Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -

BİR ZORUNLULUK OLARAK HAYAT

delete

Hayat bir zorunluluktur dostlar. İte kaka çalışır, zenginleşir, yoksullaşır, mücadele eder, amaç belirler ve bıkarız hayattan. Sanki biri bize: “Bu hayat senin, al tepe tepe kullan” dedi ve biz de o bedenin içine hapsolduk. Güzel ve ya çirkin fark etmez, bu bedeni, dolayısıyla bu kaderi biz seçmedik. “Kader yolunu kendimiz çizeriz” zırvalıklarını bırakın. Sosyal sorumluluk, iyi insan dayatması vb diğer ahlaki öğeler çizmeye çalıştığımız kaderin üzerine hep bir çarpı atıyor. Nesnel yargılar, pratik hayatın sürükleyiciliği bana kendimi ifade edebileceğim tek bir yer bırakıyor. O da burası.

Nefret ediyorum felsefesiz, sanatsız, ifadesiz bireylerin bütün gün Dolar-TL paritesini değerlendirmesinden ve bunları dinleyen toplumun suratının aldığı hayranlık ifadesinden. Televizyonda sabah keyfi, kuran-ı kerim sohbetleri, ana haber programları, Master Chef yarışması, cep telefonunun dayanılmaz hafifliği, markaların kaçırılmaz fırsatları, ısrarla istenen dergiler, entel takılan iç mimarlar, trendler, CHP populizmi, AKP pragmatizmi, kısa etekli melez muhafazakarlık, uluslar arası ilişkiler ve diplomasi yalanı, Wikileaks kandırmacası, bitmeyen terörle bitmeyen mücadele, iyiliğin evrensel sorumluluğu, zenginliğin toplum gözünde değeri, “ben” demenin lanetlenmesi, felsefenin bilimsel bilgi içinde kaybolması, sanatın yalnızlığı ve saflığın kaçınılmaz yitirilişi. Dönüp bir bakın hayata, bu saçmalıkları yaşıyoruz biz. Bir içerik, bir değer var mı yukarıdaki saydıklarımda, varsa haber edin bana.

Bu hayatı iki SS kuralına göre yaşamalıyız a dostlar. Görmeliyiz ki gözümüz kararsın, tatmalıyız ki midemiz kalksın. İfadesiz her şeye burada bu sitede meydan okumamız lazım. Orta Çağ sonu ile 20. yüzyıl arasında yaşanan o döneme geri gidip hakkını vermeliyiz sanatın ve felsefenin o en saf halinin. Tıpkı o filozoflar gibi resmedelim hayatı. Dinden bağımsız ama bilimsel bilgiyi de bir araç olarak kullanarak ifade katalım dünyaya. Bildiklerimizi unutarak bir doğa felsefesi yaratalım, aktaralım bu sayfalara. Ne demekmiş doğa, fizikçiler bir de bizden duysun. Ne demekmiş insan, biyologlar bizden öğrensin biraz. Ve ne demekmiş varoluş, dindarlara anlatalım bu site kapatılmadan.

Zorunluluklar hapishanesinde yalnız kalabildiğim tek yer olan sonsuz.us’u ölümüm pahasına koruyacam. Yalnız kalmadan felsefe olmaz, felsefe olmadan anlam olmaz. Özgün olun, kendiniz olun, onun bunun”-ci”’si olmayın burada. Madem kar-zarar analizi yaparken midem bulanacak, o zaman bir sandoz da siz verin yazılarınızla.





Işıkları söndür bence...

XINTeorisyen -- 20.05.2011 - 13:06

O zaman tüm bu gürültülerden kurtulup kafanı dinleyebilrsin, şahsen bunalınca ben böyle yapıyorum. Burada yazmakta senin dediğin gibi benzer bir durum, ama olumsuzlukları çekmek istemiyorsan olumsuz düşünce ve sözlerden uzak durmalısın, mesela "site kapatılmadan" gibi.
Pembe gözlüklerle bak hayata, kandır kendini korkmadan, siyah gözlükle bakmaktan iyidir, ve daha sağlıklıdır senin için, bedenin için, en azından kanser olmazsın, sinir hastası olmazsın, dingin bir kafan olur, kavga etmezsin, kimse ile; düzeltmeye çalışma sadece seyret, bir ressamın tablosunu seyreder gibi, bu renk niye siyah, kırmızı, beyaz, yeşil mavi demeden, tüm herşeyi bir resmin bütünlüğü içerisinde seyretmeye çalış, o zaman göreceksin, siyahlar olmadan resim olmuyor, renkler olmadan resim yapılmıyor..

Seyret tabloyu, sadece seyret,, bütüne bakınca göreceksin güzelliği...
Hatta farkedeceksin o renk noktalarından birisi olduğunu, bir bütüne ait olmanın üstelik kendi ifade şeklinle...
Pembe gözlüklerle bak ve geriden, çok geriden bak herşeye...
Bırak kendini kandır ve mutlu et...
Bu seni üzmesin... Bil kendini kandırdığını ve bunu istediğini...

Çünkü dediğin gibi seçmedik, anne babamızı, hayatımızı, milletimizi, ırkımızı ve daha bir sürü şeyi,, bu dünyayı değiştirmek kimsenin harcı değildir, boşa çabalama, azgın bir nehirde rafting yapıyor olduğunu düşün ve seyret manzarayı niye buradayım diye hayıflanacağına...Kaçırma manzarayı ve heyecanı...

Tamamiyle boş verme tabii ki; rafting yapıyor gibi, kütük parçası gibi değil...

Nehri durduramıyacağına göre nehre göre durumunu ayarla ki , nehir seni üzmesin, sabırla karşıla başına gelenleri en sonunda bitecek zaten; bir boyu , başı sonu var çünkü nehrin...


"Nefret ediyorum felsefesiz,

Yabancı -- 20.05.2011 - 19:26

"Nefret ediyorum felsefesiz, sanatsız, ifadesiz bireylerin bütün gün Dolar-TL paritesini değerlendirmesinden ve bunları dinleyen toplumun suratının aldığı hayranlık ifadesinden."



"Pembe gözlüklerle bak hayata, kandır kendini korkmadan, siyah gözlükle bakmaktan iyidir, ve daha sağlıklıdır senin için, bedenin için, en azından kanser olmazsın, sinir hastası olmazsın, dingin bir kafan olur, kavga etmezsin, kimse ile; düzeltmeye çalışma sadece seyret, bir ressamın tablosunu seyreder gibi, bu renk niye siyah, kırmızı, beyaz, yeşil mavi demeden, tüm herşeyi bir resmin bütünlüğü içerisinde seyretmeye çalış, o zaman göreceksin, siyahlar olmadan resim olmuyor, renkler olmadan resim yapılmıyor.. "


Aynı nefret duygusunu aynı yoğunlukta taşıyorum ve ikinci alıntıdaki önerinin tehlikeli olduğunu çünkü bu sanatsız, felsefesiz, ifadesiz bireylerin yaptıkları bayağılığın kaynağının bu pembe gözlükten kaynakladığını biliyorum.


:) Pembe gözlükten

XINTeorisyen -- 20.05.2011 - 19:45

:)
Pembe gözlükten kaynaklanmıyor, bu durum, tam tersine geçirimsiz LCD ekranlı, Narsistin benlik gözlüğünden kaynaklanıyor.. Siyah, pembe veya beyaz olsun tüm gözlükler saydam yarısaydam malzemeden üretildiği halde ;
Narsistin kapalı gözlüğü sadece kendini görmeye ayarlıdır... Zihninin penceresinden görür dünyayı....

Böyle olunca, kendini mutlu edeceğine inandığı, otomatikman başka görmeyen insanların sesinin geldiği yere gider.
işte orada Dolar-TL paritesi en yüce felsefedir.
Çünkü diğer canlılar gibi sadece hayatta kalma amacını gütmektedir.

Siz yanlış biliyorsunuz, pembe değil kapalı gözlüktür tüm bunların müsebbibi....


Hayır hayır

Yabancı -- 20.05.2011 - 20:08

Hayır hayır bwallace4ever'in (ya ne uzun bi nick imiş) bahsettiği yığının o kadar da kör olduğunu sanmıyorum. Sorunun düğümlendiği yer orası değil gördüğünü, duyduğunu ve bildiğini küçük hesapları için yutmama cesaretiyle ilgilidir. Yeryüzünde benden daha körüne rastlamadım ben.

Bir örnek; geleneksel yaşam biçiminin dışardan görünüşü bana o insanların ne kadar cahil olduklarını düşündürüyordu fakat gelenek, inanç ve ırk üçgeninde çoğu davranışın ne derece sistematik ve bilinçli olduğunu farkettiğimde safderunluğumu görmüştüm ayan beyan. Ki oluşturulmuş olan o safderunluk dahi başka bir planın bir şamasıymış. Ben böylesine bilinçli bir işleyişi mekanik aksamlarda gördüm yahu. Kurarsın ve kurulduğu gibi işler. Bozulana kadar. Bahsettiğimiz sistematikte bozulma bile yok, tıkır tıkır işliyor maazallah. :)



Benim de düşüncelerimi

Patience -- 20.05.2011 - 22:34

Benim de düşüncelerimi harika bir şekilde dillendirmişsiniz sevgili bwallace4ever, tebrikler çok beğendim yazınızı.

Yabancı yazdıklarınızı anlayamadım çünkü insan çoğu zaman tecrübe etmediği şeyleri tam olarak kavrayamaz belkide ondan.

İnsanlara toplum olarak baktığınızda, hepimiz anlatılan özellikteki toplumun bir parçasıyız fakat bireysel olarak baktığımızda her insanın düşüncelerinde farklı bir boyut olduğu düşünülebilir. Örneğin dışarıdan bakan bir insan sizin için birçok etiketleme ve yargıda bulunabilir hatta düşünmeyen sadece aptalca yaşayan bir insan olduğunuzu da söyleyebilir aynı şekilde siz o insana baktığınızda aynılarını - veya aksini- düşünebilirsiniz. İnsan sadece kendini bilebilir buyüzden toplumsal bakarak insanların benliklerini bilemeyiz.

Lakin, yazınızda da bahsedildiği gibi insanlarda bir "sanatsızlık" görüyorum. Konuşurken, yürürken, çalışırken, televizyon izlerken bir sanatsızlık hakim. Sanırım karşıma bir kütük veya odun parçası koysam onun hatlarındaki zerafet karşısında hayatımdaki birçok insan daha eksik ve aciz kalırdı. Yaşamlarını nasıl böyle sürdürebildiklerini merak ediyorum aynı zamanda. Onları keşfetmeye çalışıyorum buda yol ortasındaki bir su birikintisine dalmaya çalışmak gibi. Konuşmayı öğrendik fakat kelimelerle oynamayı bilemiyoruz, yazmayı çizmeyi de öğrendik peki kaç insan tanıyoruz bir denizi yorumlayan veya duruluğunu çizebilen ? İnsanların birçoğu bana göre bunları düşünmüyorlar, onların yapması gerek çok çok önemli işleri var. Her zamanki gibi.


Hayat

74 vw 1303 s -- 21.05.2011 - 04:10

''Hayat bir zorunluluktur dostlar. İte kaka çalışır, zenginleşir, yoksullaşır, mücadele eder, amaç belirler ve bıkarız hayattan. Sanki biri bize: “Bu hayat senin, al tepe tepe kullan” dedi ve biz de o bedenin içine hapsolduk. Güzel ve ya çirkin fark etmez, bu bedeni, dolayısıyla bu kaderi biz seçmedik. “Kader yolunu kendimiz çizeriz” zırvalıklarını bırakın. Sosyal sorumluluk, iyi insan dayatması vb diğer ahlaki öğeler çizmeye çalıştığımız kaderin üzerine hep bir çarpı atıyor. Nesnel yargılar, pratik hayatın sürükleyiciliği bana kendimi ifade edebileceğim tek bir yer bırakıyor. O da burası.''
Peki ya burası olmasaydı, sız yok mu olmuş olucaktınız.Sız kendinizi belli bir kalıplara sığdırmaya calışıyorsunuz.Tüm insanlar için bunların gecerli oldugunu söyliyemezsiniz.Zorunlu hayatınızda basarılar dilerim.


Tabiki burası değil sayın

bwallace4ever -- 21.05.2011 - 06:28

Tabiki burası değil sayın 74ww1303s. Burası felsefe kokan bir yerin metaforudur. Bu ve bunun gibi kendimizi ifade edebileceğimiz yerler desek hiç fena olmaz.


"İnsanlara toplum olarak baktığınızda, hepimiz anlatılan özellikteki toplumun bir parçasıyız fakat bireysel olarak baktığımızda her insanın düşüncelerinde farklı bir boyut olduğu düşünülebilir."
Patience'ın son parargraftaki yorumuna katılıyorum, yazımda da yazmıştım. Ancak yukarıdaki cümleye itirazım var. Kitle dediğimiz yığının içinde bir konfor var. Gizli bir konfor, hep basit, hep içeriksiz olana dayanan. Örn: Politika, futbol, ekonomi, popüler müzik, kutsal kitap, popüler kanallar vs. Ama mesela edebiyat değil. Orhan Pamuk Orhan Pamukoğlundan daha çok saygı görüyorsa, Fazıl Say hiçbir zaman hakettiği saygıyı bulmuyorsa, çoğu insan Fatih Akın denilince aklına futbolcu geliyorsa, bunda oturup bir düşünmek lazım. "Felsefe yapma" lafıyla düşünmek ve hissetmenin ötekileştiği bir toplum. Dönüp arkana bakınca Allah lafını ağzından bırakmayan insan yığınını haklı olarak ben de ötekileştiriyorum. Hiçbirinin düşüncelerinde bu konfordan ötürü bir farklılık veya içerik görmüyorum. İster posta gazetesi satışlarına bak, ister cuma günleri cami avlusuna, istersen kurtlar vadisinin reytinglerine hep aynı şeyi göreceksin. Bu konfor peşinde koşan bireylerin niteliksizliklerine.
Tabiki bu saydıklarım sosyolojinin konusu. Ama dedim ya bir de bizden dinlesin bilimler insan neymiş.


Bu arada düzeltme: "Orhan

bwallace4ever -- 21.05.2011 - 06:30

Bu arada düzeltme: "Orhan Pamukoğlu Orhan Pamuk'tan daha çok saygı görüyorsa"


Basit yaşayan insanların

Patience -- 21.05.2011 - 09:14

Basit yaşayan insanların gördüğümüz kadarı ile o cümleye uymadığı doğrudur ama sorun şu gördüğümüz kadarı ile öyleler. Yinede böyle düşünmek biraz saçma oluyor çünkü robotlaşmış insan olarak tabir edilen kişilerin düşüncelerinde derinlik aramaktan bahsediyoruz.

Türkiyede bilim neden geride başlığına da yazmıştım bizim bir 21. yüzyıl rönesansına ihtiyacımız var hepsi bu yoksa bu basitliği, niteliksizliği, çirkinliği üstümüzden atamayacağız. sevgiyle kalın


Rönesans bile bir geçiş

bwallace4ever -- 22.05.2011 - 21:10

Rönesans bile bir geçiş aşamasıydı dikkat ederseniz. Bilimin patronluğuyla dinin dogmasının arasında bir geçiş. Şimdi bir konu hakkında tartışsak bir kişi tamamiyle bilimsel veriler üzerinden hareket ederken, diğeri kutsal kitabın ayetlerinden alıntı yapacak. Yazımda bahsettiğim dönem işte bu iki kesinliğin arasında kalan insanların heyecanlı dönemi. Hayatı bilginin kölesi olmadan elleriyle avuçlarıyla tanımlamaya çalıştıkları dönem. Felsefenin ve sanatın olduğu heyecanlı ve saf bir dönem. Kendini ifade edene, hayatın resmini çizene ait bir dönem. Şimdi sanat yalnız. En kadim dostu felsefe öldü. Bilim ve pratiklik aldı dinin boşalttığı yeri. Din de oralarda biryerlerde hala duruyor sevgili patience. O yüzden rönesans bile uzun vadede bir çözüm değil. Bilmenin sevdası ve dagmaların konforu medeni insan adı altında varlığını sürdürüyor, sürdürecek. Kaçınılmaz.


Felsefenin Sonu Hk.

Kapitalist -- 24.05.2011 - 20:32

Felsefeyi marx sonlandirmadi mi, hegel in basasagi duran felsefesini - tam da olmasi gerektigi gibi- ayaklarinin uzerine dikerek. Grimsci, Rosa Luxemburgo, che, lenin felsefenin bu son geldigi nokta ve bu noktanin getirdigi dolar/tl kurunun bir anlam tasimadigi ekonomik model ile dunyayi degistirmeye, daha yasanilir kilmaya calismadilar mi? Bu sayilanlar gibi dusunen ulkemiz insanlarinin uzerinden 80 ihtilali silindir gibi gecmedi mi? Burjuvanin sinirsiz oyuncagi, emperyalizmin doymak bilmeyen acligi buna inanan ve dunyanin ucte birinde hakim hale gelen gelmis duzeni degistirmedi mi? Insanlar gorusleri ne olursa olsun hali hazirdaki duzene entegre olmak zorunda kalmadilar mi? Stalinist sosyalizmi elestiren G.Orwel in 1984 romaninda anlatildigi gibi her yapilanin gozetlendigi,bilindigi, kaydedildigi bir sisteme donusmedi mi hayatimiz? Dusunmemenin, uretmemenin konforu kendiliginden gelmedi, dayatildi, zorla kabul ettirildi,dusunmek ve burjuvaya hitap etmeyen sanat yasaklandi. Bunu kanunla degil gunbegun hayatimizi degistirerek yasakladilar. Tahrir meydanindan, lubnan dan, ispanyada bu hafta Guy Fawkes maskesi takip meydanlara cikanlardan bile emin olamiyoruz emperyalizmin oyunlarina alistigimiz icin. Uzun lafin kisasi, anlattiginiz bunalti hali, belki daha yakin belki de 100yil sonranin insanlarinda, dunyanin okuzun boynuzundan indirilmesi ile son bulacak.


"Uzun lafin kisasi,

bwallace4ever -- 25.05.2011 - 06:24

"Uzun lafin kisasi, anlattiginiz bunalti hali, belki daha yakin belki de 100yil sonranin insanlarinda, dunyanin okuzun boynuzundan indirilmesi ile son bulacak."
Hayat eyleme dönüştüğü anda bir distopyadır dostum. İster kapitalist de ister komunist, hayatın anlamsızlığı hayatın kendisinden gelir. İyi bir dünyada yaşamadığımız gerçeğine varmak için insanlığın nesnel başarılarına bakın. Sonra onu öküzün boynuzundan indirerek bir nesnel başarı da siz edinin. Göreceksiniz iyiye giden her yol kötünün kucağından geçecek. Çünkü bu lafları ederken, şu anda bulunduğunuz arayış hali eyleme dönüştüğü an bir arayış olmaktan çıkacak. O yüzden hep arayın ama lütfen bulmayın.


Uzun lafin kisasina cevap hk.

Kapitalist -- 04.06.2011 - 22:52


Siz beni yanlis anlamis olamayacaginiza gore sanirim ben kendimi yanlis ifade ettim zat-i alilerinize. Ben sizin yazinizin konusunu bir bunalti hali olarak niteleyip, bunun hakkinda yazmistim. benim bunalti halim mevzuattan bahis degildi.

"ol mahiler ki derya icredirler, deryayi bilmezler" derlerdi eskiler. ( Balik yasadigi denizi bilmez)

Yazinizin konusunu olusturan " Bunalti" halinizden yasadigimiz toplumdaki bir cok insanin muzdarip oldugunu belirtmek istemistim.

"bunalti" halinizin, yasaminizin her anini belirleyen, bicimlendiren, donusturen, baskalastiran,her seye etki eden kapitalist bir sistemden kaynaklanabilecegi ihtimalini de aklinizdan cikarmamanizi veyahut en azindan goz ardi etmemenizi dilerim.


Sayın Kapitalist, Ben

bwallace4ever -- 07.06.2011 - 10:39

Sayın Kapitalist,
Ben yanlış anlamışım o halde. Kapitalizmin yabancılaştırıcı etkisine de sonuna kadar katılıyorum. Hatta rica etsem, zatınızdan bu konuda daha fazla yorum beklerim.


güzel yazmışsınız ne

sanalmanik -- 20.05.2015 - 10:35

güzel yazmışsınız ne diyelim

her defasında özgünlük-şaşkınlık ve merakla okuyorum/z sizi;

sandoz; gelin alın burda mısınız?

eczaneler kapatılalı; ve sonsuz eczanesini koruyamışsınız siz

"
Bir içerik, bir değer var mı yukarıdaki saydıklarımda, varsa haber edin bana. "

antideğerin değersizliğinin ölçülmesi
ya da gözlem noktası-yeryüzü ve yer zaman çizgisi ve zaman hattı

antideğerin/lerin yüzdüğü bir zaman hattı; bazen manzara kötüdür
ve yukarıda ne varsa aşağıda da o var;

yaratımdan önceki kaos ve çılgınlık/buhran değerlendirmesi geliyor sanal sandozdan/eczaneden

"Ne demekmiş insan, biyologlar bizden öğrensin biraz. Ve ne demekmiş varoluş, dindarlara anlatalım bu site kapatılmadan."

gelsin duysun en çokta sizden duysun

Sonsuz Us yorumlar yükleniyor...


Yeni Sonsuz Us
Sayfalar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 -