Çoklu kişilik bozukluğu denildiğinde şizofrenden daha ileri bir hastalık olarak kabul edilen bir tür kişilik çatışması şeklinde ifade edilen bir psikolojik bir rahatsızlık aklımıza gelir.Bu hastalar şizofrenlerin aksine birden fazla kişiliğe sahip olduklarının farkındadırlar ve bu da hastalığın tedavisini zorlaştırır.
Bazen çevremizde birden fazla kişiliği olduğuna inandığımız insanlara rastlayabiliriz.Mesela bir kadın çok çocuksu ve cadı, çok sevecen ve şiddet dolu, zeki ve suskun ya da bir erkek zeki ve sapsal, ataerkil ve uysal, umursamaz ve dikkatli olabilir.. (Verdiğim örnekleri aslında kadın-erkek olarak ayırmak niyetinde değilim.Sadece farkı göstermek amaçlı)
Aşağıda eklediğim ve çevirisini yaptığım kısa filmde anlatmak istediğim bir çok şeyi bulabilirsiniz.Ve çevrenizdeki insanlardan önce kendinizi tekrar gözden geçirmeye hazırlansanız iyi olur.İyi seyirler...
Ayağa kalk! Doktor seni görmek istiyor.Gidelim dedim!Sorun yaratma...
(İki görevliyle birlikte koridorda yürürler)
Aynı anda konuşan iç sesler: * Bu bir oyun, *Kömürlere gidiyoruz,*Sadece ölmeme izin ver
(Odada bir bayanla konuşma başlar)
Dr: Bir ismin olmadan, gerçekten kim olduğunu bilemezsin
Adam: Benim adım....
Dr: Justın, Heather, Thomas, Heras, Joey ve Bhoe. Haftalardan beri konuşuyoruz.Bana farklı isimlerde birçok insan tanıttın.Benim şu anki sorum "Şu anda ben kiminle konuşuyorum?"
Adam : Fark etmez!!! Fark eden tek şey benim bu yerden nasıl çıkacağımdır!
Dr: Gelecek hafta, senin bir sonraki değerlendirmen!! Eğer her şey yolunda giderse, "Yönetimli serbest bırakma programı" için hak kazanacaksın.Ve sonunda...
Adam: Çok üzgünüm doktor, berbat şeyler yaptım.Korkunç şeyler ...Değişmek istiyorum...
Dr: SAnırım değişmek istiyorsun.İyileşmen için tek yol, egeeeer...
Adam: Sen hükümet için çalışıyorsun.Senin için benim kafamdakilerdir, düşüncelerimi okuyabilirsinisteğime karşı sağlıklı oluyorum!
Dr:Sen buradaşın! Çünkü kontrolünü ele geçiren değişim senin kafanın içinde!
Adam: Hahaha bu çok gülünç! Hey bekle, sen gerçek bir doktor musun :) bana bir ara ver o zaman... Ben kim olduğumu biliyorum!
Dr: O zaman şöyle bana
Adam: Jhon Jacob, kömür çıkarmaya gider... (şarkı söylemeye başlar)
Dr: "D" dedin(?) Adın "D" ile mi başlıyor yoksa? Neyin "D"si??
.......
Dr: Durun! Hepiniz sessiz olun!Burada size yardım etmek için varım.Ama eğer dinlemezseniz bunu yapamam.Buradan çıkmanızın tek yolu bizim birlikte çalışmamızdır...! Şİmdi, sen bir şey söyleyecektin(?) Buyur!
Adam: Daniel'in "D"si.. Benim adım Daniel.
Dr: Seni geri kazanmak çok güzel Daniel.
Adam: Teşekkür ederim doktor.Geri dönmek güzel.
Dr: Çok uzun zaman olmuştu.
Adam: Evet, öyle...
Dr: Şimdi, çalışmaya geri dönebiliriz...
(Kapı açılır ve içeri bir kıravatlı bir adam girer)
Kıravatlı adam: Merhaba Daniel, Ben doktor Black. Bildiğin gibi gelecek hafta değerlendirilmeye tabi tutulacaksın.Eğer önemsemezsen, sana bir kaç sor sormak istiyorum.Yani, bugün nasıl hissediyorsun?
Adam: iyi hissediyorum, Doktor...
nanik atak -- 07.05.2011 - 03:31
Bu konu hastalık ve iyileşme konusunda da birçok enteresan nokta barındırıyor. Bu tarz kimselerin fizyolojik rahatsızlıklar konusunda da insanları şaşkına çeviren bir yanları var. Örnek: Adam x kişiliğinin hakim olduğu zaman diliminde bir maddeye ölümcül alerjik reaksiyon gösteriyor, y kişiliğinin hakim olduğu zaman diliminde alerji malerji yok... Başka bir adam x kişiliğindeyken böbrek yetmezliği çekiyor, diyaliz hastası, y kişiliğindeyken sapasağlam.
İlginç bir iyileşme yöntemi olduğu açık. Tabi olaya başka bir düzeyden bakınca bir kişiliğe sabitlenmek de ilginç bir hasta olma yöntemi... Üstelik bir kişiliğe sabitlenmenin kutsandığı bir dünyada yaşıyoruz.
xenix -- 08.05.2011 - 11:49
Benim böyle bir kaç arkadaşım var. Farklı kişilikleri olan ve bunların farkında olan. Bazen birinin yaptığını diğer hiç onaylamıyor. Öyle durumlarda yönetimi ele alan kişilik eskisinin yaptıklarını düzeltmeye çalışıyor. Epey zor durumlar yaşadığı söylenebilir. Dr. Jackel , Mr. Hide gibi...
xenix: Takiplerim
Köyün Delisi -- 09.05.2011 - 03:30
Sınır ne, yani çok yönlü olabilir insan, çocuksu ve cadı, zeki ve şapşal ama bu çoklu kişilik bozukluğu olmaya ne zaman başlar?
G Milat -- 09.05.2011 - 04:18
Aslinda ben, kisinin bu "multiple personality" dedigimiz yarattigi coklu kiisileri birbirine uyumlu hale getirdigi muddetce bir hastalik olarak gorulmesini yanlis buluyorum. Ne zaman ki bu kisiler birbirlerine zarar vermeye baslarlar; o zaman bu, hastalik boyutuna tasinir.
Bu rahatsizligin goruldugu insanlarin aslinda bir tane kendi'si yok. Hepsi ayni anda o insan olabilir. Mesela diyelim ki bir narenciye agacina cesitli asilar yapilabilir.Bir dali portakal, diger dali limon, digeri mandalina vs olabilir. Nihayetinde hepsi turuncgillerden ise problem yok. Fakat ayni agacta avakado cikiyorsa....
Iste Koyun Delisi, verdigim ornekteki gibi; o noktada coklu kisilik bozuklugu basliyor. Yoksa tabiki her insan cok yonludur ve bu cok yonluluk aslinda zeki olduklarinin bir gostergesidir :)
*G Milat*
Delişey -- 09.05.2011 - 04:20
İçinde birden fazla kişiliği barındırmak epey zor. Birinin evet dediğine diğeri hayır diyor. bir çok konuda kararsızlık yaşanıyor. kendi içinde yaşayıp dışa vurum söz konusu değilse zararsız demek geliyor içimden lakin, sonuç olarak kendine zararı olan bir durumda zararsız kelimesini kullanmak ne kadar doğru ?
şöylede diyebiliriz, evet ben bu durumu yaşıyorum tüm olumsuzluklarını kabul ediyorum. bu bi tür rahatsızlık olabilir... iyileşme seçeneği benimle ilgili bir karardır. taaki; diğer insanlara ve çevreme zarar vermeye başlayıncaya kadar... diğerlerine yansıtıp olumsuzlaştırıyorsam işi iyileşme süreci başlamalıdır.
nerden mi biliyorum? :))))
G Milat -- 09.05.2011 - 04:28
Ben, tek bir kisiligin baskin olmasini degil; coklu kisiliklerin toplaminin bir kisilik olusturmasinin dogru oldugunu dusunuyorum.. Insan bir kisilikte kendini sinirlamamali; tabiki yukarida da bahsettigim gibi bunlarin bir uyum ve ahenk icinde olmasi sarttir ve bunlari bir hizaya sokabilmek yine kisinin kendi direncine ve iradesine baglidir...
Eh, insanin tek siniri kendisidir.. :)(:
*G Milat*
Köyün Delisi -- 09.05.2011 - 04:50
Böyle bir kitap vardı, 17 kişilikli bir kadının tedavi sürecini anlatıyordu, kadınlı erkekli 17 farklı kişiyi barındırıyordu. Bu kişilikler çeşitli dönemlerde baskın olup asıl benliği ele geçiriyorlardı. Asıl kimlik tekrar geri geldiğinde diğer kişiliklerin ne yaptığı hakkında tamamen bilgisiz oluyordu. Öyle ki, kadının ilk okul döneminde alt kimliklerinden biri baskın olduğu için, basit matematik işlemlerini yapamıyordu, çünkü o dersleri Sybil değil alt kimliklerden biri almıştı :)
Sanırım, bütünselliğin bozulmaması durumunda çok kişilikli olmanın bir zararı yok, uyanıp oraya nasıl geldiğini, oraya gelene kadar neler yaptığını anımsamıyorsa insan bi tuhaflık var demektir :)
Delişey -- 09.05.2011 - 05:09
o kitabın adını hatırlıyor musun Köyün delisi?
Köyün Delisi -- 09.05.2011 - 05:25
adı Sybil :)
http://www.idefix.com/kitap/sybil-flora-rheta-schreiber/tanim.asp?sid=D8RST14UR1IBNNIUJIYW
hala satıştaymış, ben bunu 14-15 yaşlarımdayken okumuştum :P
Delişey -- 09.05.2011 - 05:35
teşekkür ederim. bende 40'ımda okuyacağım:)))
Köyün Delisi -- 09.05.2011 - 05:55
daha uygun bi yaş, merakımın kurbanıyım :))
Misafir -- 09.05.2011 - 09:05
Arkadaşlar, çoğul kişilikten filan bahsediyorsunuz ama, sanki bu her an çarşıda sokakta kolayca rastlayabileceğimiz kadar sık görülen bir durummuş gibi anlatıyorsunuz. İkili kişilikler bile son derece nadir izlenirken, 3, 4, 5 ve daha fazlası sadece çok çok nadir ve genellikle sadece tek bir örnek olarak sunulur çalışmalarda. Kayıtlı vaka sayısı bile çok azdır. Nerden geliyor bu bolluk, psikolog olarak ben mi birşeyleri kaçırıyorum?:)
Baal -- 09.05.2011 - 09:26
Filmdeki adam iflah olmaz :)
kafasının içi çok kalabalık.
G Milat -- 09.05.2011 - 10:03
Aslında adamın sorunu, bunların hepsini aynı anda dinliyor olmasıydı... Filmin sonunda yaşlı kadın doktor olan kişiliğini dinlemeye karar veriyor böylece hastaneden kurtuluyor..
Düsündüm de çoklu kişilik bozukluğundan daha tehlikeli bir hastalık var, o da tekli kişilik bozukluğu :) (Bu terimi ben uydurdum şimdi) Bu tip insanların ortak özelliklerı, bir konuyu tabulaştırıp ( din, siyaset, kadın, erkek, cinsellik, ahlak vs) her şeyi o kunuya yaka paça sürüklemeleridir... Bunlar daha tehlikeli bence :)
*G Milat*
Köyün Delisi -- 09.05.2011 - 10:25
onları ilginç hale getiren de bu zaten, yani nadiren karşılaşılması, bu arada sizce dövüş kulübü filmi çoğul kişilik örneği miydi?
Baal -- 09.05.2011 - 12:02
Önce hastaneden kurtulmak lazım:)))
Filmin başrolünde olsaydım. Kastdaki diğer oyuncular kaslı öfkeli adam, kravatlı dalgacı gıcık ve uyuz tip, küçük kız ve yaşlı bayan doktor olurdu.
secret -- 10.05.2011 - 12:53
Tek kişilikli olmak tehlikeli midir...Sanmıyorum..En azından bir seyi düşündügünde aynı anda 50 farklı sesle ugrasıp karasızlık yasamazsın..
Hele bu kişilikler bir biriyle şavaşan düşüncelerden ise..sonucu intihara kadar gidebilir..
Çok kişilikli olsam içilerinden birini seçerdim ..Diğerlerini de öldürürdüm..
G Milat -- 11.05.2011 - 18:15
Elinizde bir torba(ya da ona benzer bir şey) olduğunu düşünün. Sınırları ve kapasitesi belli. bunun içine koyabileceğiniz şeylerin miktarı bellidir. Yukarıda tek kişilikli olmak dediğm şey de aynen böyle bir şeydir.Kapasitesi ve sınırı belli.Bu tip insanların torbasında genellikle tek tip bilgi vardır.Siz ne derseniz deyin onlar her şeyi torbalarındakilerle harmanlarlar.
Tabi ki coklu kişilik bozukluğu (sadece bireyin etkilendiği) başlı başına bir hastalıktır; fakat tekli kişilik ondan daha tehlikelidir.Tekli kişilik bozukluğu cahil insanlar ve yobazlık getirir (dinci yobazı, ateist yobazı, siyasetçi yobazı, yazar yobazı gibi...) ve bu bir yüzyılı etkileyebilir....
*G Milat*
korişon -- 26.05.2012 - 14:15
benim kendimle sürekli çelişmemın en büyük nedenı tam olarak da bu
ve bu beni çıldırtacak neredeyse her yönden paramparça olmak çok kötü çünkü gerçekten kimseye anlatamıyorsunuz anlatsanızda o derinlikte insanları bulmak bi hayli zor
parçuket -- 26.05.2012 - 19:22
"Tekli kişilik bozukluğu cahil insanlar ve yobazlık getirir (dinci yobazı, ateist yobazı, siyasetçi yobazı, yazar yobazı gibi...) ve bu bir yüzyılı etkileyebilir.... "
G Milat -- 27.05.2012 - 02:14
"G Milat, senin yobaz tanımını duymak isterim. Nedir sana göre yobaz? Sınırları nedir, yerleşkesi neresidir? Bir yere bağlamak istiyorum da konuyu ondan sordum :) Hürmetler..."
Parçuket, n'oldu bayram değil seyran değil.. Yobaz tanımı felan :)
Yobaz, ayağında kundura, beyaz çorap, mor gömlek altına kısa kumaş pantolonla kebapçıda karı kız keserken bıyıklarından ayran damlayan, tesbihli bir adamdır... mı? Tabii ki değildir.. Ola da bilir..
Yok yaaeee bu yobaz başka bişi... Hiç de öyle ciddi ciddi yazacak hevesim de yok valla, her neyse... Misal diyelim. Bir adam diyelim... Bu adam veya kadın işte neyse.. Bu adamın bir dünyası ossun. Kendisi gibi -ayran bıyıklı, kundura, mor gömlek felan- düşünmeyenleri dışlasın, hor görsün ve ayrıca kendini de "aydın" ilan etsin... Bi de bu şahıs bu şahsi fikirlerini etrafa empoze etmeye çalışsın ve sosyal çevresinden bol bol da kült edinmiş osssun..
Aklında tutuyo musun Parçu? Bak bunları harmanliiiciz...
Neyse devam..
Bu adam kendisini bu işe o kadar çok kaptırsın ki, dinciyse dinsizleri, dinsizse dinlileri kasıp kavursun. Solcuysa, sağcıları bilmemekle; sağcıysa, solcuları anarşiklikle suçlayarak düzdürmeye çalışsın, ipe düzdürmeye.. İdam manasında... Daha da örnekler çoğaltılır aslında ama.. Sol içinde sol yobazı; "uleeyynn solculuk nedir biliyon mu, ben ki ömrümü verdim Şu'nun keçi sakalına.. 'O' olmayaydı var ya senin adın Coni olurdu baban da belli olmazdı..." neyimmmm gibi.. Yok en iyisi burada duralım.. Öyle bişi işte...
Alakasız ama bir şarkı aklıma geldi.. Coni tü ne paz ağn anjjj (Johnny tu n'es pas un ange, Edith Piaf) Coni yavrum sen de melek diiilsin diyo yaneee..
Off neyse.. Sen yukarıdakileri harmanla..
Al sana yobaz.. Ya da var ya... Parçu, sen bunları harmanlama hiç, hazır harmanlanmışları var. Bak işte.. Sınırlarını da kendilerine sor ne bilim üfffff
Bağla bakim hadi...
mor -- 27.05.2012 - 03:11
Gmilat peki neden ille de mor gömlek neden ama :P
Hani futbolda fanatik tipler vardır galatasaraylı ise lacivertten nefret eder hatta durumdan bi haber kanarya kuşununun bile kafasını koparası gelir; işte bunu kişinin düşünce veya inançlarına yaydığımızda = yobaz olur.
Mor gömlek giymese de olur bea mor güzeldir :))
parçuket -- 27.05.2012 - 05:04
Ramazan bayramında bağlarım ben bu konuyu, ya da bağlamam belki. Bak isteğim kaçtı şimdi, öğhkk böğkk falan filan..
ebubekir -- 27.05.2012 - 05:46
parçuket´in,"Ramazan bayramında bağlarım ben bu konuyu, ya da bağlamam belki.." yorumunu okuyunca ismet özel´in,"irtica elden gidiyor"kitabin da dile getirdigi su satirlari paylasmak zihin acici olabilir diye düsünüyorum..
"...Eskiden ne iyiydi, irtica diye hir şey vardı.
Gerektiği zaman "irtica var", "irtica hortladı"derdik ve böylelikle siyasi rakibimizi köşeye sıkıştırırdık.
Şimdi bu tehdit para etmiyor, çünkü hız ne zaman irticadan söz etmeye kalkarsak, karşımıza insan hakları, temel hak ve özgürlükler gibi tezlerle çıkıyorlar.
Eskiden ne iyiydi, insanlar bazı hakları olduğunu ileri süremezler ve biz de uygarlık ülkümüz adına yürütürdük gemimizi.
Defalarca peynir gemisinin lafla yürüdüğünü ispat etmiştik.
Birine mürteci, gerici, sağcı dedik mi işi bitikti. Şimdi öyle mi ya?
Şimdi ne zaman irtica lafı etsek bazıları çıkıp "Siz Müslüman değil misiniz?" diye soruyorlar.
Bu soruya menfi cevap vermek de müspet cevap vermek de işimize gelmiyor.
Ama eskiden ne iyiydi: Soruyu biz sorardık. Hem de "yoksa Müslüman mısın" edasıyla sorardık.
"Sakın sen Müslüman olmayasın" diyerek aydın çevrelerde sıkıştırırdık önümüze geleni.
Nerede eski günler?
Değişiyor her şey, irtica elden gidiyor..."
:)
slm.
As -- 29.05.2012 - 04:10
Hayatım sahip olamk istdiğim bir bu bir de hani aslında var olmayan birini görmek bence on numara
düşünsene kendi kendine gerçekten tartışmanın keyfi sen lep dersin o leponaya anlar yani on numara durum yada çift yada triple kişilik hahahaha hayatın da yapmak istemediğin heryei ikinci adama yükle zeka zaten budur işte....ç.