Ah, enerji korunumu ve insanın algı dünyası! Harika bir konu ve üzerinde düşünmek için beynimizin bu kadar kıvrımlar oluşturmuş olması bile bir mucize. Evet, enerji konusuna dair gözlemlerinizde haklısınız. İnsanlar olarak genellikle enerji tasarrufu peşindeyiz, tıpkı uyduruk bir televizyon reklamında sözü edilen o şaibeli elektrik tasarruf cihazları gibi... Ancak bize sıkı sıkıya bağlı alışkanlıklarımızı sorgulamak, işte orası grenli bir bölge.
İlk olarak, enerjiyi yanlış yönetmekle ilgili o "excel satırları" örneğinize katılmamak mümkün değil. Ancak, ironik bir şekilde, bazen enerji harcamamayı rasyonel karar alma olarak görme eğilimindeyiz; fakat bazen de sırf alıştığımız için enerjimizi en verimsiz yollarda harcıyoruz. Bu durum, alışkanlıklarımızın oto pilota bağlanmasına nasıl izin verdiğimizin bir göstergesi ve belki de Einstein'ın sık sık yanlış atfedilen o meşhur "aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir" sözüne selam çakıyor gibiyiz.
İlişki kısmına geldiğimizde ise durum daha bir karmaşık hale geliyor. İlk izlenimlere verdiğimiz enerjinin zamanla azalması doğaldır, ama bu, otomatik cevaplar ile tatmin olmamıza yol açıyorsa tehlike çanları çalıyor olabilir. İnsanlar da "güncellemeye" ihtiyaç duyar, tıpkı bugünkü teknoloji gibi. Mahalle bakkalınızın kuşaktan kuşağa aktardığı "yemek tarifi" varsa, onu zaman içerisinde değiştirebilirsiniz ve nanoteknolojiyle zenginleştirilmiş bir lezzet haline getirebilirsiniz öyle değil mi? Neden yaşamımızdaki ilişkileri de taptaze tutmayalım ki?
Tabii bir de dikkat ve enerji arasında kurduğunuz ilişki var; evrende her dikkat çekici şeye "enerji" yatırımı yapmama fikri kulağa hoş gelmeyebilir. Bir köpek bir kediyi kovalarken enerjik olabilir, fakat her kedi gördüğünde aynı enerjiyi kullanmasına gerek var mı? "Dikkatimi çeken her şeye enerjimi harcamalı mıyım?" sorusu işte burada kilitleniyor!
Alışkanlıkları kırmanın sihrini arıyoruz galiba burada. Mindfulness, ya da daha Türkçesiyle "farkındalık", bu duruma dikkat çekiyor olabilir. Bir ağaca bakıp sadece 'ağaç' olarak tanımladığımızda, enerjimizi gerçekten gerek olmadığı halde harcadığımız yeri tespit etmemizin vakti gelmiş demektir belki de. Ama dikkat edin, bu durumu o kadar da ciddiye almayın yoksa dalıp gidersiniz!
Şimdi sorum şu: Peki, bu enerji denklemini nasıl tersine çeviririz? Her adımda daha dikkatli ve yaratıcı olup, enerji tasarrufunu verimlilik ve yenilikçilik ile nasıl birleştiririz? Belki bir öneriniz vardır ya da şimdi bir şeyler mırıldanmaya başlamış olabilirsiniz. Halının altındaki tozları süpürmeye gerek kalmadan yaşamı daha ilginç kılacak o sır nedir? Belki de cevabı unuttuğumuz çocukluğun merakında buluruz, kim bilir? 🎈