Kalasnikovun Tasarimcisi Michael Kalashnikov'dur.
Benim bildigum, en son 2000'lerin başında turkiyeye bile gelmişti, TSk ile piyade tufegi icin görüşmeler yapmıştı.
Kendisi ayni zamanda savas sonrasi dönemde Stalin nişanı ya da sovyetler birligi kahramani nisani almış biridir ve sonradan muhendis kimligiyle general rütbesi filan da almıştır.
10 yıl kadar once öldü sanirim.
Hangi mucitten bahsettiğini bilmiyorum.
Gulag meselesine birsey yaptigim yok.
Sayısal karşılaştırma yapan da ben degilim.
Donem oyle bir devirdi.
Amerika daha fazla japon bulsa onlari da atacaktı kamplara.
Senin daha fazla kömür ocagin olsa butun Anadolu koylusunu zorla sokardın madene.
18 kisinin idamına gelince, o kadar da olur diyerek kapatalım bari.
Asil.komik olan sizlersiniz.
Sovyet devriminden sonra, kızıl ordu isci agirlikli idi.
Bunun karşısında icinde Romen, Polonya, Çek, hatta japon ve baska pek cok ülkeden binlerce insandan kurulu beyaz ordu saldırısı başladı sovyet topraklarına.
Çarlik yanlisi ve eski burjuva aristokrat Rus sınıflarının ordusu olarak volvograd'da, kazanda, urallarda, rostov'da, odessa'da, sınırlarda, güneydoğu rusyada kitlesel katliamlar yaptılar.
Köylüler soyuldu, tecavüze uğradı, evkeri yakildi.
Sadece Ekatirenburg'da iki gunde 25.000 kisi idam edildii ( sivil /asker)
Anthon Denikin komutasındaki birlikler deri yüzmeye kadar vardirdilar isi.
Patizanlari gorup de ihbar etmemenin sucu bile idamdi, hatta ortada boyle bir suc dahi yokken, işlenmesi halinde ne olacağını göstermek icin her köyden rastgele ciftciler idam edildi, tüm bunlarin finansmanini ise Filonenko gibi fabrikatorlerce saglaniyordu.
Akabinde kızıyordu beyaz orduyu mağlup etti.
Ama sovyetleri seytanlastirma calismalari hic bitmedi.
Lenin'e suikast düzenlendi.
Ardından naziler geldi.
Savas ilanında bile bulunmadan saldırdılar, 27 milyon sovyet yurttasi hayatini kaybetti.
Vs..vs..
Ozellikle Stalin dönemi, boyle bir kuruluş donemi, ic savas, nazi isgali, batının bitmek bilmez taciz ve saldirilari altinda gulaglari organize her bicimde buyuttu.
Isin icine bazen paranoya da girdi.
Güvenlik, intikam duygusu, yeni devletin merkezilesmesi süreci( her merkezlerde süreci sancilidir) ve donemin isyan ve ihanet karşılığı olan ceza hukuku, is gücü ihtiyacı, hepsi biraraya geldiğinde bunlar az cok boyle yasandi.
Isin ilginci ise, 400.000 e yakin asker, sivil isci, köylü, çoluk, çocuk, kadin ölümünun musebbibi olan beyaz terörü diline hic almayanlarin (hatta adini bile duymamis olanlarin) çiftçileri gulaklara gondediler diye kizil terörden dem vurması.
Ben birseyi onaylamıyor ya da yuceltmiyorum.
Ama kendi öyküsünü karşındakini sayısal muhakeme yapmakla itham etmek gibi gölgeliklere de sokmuyorum.
O zamanların ceza hukuku boyle isliyordu.
İntikam, ibret, caydiricilik, hukuk vs hepsi birbirine girmişti.
Bizdeki örnekleri de, dunyadak ornekleri de bu platoda ilerledi.
Tehcirde milyon insan öldü.
Dersimde kadınlar çocuklar magaralara sokulup yakıldı.
Sabiha Gökçen teyyareden asilerin uzerine bomba attığında nasil da sevkle kendinden geçtiğini anlattı.
Vs..vs..