her hangi bir yaratıcıya ihtiyaç duymadan. Tıpkı Allah'ın sonsuzdan beri sessiz sakin kendi kendine durması gibi.

"Ben diyorum ki ; Yaratıcının şu sıfatları olması gerekir asgari;

1. yaratılmamış olmalı, doğmamış ve doğurumamış,Ezeli ve ebedi...
2. başka bir varlığa ihtiyaç duymamalı...
3. bir varlığa, bir nesneye ihtiyaç duymadan varlığı olabilmeli..."


Ben de diyorum ki sıfatlar koyarsanız, tanımlamış olursunuz ve 3lü yapılara alırız kendisini diyorum. Mesela ezeli (sonsuz zaman öncesi) dedikten sonra, zamanı o yaratmıştır diyemezsiniz. Çünkü ezel, sonsuz zaman öncesi demektir. (Yani zamanın yaratılmadığı anlamına gelir)

Başka varlığa ihtiyaç duymazsa, kendinden başka alanı olmaz ve varlığı ile yokluğu arasında fark yoktur. Kısacası yoktur yani. Ancak başka varlıklar oluşturacak ki kendisi var olacak. Nitekim varsa bile öyle yapmıştır. Kendini var etmek için bizleri yaratmış ve ona tapmamızı istemiştir. Kuranı okuduğunuzda epey de ihtiyacı olduğunu görürsünüz başka varlıklara. Kendini ispatlama, kendi üzerine yeminler etme halinde bir psikolojisi vardır.

3. madde için yine evrenin kendisi de bu tanıma uyar. Kendi dışında bir boşluk içersinde olup olmadığına bile ihtiyaç duymaz.

arona da kısa not: Tasavvufla tamamen zıd şeyler söylemesine rağmen xinteorisyeni tebrik etmen sadece Allah'a inandığı için olsa gerek?


xenix: Takiplerim


Böyle değil;

XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 19:32

Öncelikle Sayın arona bende teşekkür ederim..
Sayın xenix tasavvufla ters olduğunu siz düşünüyorsunuz. halbuki ters bir şey göremiyorum ben tasavvufun söylemi ile söylediklerim arasında...Hatta pek çoğu oradan esinlenilmiştir söylemlerimin.

""Yaratılmış varlık" tanımını keyfi uyguluyorsunuz sanırım. Allah yaratılmamış, neden çünkü xinteorisyen öyle tanımlıyor. Evren "yaratılmış varlık" neden çünkü xinteorisyen öyle tanımlıyor.... Biraz tuhaf değil mi? "


Hayır Sayın xenix; keyfi hiç bir şey yok, herşey "Yaratılmış varlık" tanımı ile başlıyor. Yaratılmış varlık başka bir şeye ihtiyaç duyan varlıktır. Buna göre Evren yaratılmıştır. var olmak için iç bölgeye dış bölgeye birde bunları birbirinden ayıracak sınıra ihtiyaç duyar.
Madde öyledir hakeza...aklınıza gelebilecek her varlık "yaratılmış sınıfına girer.." sebebi bir içi, dışı ve sınırının olmasıdır. Somut soyut dolaylı olabilir. daha önceki mesajlarda yazdığımız gibi...
Şimdi bu özellikteki varlıkların bir özelliğine bakalım...
Boşluk olmadan var olmuyorlar, boşluk ise kendilerinin var olmadığı bir alan, yada kendisi dışında herşeyin var olduğu alan...
Bu durumda elemanlardan birisi olmasa diğeride var olmayacak yani birbirlerine var olmak için ihtiyaç duyuyorlar. Adeta biri diğerini doğuruyor biri diğerinin sonucu...
şimdi zamanla ilgili paraoks burada devreye giriyor; birde zamana bağımlılar sebebi ise birbirlerine bağımlı olmaları.
Soru şu ; önce hangisi vardı. ?
Yani biri diğerini doğurmuşsa, yaratmışsa önce hangisi diğerini doğurdu ya da yarattı...?
Bağımlılık bir diğerine iken şimdi zamana da bağımlılar..
hangisini önce var kabul edersen diğeri yaratılmış olur, hemde diğer eşi tarafından bir tür doğurulma olayı yani...
bu işin içinden çıkmanın bir yolu var mı ? yani paradoksa düşmeden...

Tek yol tek başına var olan ve var olmak için, var olmaya devam etmek için herhangi bir şeye ihtiyaç duymayan bir yaratıcı...

işte bu yaratıcı ben öyle istediğim için değil varlık dediğimiz , 3'lü yapıya sahip nesneler için geçerli kurallar sayesinde ortaya çıkıyor..
Yani 3'lü yapıya sahip bir varlık var ise, bir de bu 3'lü yapıyı oluşturacak bu yapıdan olmayan varlığa ihtiyaç vardır.
Biri diğerini doğal olarak ortaya çıkarıyor adeta kendiliğinden....
Yani biz yaratılmış kullar varlıklar kendi varlığımızla yaratıcıya delil olmaktayız...

Sıfatlarını ifade ederken tamamen olmayana ergi yöntemini kullanıyoruz... Bizler olduğumuz gibi isek, ve biz yaratılmış 3'lü yapıya sahip varlıklar isek, o yaratıcının bizi yaratabilmesi ancak bizim gibi olmaması ile mümkündür.
Yani yaratılmamış olmalıdır. yani ezeli olmalıdır, ebedi olmalıdır yani zamana tabii olmamalıdır...

Birde şu tanım sizin ezel ve ebed konusunu yanlış anladığınız sonucunu ortaya koyuyor sayın xenix;
"ezeli (sonsuz zaman öncesi) dedikten sonra, zamanı o yaratmıştır diyemezsiniz. Çünkü ezel, sonsuz zaman öncesi demektir. (Yani zamanın yaratılmadığı anlamına gelir)
"


Ezel zamandan önce demektir.
sonsuz zaman öncesi demek değil....
bir defa zaman sonsuz olmaz..
sınırı olmayanın öncesi nasıl olabilir ki ?
İnsan sonsuz'u algılayamaz zaten neden yan yatmış 8 rakamıyla ifade ediliyor...
Çünkü fraktal anlamda iterasyonel bir sınırı vardır sonsuz'un insan zihninde....
Sonsuz olan sınırı olmayan hiç bir şey algılanamaz..algılanabiliyorsa onu gördüğümüz yada hayal ettiğimiz yerde bir sınırı vardır.

"Başka varlığa ihtiyaç duymazsa, kendinden başka alanı olmaz ve varlığı ile yokluğu arasında fark yoktur. Kısacası yoktur yani. Ancak başka varlıklar oluşturacak ki kendisi var olacak. Nitekim varsa bile öyle yapmıştır. Kendini var etmek için bizleri yaratmış ve ona tapmamızı istemiştir. Kuranı okuduğunuzda epey de ihtiyacı olduğunu görürsünüz başka varlıklara. Kendini ispatlama, kendi üzerine yeminler etme halinde bir psikolojisi vardır.
"


Hayır böyle değildir.. Önce yok diyorsunuz... Sonra başka varlıklar oluşturacak ki kendisi var olacak diyorsunuz.. Bu işi yokken mi yapacak... ? Eğer kendisi yokken başka varlıklar oluşturabiliyorsa o varlıkların kendi kendilerine var olmadıklarını nereden biliyorsunuz ?
Eğer o varlıklar zaten varsa, o yaratıcıya nasıl yaratıcı diyebiliriz ?
Üstelik yaratıcı olmak için o varlıklara ihtiyaç duyan bir varlık; bu nasıl iştir ?
Ne gerek var artık var olmasına şimdi o varlıklar kendi kendilerini mi yarattılar... ?
Sizin yaptığınız benim dediğimi kabul etmeyip kendi varlıklarınızı yaratıcı ilan etmek değil mi ?



Zaman

aron -- 28.05.2011 - 19:56

""Ben diyorum ki ; Yaratıcının şu sıfatları olması gerekir asgari;
1. yaratılmamış olmalı, doğmamış ve doğurumamış,Ezeli ve ebedi...
2. başka bir varlığa ihtiyaç duymamalı...
3. bir varlığa, bir nesneye ihtiyaç duymadan varlığı olabilmeli..."
xenix
"


Bismillahirrahmanirrahim


İhlas;
1.De ki: O, Allah birdir. 2.Allah sameddir. 3.O, doğurmamış ve doğmamıştır. 4.Onun hiçbir dengi yoktur

"Bir şey varsa yaratılmıştır dedikten sonra Allah var ama yaratılmamıştır demek kendi içinde çelişki oluşturur.
Yazar, xenix …
"



Sonra? “Belki evren sonsuzdan beri enerji topu halinde duruyordu ve kendi kendini açtı büyüttü.”



Yazabilir… Ve; yazdığı bilimsel olur,neden! Xenix,yazdı…

Sonra; “Mesela ezeli (sonsuz zaman öncesi) dedikten sonra, zamanı o yaratmıştır diyemezsiniz. Çünkü ezel, sonsuz zaman öncesi demektir. (Yani zamanın yaratılmadığı anlamına gelir)”
Yazar xenix…



Ama? Evren’e ( enerji topu) olarak bunu yükler ve Evren’in hem başlangıcı, hem sonu olduğu, gerçeğini unutur.
Yani; Evren’i var eden, “ZAMAN” kavramını da var eder…

Xinteorisyen’in, Yazdıklarına hep teori düzeyinde cevap yazıyorsun,fakat Xinteorisyen makul ve mantıklı yazıyor,üstelik “ALLAH c.c.” inanıyorsa, tebrik etmek yetersiz kalır kutlamak gerek…











Aynı cümleler,

xenix -- 28.05.2011 - 20:49

"Öncelikle Sayın arona bende teşekkür ederim..
Sayın xenix tasavvufla ters olduğunu siz düşünüyorsunuz. halbuki ters bir şey göremiyorum ben tasavvufun söylemi ile söylediklerim arasında...Hatta pek çoğu oradan esinlenilmiştir söylemlerimin."


Tasavvufa göre Allah her yerdedir. Sizin teorinize göre değil. (Örneğin insanda yok.) Oysa tasavvufta Enel Hak tır. Bu konuları bilgilisi ile aranızda anlaşırsınız.



"Hayır Sayın xenix; keyfi hiç bir şey yok, herşey "Yaratılmış varlık" tanımı ile başlıyor. Yaratılmış varlık başka bir şeye ihtiyaç duyan varlıktır. Buna göre Evren yaratılmıştır. var olmak için iç bölgeye dış bölgeye birde bunları birbirinden ayıracak sınıra ihtiyaç duyar."


Evrenin dışı olduğunu nereden çıkardınız? Ayrıca Allah'ın da içi ve dışı var. (Sizin tanımlarınıza göre)

Sevgili aron

"Yazabilir… Ve; yazdığı bilimsel olur,neden! Xenix,yazdı…"


Evet bilimsel olur, ama hayır ben yazdığım için değil aksi ispatlanabilir olduğu için. Ama xinteorisyenin yazdıklarının veya sizin yazdıklarınızın aksinin ispatlanması mümkün değil. Bu da onları bilimsellikten ziyade biraz kurgusal (veya hayal ürünü) olduğunu gösteriyor. Bakın yanlış olduğunu demiyorum, bilimsel olmadığını gösterir sadece.

"Xinteorisyen’in, Yazdıklarına hep teori düzeyinde cevap yazıyorsun,fakat Xinteorisyen makul ve mantıklı yazıyor"


xinteorisyen pratik ve uygulanabilir şekilde mi yazıyor? Bilimsel anlamda teori açıklama demektir. Eğer öyle yazıyorsam doğru yapıyorum fakat xinteorisyen de aynı şekilde yazıyor. Fakat mantık dışı (mantıkla anlaşılamayacak) yazdığını o kabul ederken size mantıklı gelmesi biraz ee ne desem, sanki, neyse.. yandaşcılık gibi geliyor. :) Doğru kelimeyi bulamadım.

xenix: Takiplerim


Ha bir de

xenix -- 28.05.2011 - 20:51

"Ezel zamandan önce demektir."



Asıl bomba cümle bu. Zamandan öncesi kısmına dikkat. Neyden önce? Zamandan önce... Önce mi?.. Önce.. :)

xenix: Takiplerim


"Tasavvufa göre Allah her

XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 22:00

"Tasavvufa göre Allah her yerdedir. Sizin teorinize göre değil. (Örneğin insanda yok.) Oysa tasavvufta Enel Hak tır. Bu konuları bilgilisi ile aranızda anlaşırsınız.
"

Bunu nereden iddia ediyorsunuz sayın xenix ? Mesela heryerde olmadığını, 3'lü yapının gereği yaratıcı '3lü yapını herhangi bir yerinde olamaz.
Ama bu O 3'lü yapıya giremeyecek anlamına gelir mi ?
3' lü yapıya ihtiyaç duymadan yaratıcı heryerde var olamaz mı ?
Ve aynı zamanda o 3'lü yapının hiç bir yerinde olmadan...
"Tasavvufa göre Allah her yerdedir" cümlesine tezat bir şey söylemedim ki.... Yada Enel-Hak sözüne....

"Evrenin dışı olduğunu nereden çıkardınız? Ayrıca Allah'ın da içi ve dışı var. (Sizin tanımlarınıza göre)
"


Asıl siz onun bir içi ve dışı olduğunu nereden çıkardınız...?
3'lü yapıya dahil değil dedim ya...
yani içi ve dışı , sınırı olamaz...
Evrenin dışı olmak zorundadır...
Çünkü içini gözlemleyebiliyoruz. içinde biz varız ve bizler böyleyiz...
Bundan dolayı Evrenin bir dışı olmak zorundadır...

İşte bu yüzden yaratıcı Ne bu evrenin içindedir, ne dışındadır, nede başka bir yerdedir.
Ama tüm bu cümlelere rağmen heryerdedir....
Bu nasıl olabilir.....?
Sizce ben delimiyim ?

İşte 3'lü yapıya dahil olmayan bir varlık böyle tarif edilebilir .. siz 3'lü yapıya mahkum olan aklınızla bunu söyleyene Şizofren diyebilrsiniz ancak...
Bu sizin anlamadığınız anlamına gelmez, doğuştan itibaren size verilmiş olan bazı yetenekleri kullanmadığınız ve bunlarla gözlem yapmadığınız anlamına gelir sadece...


Bu arada zamandan önce demek , benim bir insan olduğum gerçeğini ikrar etmek demektir.
Tekrar söylüyorum ben bir insanım ve aklım bazı şekiller ve kavramlarla sınırlı olarak çalışıyor. Dolayısı ile sözlerim içerisindeki kelimelerde hatalar yapıyorum. Bunu sizlerde yapıyorsunuz.. Çünkü bçöyle bir kavramın ne olduğundan haberimiz yok.. Bunun için sadece Ezel kelimesi kullaılıyor... Daha ötesinden bir kelime olmadığı için...
Ezel kelimesi zamanı hareketli halden statik hale sokup, onu cisimleştiriyor ve onun önü ve arkasını tanımlayabilir anlaşılabilir hale getiriyor...
Ayrıca söylediklerim mantıklıdır. bunun için çalışıyorum Aklın ve mantığın almadığı bir olguyu mantık çerçevesinde anlatmaya çalışırsanız bunu nasıl yaparsınız ?

İnancımızın bu konudaki açıklaması şu olaya benzer; günümüzden bir örnekle;
insan bir uçak gibidir, tekerlekleri aklı ile eş... havaalanında hızlanır tekerlekleri üzerinde, buraya kadar aklı ile anlar herşeyi ama uçmak için tekerleklerin pistten ayrılması yani aklın çalışmayacağı bir noktanın olduğunu kabul etmesi gerekir..
Ama buna rağmen şu nokta akıl ve mantıkla anlaşılabilir.
Havada tekerlekler işe yaramaz...
Sayın aronun makul ve mantıklı dediği nokta burası olmalı....


Benim de aklıma

xenix -- 29.05.2011 - 10:37

Benim de aklıma bir fıkra geldi.

"Bunu nereden iddia ediyorsunuz sayın xenix ? Mesela heryerde olmadığını, 3'lü yapının gereği yaratıcı '3lü yapını herhangi bir yerinde olamaz.
Ama bu O 3'lü yapıya giremeyecek anlamına gelir mi ?
3' lü yapıya ihtiyaç duymadan yaratıcı heryerde var olamaz mı ?
Ve aynı zamanda o 3'lü yapının hiç bir yerinde olmadan..."


İmam vaaz veriyormuş. Allah ne sağdadır ne solda, ne yukarıdadır ne aşağıda.
Bektaşi atılmış.
"Sen şuna yok diyeceksin de dilin varmıyor."

xenix: Takiplerim
aronla sizin için bir yazı vardı, onu güncelleyeceğim az sonra.


fıkra

aron -- 29.05.2011 - 12:47

xenix,

Güncelleyeceğin yazı,yazdığın fıkra gibi olmasın...

Başka bir durum olmaz,kapasite meselesi...

Elinden geleni ardına koyma,yeterki yazdıklarında "FİKİR" kırıntısı olsun,hakaret,dezonformasyon, gibi yazılara tevessül etme...

Hürmetle.


:))

xenix -- 29.05.2011 - 19:50

Hakaret edipte, hakaret etme diyene hep rastlıyoruz zaten. Fikir, zikir meselesi. Yazıyı güncelledim, ama es geçmişsiniz kaç saattir. Tasavvufun derdi ne? başlıklı yazı. Tasavvuf şeytan işi ve akılsızların işi diyor hanif müslümanlar. Sizden ses çıkmamış hiç.

Selametle.

xenix: Takiplerim


Şimdi ben bir

HoLa -- 29.05.2011 - 21:59




Şimdi ben bir varlığım:

Benim;

1-iç bölgem
2-dış bölge (yoksa dış bölgem mi demeliydim?)
3-sınır bölgesi (bu sınır bölgesi içe mi ait dışa mı...yoksa orada öyle durur mu?)

Sınır bölge/m/si neresi?

Derim mi?
Auroram mı?

İç bölgem dış bölgen/m/in içinde...değil mi?

Dış bölge ortak yani...

Sınırım hangisine dahil? İçe mi dışa mı? Ben içinden gidince üçüncü bölge orada kalıyor mu?

Dış bölge bana mı ait?

Yoksa dış bölgem mi demeliyim?

Öyle ya, benim iç bölgem dış bölgenin içinde ise, dış bölge de yaratıldığına göre, onun da bir sınırı olmalı...

O ayrı bir bölge mi?

Zırva bir bilim dalı olsaydı keşke...

...ciddiye bile alırdık.


"Sınır bölge/m/si

XINTeorisyen -- 29.05.2011 - 22:22

"Sınır bölge/m/si neresi?

Derim mi?
Auroram mı?

"

Ben dediğiniz varlık neresi ise veya ne ise , onun dışında kalan herşey dış bölgedir..
İkisinin arasında kalan bölge ise farklılaşmanın başladığı yerdir ki buna sınır bölgesi denir...

"Dış bölge bana mı ait?

Yoksa dış bölgem mi demeliyim?

Öyle ya, benim iç bölgem dış bölgenin içinde ise, dış bölge de yaratıldığına göre, onun da bir sınırı olmalı...

O ayrı bir bölge mi?

"

Dış bölge doğal olarak size ait değil, ben diyemediğiniz şeylerden oluşur.
Evet onunda bir, hatta iki sınırı var bunun bir tanesinden kesinlikle eminiz Ki bu sınır sizin sınırınızla bitiyor..

Diğeri ise onun dışında kalan bölge varsa tabii ki ama olması çok yüksek bir ihtimal çünkü iç bölgesinde sizinle sınırlanan bir sınırı var ise muhakkak birde dış sınırı olmalı...

Yani içinde sizin olmanız evrenin sınırlı olmasını zorunlu kılıyor.

Orasıda evrenin dışı , oda bir varlık dualist evrenin sınırı monolist bir evren olabilir ki , bir dış sınır olsun yani bu evrenin dışında olması gereken monolist bir evrendir. Eğer yoksa dış sınır yoktur.
Monolist bir evren tek taraflı sınıra sahip bir evrendirki o da bizim evrenimizle arasındaki sınırdır.

" Zırva bir bilim dalı olsaydı keşke...
...ciddiye bile alırdık.
"


Bilim ilan edin o zaman :) o aman ciddiye alabilirsiniz.......
Nede olsa bilim herşeyi açıklayabilir öyle değil mi ?


Ciddiye alınabilecek bir

XINTeorisyen -- 29.05.2011 - 22:23

Ciddiye alınabilecek bir yazı değil..
Peygamberimizi Posta memuru ilan etmişler.
O yüzden ben ses çıkarmadım en azından...


Sınırın içinde ne var?

HoLa -- 30.05.2011 - 06:04



Sınırın içinde ne var?


VAR adını verdiğimiz

XINTeorisyen -- 30.05.2011 - 20:10

VAR adını verdiğimiz şeylerin hepsi bizim algımıza göre bu sınırın içindedir..
sınırın dışını ise YOK oluşturur...
VAR ile YOK arasında ise bir sınır vardır. Biz buna VARLIĞIN sınırı deriz..
Mesela patates; sınırın içinde patatesin yenen kısmı vardır. kolaylık olsun diye kabuğunu soyun...
işte patates yumrusunun olmadığı yer yani dışı, patatesin olmadığı yani YOK olduğu yerdir.
sonsuz incelikte bir VAR- YOK sınırı vardır bu ikisi arasında...
dışına da bir varlık verebilirsiniz mesela suya atarsınız. suyun içerisindeki patatesin dışında hala patates YOK'tur,
SU vardır. suyun patatesin işgal ettiği kadar bölgesinde ise SU yoktur. orası da suyun dış bölgesi olur..
şimdi birisinin VAR olduğu yerde diğeri YOK'tur. birbirlerinin iç ve dış bölgesi olmuşlardır...

Sınırın içini ne ile doldurursanız VAR lık o şeyin adı olur... Patates Elma ,armut, insan, dünya taş , su, aklınıza gelen her türlü varlık bu sınırın içine insanların verdiği addır...
Kolaydır bunu adlandırmak çünkü dışının ismi daha uzun ve anlaşılması zordur. mesela patates için, patates olmayan, elma için elma olmayan, su için su olmayan, taş için taş olmayan, insan için insan olmayan demek zorunda kalır ve varlıkların birbiriyle karışması sözkonusu olurdu.
Üstelik olmayan 'lar tek bir ortak alandan oluşur.. ama olanı demek daha kolaydır.. yani VAR demek...




Selam, üye olmak için

Misafir -- 30.05.2011 - 21:45

Selam, üye olmak için davet gerekliliği nedeniyle davete ihtiyacım var:)Birinin bana yardım etmesini diliyorum.Sevgiler..


Dedin

HoLa -- 30.05.2011 - 22:54

Dedin ki:

1-İç
2-Sınır
3-Dış

...etti 3

Bana sınırın içinde iç var dersen...

...bu eder iki.

Bir daha soruyorum...azıcık açarak:

Dışın içinde dış var...
İçin içinde iç var...

Sınırın içinde ne var?

Bu kez çalkalamadan lütfen!


20 yorum

xenix -- 05.06.2011 - 20:35

20 yorumda tıkanmış konu. Ben daha uzar sanıyordum. Hazır xinteorisyen gelmişken devam ettirmesini bekliyorum, holanın sorusuna cevabıyla. Benim de bazı sorularım var bekletiyorum.

xenix: Takiplerim


Portakalın bir içi var bir

gamaro -- 05.06.2011 - 20:54

Portakalın bir içi var bir dışı, ve bir de içiyle dışı arasında bir sınır...

Çok şükür ki böyle.. eğer bu iç ve dış, ve bir de o sınır olmasaydı biz o portakalı yiyemezdik değil mi, çünkü bunlar olmasa portakal da olmazmış...

Ama bunu nötrino'ya sormak lazım bir de , o hepsinin içinden geçiyor ne de olsa.




Sayın Hola; Anladığım

XINTeorisyen -- 05.06.2011 - 22:03

Sayın Hola;
Anladığım kadarıyla siz varlığa bir sınır veriyorsunuz, bu için içinde de tekrar bir 3'lü yapı yada yapılar olabilir.
Bu durum baktığınız ölçek ve neye baktığınızla alakalıdır. Kavramsal bir durumdur daha çok, Homojen bir varlık düşünün bu varlık aslında başka başka varlıkların bileşmesi ile oluşmuşta olabilir. mesela bir canlı hücrelerden oluşmuş olabilir, hücreler stoplazma hücre zarı veya benzeri iç yapılara ve bu iç yapıların da tekrar başka iç yapılara sahip olması mümkündür.
Dolayısı ile burada kastettiğimiz kavramsal anlamda bir varlıktır. Bir varlık adı verdiğimiz, var olarak kabul ettiğimiz sağduyumuzla da bunu var olduğunu kabul ettiğimiz herşey varlığın iç bölgesini oluşturur. Ama insan için bunu hangi ölçekten baktığınızla ilgili olarak farklılık arzeder. Yani gözle gördüğümüz kas kemik, sinir ve kan topluluğundan meydana gelmiş vücudumuz bizim sınırlarımızdan içerideki bölümdür. Ama daha derin düşününce Endoplazmik retikulum, hücre çekirdeği, stoplazma , kalsiyum vb vb. malzemelerden oluşmuş bir topluluk olarakta görebilirsiniz. Biraz daha derin düşünürseniz, elektron ve protonlardan oluşmuş, quarkların oluşturduğu nükleotidlerle çekirdeği oluşmuş atomlardan meydana gelmişte olabilir. daha derine inince sicimlerden oluşmuş olma olasılığı olan bir topluluktur insan..
Yani işin özü, o şeyin iç bölgesinde sizin baktığınızda gördüğünüz neyse o var. Sınır fiziksel olarak görünmez olabilir. Son derece belirsiz veya keskin olabilir. Fiziksel olabilir veya Kirlian Fotoğrafıyla çekilmiş Auronız olabilir şu olabilir bu olabilir veya başka bir şey olabilir. Sınır olduğu nasıl anlaşılır ?
VAR dediğiniz nesnenin o her ne ise, bittiği yer nerede ise, sınır tam olarak orada bir yerdedir.
Sınırın bittiği yerin dışında artık var dediğiniz şey (o her ne ise) yoksa orası, artık dış bölge yani 3. bölgedir.
işte bu 3 bölgenin hergün gözlemlediğimiz varlığının yapısı....
Ben sadece bir tanım yapmaya çalışıyorum yeni bir şey ortaya atmak değildir amacım...
Eğer bu tanımdan daha iyi bir tanım yapıp bunun yanlış olduğunu ortaya koyarsanız memnun olurum....
VAR dediğimiz şeyin YOK'luk la beraber o olmadan tanımlanamaz olduğunu açıklamaya çalışmaktır amacım...

Ayrıca nötrino bu kuralın dışında değildir, bir adı varsa bir varlığı vardır. Gözlenebiliyorsa bu varlık içi, dışı ve sınırı vardır. Bu kurala uymayan bir varlığa YOK deniliyor. . ancak varlığın yok olması demek onun dışında herşeyin var olması demek aynı zamanda , dolayısı ile aslında YOK denilen şeyin bu şekilde negatif bir varlığı var olmak durumunda... Ama varlık eksenine göre...Ama bu durumda o varlık için YOK demekte yanlış olmakta...


"Çünkü aklı yaratan O

Yabancı -- 05.06.2011 - 23:00

"Çünkü aklı yaratan O 'dur.
"


Bunun böyle olduğuna dair kesin yargıyı kendisi zaten kendi sınırları içinde işleyen sınırlı bir korteksin veriyor olması beni hep düşündürmüştür.


Üçlü yapı... İç,

HoLa -- 06.06.2011 - 13:40



Üçlü yapı...

İç, dış, sınır...

...sınır deyince sınırın da bir yapısı var sandım.

Ne bileyim.

Orada sınırın yapısı olmayınca sınır olamıyor...kavramlaşır yani. Ayrıca açıklama gerektirir.

:))


Nötrinoya sorsan ne bir

gamaro -- 06.06.2011 - 14:28

Nötrinoya sorsan ne bir portakal var, ne içi ne dışı ne de bir sınırı... Yok yani bu portakal.

Ama sen alıp yersin o portakalı bi güzel, hemi de şapırdatarak.

Patatesin dışında patates olmayan bir alan olmasaydı patates diye bişey olmazdı diyerekten..

he yani dön gel cennet elması.


Sayın Yabancı ""Çünkü

XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 18:07


Sayın Yabancı

""Çünkü aklı yaratan O 'dur."
Bunun böyle olduğuna dair kesin yargıyı kendisi zaten kendi sınırları içinde işleyen sınırlı bir korteksin veriyor olması beni hep düşündürmüştür.
"


Böyle olduğuna dair kesin yargıyı veren korteks değildir. Aslında beyinde var olan herhangi bir organ da değildir. AKIL 'dır. BEN'in sahip olduğu ve onun var olmak için ne bir beyne nede bir bedene ihtiyacı vardır.
İnsanlar sadece gördükleri ile karar verdikleri zaman , kendi kendilerine illüzyon yaparlar..
5 duyu bir insanı bedeninin dışında var olamayacağı konusunda ikna eder.. Ama aklınız ve düşüncenizle onların olmadığı ir duumu hayal edebilirsiniz. Ve budurumda ortaya çıkacak olan şey sizin bedeninizin içerisnde hapis hayatı yaşayan bir varlık olduğunuz gerçeğidir.
Bana inanmanız, ve söylediklerimi kabul etmeniz neredeyse imkansızdır. Bunu sizie kanıtlayabilmenin bir tek yolu vardır. başka şansta yoktur ama sonuç kesindir. Ölmek...
Bunun için ölmeyi istemek ahmaklıktır. Çünkü ölmeden önce ölebilme deneyimi bize aklımızın verdiği bir özelliktir.
Bu varken neden sadece bir defa bunu deneyimleyeyim ki...
Eğer yeterince derin düşünüp 5 duyunun esaretinden kurtulabilirseniz, aslında ölümden sonra varlığınızın sona ermediğini anlayabilirsiniz...
Kendinizi içinizde arayarak.... Onu bulduğunuzda çok şaşıracaksınız......


Sayın gamaro Nötrinoya

XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 18:16

Sayın gamaro
Nötrinoya göre portakal var içi ve dışı ve sınırıda öyle...

"Nötrinoya sorsan ne bir portakal var, ne içi ne dışı ne de bir sınırı... Yok yani bu portakal"


Benim anlatamadığım nokta şurası bir sınırın var olması demek onun geçilemez olması demek değildir. nötrino portaklaın içerisnden geçebiliyorsa muhakkak sınırı olmalıdır. geçmeden önce sınırın dışında, geçerken sınırda, içinde iken portakalın içinde olduğuna göre ya nötrino yoktur ya portakal...
Nötrino eğer parçacık ise kendisine ait bir varlığı yani içi dışı ve sınırı vardır. Yoksa insanlar ona "nötrino" adını vermezdi.
Bir nesnenin adı varsa insanlar, ona bir varlık atfetmişler ve ona bir sınır , iç ve dış bölge tahsis etmişlerdir. Etkisi olmayanın insanlarca bir varlığı da yoktur. Etkisi varsa 3'lü yapıdadır. bir sınırdan etkilemeden geçebilir ama başka bir varlığın sınırında onu etkilemeden geçemez, dolayısı ile ölçülebilir hale gelir, gözlemlenebilir hale gelir.
Gözlenemiyorsa akıl sınırları içerisinde olmadığı içindir. yani sınırına değen bir başka varlık veya yokluk alanı yoktur.
Gözlenebiliyor ve VAR denebiliyorsa bu onun sınırının dışında bir başka varlık alanı olduğuna işarettir.


Haklısınız Sayın

XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 18:26

Haklısınız Sayın Hola;

"Orada sınırın yapısı olmayınca sınır olamıyor...kavramlaşır yani. Ayrıca açıklama gerektirir."


Aslında dulaite ilkesi bunu es geçmiştir dualite ilkesi bunu es geçtiği için ontolojik varlık problemi üzerinde doğru bir sonuca ulaşamamıştır bence...
O sadece varlıkları zıtların oluşturduğunu ifade etmeye çalışır. ama bu zıtların asıl var ettikleri şey sınırlardır. Sınır iki farklı yapnın birleştiği yerde ortaya çıka şeydir. Yani uzayda bir rotada ilerlerken herhangi 2 nokta arasında yapısal, niteliksel veya niceliksel bir faklılaşma başlıyorsa o farklılaşmanın başladığı yer sınır önceki yer dış/iç sonraki yer iç/dış olarak isimlendirilebilir. Ama asıl belirleyici olan farklılaşmanın başladığı yerdir ki, diğer noktalar homojen olduğu için varlığın farkedilmesi mümkün olmaz..aslında varlığın var olmasını sağlayan bu sınır bölgesidir. yani bizim onu farketmemizi sağlayan şey...Işık bile cismin yüzeyinden yansır ve bize görünür hale gelir yansıdığı yer her zaman bir sınırdır. bu varlığın içi dahi olsa...Yapısı yoktur belki ama tuhaf bir varlığı vardır.


Hola iyi yakalamış

xenix -- 06.06.2011 - 18:41

Mantık yürütelim bakalım itiraz edilebilecek bir nokta var mı?

varsayım 1: Var olan bütün şeyler 3lü yapıdadır.
varsayım 2: 3lü yapılar iç, dış ve sınır olarak adlandırılır.
sonuç 1: Var olan bir şeyin içi, dışı bir de sınırı vardır.

soru 1: için içinde iç, dışda dış, sınırda ne vardır.
cevap 1: Tuhaf bir varlığı vardır.

soru 2: sınır var mıdır?
cevap 2: vardır.

sonuç 2: sınır varsa 3lü yapıya dahildir. yani bir sınırın içi, dışı ve sınırı vardır.
sonuç 3: Eğer bir sınırın içi dışı ve sınırı varsa, onu içten ve dıştan ayıran sınırında içi dışı ve sınırı vardır.
sonuç 4. " "
sonuç 5. " "

Ve 3lü yapılar sonsuza kadar katlanarak 3lü den 5li ye (iç - sınır (sınır içi, sınır dışı, sınır sınırı) -dış) 5 liden 7liye artarak giderler.


xenix: Takiplerim


Doğru bir nokta dışında

XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 19:13

Doğru bir nokta dışında haklısınız...Bulunduğunuz yeri terk etmemekte ısrar ediyorsunuz...Eğer bir noktada sabit durursanız bu fraktal yapıyı oluşturur. sayıları arttırır gibi birden sonsuza kadar bu 3'lü yapıyı arttırabilirsiniz... ama iki sayı arasında arttırdığınız adım sayısı kadar fark vardır. dolayısı ile ardışık olarak biri önce diğeri sonra gelir buda 3 ' lü yapıda olur.
Eğer adım eşit değilse buda farklı iki sayı bölgesi arasındaki sınır olrak adlandırabilirsiniz. Fraktal yapılarda sonsuz çeşitlilikte var olabilirler ama en temel yapı son derece basittir...
Benim dediğimin anlaşılabilmesi için her var dediğiniz varlık sayı ekseninde sıfır noktasında imiş gibi düşünmek, sonra eksi ve artı yönleri bulmak veya gözlemlemektir. 0 noktası olmazsa sayılar negatiften pozitife pozitiften negatife geçemezler burada "sıfır" noktası sınır bölgesi olmaktadır. Yani bir varlığı düşününce ilk aşamada tüm varlıkları düşünmüyorum ama sizin söylemiş olduğunuz gerçeği bende gördüm bu durum 3'lü yapıyı daha yüksek bir boyuta tahvil etmez.


Bence

xenix -- 06.06.2011 - 19:20

Bence sınır gereksiz. Zaten varlığı da tuhaf ve belirsiz. 2li yapıyı öneririm. Orada böyle paradokslarla uğraşmak zorunda kalmazsınız. Patates ve patates olmayan.

Hem zaten aslında bir sonuç daha var.

sonuç x: Sınırın içi yoktur. (çünkü sınır dediğiniz varlık biçimi aslında var değildir, bir farktır sadece)

-----------

Konuyla ilgili bir soru.
Bir kum yığını, kaç kum tanesinden sonra yığın olarak var olur? (ister 3lü ister 2li yapılara göre cevap verebilirsiniz)

xenix: Takiplerim


Evet haklı olabilirsin;

XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 19:43

Evet haklı olabilirsin; zaten dualite de bunu öneriyor. Ama şu soruyu cevaplayamıyor bu durum..Tabii ki bence...
Bir atomu var eden neresidir. ? yada biz onu nasıl var olarak kabul ederiz. ?
Yörüngedeki bir elektrona, bir foton çarpar, foton soğurulur, elektron enerji seviyesi yükselir, foton salınır, elektron enerji seviyesi eski durumuna gelir salınan foton göze gelir ve diğer süreçlerden sonra atom/cisim görünür.

Atom ölçeğinde yörüngedeki elektron atomun sınırıdır, iç bölge çekirdek dahil çekirdeğe kadar olan kısım yörüngenin dışı ise dışı, şimdi eğer sınırı var kabul etmezsek bu foton nereden yansır...?

Sayın xenix şimdi sorunuza benim vereceğim cevap ancak şöyle olabilir.

Adamına göre değişir. :))

Varlık insanların algısıyla bir anlam kazanır ancak. Özellikle soyut varlıklarda.. yani yığın kelimesinin insan algısında oluşturduğu imgelem her insan için farklı farklıdır dolayısı ile gözlemi yapan veya hayalinde imajine eden kişi yığın olarak neyi kabul ederse, o noktadaki kum tanesini sayarak o insan için yığının kaç kum tanesine karşılık geldiğini bulabiliriz.
Ama bu bilimsel olmaz...Tanımın bilimsel olmasına rağmen, sonucun bilimsel çıkmaması bu demek herhalde... :))


Atom

xenix -- 06.06.2011 - 19:56

Atomdaki elektron yörüngeleri bildiğiniz gezegen yörüngelerine pek benzemez. Bir yörüngeden kasıt, enerji seviyesidir. Ayrıca elektronlar ölçülene kadar dediğiniz gibi, nerede oldukları belirsizdir. Veya her yerdedirler. Aslında mikroskobunuzu daha da büyütüp atomun çekirdeğine yönelttiğinizde (elbette teorik olarak) sadece titreşen enerji telleri görürsünüz. Yani aslında en temelinde de var denilebilecek bir madde yoktur.

Matematiğe ilgili olduğunuzu düşünerek matematikten örnek vereyim.

Nokta boyutsuzdur. Vardır ama, yoktur da aynı zamanda. Yani içi dışı sınırı yoktur. Sonsuz tanesi bir araya geldiğinde aynı doğrultuda, doğru parçasını (ışınını demiyorum bakın dikkat) oluşturur. Yani 0 ile 1 arasında sonsuz sayıda nokta vardır.

1 bir noktadır. Sayı doğrultusunda bir noktaya verilen isimdir. İçi var kabul edelim. Bu 1 in kendisi olsun. (boyutsuz bir nokta) dışı da 1 hariç diğer sayı noktaları olsun. İşte bunun sınırı yoktur. 1 le 1 olmayan arasında bir sınır yoktur. Bu sınır her zaman 1 olmayan kısımda olacaktır.

xenix: Takiplerim


Bu çıkarımları biliyorum Sayın xenix;

XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 21:46

Yani atomda yörünge enerji seviyesidir, yer kesin olrak ölçülemez belirsizdir. Ama maddeye var dememize yol açan en büyük etken Sayın Hüseyin Aktaş'ın da belirttiği gibi iki maddenin çarpışması, olayında olduğu gibi, maddedeki bu elektron seviyeleri enerji düzeyleridir. Bunların geometrik bir anlamı vardır. Eğer böyle olmasa matematik örneğinde olduğu gibi bütün cisimler boyutsuz olurdu. Yani iki maddenin aynı uzay bölgesini kapsamamasının nedeni Pauli dışarlama ilkesidir. Elektrik yüklerinin ve spin sayılarının etken olduğu bu olayda, iki madde temas ettiğinde birbirlerinin boyutlarını ihlal etmeyecek şekilde duruyorlarsa bu o elektron enerji seviyelerinin geometrik ve fiziksel olrak bir varlığı olduğunu gösterir.
Yani bu sınır belirsizlik ilkesi nedeniyle kesin olarak ölçülemiyor diye yok kabul etmek, ve bunların belirsiz olduğunu söylemek doğru değildir. Belirsizlik doğrudur ama kesinlik anlamında, varlık anlamında her maddenin kesin sınırları vardır. Dolayısı ile elektronların yörüngeleri olmasa idi o foton yansıyamayacak, biz onu göremeyecektik. Ayrıca yine foton etkileşeceği bir elektron olmadığından iki cisim birbirinin içerisnden geçecek ve biz o varlığa YOK diyecektik.
Onu var eden şey , çekirdeğin yanısıra o elektron seviyeleri ve sınırlarıdır. Mesela bir elmaya dokunduğunuzda hiç bir zaman onu oluşturan atomun çekirdeklerine dokunmuyor olduğunuz gerçeği sizi şaşırtmaz... Siz maddeye dokunduğunuzu düşündüğünüz halde dokunduğunuz atom çekirdekleri değildir. Elinizdeki atomların, elektronları ile (hatta en dış yörünge) elmanın aynı türden elektronları arasındaki foton alışverişidir. yaptığınız aslında...
Eliniz ile elma karşılıklı olrak birbirlerini "görürler" yani... Bu onlar için görüşme ise bizim için dokunmadır.
O fiziksel boyut ise sizin enerji seviyesi dediğiniz şeyin mesafe kazanmış halidir.. Biz tek tek onu belirsiz olarak ölçsekte elimiz oldukça somut ve sert bir varlıkla karşı karşıya olduğunu bilir. Elmanın sınırları hiçte belirsiz değildir.
Ya bu sınır olmasa idi... ?
Demek ki içi veya dışından ziyade sınır önemlidir. varlık için, o ise kendisine ait bir yapısı olmadığı için kendi dışındaki iki varlığa yani iç ve dışa bağımlıdır.
Noktalar konusu ise soyutlama ile ilgilidir , boyutsuz varlıkların varr olabileceğini iddia edebilen bir akılla mümkündür. Benim iç dış ve sınır kavramlarım gibi bir kavramdır. hadi göster dediğinizde gösteremiyebileceğim, ama düşününce mantıksal olarak çıkarımsayabileceğimiz varlıklar...
Nokta bu durumda iç olmaz ancak sınır olur sıfır gibi , sayı doğrusundaki bütün rakamlar(noktalar) birer sınırdır. ne iç ne dış olabilir. çünkü önünde ki ve arkasındaki sayıların hiç biri O değildir. ona benzeyebilen hiç bir sayı yoktur. buna göre sayı doğrusu noktalar yerine sınırlardan oluşmuştur ve sonsuz tane sınır vardır derseniz yanlış olmaz. sınırları ayıran iki nokta o sayıyı var eden şeydir. yani sayının kendine ait bir varlığı yoktur.
Kolaylık olması açısından tam sayıları ele alırsak, 1 sayısını oluşturan öncesinde sıfır sayısı ve sonrasında 2 sayısının olmasıdır. hakeza, 0 sayısı öncesinde -1 olmadan ve sonrasında +1 olmadan var olamıyacak sayılardır.

Aslında 1 sayısının kanıtı bu iki şahittir demek daha doğru olabilir. yani 0 ve 2 ; eğer öyle olmasaydı mesela -3 ve +2 sayılarının şahitliğine güvenmek zorunda kalacaktık. onlar ise kendilerinden önce gelen -2,-1, 0,+1 sayılarının hangilerinin veya hangisinin 1 sayısı olduğunu bize açıklamak durumunda kalacaklardı.

Biz bunların herhangi birine 1 adı verebilir ve yanılmış olmazdık...
işte bu kesinlik noktası , tamsayılardan reel sayılara geçtiğinde belirsizleşir, ama bize o varlığın belirli sınırlar içerisinde kalmak koşulu ile kesin kanıtlar verdiğini yanlışlamaz. Tıpkı atomda olduğu gibi..




Yo yo :))

xenix -- 06.06.2011 - 22:42

Yo yo :)) bana 1 in dışını sınır diye yutturamazsınız. 0 ile 2 sayıları 1 in dışıdır. 0.99999 ve 1.000000001 sayıları gibi tıpkı.

Uzun ve tekrarlanan cümleler 1 in dışını, sınır yapmaz. Ben de matematikçiyim.

Bakın sizin ilk tanımınızdan.

"3. bölge varlığın "iç bölgesi" ile "dış bölgesi" ni birbirinden ayıran bölgesi yani
"sınır bölgesi", "sınır çizgisi"
Bu bölgelerden herhani birisi diğerlerini ihlal ettiğinde artık varlık ortada olmaz."


Lütfen bölgelerinizden herhangi birisini diğerine ihlal ettirmeden devam edelim.


Dip not:
(Bu arada her foton yansımaz zaten, bir sürü foton hiç bir elektronla etkileşmeden içinden geçip gider, (camlarda olduğu gibi) ve siz camı yok sayabilirsiniz. Veya bir başka örnek, elmayı tuttuğumuzda foton alışverişi yapmayız. Veya belirsizlik ilkesi ile ilgili söylediğiniz kısmen yanlış olan şeyler. Bunlar konu dışına çıkaracağı için çok durmuyorum üzerinde. Konuya odaklanalım. Sınırın varlığı ve 3lü yapılar.)

xenix: Takiplerim


Ayrıca

xenix -- 07.06.2011 - 00:11

"yani sayının kendine ait bir varlığı yoktur."


Ayrıca; 1 in varlığı yok mudur yani? Hani Allah hariç her varlığın var olmak için 3 lü kurala uyması gerekiyordu. 1 bile sizin bu 3 lü kuralın dışına çıktı hemen öyle mi? İçi yok diye...

Bu konuyu ilk açtığınızda ısrarla sormuştum, düşünceler, soyutlamalar ne olacak diye, sizde ısrarla var olan her şey 3lü yapıdadır dediniz. Şimdi geldiğimiz son durum, en basidinden bile sayıların varlığını açıklayamıyor 3lü yapınız. Oysa 2li yapıda çok kolay açıklanabiliyor bu. 1 ya, 1 dir ya da değil. İç dış sınır falan karıştırmaya gerek yok hiç

Daha pi (3.14159....) si var, i (kök(-1) ) si var, onlara da gelicem de, sanırım 1 de bitti 3lü yapı.


xenix: Takiplerim


Eee ihlal etmiyor ki

XINTeorisyen -- 07.06.2011 - 05:11

Eee ihlal etmiyor ki zaten...

"Lütfen bölgelerinizden herhangi birisini diğerine ihlal ettirmeden devam edelim."


1 'in dışı sınır değil; sınır 1 sayısı, dışı ondan küçük ve büyük sayılar, yani 0 ve 2; yani sizin söylediğiniz gibi, iç bölge ise tanımsız ama var sonsuz gibi..
Noktanın içerisindeki sonsuzluk gibi...
Boyutsuz... belli ki 0... mutlak değer anlamında yani 1 - 1 = 0 şeklinde, yani sınırın varlıktan çıkarılması, bir iç; ihlal etme yok; sayı doğrusundaki 0 değil...

Ayrıca sayının kendine ait varlığı olmadığını söyleyen sanırım Hüseyin Bey; ben varlığı insan zihnindeki algı ile başlattığım için sayı diye bir kavram varsa var olabiliyor.


Aslında

sonsuz -- 07.06.2011 - 09:21

Aslında sınır sizin zihninizde. Yani sınır kavramı. Varlıkları sınırlandırma zorunluluğunda hissediyorsunuz kendinizi. Bu da başka çıkmazlara sokuyor sizi. Sınır dediğiniz şey sanal bir imajinasyon.

Bu sebepden dolayı 1 sayısını bile açıklayamıyorsunuz 3lü yapı ile. (İçi yok, sınırı var, sınırı yok kendisi var, hepsi sınır, sonsuz küçük boyutsuz, vs )

Üniversite yıllarında 3lü mantık (yapı değil) benzeri bir algoritmayı bilgisayar programları üzerinde denemiştim, yapay zeka çalışmalarında. Sonucun ne 0 ne de 1 olduğu bir başka durumu ifade eden bir durum.



Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -