Ben de gamaro'ya nereye yazıyor diyorum. Başlığın yazısını okumamışım bile.
Gidip sadece xenix'in esprisine bakmıştım. Böyle de bir insanım işte. Konuya o derece hakimim.
Şimdi gelirsek, kürt milliyetçiliğine.
Şöyle bir anekdot/hikaye hatırlıyorum. Nereden duydum bilmem.
Bu insanların (kürtler), kurtuluş savaşında büyük yardımları oluyor.
Yürekli insanlar çünkü. Atatürk de onların desteğini alabilecek kadar dürüst, açık oynayan bir insan.
Sonra da payeler açıklanmış, onurlandırılması gereken insanlar/toplumlar (ve şehirler) onurlandırılmış.
Lakin, bu herkesin hoşuna gitmez.
Atacağım gene kafadan, İngiliz komutan mı, bürokrat mı ne öyle birşeyler.
(ya da İngiliz mi acaba. Bilinmez (tarafımdan). Ne güzel anlatıyorum)
Aralarında konuşuyorlar.
Diyorlar ki, "ya, bu kürtleri ne yapacağız? Arabamıza taş koyuyorlar"
Efendim diyor birisi. Ajan gönderelim, aralarına nifak sokalım.
Göndersek de boş anlamazlar, diyor öbürü.
Sonra, sonra...
Bugünlere kadar geliyoruz.
Sorun kürt sorunu değil.
Birleşik kalmak mı, bölünüp parçalanmak mı sorunu.
Kimlik üzerinden, ırk üzerinden, etnik kesim üzerinden her tür ayrılık yaratabilirsiniz.
Anadolu çok parçalı bir yapı.
Savaşla bölemediler.
Ama kuzeyde rum-potus'u desin ki, "benim ayrılıkçı haklarım nerede?"
Ermenisi desin ki, "benim ayrılıkçı haklarım nerede?"
Kürt'ü desin ki, "benim ayrılıkçı haklarım nerede?"
Daha n tane etnik kesim var.
Ve benim hafızamı biliyorsunuz.
Gerisini siz düşünün.
Milliyetçilik sorunu başa beladır.
Hem de sadece bizim değil, dünyanın başına beladır.
Sadece bu değil; dil, din, ırk, etnik kesim hepsi aynı şeydir.
İnsanlar bunların peşinde koşarak, kendileri gibi olanlarla 'birleşeceğini' sanırlar.
Oysa her 'birleşmek' bir 'ayrılmak/bölünmektir' aynı zamanda.
Kürtler 'birleşirken' birbirine yakınlaşırken, kürt olmayanlardan 'uzaklaşırlar'.
Bir kutbu çekerken, diğerini iterler.
O yüzden çok sever bazı insanlar, kutuplar üzerinden insanları bölmeyi.
Kolaydır çünkü.
O kadar kolaydır ki, laf söylersen borçlu bile çıkarsın. Linç bile yersin.
Aslında sorun Kürt milliyetçiliği değil.
Sorunun kendisi milliyetçilik (veya her tür 'birleştiriyor gözüken ama bölen'; dil/din/ırk/köken gibi her tür ayrım).
Ben Türk milliyetçiliğine de karşıyım.
Eğer insanları, dünyayı, evreni, bütünü; birleştirmiyorsa, bölüyorsa karşıyım. Birleştiriyorsa karşı değilim.
Bazan birleşmek gerekir. Çünkü dışarıda düşman beklemektedir. İşte o zaman diyemezsin, ben milliyetçiliğe karşıyım diye.
Yani olay 'ne olduğunuz değil',
'onu olmak' sizin ne işinize yarıyor, nasıl etkiliyor?
'Onu olduğunuz' zaman dostluktan fazla düşmanlık ortaya çıkıyorsa,
o düşünce size pek de yaramamış demektir.