* İlk ve orta öğretimde verilen yanlış eğitim yüzünden
* Halk tarafından önemsenmediğinden
* İslam dini bilime teşvik edici bir din değil
* Devlet yeterli bütçe ayırmıyor, bilim adamı olmak cazip değil
* Türkiye'de yaşayan insanlar çalışkan değil
* Bilim popüler ve ilgi çekici bir şey değil
* Türkiye'de yaşayan insanların zekası yeterli değil
* Gelenek, göreneklerde bilime yer yok. Her şey dogmatik
* Ekonomik refah düzeyi çok düşük olduğundan bilim ve felsefeyle ilgilenemiyor kimse
* Türkiye'de bilim, ileri düzeyde
* Her hangi bir fikrim yok, olsa da ifade edemiyorum
* Başka önemli bir sebebi var bu şıklar arasında olmayan. Yazıyorum
XINTeorisyen -- 16.05.2011 - 18:37
Evet basit bir sebebi var, Bilim Türkiyede bir Meslek, bir statü sebebi, bir makam ve mevki ,
Bilim adamı olmak için üniversite sınavına girmek gerekir.
Üniversite sınavına bu sene 1.700.000 insan girdi, bunların çok az bir kısmı üniversiteye girebilecek, Üniversite mezunu olmak toplumda bir meslek veya sosyal statü vesilesi, istisnalar kaideyi bozmaz çoğunluk böyle;
Aile çocuğu Doktor, Mühendis, profesör olsun, hayatı kurtulsun diye üniversiteye göndermeye çalışıyor, ekonomik durumu dikkate almayan / veya beraberce isteyen ise sosyal statüsü iyi olsun diye
İşveren de aynı çarkın içerisinde; o da yetenekten önce diplomaya bakıyor. Bu bir ön eleme oluyor aslında.. daha sonrasında yeteneğe bakıyor..
Bu sebeple her sene yüzbinlerce genç, çocuk, ihtiyar bu sınava girip Üniversiteye kapak atmaya çalışıyor..
Talep arzı doğuruyor ve Üniversite Bilim yapma yeri değil, etiket basma matbaası şeklinde çalışıyor.
Peki idealist ve gerçekten bilim yapmak isteyenler ne oluyuyor ?
Sistemde idealist insanlar bile olsa sisteme ayak durmaya mecbur kalıyorlar..
Sistem onların idealistliklerini ayaklarının altına alıp suyundan güzel bir şarap yapıncaya kadar eziyor.
Bazıları şarap bazıları, sirke oluyor.
Yani sistemde hangi tarafta olursanız olun kendi düzenine sizi uyduruyor.
Peki Bilim neresinde bu değirmenin ; tam dibinde toz olarak öğütülmüş bir şekilde;
İdealistler; sisteme ayak uydurabildikleri sürece sistemin içerisine girebiliyor, aksi durumda hiç bir zaman sisteme dahil olamıyorlar...
Aslında bu durumu anlatan ve cuk oturan bir söz var 50 'lerde CHP li İstanbul Valisi tarafından söylenmiş ;
Şöyle ki;
"Halk plajlara akın etti, vatandaş denize giremiyor "
ilhami -- 16.05.2011 - 18:54
Rahmetli aziz nesin'in bir söyleyişini dinlemiştim çok güzel konuşuyordu diyordiki dünyada bir buluş bir icat olsa hocalar çıkıp yorum yapıyorlar efendim zaten kuranda yazıyordu (( eee yazıyorduda bu müslümanlar krizmi başkası bunu buluyor )) diye devam ediyordu ülkemizde insanlarımızı iii uyutuyorlar uyanıklarıda susturuyorlar 5 tane soydarı dini yorumlayan kafasına göre helal haram koyan varken bilim adamına ne gerek var aslında bizim hükümetede ihtiyacımız yok
ırak taki çuval olayında polat alemdar intikamımızı aldı mavi marmara olayında zaten israil pişman oldu polat alemdar nerdeyse israilin ordusunu yerle bir etti
xenix -- 16.05.2011 - 19:47
Ünvan almak için belki üniversite okumak gerekiyor olabilir. Ama bilim yapmak için, üniversite gerekmiyor.
Aslında bir şık eklenebilir. -Üniversiteler bilim yapamıyor- şeklinde.
xenix: Takiplerim
Baal -- 16.05.2011 - 20:07
İslamiyet zaten bilimin önünde büyük engeldir.Fakat sadece islamiyet değil. Sorunlara akıl ve mantık dışında çözümler getiren her yol ve yöntem bilimin gelişmesinde engeldir.
Ben gelenek ve göreneklerimizi içeren şıkkı işaretledim. Malesef ülkemiz insanını 'bilme' eylemine teşvik eden bir kültürümüz yok. İtaat kültürü iliğimize kemiğimize kadar işlemiş vaziyette, bir konuyu bize anlatılan şekilde doğru kabul edip ezberleyen insanlarız.
Artı küçüklükten itibaren soyut şeylerin( din,töre,adet,gelenek ,görenek..vs) değeri konusunda aşırı telkin altında kalıyoruz.Bu bizim somutla olan bağımızı esnetiyor.Olayları madde ve fiziğe göre görüp değerlendirme yaşımızı çok geçlere doğru itiyor.
Patience -- 16.05.2011 - 20:45
Xenix üniversiteler bilim yapamıyorsa bunun temelinde ilk ve orta öğretimde bilim yapılamaması yatar. Sistem beyinleri öldürüyor bilim yapabilecek kafası olanı atıyor ezberci kendini kapamış kör insanları alıyor eğitim veriyor. Okullarımızda verilen bilim eğitimi zırvalıktan başka birşey değil. Öğrenmeye değil üniversite kazanmaya okula giden bir gençlik varken bunların arasında 1-2 tane adam gibi kendini bilen çıksa bile sistem onu asla almıyor. Kardeşim ya sen o beyninin sorgulayan yerini kapa yada sana üniversite müniversite yok diyor sistemimiz. Hele orta öğretim kısmı ayrı bir olay ki ; müfredatta olan konular görelilik, planck kanunları , de broglie deneyleri. Güya. Kim ne öğrendi kim ne anladı bu işten arkadaş. Sen daha atom modellerini yeni anlayan adamı al kuantum mekaniğine gir ama bunu yaparken aslında girmiyormuş gibi görün sonrada okulda eğitim öğretim veriyoruz de gez. Zaten okullarda öğrenilen bilginin değeri üniversite sınavına kadar gidiyor, 2 sene sonra çıkıp sorsan yahu sen fizikten einsteinın 4 boyutlu uzay kavramından görelilikten ne anladın diye , cevap " O neyki?" olacak. Boş insanlar boş kafalar boş nesiller yetişecek duracak arada 1 -2 tane çıkarsa da sindirilir zaten. Sadece bilimde değil sanatta da aynı.
Şimdi ben bunları niye yazdım çünkü ben sizlerden daha iyi bildiğimi sanıyorum çünkü şuan tüm bunların içindeyim. ( bana bir cümlede 2 çünkü kullanılmaz diye öğrettiler ama sebebini söylemediler ben kullandım birşeyde( ayrımıydı buda :S) olmuyormuş. Kullanıyım ne olcakki ztn bakkala gidincede işime yaramaz.
HoLa -- 17.05.2011 - 08:38
Patience +1
Bunun için "müfredat" denilen sistemi incelemek lazım.
Bunun dışına çıkmak "yassahhhktır" kardeşim.
Bilgi önceden belirlenir, hazırlanır, verilir ve sadece o bilgi istenir.
Oysa ki konu verilse, hazırlama ve sunma metodolojileri sunulsa ve ondan sonra da konular istense ortaya araştıran, bulan, karşılaştıran ve de sorgulayan bir öğretim/sunum sistemi çıkar.
Ama gel gelelim yassahkt.
açparantez -- 17.05.2011 - 08:49
Eğitim okullarda değil, ailede başlar. Aile çocuğunu dogmalarla yetiştiriyor. Çocuk okulda doğruyu öğrense de evde öğrendiklerinin yanlış olduğu söyleniyor çoğu konuda veya öğrendiklerinin tersini yapıyor ebeveynleri.
)kapa parantez
Delişey -- 17.05.2011 - 09:35
yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum.
... oğlum ilkokul ikinci sınıfa giderken, resim dersinde yaptığı ağacın yapraklarını kırmızıya boyamış. öğretmeni arkadaşlarının içinde çocuğu azarlamış, cümle aynen bu :
"ne salak bir çocuksun sen! kırmızı yapraklı ağaç olur mu?"
tabi çocuk bunu bize söylemedi aynı günler içinde. aynı yıl tatil için gittiğimiz bir belde de akşam üstü gezintisinde oğlum hoplaya zıplaya yanımıza yaklaşıp
"anne, salak olan ben değilmişim öğretmenimmiş!!! çünkü kırmızı yapraklı ağaç gördüm!!! " deyince, bizde konuyu irdeleyince, olay ortaya çıktı:)
tabi burada eğitimcileri bizzat suçlamıyorum,zira benim obur merakımın sebebi de ilkokul öğretmenindir:)) ama bilmek için araştırmak, öğrenmek ve merak deney v.b. olgulara ihtiyaç vardır.
bilime yöneltmek için öncelikle insanların hayal dünyasına müdahale etmemek, hatta düş dünyasını geliştirmesine itici güç olmak gerekir. bilmeye konulan sınır ki bu her neyse ( din öğretisi, gelenek, görenek, adet, töre, vs) öğrenim ve eğitimden bağımsızlaştırılıp özgür düşünmeye kavuşturulmalıdır kişi...
ve benim için en öncelikli şık eğitim ve öğretimin eksikliğinden ziyade öğrenimi öğretenlerin eksikliği:)
XINTeorisyen -- 17.05.2011 - 12:36
Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye;
Nerem doğru ki demiş;
Bence olayı Kalın görüyorsunuz, Evet ilk ve ortaokul eğitimleri yanlış; ama bu yanlışa sebep olan başka bir yanlış varda onun için yanlış, yoksa bu yanlış herşeyin müsebbibi değil, dogmalar falan değil buna sebep bireysel Egolar,
Hırslar sadece, birde belki aşağılık kompleksi;
Anne baba bilmem kaç yıllar önce; başlamışlar benim oğlum/kızım üstün sınıftan olsunda bizede sınıf atlatsınlar diye;
göndermişler okula okusun diye, amaç "üstün" addedilen sınıfa bir kapak atmakmış, elit sınıfa dahil olmak için, kendileri okuyamamış ama varlık sahibi olanları metre ile kitap almış yaptırdıkları kütüphanelere, çocuklarına batılı ülkelerin eğitiminde ne varsa boca etmişler gerekli gereksiz, sanmışlar ki kamyonla taşırsak bilgiyi aynı seviyeye geliriz onlarla...
Nede olsa biz o zaman Muassır medeniyetler seviyesinin altında imişiz..Hala çıkabildik mi bilmiyorum üstüne o seviyenin ...:)
Bu kompleks cehaletle birleşince; batıdaki okul binasını ve içini gören aynısını yapmış buradada ;
Fotokopi makinasından cahil çocuğu sokup, elit tabakaya uygun işlenmiş çocuk çıkarmış öbür tarafından; bunlar gözönünde makam ve mevki sahibi olunca;
Diğerleride amele ve maraba takımı olunca artık bir öykünmedir başlamış ki demeyin gitsin. aşağıda olduğunu düşünenler , kendileri gidemediği için o okullara, çocuklarını göndermişler o okullarda eğitim verenler ise başkalarına öykünürlermiş, batıdakilere...
Ancak eğitim sadece kabuktan ibaret alındığı için oradan, ne var ne yoksa ya bundadır ya şunda diyerek ne var ne yoksa alınmış, ehh böyle olunca beyinler çöp tenekesi kadar dolu olmuş.. gel zaman git zaman, değerli olanın bilgi değil, o bilgiyi elde etme yolu ve onun değerlendirmesi olduğunu anlamış anlamasına da bazıları, koca bir millet mantar zehirlenmesi yaşıyormuş...
Kolay değil mantaliteyi değiştirmek...Sömürge olmaktan kurtulmak... Yavaş yavaş inşaallah...
Patience -- 17.05.2011 - 15:27
Gördüm ki herkes haklı , bu iş ailenin ve toplumun yapısına kadar gidiyor. Tüm bunların sebebinde toplumun değer yargıları yatıyor bilinçsiz insanlarımızın değer olarak baktıkları yegane şey para olduğundan ve yeni nesillere de bu öğretildiğinden toplum daha bilinçsiz hale geliyor. Tarihte de olduğu gibi bu bilinç düzeyini değiştirmek için bir 21. yüzyıl rönesansına ihtiyacımız olsa gerek.
oik0s -- 17.05.2011 - 18:23
Delişey,
Toplumda bir yanılgı var:
Resim bir soyutlamadır. Çocuk ağacın yapraklarını değil doğada(ağaçta) bulunan kırmızı, gökkuşağı renklerinde yapabilir. Çocuğun çizdiği resmin REALİSTİK (gerçekçi) olması gerekmez. Kaldı ki herhangi bir ressamdan da illa ağaçların yapraklarını yeşil istemeyiz. Ressamın kullandığı renkler ister çocuk, ister yetişkin kendine özgüdür ve resmin kalitesini belirleyen bu renkler ve kullanılış biçimidir.
Bir resim öğretmeninin ilk bilmesi gereken noktalardan biridir; SOYUTLAMA ... Fakat maalesef sınıf öğretmenleri tarafından bilinmemektedir.
Yabancı -- 17.05.2011 - 19:57
Hemen hepsi birbiriyle bağlantılı şıklar farklı seçenekler halinde verilmiş. Bence Ülke kültürünün dogmalarla yaşıyor olması bunun ciddi bir geleneksel koşullanmışlığa neden olması ve bu dinamiklerin bireylerin potansiyellerini baltılıyor olduğudur gerçeklik. Dogmadan kopmaya başladığınız anda öncesindeki duygusal bağlarınızın ait olduğu sosyal yapı bu durumu bir tehlike olarak görüyor ve amansız bir psikolojik baskı adeta tüketircesine yükleniyor ruhunuza. Ve bu birilerinin dogmatik yaşayışının sürekliliği için adeta kutsal bir görevmiş gibi yapılıyor.
Sonra inancın içindeki günümüz taassup kafalarının (tasavvufa zihnini şeytanın iğfal ettiği insanların işi diyen zihniyet beri taraftan da hak hukuk argümanlarını aymazca kullanan) kötücül çabaları sanırım.
Delişey -- 18.05.2011 - 06:52
oikos,
izah ettiğiniz konuda hemfikiriz de; lakin, minik insanları ellerine teslim ettiğimiz eğiticilere büyük sorumluluk düşmekte. ebeveyn olarak bizler elbette yetiştirmekte olduğumuz insan evladını gözümüzün içinde tutacağız, ama eğitim bir sac ayağıdır bence. ayaklarıda ; aile, çocuk ve eğitmenden oluşur. biri sallandımı dengeyi hasbel kader diğer ayaklar sağlar bu yetmediği içindir halen yüksek öğrenim görüp, boş bir kafa ve düşünemez kopyacı haliyle hatta olduğu yerde sayan insanların ortada gezinmesi.
burada eğitmenleri ama hepsini aynı kefeye asla koyamam, dediğim gibi ben öğrenimli biri değilim, tüm bilgim ve bilgiye olan merakım ışıklar içinde yatsın Makbule Öğretmenimin beni ve sınıftaki diğer arkadaşlarımı merak etmeye, araştırmaya, irdelemeye iteklemesinden kaynaklıdır.
ahh nerden nereye geldik, konunun içinde kalmak suretiyle şunu da eklemek isterim. belli bir yaşa geldikten sonra bilimek için değil, hayata tutuna - bilmek için enerji harcıyor insanlar. yani enn enn baştan bu verilmeli insana:)
konu ilim bilim olunca bu faktörün önemini vurgulamak istedim, sadece eğitim yeterli değil elbet, şartlar, koşullar, olanaklar da önemli...
Not: eklediğiniz resim sabah sabah içimi aydınlattı. insanlığın aydınlık düşünceleri gibi.. sağolun:)
Delişey -- 18.05.2011 - 07:27
xınteorisyen,
"Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye;
Nerem doğru ki demiş;"
:)) deve olsa anlarım da bildiğin insan bu yahu:)) bunu anlamakta zorlanıyorum açıkçası:))) hani aklı vaarr, fikri vaar, deneme yanılma yöntemi varrr:)) üzerinde taşıması gereken evrensel bir sevgi vaarr:) insan olmanın gerektirdiği ve bir arada yaşamanın verdiği bir sorumluluk varr:)
o var bu var lakin, halen kolaycılığın getirdiği bir umursamazlıktan kaynaklı ilerleyememesinin sebebini başka faktörlere bağlamakta aşırı bir inatçılık da var... bireysele indirip sorunu önce kendinde çözmeli kişi.
ışığın gücünü görememesi ışığın var olmaması değil ki... şöyleki karanlık bir dehlizde minicik bir ışık görsem ona doğru ilerlerim... karanlıkta oturmaktansa, o gördüğüm minicik ışık bana güç verir umut olur. risk de taşır evet, ama yerinde oturmaktan daha onurludur yürümek bilinmeyene... en azından bir amacı olur insanın:)
ve mısır ekilen tarladan buğday çıksın diye beklemek de ne derece doğrudur???
Kardan adam -- 22.05.2011 - 12:04
Cunku kan temel tutmaz
yusuf35 -- 22.05.2011 - 14:50
Osmanlı dönemlerindeki bilimde geri kalmışlığımızın acıları aslında bunlar ta o zamandaki eksiklerimizi ancak tamamladığımız için şu dönemdeki gelişmelerede yetişemiyoruz bence.
captcha -- 01.06.2011 - 22:11
Anketteki seçeneklerin birden fazlasının seçilememesi beni ikilem içinde bıraktı. Son şıkkı tenzih ederim, ordaki "Bilim popüler ve ilgi çekici değil", "Türkiye'de bilim ileri düzeyde", "Herhangi bir fikrim yok. Olsa da ifade edemiyorum." seçenekleri hariç bütün seçenekler geçerlidir bana göre.
Çünkü bugün biliyoruz ki Türkiye'de doğru düzgün bir üniversite bile yok. Dünyanın en iyileri arasına bir okulumuzu bile sokamıyoruz. Türkiye'de kütüphane bile yok. Ama bu çok da doğal bir şey, çünkü bizim eğitim kurumlarımızın en eskisi "Mühendishane- Bahri/Berri Hümayun" yani bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi. En saygın eğtiim kurumumuz budur. Bu üniversitenin bir geleneği bile oluşmuş. O detaya inmeyeceğim ama, düşünün bu en saygın kurum bile asla bir "üniversite" değil. Bunların hepsi Osmanlı'dan kalmış kohne ve kokuşmuş külliyelerdir! Bir İngiliz veyahut Alman üniversitesinin kütüphanelerine bakıyorsunuz; muazzam. İçinde yok yok. Niye? Adamlar 200 yıl boyunca oluşturagelmişler orayı. Biz reformlarımızı, devrimlerimizi çok geç yaptık. Ki hala başarılı olamama ihtimali var Türk Devrimi'nin.
Türk Devrimi; bilimin yüceltilmesi açısından, Türkler için çok büyük bir nimettir. Yukarda zikredilen geleneklerimizin dogmatik yapısını ve islam dininin engellemelerini aşarak; insanlık için faydalı şeyler yapmaya uğraşacaktır Türk Devrimi'nin aziz insanı.
Bu devrimin canla başla sürdürülmesi gerekirken, coğrafyamızın vermiş olduğu rahatlıktan dolayı (akdeniz insanı rahat olur) kendimizi kaybetmişiz. Ve birileri bizim boynumuza tasmayı takmış. Türk Devrimi'ni durdurmayı başaran bu kitle, şimdi onun yarattığı etkiyi de yıkmaya çalışıyor. Hemde canhıraş! İnsanlara okullarda eğitim verilmiyor, cahillik aşılanıyor. Ve bunu gizlemek için de mükemmel bir yol bulmuşlar: çocuk araştırarak öğrensin! Çocuk daha altına kaçırıyor, bunlar; araştırma yap, tez hazırla diyor.. Hiçbir şey öğretmiyorlar çocuğa. Ve bu bilinçli olarak yapılan bir şey. Halkı cahilleştirmek, ve kolay lokma haline getirmek. Bunun sonucunda da bilimin kalitesi düşüyor..
galatalı -- 01.06.2011 - 23:30
Bizim azar jargonunda "şimdi icat çıkarma" diye bir deyim vardır.
üstelik din konforunda yaşamak bu kadar kolaylaştırılmışken
birde bonusu (cennet) aslından daha çekiciyken...
hem bilim cenneti garantiliyor mu ?.. Akıllım,
dans bile bilmiyo.
-- 14.07.2014 - 14:20
Türkiye de bilimin gelişmemesinin tek nedeni siyasetçilerdir hala baş örtü derdindeler bilim dünyası insan ve bir çok şeyi araştırıp gizemli sırları çözmek için elinden geleni yapıyor ayrılan bütçe yetersiz ilk eğitim desek parası olan iyi bir eğitimden geçiyor olmayan orta düzeyde bir eğitim alıyor bizde hayal kuran en fazla eleştiri alıyor bu böyle olur mu diye ama neden olmasın