Daha önce bu konuda çeşitli başlıklar altında yazmıştım ancak Sayın xenix'in teklifi üzerine ayrı bir
başlıkta yazmaya karar verdim.
3'lü yapı teorisi; bir varlığın kolaylık olması açısından şimdilik maddesel kabul edelim
"var olmak" noktasında gerçekleşebilmesi için 3 farklı yapıya ihtiyacı vardır.
1. bölge varlığın "iç bölgesi" olarak adlandırdığımız bölgesidir.
2. bölge varlığın "dış bölgesi" olarak adlandırdığımız bölgesidir.
3. bölge varlığın "iç bölgesi" ile "dış bölgesi" ni birbirinden ayıran bölgesi yani
"sınır bölgesi", "sınır çizgisi"
Bu bölgelerden herhani birisi diğerlerini ihlal ettiğinde artık varlık ortada olmaz.
Ben bu bögelerden 2. bölgeye yani "dış bölgeye" özel olarak "boşluk" ismini veriyorum.
Burada boşluk içinde hiç bir şeyin olmadığı anlamda bir boşluk değil, içinde 1. ve 3. bölgenin
var olmadığı anlamda boşluktur.
Aynı şeyi diğer bölgeler içinde düşünebilirsiniz, ama gözlemlerle en çok karşılaştığımız durum bu olduğu için
bunu boşluk olarak kabul ettim.
Bu varlığı Sayın Hüseyin AkTAŞ'ın söylediği gibi patates olarak kabul edersek, bu boşluk, patates olmayan her şey demektir. Patatesin kabuğu 3. bölge ve bu kabuğun iç bölgeside 1. bölgedir.
Herhangi bir bölgenin diğerini ihlal ettiğini düşünürsek doğal olarak patates var olmayı sürdüremiyecektir.
Aslında tersini anlamak daha kolaydır. Eğer Evrende sadece "patates boşluğu" yani 2. bölge varsa patates diye bir şey yoktur.Bu bizlerin günlük hayatta en çok karşılaştığımız yokluk çeşididir.
Şimdi neden Yaratıcının bu 3'lü varlık yapısından ayrı olma zorunluluğunu anlatmaya çalışayım.
Yaratıcı , yaratıcı olması hasebiyle akıl ile anlaşılamaz "olmak" durumundadır.
Yani zatı bizzat kendisi....Nitelikleri yani sıfatları değil.....
Bu sebeple ; 3'lü yapıya dahil olamaz, çünkü eğer öyle olursa akıl onu anlayabilir..Yani zatını , yani kendisini...
Israrla 3'lü yapıya dahil değil dememin sebebi budur, yani eğer 3'lü yapıya onu dahil ederseniz, Yaratıcı olma niteliği ortadan kalkar. 2 sebeple;
1. Akıl onun zatını anlayabilir.
2. 3'lü yapıdaki diğer varlıklara "muhtaç" durumda olur.
Diğerleri var olmadan O 'da var olamaz. Yani Sayın xenix'in bahsettiği şeytan yok olursa O 'da var olmaz...
Böyle bir şey sözkonusu olmadığına göre, hatta şeytanı yaratanda O olduğuna göre kendisini var etmek için şeytana ihtiyaç duyan bir yaratıcı düşünmek, akıl ve mantık kurallarını hiçe saymak demektir.
xenix -- 28.05.2011 - 13:02
Öncelikle teşekkür ederim. Farklı başlıklar altında tekrar tekrar benzer tartışmaları yapmaktansa burada toplu olarak sorunumuzu halledebiliriz.
Tamamıyla sizin tezinizden yola çıkacağım ben de.
1- "Var olmak" iç bölge, dış bölge ve sınır çizgisi gerektirir diyorsunuz. Bu durumda henüz hiç bir şey yaratmamış Allah "var değildir". Çünkü dış bölge ve sınır çizgisi sizin hipotezinize uymuyor. Allah'ın ne olduğunu anlamaya ihtiyacımız henüz yok, "var olmak" kısmını inceliyoruz. İnsanlar atomları bilmiyorken de "atomlar vardı". Bir şeyin ne olup olmadığını anlamak onun varlığını etkilemez.
2- Allah diyelim ki bir şeyleri yarattı ve iç bölge, dış bölge ve sınır oluştu. Bu durumda varlığı (kendini anlamaya gerek yok hala, var olup olmadığını anlamamız yeterli) kendi haricinde ki şeylere ihtiyaç duyar. (Sizin hipotezinize göre)
3- Bizim şu an anlamadığımız milyonlarca şey var. Ama onların varlığını anlayabiliyoruz. Örneğin yer çekimi gibi. Henüz tam olarak ne olduğunu anlamasakta (belki asla anlayamayacağız aklımız yetmeyecek) varlığı hakkında bir fikir sahibiyiz. Aynı şekilde Allah'ın da sizin dediğiniz gibi ne olduğunu anlamasakta varlığı hakkında konuşabiliriz. Ki öyle yapıyoruz zaten. Bu yüzden onu anlayamayız diyerek 3lü yapıların dışına atamazsınız. Varlığı hakkında konuşabiliriz. En azından siz varlığına inanıyorsunuz. Bu da varlığı hakkında iç, dış ve sınırlarını konuşmamıza yeterlidir. (Tıpkı anlamadığınız halde yerçekimini bu 3lü yapıya sokmanız gibi)
4- Peki inceleyelim o zaman. Nedir Allah'ın olmadığı yerler. Mesela kendine göndermeli tüm paradokslarda çöken bir sistemi var. (Gödel'in ispatı) Mesela olmadığı yerler var. (Şeytan, insan, vs) Bu hipotenize göre Allah epey eksik ve muhtaç bir hale geliyor.
5- Ayrıca sizin tanımlayamadığınız Allah ında bağlı olduğu bir sistem. Onunda tanımlayamadığı, onu yaratan MetaAllah'ın kulu olabilir. Nasıl bir bilgisayar programına, tek yaratıcının siz olduğunu yüklerseniz, sizin de bir yaratıcınız olduğunu düşünemeyecektir. Belki de sizin durumunuzda aynı o bilgisayar programı gibi olabilir. (Hiç bir şeyden eksik değilse belki yalancılıktan, şakadan da eksik değildir ve aciz kulllarını çok fena kafaya alıyor eğleniyor olabilir. (Eğlenceden de eksik olmaması gerekir (tanımı gereği) ) )
xenix: Takiplerim
Buyrun top sizde.
XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 13:40
Ben teşekkür ederim Sayın Xenix;
"1- "Var olmak" iç bölge, dış bölge ve sınır çizgisi gerektirir diyorsunuz. Bu durumda henüz hiç bir şey yaratmamış Allah "var değildir". Çünkü dış bölge ve sınır çizgisi sizin hipotezinize uymuyor. Allah'ın ne olduğunu anlamaya ihtiyacımız henüz yok, "var olmak" kısmını inceliyoruz. İnsanlar atomları bilmiyorken de "atomlar vardı". Bir şeyin ne olup olmadığını anlamak onun varlığını etkilemez.
"
"Bu durumda henüz hiç bir şey yaratmamış Allah "var değildir""
XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 14:32
bir başka 3'lü yapı şurada ortaya çıkıyor.
Yaratmadan önce ve yaratmadan sonra ifadeleri zamana bağımlı bir yaratıcı fikirini akla getiriyor.
yani zaman olmadan yaratamayan bir yaratıcı, zamanı sıfır (rakamla 0) olarak kabul edin, ilerlemiyor yaratma bu
anda oluyor. Ama anda dediğimizde zamanı yinede var ettiğimiz için kusur yaratıcıda değil bizim algımızdadır.
Öyle bir yaratma vardır. Ama biz onu bile algılayamayız. Çünkü zamansız hiç bir şeyi var olarak kabul etmeyiz..
Dolayısı ile zaman bizlerin algısı için gerekli ve dünyadaki varlığımız tanıklık etmek olduğu için Yaratıcı bize yaratmayı zaman içerisinde meydana getiriyor. bizim onu algılamamızı sağlıyor.
Yoksa onun buna ihtiyacı olduğundan değil, bizim buna ihtiyacımız olduğundandır.
aron -- 28.05.2011 - 15:26
XINTeorisyen
Tebrikler.
xenix -- 28.05.2011 - 17:26
"Burada kastedilen "Var olmak" ifadesi "yaratılmış" varlıklar içindir. Yani Allah yaratılmamış olduğu için bu tanım içerisinde zaten yoktur."
"Ben diyorum ki ; Yaratıcının şu sıfatları olması gerekir asgari;
1. yaratılmamış olmalı, doğmamış ve doğurumamış,Ezeli ve ebedi...
2. başka bir varlığa ihtiyaç duymamalı...
3. bir varlığa, bir nesneye ihtiyaç duymadan varlığı olabilmeli..."
XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 19:32
Öncelikle Sayın arona bende teşekkür ederim..
Sayın xenix tasavvufla ters olduğunu siz düşünüyorsunuz. halbuki ters bir şey göremiyorum ben tasavvufun söylemi ile söylediklerim arasında...Hatta pek çoğu oradan esinlenilmiştir söylemlerimin.
""Yaratılmış varlık" tanımını keyfi uyguluyorsunuz sanırım. Allah yaratılmamış, neden çünkü xinteorisyen öyle tanımlıyor. Evren "yaratılmış varlık" neden çünkü xinteorisyen öyle tanımlıyor.... Biraz tuhaf değil mi? "
"ezeli (sonsuz zaman öncesi) dedikten sonra, zamanı o yaratmıştır diyemezsiniz. Çünkü ezel, sonsuz zaman öncesi demektir. (Yani zamanın yaratılmadığı anlamına gelir)
"
"Başka varlığa ihtiyaç duymazsa, kendinden başka alanı olmaz ve varlığı ile yokluğu arasında fark yoktur. Kısacası yoktur yani. Ancak başka varlıklar oluşturacak ki kendisi var olacak. Nitekim varsa bile öyle yapmıştır. Kendini var etmek için bizleri yaratmış ve ona tapmamızı istemiştir. Kuranı okuduğunuzda epey de ihtiyacı olduğunu görürsünüz başka varlıklara. Kendini ispatlama, kendi üzerine yeminler etme halinde bir psikolojisi vardır.
"
aron -- 28.05.2011 - 19:56
""Ben diyorum ki ; Yaratıcının şu sıfatları olması gerekir asgari;
1. yaratılmamış olmalı, doğmamış ve doğurumamış,Ezeli ve ebedi...
2. başka bir varlığa ihtiyaç duymamalı...
3. bir varlığa, bir nesneye ihtiyaç duymadan varlığı olabilmeli..."
xenix
"
"Bir şey varsa yaratılmıştır dedikten sonra Allah var ama yaratılmamıştır demek kendi içinde çelişki oluşturur.
Yazar, xenix …
"
xenix -- 28.05.2011 - 20:49
"Öncelikle Sayın arona bende teşekkür ederim..
Sayın xenix tasavvufla ters olduğunu siz düşünüyorsunuz. halbuki ters bir şey göremiyorum ben tasavvufun söylemi ile söylediklerim arasında...Hatta pek çoğu oradan esinlenilmiştir söylemlerimin."
"Hayır Sayın xenix; keyfi hiç bir şey yok, herşey "Yaratılmış varlık" tanımı ile başlıyor. Yaratılmış varlık başka bir şeye ihtiyaç duyan varlıktır. Buna göre Evren yaratılmıştır. var olmak için iç bölgeye dış bölgeye birde bunları birbirinden ayıracak sınıra ihtiyaç duyar."
"Yazabilir… Ve; yazdığı bilimsel olur,neden! Xenix,yazdı…"
"Xinteorisyen’in, Yazdıklarına hep teori düzeyinde cevap yazıyorsun,fakat Xinteorisyen makul ve mantıklı yazıyor"
xenix -- 28.05.2011 - 20:51
"Ezel zamandan önce demektir."
XINTeorisyen -- 28.05.2011 - 22:00
"Tasavvufa göre Allah her yerdedir. Sizin teorinize göre değil. (Örneğin insanda yok.) Oysa tasavvufta Enel Hak tır. Bu konuları bilgilisi ile aranızda anlaşırsınız.
"
"Evrenin dışı olduğunu nereden çıkardınız? Ayrıca Allah'ın da içi ve dışı var. (Sizin tanımlarınıza göre)
"
xenix -- 29.05.2011 - 10:37
Benim de aklıma bir fıkra geldi.
"Bunu nereden iddia ediyorsunuz sayın xenix ? Mesela heryerde olmadığını, 3'lü yapının gereği yaratıcı '3lü yapını herhangi bir yerinde olamaz.
Ama bu O 3'lü yapıya giremeyecek anlamına gelir mi ?
3' lü yapıya ihtiyaç duymadan yaratıcı heryerde var olamaz mı ?
Ve aynı zamanda o 3'lü yapının hiç bir yerinde olmadan..."
aron -- 29.05.2011 - 12:47
xenix,
Güncelleyeceğin yazı,yazdığın fıkra gibi olmasın...
Başka bir durum olmaz,kapasite meselesi...
Elinden geleni ardına koyma,yeterki yazdıklarında "FİKİR" kırıntısı olsun,hakaret,dezonformasyon, gibi yazılara tevessül etme...
Hürmetle.
xenix -- 29.05.2011 - 19:50
Hakaret edipte, hakaret etme diyene hep rastlıyoruz zaten. Fikir, zikir meselesi. Yazıyı güncelledim, ama es geçmişsiniz kaç saattir. Tasavvufun derdi ne? başlıklı yazı. Tasavvuf şeytan işi ve akılsızların işi diyor hanif müslümanlar. Sizden ses çıkmamış hiç.
Selametle.
xenix: Takiplerim
HoLa -- 29.05.2011 - 21:59
Şimdi ben bir varlığım:
Benim;
1-iç bölgem
2-dış bölge (yoksa dış bölgem mi demeliydim?)
3-sınır bölgesi (bu sınır bölgesi içe mi ait dışa mı...yoksa orada öyle durur mu?)
Sınır bölge/m/si neresi?
Derim mi?
Auroram mı?
İç bölgem dış bölgen/m/in içinde...değil mi?
Dış bölge ortak yani...
Sınırım hangisine dahil? İçe mi dışa mı? Ben içinden gidince üçüncü bölge orada kalıyor mu?
Dış bölge bana mı ait?
Yoksa dış bölgem mi demeliyim?
Öyle ya, benim iç bölgem dış bölgenin içinde ise, dış bölge de yaratıldığına göre, onun da bir sınırı olmalı...
O ayrı bir bölge mi?
Zırva bir bilim dalı olsaydı keşke...
...ciddiye bile alırdık.
XINTeorisyen -- 29.05.2011 - 22:22
"Sınır bölge/m/si neresi?
Derim mi?
Auroram mı?
"
"Dış bölge bana mı ait?
Yoksa dış bölgem mi demeliyim?
Öyle ya, benim iç bölgem dış bölgenin içinde ise, dış bölge de yaratıldığına göre, onun da bir sınırı olmalı...
O ayrı bir bölge mi?
"
" Zırva bir bilim dalı olsaydı keşke...
...ciddiye bile alırdık.
"
XINTeorisyen -- 29.05.2011 - 22:23
Ciddiye alınabilecek bir yazı değil..
Peygamberimizi Posta memuru ilan etmişler.
O yüzden ben ses çıkarmadım en azından...
HoLa -- 30.05.2011 - 06:04
Sınırın içinde ne var?
XINTeorisyen -- 30.05.2011 - 20:10
VAR adını verdiğimiz şeylerin hepsi bizim algımıza göre bu sınırın içindedir..
sınırın dışını ise YOK oluşturur...
VAR ile YOK arasında ise bir sınır vardır. Biz buna VARLIĞIN sınırı deriz..
Mesela patates; sınırın içinde patatesin yenen kısmı vardır. kolaylık olsun diye kabuğunu soyun...
işte patates yumrusunun olmadığı yer yani dışı, patatesin olmadığı yani YOK olduğu yerdir.
sonsuz incelikte bir VAR- YOK sınırı vardır bu ikisi arasında...
dışına da bir varlık verebilirsiniz mesela suya atarsınız. suyun içerisindeki patatesin dışında hala patates YOK'tur,
SU vardır. suyun patatesin işgal ettiği kadar bölgesinde ise SU yoktur. orası da suyun dış bölgesi olur..
şimdi birisinin VAR olduğu yerde diğeri YOK'tur. birbirlerinin iç ve dış bölgesi olmuşlardır...
Sınırın içini ne ile doldurursanız VAR lık o şeyin adı olur... Patates Elma ,armut, insan, dünya taş , su, aklınıza gelen her türlü varlık bu sınırın içine insanların verdiği addır...
Kolaydır bunu adlandırmak çünkü dışının ismi daha uzun ve anlaşılması zordur. mesela patates için, patates olmayan, elma için elma olmayan, su için su olmayan, taş için taş olmayan, insan için insan olmayan demek zorunda kalır ve varlıkların birbiriyle karışması sözkonusu olurdu.
Üstelik olmayan 'lar tek bir ortak alandan oluşur.. ama olanı demek daha kolaydır.. yani VAR demek...
Misafir -- 30.05.2011 - 21:45
Selam, üye olmak için davet gerekliliği nedeniyle davete ihtiyacım var:)Birinin bana yardım etmesini diliyorum.Sevgiler..
HoLa -- 30.05.2011 - 22:54
Dedin ki:
1-İç
2-Sınır
3-Dış
...etti 3
Bana sınırın içinde iç var dersen...
...bu eder iki.
Bir daha soruyorum...azıcık açarak:
Dışın içinde dış var...
İçin içinde iç var...
Sınırın içinde ne var?
Bu kez çalkalamadan lütfen!
xenix -- 05.06.2011 - 20:35
20 yorumda tıkanmış konu. Ben daha uzar sanıyordum. Hazır xinteorisyen gelmişken devam ettirmesini bekliyorum, holanın sorusuna cevabıyla. Benim de bazı sorularım var bekletiyorum.
xenix: Takiplerim
gamaro -- 05.06.2011 - 20:54
Portakalın bir içi var bir dışı, ve bir de içiyle dışı arasında bir sınır...
Çok şükür ki böyle.. eğer bu iç ve dış, ve bir de o sınır olmasaydı biz o portakalı yiyemezdik değil mi, çünkü bunlar olmasa portakal da olmazmış...
Ama bunu nötrino'ya sormak lazım bir de , o hepsinin içinden geçiyor ne de olsa.
XINTeorisyen -- 05.06.2011 - 22:03
Sayın Hola;
Anladığım kadarıyla siz varlığa bir sınır veriyorsunuz, bu için içinde de tekrar bir 3'lü yapı yada yapılar olabilir.
Bu durum baktığınız ölçek ve neye baktığınızla alakalıdır. Kavramsal bir durumdur daha çok, Homojen bir varlık düşünün bu varlık aslında başka başka varlıkların bileşmesi ile oluşmuşta olabilir. mesela bir canlı hücrelerden oluşmuş olabilir, hücreler stoplazma hücre zarı veya benzeri iç yapılara ve bu iç yapıların da tekrar başka iç yapılara sahip olması mümkündür.
Dolayısı ile burada kastettiğimiz kavramsal anlamda bir varlıktır. Bir varlık adı verdiğimiz, var olarak kabul ettiğimiz sağduyumuzla da bunu var olduğunu kabul ettiğimiz herşey varlığın iç bölgesini oluşturur. Ama insan için bunu hangi ölçekten baktığınızla ilgili olarak farklılık arzeder. Yani gözle gördüğümüz kas kemik, sinir ve kan topluluğundan meydana gelmiş vücudumuz bizim sınırlarımızdan içerideki bölümdür. Ama daha derin düşününce Endoplazmik retikulum, hücre çekirdeği, stoplazma , kalsiyum vb vb. malzemelerden oluşmuş bir topluluk olarakta görebilirsiniz. Biraz daha derin düşünürseniz, elektron ve protonlardan oluşmuş, quarkların oluşturduğu nükleotidlerle çekirdeği oluşmuş atomlardan meydana gelmişte olabilir. daha derine inince sicimlerden oluşmuş olma olasılığı olan bir topluluktur insan..
Yani işin özü, o şeyin iç bölgesinde sizin baktığınızda gördüğünüz neyse o var. Sınır fiziksel olarak görünmez olabilir. Son derece belirsiz veya keskin olabilir. Fiziksel olabilir veya Kirlian Fotoğrafıyla çekilmiş Auronız olabilir şu olabilir bu olabilir veya başka bir şey olabilir. Sınır olduğu nasıl anlaşılır ?
VAR dediğiniz nesnenin o her ne ise, bittiği yer nerede ise, sınır tam olarak orada bir yerdedir.
Sınırın bittiği yerin dışında artık var dediğiniz şey (o her ne ise) yoksa orası, artık dış bölge yani 3. bölgedir.
işte bu 3 bölgenin hergün gözlemlediğimiz varlığının yapısı....
Ben sadece bir tanım yapmaya çalışıyorum yeni bir şey ortaya atmak değildir amacım...
Eğer bu tanımdan daha iyi bir tanım yapıp bunun yanlış olduğunu ortaya koyarsanız memnun olurum....
VAR dediğimiz şeyin YOK'luk la beraber o olmadan tanımlanamaz olduğunu açıklamaya çalışmaktır amacım...
Ayrıca nötrino bu kuralın dışında değildir, bir adı varsa bir varlığı vardır. Gözlenebiliyorsa bu varlık içi, dışı ve sınırı vardır. Bu kurala uymayan bir varlığa YOK deniliyor. . ancak varlığın yok olması demek onun dışında herşeyin var olması demek aynı zamanda , dolayısı ile aslında YOK denilen şeyin bu şekilde negatif bir varlığı var olmak durumunda... Ama varlık eksenine göre...Ama bu durumda o varlık için YOK demekte yanlış olmakta...
Yabancı -- 05.06.2011 - 23:00
"Çünkü aklı yaratan O 'dur.
"
HoLa -- 06.06.2011 - 13:40
Üçlü yapı...
İç, dış, sınır...
...sınır deyince sınırın da bir yapısı var sandım.
Ne bileyim.
Orada sınırın yapısı olmayınca sınır olamıyor...kavramlaşır yani. Ayrıca açıklama gerektirir.
:))
gamaro -- 06.06.2011 - 14:28
Nötrinoya sorsan ne bir portakal var, ne içi ne dışı ne de bir sınırı... Yok yani bu portakal.
Ama sen alıp yersin o portakalı bi güzel, hemi de şapırdatarak.
Patatesin dışında patates olmayan bir alan olmasaydı patates diye bişey olmazdı diyerekten..
he yani dön gel cennet elması.
XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 18:07
Sayın Yabancı
""Çünkü aklı yaratan O 'dur."
Bunun böyle olduğuna dair kesin yargıyı kendisi zaten kendi sınırları içinde işleyen sınırlı bir korteksin veriyor olması beni hep düşündürmüştür.
"
XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 18:16
Sayın gamaro
Nötrinoya göre portakal var içi ve dışı ve sınırıda öyle...
"Nötrinoya sorsan ne bir portakal var, ne içi ne dışı ne de bir sınırı... Yok yani bu portakal"
XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 18:26
Haklısınız Sayın Hola;
"Orada sınırın yapısı olmayınca sınır olamıyor...kavramlaşır yani. Ayrıca açıklama gerektirir."
xenix -- 06.06.2011 - 18:41
Mantık yürütelim bakalım itiraz edilebilecek bir nokta var mı?
varsayım 1: Var olan bütün şeyler 3lü yapıdadır.
varsayım 2: 3lü yapılar iç, dış ve sınır olarak adlandırılır.
sonuç 1: Var olan bir şeyin içi, dışı bir de sınırı vardır.
soru 1: için içinde iç, dışda dış, sınırda ne vardır.
cevap 1: Tuhaf bir varlığı vardır.
soru 2: sınır var mıdır?
cevap 2: vardır.
sonuç 2: sınır varsa 3lü yapıya dahildir. yani bir sınırın içi, dışı ve sınırı vardır.
sonuç 3: Eğer bir sınırın içi dışı ve sınırı varsa, onu içten ve dıştan ayıran sınırında içi dışı ve sınırı vardır.
sonuç 4. " "
sonuç 5. " "
Ve 3lü yapılar sonsuza kadar katlanarak 3lü den 5li ye (iç - sınır (sınır içi, sınır dışı, sınır sınırı) -dış) 5 liden 7liye artarak giderler.
xenix: Takiplerim
XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 19:13
Doğru bir nokta dışında haklısınız...Bulunduğunuz yeri terk etmemekte ısrar ediyorsunuz...Eğer bir noktada sabit durursanız bu fraktal yapıyı oluşturur. sayıları arttırır gibi birden sonsuza kadar bu 3'lü yapıyı arttırabilirsiniz... ama iki sayı arasında arttırdığınız adım sayısı kadar fark vardır. dolayısı ile ardışık olarak biri önce diğeri sonra gelir buda 3 ' lü yapıda olur.
Eğer adım eşit değilse buda farklı iki sayı bölgesi arasındaki sınır olrak adlandırabilirsiniz. Fraktal yapılarda sonsuz çeşitlilikte var olabilirler ama en temel yapı son derece basittir...
Benim dediğimin anlaşılabilmesi için her var dediğiniz varlık sayı ekseninde sıfır noktasında imiş gibi düşünmek, sonra eksi ve artı yönleri bulmak veya gözlemlemektir. 0 noktası olmazsa sayılar negatiften pozitife pozitiften negatife geçemezler burada "sıfır" noktası sınır bölgesi olmaktadır. Yani bir varlığı düşününce ilk aşamada tüm varlıkları düşünmüyorum ama sizin söylemiş olduğunuz gerçeği bende gördüm bu durum 3'lü yapıyı daha yüksek bir boyuta tahvil etmez.
xenix -- 06.06.2011 - 19:20
Bence sınır gereksiz. Zaten varlığı da tuhaf ve belirsiz. 2li yapıyı öneririm. Orada böyle paradokslarla uğraşmak zorunda kalmazsınız. Patates ve patates olmayan.
Hem zaten aslında bir sonuç daha var.
sonuç x: Sınırın içi yoktur. (çünkü sınır dediğiniz varlık biçimi aslında var değildir, bir farktır sadece)
-----------
Konuyla ilgili bir soru.
Bir kum yığını, kaç kum tanesinden sonra yığın olarak var olur? (ister 3lü ister 2li yapılara göre cevap verebilirsiniz)
xenix: Takiplerim
XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 19:43
Evet haklı olabilirsin; zaten dualite de bunu öneriyor. Ama şu soruyu cevaplayamıyor bu durum..Tabii ki bence...
Bir atomu var eden neresidir. ? yada biz onu nasıl var olarak kabul ederiz. ?
Yörüngedeki bir elektrona, bir foton çarpar, foton soğurulur, elektron enerji seviyesi yükselir, foton salınır, elektron enerji seviyesi eski durumuna gelir salınan foton göze gelir ve diğer süreçlerden sonra atom/cisim görünür.
Atom ölçeğinde yörüngedeki elektron atomun sınırıdır, iç bölge çekirdek dahil çekirdeğe kadar olan kısım yörüngenin dışı ise dışı, şimdi eğer sınırı var kabul etmezsek bu foton nereden yansır...?
Sayın xenix şimdi sorunuza benim vereceğim cevap ancak şöyle olabilir.
Adamına göre değişir. :))
Varlık insanların algısıyla bir anlam kazanır ancak. Özellikle soyut varlıklarda.. yani yığın kelimesinin insan algısında oluşturduğu imgelem her insan için farklı farklıdır dolayısı ile gözlemi yapan veya hayalinde imajine eden kişi yığın olarak neyi kabul ederse, o noktadaki kum tanesini sayarak o insan için yığının kaç kum tanesine karşılık geldiğini bulabiliriz.
Ama bu bilimsel olmaz...Tanımın bilimsel olmasına rağmen, sonucun bilimsel çıkmaması bu demek herhalde... :))
xenix -- 06.06.2011 - 19:56
Atomdaki elektron yörüngeleri bildiğiniz gezegen yörüngelerine pek benzemez. Bir yörüngeden kasıt, enerji seviyesidir. Ayrıca elektronlar ölçülene kadar dediğiniz gibi, nerede oldukları belirsizdir. Veya her yerdedirler. Aslında mikroskobunuzu daha da büyütüp atomun çekirdeğine yönelttiğinizde (elbette teorik olarak) sadece titreşen enerji telleri görürsünüz. Yani aslında en temelinde de var denilebilecek bir madde yoktur.
Matematiğe ilgili olduğunuzu düşünerek matematikten örnek vereyim.
Nokta boyutsuzdur. Vardır ama, yoktur da aynı zamanda. Yani içi dışı sınırı yoktur. Sonsuz tanesi bir araya geldiğinde aynı doğrultuda, doğru parçasını (ışınını demiyorum bakın dikkat) oluşturur. Yani 0 ile 1 arasında sonsuz sayıda nokta vardır.
1 bir noktadır. Sayı doğrultusunda bir noktaya verilen isimdir. İçi var kabul edelim. Bu 1 in kendisi olsun. (boyutsuz bir nokta) dışı da 1 hariç diğer sayı noktaları olsun. İşte bunun sınırı yoktur. 1 le 1 olmayan arasında bir sınır yoktur. Bu sınır her zaman 1 olmayan kısımda olacaktır.
xenix: Takiplerim
XINTeorisyen -- 06.06.2011 - 21:46
Yani atomda yörünge enerji seviyesidir, yer kesin olrak ölçülemez belirsizdir. Ama maddeye var dememize yol açan en büyük etken Sayın Hüseyin Aktaş'ın da belirttiği gibi iki maddenin çarpışması, olayında olduğu gibi, maddedeki bu elektron seviyeleri enerji düzeyleridir. Bunların geometrik bir anlamı vardır. Eğer böyle olmasa matematik örneğinde olduğu gibi bütün cisimler boyutsuz olurdu. Yani iki maddenin aynı uzay bölgesini kapsamamasının nedeni Pauli dışarlama ilkesidir. Elektrik yüklerinin ve spin sayılarının etken olduğu bu olayda, iki madde temas ettiğinde birbirlerinin boyutlarını ihlal etmeyecek şekilde duruyorlarsa bu o elektron enerji seviyelerinin geometrik ve fiziksel olrak bir varlığı olduğunu gösterir.
Yani bu sınır belirsizlik ilkesi nedeniyle kesin olarak ölçülemiyor diye yok kabul etmek, ve bunların belirsiz olduğunu söylemek doğru değildir. Belirsizlik doğrudur ama kesinlik anlamında, varlık anlamında her maddenin kesin sınırları vardır. Dolayısı ile elektronların yörüngeleri olmasa idi o foton yansıyamayacak, biz onu göremeyecektik. Ayrıca yine foton etkileşeceği bir elektron olmadığından iki cisim birbirinin içerisnden geçecek ve biz o varlığa YOK diyecektik.
Onu var eden şey , çekirdeğin yanısıra o elektron seviyeleri ve sınırlarıdır. Mesela bir elmaya dokunduğunuzda hiç bir zaman onu oluşturan atomun çekirdeklerine dokunmuyor olduğunuz gerçeği sizi şaşırtmaz... Siz maddeye dokunduğunuzu düşündüğünüz halde dokunduğunuz atom çekirdekleri değildir. Elinizdeki atomların, elektronları ile (hatta en dış yörünge) elmanın aynı türden elektronları arasındaki foton alışverişidir. yaptığınız aslında...
Eliniz ile elma karşılıklı olrak birbirlerini "görürler" yani... Bu onlar için görüşme ise bizim için dokunmadır.
O fiziksel boyut ise sizin enerji seviyesi dediğiniz şeyin mesafe kazanmış halidir.. Biz tek tek onu belirsiz olarak ölçsekte elimiz oldukça somut ve sert bir varlıkla karşı karşıya olduğunu bilir. Elmanın sınırları hiçte belirsiz değildir.
Ya bu sınır olmasa idi... ?
Demek ki içi veya dışından ziyade sınır önemlidir. varlık için, o ise kendisine ait bir yapısı olmadığı için kendi dışındaki iki varlığa yani iç ve dışa bağımlıdır.
Noktalar konusu ise soyutlama ile ilgilidir , boyutsuz varlıkların varr olabileceğini iddia edebilen bir akılla mümkündür. Benim iç dış ve sınır kavramlarım gibi bir kavramdır. hadi göster dediğinizde gösteremiyebileceğim, ama düşününce mantıksal olarak çıkarımsayabileceğimiz varlıklar...
Nokta bu durumda iç olmaz ancak sınır olur sıfır gibi , sayı doğrusundaki bütün rakamlar(noktalar) birer sınırdır. ne iç ne dış olabilir. çünkü önünde ki ve arkasındaki sayıların hiç biri O değildir. ona benzeyebilen hiç bir sayı yoktur. buna göre sayı doğrusu noktalar yerine sınırlardan oluşmuştur ve sonsuz tane sınır vardır derseniz yanlış olmaz. sınırları ayıran iki nokta o sayıyı var eden şeydir. yani sayının kendine ait bir varlığı yoktur.
Kolaylık olması açısından tam sayıları ele alırsak, 1 sayısını oluşturan öncesinde sıfır sayısı ve sonrasında 2 sayısının olmasıdır. hakeza, 0 sayısı öncesinde -1 olmadan ve sonrasında +1 olmadan var olamıyacak sayılardır.
Aslında 1 sayısının kanıtı bu iki şahittir demek daha doğru olabilir. yani 0 ve 2 ; eğer öyle olmasaydı mesela -3 ve +2 sayılarının şahitliğine güvenmek zorunda kalacaktık. onlar ise kendilerinden önce gelen -2,-1, 0,+1 sayılarının hangilerinin veya hangisinin 1 sayısı olduğunu bize açıklamak durumunda kalacaklardı.
Biz bunların herhangi birine 1 adı verebilir ve yanılmış olmazdık...
işte bu kesinlik noktası , tamsayılardan reel sayılara geçtiğinde belirsizleşir, ama bize o varlığın belirli sınırlar içerisinde kalmak koşulu ile kesin kanıtlar verdiğini yanlışlamaz. Tıpkı atomda olduğu gibi..
xenix -- 06.06.2011 - 22:42
Yo yo :)) bana 1 in dışını sınır diye yutturamazsınız. 0 ile 2 sayıları 1 in dışıdır. 0.99999 ve 1.000000001 sayıları gibi tıpkı.
Uzun ve tekrarlanan cümleler 1 in dışını, sınır yapmaz. Ben de matematikçiyim.
Bakın sizin ilk tanımınızdan.
"3. bölge varlığın "iç bölgesi" ile "dış bölgesi" ni birbirinden ayıran bölgesi yani
"sınır bölgesi", "sınır çizgisi"
Bu bölgelerden herhani birisi diğerlerini ihlal ettiğinde artık varlık ortada olmaz."
xenix -- 07.06.2011 - 00:11
"yani sayının kendine ait bir varlığı yoktur."
XINTeorisyen -- 07.06.2011 - 05:11
Eee ihlal etmiyor ki zaten...
"Lütfen bölgelerinizden herhangi birisini diğerine ihlal ettirmeden devam edelim."
sonsuz -- 07.06.2011 - 09:21
Aslında sınır sizin zihninizde. Yani sınır kavramı. Varlıkları sınırlandırma zorunluluğunda hissediyorsunuz kendinizi. Bu da başka çıkmazlara sokuyor sizi. Sınır dediğiniz şey sanal bir imajinasyon.
Bu sebepden dolayı 1 sayısını bile açıklayamıyorsunuz 3lü yapı ile. (İçi yok, sınırı var, sınırı yok kendisi var, hepsi sınır, sonsuz küçük boyutsuz, vs )
Üniversite yıllarında 3lü mantık (yapı değil) benzeri bir algoritmayı bilgisayar programları üzerinde denemiştim, yapay zeka çalışmalarında. Sonucun ne 0 ne de 1 olduğu bir başka durumu ifade eden bir durum.