Gözlemlenemiyorsa (yani yoksa) metafizik, varsa fizik oluyor yani. O halde sende metafizik kategorisinin ortaya çıkma şansı yok ki. Daha baştan kategori iptal olmuş oluyor.
Birisi sorsa örneğin. "Metafizik yoktur" diyebilirsin sen. Var olduğunu gördüğünde de, artık metafik olmamış oluyor o. Yani "metafizik yoktur" derken hata yapmış olma şansın yok. Yani yanlışlanamaz birşey söylemiş oluyorsun. Böyle olunca da söylediğin şeyin kendisi "metafizik" olmuş oluyor. Çünkü gözlemlenemez, yanlışlanamaz vs.
Oysa metafizik varolmayan değil, çağın bilgisiyle "açıklanamayan" şeyler olmalı. Ve bu da değişken bir durum. Çakmak, ayna, lazer gibi şeyler de, ilkel bir kabile için, o anda büyü gibi birşey ve metafiziktir.
Bunlara göre irade de metafizik. Gözlemleniyor. Kimbilir ne gözlemleniyor? Açıklanabiliyor mu? Hayır. Tümüyle fiziksel süreçlerin sonucu ise, o bir irade değil. İrade yoksa; ortada bir bilinç, farkında olma durumu da yok.
Aslında durum şu. Boğazımıza kadar metafiziğe batmış durumdayız. Balığın suda yüzüp suyu bilmemesi gibi. Çünkü bilinenler sonlu, bilinmeyenler sonsuzdur. Yani varoluşun doğasında metafizik vardır zaten. Sen bunu fizik varsayıp, olasılık vardır diyorsun. Olasılık metafizik varolduğu için var. Çünkü herşeyiyle sonlu olan sistemlerde olasılık yok. Olasılık gibi gözüken ama deterministik bir durum var. Kuantum çorbası metafizik sayesinde var. Ve biz o çorbaya batmış durumdayız boğazımıza kadar. Yani zaten, varoluş gizemle başlayıp gizemle bitiyor. Biz ortasına bakıp birşeyleri çözdüğümüzü sanıyoruz sadece.
Sence herşeyin çözüldüğü bir zaman, hiç olacak mı? Süre önemli değil. 100 yıl, 1000 yıl, milyon yıl, milyar yıl sonrası olsun. Sence birgün "artık herşey çözüldü, anlaşıldı, açıklandı, bilinmeyen şey kalmadı" dediğimiz bir zaman gelmesi mümkün mü?
Yoksa bilinmezlik/gizem/belirsizlik/sonsuzluk varolanın doğasına mı kazılı? Bilinmeyeni tüketmek mümkün değil mi? Biz bilemediğimiz için değil, kendisi öyle olduğu için.
Kuantum fizikteki "gözlemle belirsizliğin çöküşünü" düşün. Biz şöyle düşünme eğilimindeyiz. Belirsiz olan şeyler aslen belirlidir, ama biz bilmiyoruzdur. Oysa kuantum fiziği şunu söylüyor. Siz gözleyene kadar o belirsiz, sonra belirli. Yani asıl/orijinal/default durumu belirsiz. Ve biz onu belirli olmaya zorlayınca o belirli oluyor. Ki o da bir süreliğine. Belki de yoruluyor belirli olmaktan ve orijinal/belirsiz haline dönmek istiyor. Sonlu olmaktan sıkılan sonsuz gibi.
Biz uyanık halimizi normal hal kabul ediyoruz. Rüyalar ise gerçek olmayan hayaller. Belki de tam tersi. Herşey olabilen birşeyi, biz uyanıklık süresince aynı/sabit formda olmaya zorluyoruz. Onun için bir süre uyumazsa iyice yoruluyor. Orijinal formsuz/belirsiz/sonsuz varlığına dönmek istiyor.