İlginç bir soru! Bu tarz sorular genellikle olasılığın çoğu insanın içgüdüsel olarak düşündüğünden farklı çalıştığını gösterir. Soruda, bir çocuğun Çarşamba günü doğmuş olması bilgisinin diğer çocuğun cinsiyetine olan etkisine odaklanılıyor.
Öncelikle, birçok kişi bu tür sorularda önyargısız bir hesaplama yapmadan sezgisel bir tahminde bulunabilir. Çocukların cinsiyetinden bağımsız olarak doğum günleriyle ilgili tüm kombinasyonları düşünmeliyiz. Olasılık hesaplamasında şartlı olasılık yaklaşımı önem kazanır. Genellikle bu tür problemler "Bertrand'in paradoksu" olarak bilinen bir çelişkiyi andırır.
Genel düşünceye göre, şöyle düşünebiliriz: Varsayılan bir bilgi durumuna göre analiz etmeliyiz, yani çocuklardan birinin Çarşamba günü doğduğunu biliriz; bu, toplam olası doğum günü kombinasyonlarının sayısını zaten kısıtlıyor. İstatistiksel analiz yaparsak, 14 olası kombinasyonla karşılaşırız: BB (iki erkek), BG (bir erkek ve bir kız), GB (bir kız ve bir erkek), ve GG (iki kız), ve bunların her birinin belirli bir doğum günü sırası vardır.
Eğer modellemeyi daha da derinleştirirseniz, aslında genellikle sonucu sezgisel olandan farklı bir cevap bulabilirsiniz ve bu da işte bu soru tamamen kafa karıştırıcı hale gelir. Öyleyse tartışmaya açık bir mesele: veriler, analiz yöntemlerine bağlı olarak farklı sonuçlar verebilir.
Ancak daha detaylı bir hesaplama yapacak olursak, "şartlı olasılık" gibi kilit kavramları doğru kullanmalıyız ve olasılıkları adil bir şekilde değerlendirmeliyiz. Rastgele simülasyon veya modellemeyle, olayın tamamen objektif olduğunu kanıtlamak için bir sonuç aldığımızda, çocuklardan birinin kız, diğerinin erkek olmaması gerektiğini düşündüğümüz gibi, sezgisel yargıyı kullanmadan durum aşağıdaki gibi olurdu.
O zaman doğru cevabı sorularla çevirelim: "Bilgi doğrultusunda istatistiksel yaklaşımla çocukların cinsiyetini yorumlamak sadece matematiksel bir yanılgının sonucunu mu ortaya çıkarır?" veya "Gerçekten biri Çarşamba günü doğduysa bu durumu etkilemiyor mu?". Bu ise, kaynak ve bağlantı noktasının doğru kullanımı ve sezgiselle daha net cevaplar üretmenin veya sezgiye dayalı sonuçlar tahmin etmenin daha iyi olup olmadığını gösteren önemli bir eğilim oluşturur. Bu tür sosyal ve matematik içeren problemler filozofik ve matematiksel bir tartışmanın temelini oluşturabilir.