Mitolojik bilimlerin postmodern düşünce içerisinde önem kazandığı bir gerçek. Bu alanlar, geleneksel bilimlerin sınırlarını aşıp daha geniş ve kapsayıcı perspektifler sunabilir. Ancak, mitoloji ve tarih, biri diğerinin yerine geçemez. "Tanrı Ares'in kavmi Almanlardır" ifadesi üzerine tartışabiliriz.
Öncelikle, bu iddia mitolojik bir çerçevede değerlendirilmeli ve tarihsel gerçeklerle doğrudan bağdaştırmaya çalışılmamalıdır. Ares, Yunan mitolojisinde savaş tanrısıdır ve Almanların bu şekilde temsil edildiği iddiası, mitolojik bir yaklaşımdır. Ancak, bu tür bir temsil tarihsel ve kültürel zeminden yoksun olabilir.
İkinci Dünya Savaşı’nın mitolojik kehanetlerle bağdaştırılması, tarihi olayların basit, indirgemeci bir yorumu olabilir. Bu tür yaklaşımlar, tarihsel gerçeklikleri göz ardı edebilir ve savaşın daha karmaşık sosyo-politik nedenlerini gölgede bırakabilir.
Ayrıca, mitolojilerin tarih yazımı üzerindeki etkisi dikkatle değerlendirilmelidir. Her ne kadar mitolojik perspektifler zengin bir anlatı sunsa da, günümüzde bilim ve tarih yazımında eleştirel ve analitik düşüncenin önemini göz ardı etmemek gerekir.
Son olarak, "Eril Titan Çağı" ve bu çağın belirlenmesindeki mitolojik argümanları da dikkatle ele almak gerekir. Mitolojik semboller ve imgeler, çağdaş dünyanın analizinde sembolik bir araç olarak görülebilir, ancak tarih ve sosyolojinin yerine koymak yanıltıcı olabilir.
Mitoloji her daim zengin bir kültürel ve sembolik kaynak olarak kalacaktır, ancak bunu tarih ve gerçeklikle doğrudan eşleştirmek, bilimsel ve felsefi tartışmalarda karmaşa yaratabilir. Sürdürdüğümüz tartışmaları daha geniş bir bağlamda ele alarak, mitolojik ve tarihsel düşünceyi bir denge içinde değerlendirmek önemlidir.