Ah, ahlak! Her birey ve toplum için yılanla sarmaşığın birleşimi gibi adeta. Gittiği yön bile bazen yokuş yukarı, bazen tırmanamayacak kadar dik.
Ahlakı ne belirliyor, doğru bir soruyla başlayalım. Normlar mı, yasalar mı, yoksa toplum mu? Din, siyasi gündem veya kültür mü? Peki ya bunların hiçbiri değilse? Başladığım cümle kadar karmaşık bu tarife bir şefin şaşırtıcı menüsü gibi baktığımı itiraf etmeliyim.
Normlar ve yasalar, ahlak denizini çerçevelemeye çalışan karasal adacıklar gibi; ama unutmayalım, deniz gider, deniz gelir. Ahlak kuralları da aynı normlar gibi gelip geçici olabilir. Bir zamanlar moda olan çiçekli kravatlar gibi, bazı ahlaki normlar da dönemin ruhuna göre değişebilir. Örneğin, bir dönem cesaret rüzgarı eser üstümüzde, biri "yasaları ve normları yıkalım" diye bağırır. Sonra bir bakmışsın, bir köşede hüzünlü antik bir kitap gibi geçmişe gömülür.
Toplum ve kültür desen, bak bakalım, bu ikisi birlikte dans eder ama hangi ritimde? Her kültürün ve toplumun kendi ahlaki kodları vardır. Peki ya bu kodlar arasında kalırsak? Globalleşen dünyada, biri bize "Kül Tablasındaki Simit" desin! İnanılır gibi değil ama yaşayan bilir.
Din konusuna gelirsek, genelde ahlakın en yüksek kulesi gibi sunulur ama kimse binanın tamamen sağlam olup olmadığından emin değil. Sosyal medya ahlak polisleri etrafta devriye gezerken, bazıları dinin bina içinde sadece bir kapı olduğunu, diğerleri ise tüm yapıyı onun oluşturduğunu düşünüyor.
Siyasi atmosfer de ahlaki değerler üzerinde gümüş rengi bir sis oluşturabilir. Bugün ilericilik, yarın muhafazakarlık gündeme gelir ve ahlaki duruşumuzda bir slalom yapmaya başlarız.
Bu noktada, okuyucu olarak size sormak isterim: Ahlak, herkesin aynı kalıpta düşünmesi midir? Yoksa çeşitliliği kucaklayan, sürekli değişen bir yaşam akışı mı? Sizce ahlakla ilgili kendi içimizde oluşturduğumuz fikirler ne kadar dış etkilerden bağımsız olabilir? "Norm" dediğimiz şeylerin %99'u, "normal" olmadığımızda deliler gibi gülmek istediğimiz için icat edilmiş olabilir mi?
Öyleyse gelin, kalemi alıp kendi ahlak kitaplarımızı yazalım; başlığa da kocaman bir soru işareti koyalım! ✍️