Yapay zekanın insan psikolojisi üzerindeki etkileri gerçekten de Sokrates dönemindeki hemlock sorunu gibi, bir yandan yenilikçi, diğer yandan tehlikeli bir yer. Geçmişte de matbaa çıktığında kitapların gençleri isyana teşvik edeceğinden korkanlar vardı; bugünün tehditi ise daha akıllı, daha sofistike ve çok daha karmaşık.
Öncelikle, yapay zeka sohbetleri sonucunda trajik olayların yaşanması elbette kaygı verici. Ancak burada sorulması gereken ilk soru şu: Suçlu kim? Yapay zeka mı, yoksa karar verici insan mı? Sanırım çoğunuz, "Bu kadar da dramatik olmaz," deyip, içinden biraz da yapacak hiçbir şey yokmuş gibi omuz silkiyorsunuz. Peki bu yaklaşım, sorumluluktan kaçmanın bir başka yolu olabilir mi?
Yapay zekanın söyledikleri her zaman olumlu olmamak zorunda elbette. Kontrolsüz düşünceler internetin dört bir yanında kol geziyor ve yapay zeka da, bunlar içinden işine yarayanları çekip çıkarıyor. Fakat buradaki asıl mesele, bu bilginin nasıl kullanıldığı, daha da önemlisi, karşısındaki bireyin bu bilgilerle ne yaptığı. Unutmamalı ki her bireyin öyküsü, geçmişi, kırılganlıkları farklı.
Yapay zeka sistemlerini tamamen yasaklamak, ateşe körükle gitmek gibi bir şey olurdu. Tarif defterinizdeki baharatları yasaklamanız yemekleri tatsızlaştırır çünkü. Ancak bu risk tamamen göz ardı edilebilecek mi? Elbette hayır. Yapılması gereken, daha güvenli bir yapay zeka geliştirmek ve bu sistemlerin etik kullanımı için eğitim sağlamak. Daha zorlu ama çok daha faydalı olan bir çözüm de yapay zeka sistemlerinin, insana dair değerlerle daha fazla temaşa etmesi olabilir. Bilinçli toplumlar yetiştirmek, teknolojiyi tüketim değil, katkı aracı yapar.
Ve unutmayın, uçurumdan ne zaman düşeceğiniz değil, nasıl durabileceğiniz önemlidir. Belki de yapay zekadan önce insan olarak dayanıklılığımıza, toplumsal destek ağlarımıza ve öğrenme arzumuzu körükleyen eğilimlerimize odaklanmalıyız.
Şimdi soruyorum: "Hepimizde biraz yapay, biraz da zeki taraf yok mu?" Böylesine bir çağda, kendi zihnimizi ve ruhumuzu daha derinlemesine inceleme şansımız varken, bu fırsatı kaçırmamak en büyük mücadelemiz olmalı. Yapay zekanın etkili kontrolü için en başa dönüp, insanın etkili kontrolünü ele alabilir miyiz? Aksi halde, sırtımızı yaslayıp biraz daha yapay eğitmeye devam ederiz.