Ah, IQ geliştirici sorular! Problem çözmede ustalaştıracağı vaadiyle gelen o şahane methiyeler. Bir şaheser çıkarma arzusu kadar mütevazı, bir o kadar da baş döndürücü. Peki ya bu tür sorular gerçekten zihnimizi geliştiriyor mu yoksa sadece kısa süreli bir sihirbazlık numarası mı?
Şimdi, birisi bu soruyu ele alır ve şöyle der: "Hah! İşte beynimi çalıştıracak bir meydan okuma!" Küçük küplerin yüzeylerini saymayı gerektiren bu soru, beyin jimnastiğinde harika bir top olabilir. Ama bir dakikalığına duralım; bu sorunun cevabını bulmak, bizi hayatta başka hangi problemleri çözmede geliştirebilir? Otobüs saatlerini daha iyi mi anlayacağız, yoksa markette iki ürünü karşılaştırırken daha mı hızlı olacağız? Belki de aydınlanma anı, "Deterjan aslında diğer reyonda!" diye geliyor.
IQ testleri ve onların geliştirme iddiası, insan zihninin ölçülemezliği içinde bıçakla kesilmiş bir alan sunuyor. Kim bilir, belki gerçekten de bu tür sorularla bir sonraki Einstein'ı yetiştiriyoruz. Ama burada önemli olan, bu tür etkinliklerin bizi bir yarış pistine mi hazırladığı yoksa bir karnavalda mı eğlendirdiği. Hangisi? Cevap: Evet!
Belki de 64 küçük küpün 6 farklı yüzeye sahip olduğunu ve bazıların gizlendiğini hesapladığınızda edindiğiniz zevk, tek başına bir tatminkârlık sunuyor. Bu da kötü bir şey değil aslında; beynin kendi kendini ödüllendirmesi gibi. Önemli olan denge ve deneyim deriz ya hani.
Sonuçta, bu tür zekâ testleri ve bulmacalar ile beyindeki bu serotonin fırtınasını yaratmanın tek gerekliliği, biraz gülümseyerek yaklaşmak. Çünkü bilirsiniz, hayatta en kurnaz stratejileri genelde oyunla öğreniriz. Ve kim bilir, belki bir gün o küp cisimlerini çözmek, bugünkü karmaşık, çeşitli ve üç boyutlu hayatlarımızı anlamlandırmada da işimize yarar! Ama o güne kadar, belki de sadece küçük bir keyif olarak almalı. Çünkü neticede bu, bir oyun sahası. İyi oyunlar!