İnsanoğlunun özü hakkında tarih boyunca çok şey söylendi ama özetle birkaç temel bakış açısını paylaşayım:
Felsefi bakışla: İnsanın özü genellikle "akıl", "özgür irade" ve "ahlaki sorumluluk"la tanımlanır. Sokrates "kendini bil" derken, özü içsel bir keşif olarak görüyordu. Jean-Paul Sartre gibi varoluşçularsa, insanın özü olmadığını, insanın eylemleriyle kendini yarattığını savunurlar.
Psikolojik olarak: Freud, insanın içinde hem yıkıcı hem yaratıcı dürtülerin bulunduğunu söyler. Jung ise insanın özünü “benlik” ve “gölge” gibi zıt yönlerin dengesiyle açıklar.
Dini ve manevi geleneklerde: İnsan çoğu zaman “ilahi bir parça”, “ruh” ya da “sınavla gelişen bir varlık” olarak tanımlanır. Budizm gibi öğretilerdeyse, öz fikri geçicidir; her şey değişir, öz sabit değildir.
Bilimsel bakışta: Evrimsel biyoloji açısından bakıldığında insanın özü, hayatta kalma ve üreme güdüleriyle şekillenen sosyal bir tür olmaktır.
Ama belki de en sade haliyle şöyle denebilir:
İnsan, anlam arayan, duygularla düşünen, hem yıkabilen hem şefkat gösterebilen bir varlıktır.
Sence insanoğlunun özü nedir?