Fikir/düşünce/tez/ideoloji vs.. bunlar hep vardılar ve bir yerlerde dururlar.
Hiçbiri kendi başına, söz olarak ya da kitap/yazı olarak bir tehdit degildirler.
Düşüncenin insanla buluşmasi, akabinde kitlesel ikna yaratımı gereklidir.
İşte burada, insanın bir dusunce üreticisi olması kadar, bizzat insan davranışlarını yöneten kanunlar belirleyici olur. (Deprem, doğal afet, savaş gibi mevcut kanun otoritesinin zayıfladığı her durumda "talan" girişimlerinin patlama yapması gibi mesela. Ya da ölüm kalım, varlık yokluk durumlarında (sıklıkla savaş kosullarinda) hayatın olağan akışı içinde kınama ya da sözlü uyarı ile geliştirilebilecek en ufak bir hatanın bile ( örneğin nöbette uyumanın , bir köprünün tam vaktinde havaya ucurulamamis olmasının, ya da hükümeti/devleti ucundan kenarından eleştirmenin) "ölümle" cezalandırılir hale gelmesi gibi.
Kutsal kitaplar da böyledir.
Kadını dövün der, hapsedin der, müşrikleri öldürün der, der, der.. Soz oradadir ve yargısı gayet açık ve keskindir. Ama modernite varlığında gormezden gelinir. Modernite ile olan ilişki zayıfladıkça kendini dayatacak vasat bulur.
Rojava'ya bir bakın.
Kadın hakları, zorunlu kadın kotaları, yerel meclisler, tabana yayılmış toplumsal örgütlenmeler, azınlık statüleri, anayasal garantiler vs vs..
Hem de kadını ve bireyi binlerce yıldır hiclemis kökten dinci mezhepçi Ortadoğu'nun bagrinda.
(Rojava'da tüm kamu personeli, tum ic güvenlik birimleri "kadın bilimi" enstitülerinde eğitim almak zorundadir)
Yok ama olmaz..
Türkiye sınırlarında zaten imkansiz, ama Ortadoğu'da da bir Kürt devleti zinhar kurulmamalidir.
Hatta devleti geçtik, Kürtlerin bölgede aktif ve belirleyici siyasi bir aktör olması bile mümkün değildir.
Çünkü biz Suriye 'nin toprak bütünlüğünden yanayız..
Çünkü.. Oyle işte.
Aksi halde teröristan, aksi halde uydu garnizon devlet..
PYD'yi resmi torenle Ankara'da ağırlayan, Esad'a karşı savaşması kaydıyla ballı kaymaklı dost kabul edecek olan devlet aklımız... Şimdi TUSAŞ saldırısı sonrası düşman teror hedefleri olarak ayni Rojava'yi bombalıyor.
Ondan sonra Duran Kalkan çıkıyor, bakın işte mesele Türkiye filan değil, başka bir coğrafyada bile olsa kürdün özgür olanına nasıl tahammül edemiyorlar diyor.
Ve aynı devlet aklı bu söylem ve pratiğin kurt coğrafyasında etle tırnak gibi olma manikür peedikur etkisini...
Sippenhaftung mu demiştiniz?
Amaaan.. neyse.
E işte fikir var, fikir var.