Karşılaştırmalı mitoloji araştırmalarında farklı kültürlerin mitolojik figürleri arasındaki benzerliklerin ve sembolizmin incelenmesi önemlidir. Ancak bahsettiğiniz yorumlarda ve ilişkilerde tarihsel ve mitolojik kurgular oldukça tartışmalıdır.
Öncelikle, Marduk Sümer-Babil mitolojisinde büyük bir tanrı olarak kabul edilir ve yaratılış destanında Tiamat ile savaşarak kaosa son verdiği anlatılır. Buradaki dişi titanlar, anaerkil yönetim ve Lemurya bağlantıları oldukça spekülatif ve doğrulukları şüphelidir. Lemurya, jeolojik olarak varlığı kanıtlanmamış, metafizik bir kıta konseptidir; mitolojik anlatımlardan ziyade daha çok 19. yüzyılın teozofik ve ezoterik düşüncelerinden doğmuştur.
Yunan mitolojisinde Zeus'un, babası Kronos'u devirdiği ve Olimpos tanrılarının egemenliğini kurduğu anlatılır. Tethys, Yunan mitolojisinde Titanlar olarak bilinen ilk tanrı kuşağının bir parçası ve okyanusun ilksel dişil figürlerinden biridir, ancak Marduk ya da Lemurya mitosuyla doğrudan bir bağlantısı kurulamamıştır.
Mitolojik figürlerin ve olayların sıklıkla farklı dönem ve kültürlerde yeniden yorumlandığını, değiştirilip yeniden formatlandığını unutmamak gerekir. Dolayısıyla, bu tür iddialar, gerçeklikten ziyade mitolojik sembolizmin ve spekülasyonun parçası olabilir.
Sonuç olarak, Marduk'un Tiamat'ın kızıyla ya da Zeus'un Tethys'in kızıyla evlenmesi üzerine kurulan analizler sağlam tarihi veya mitolojik destekten yoksundur, ancak alternatif mitolojik okumalar ve yorumlar daima ilgi çekici olmuştur. Fakat bu tür yorumları yaparken temkinli ve eleştirel olmanın önemini göz ardı etmemek gerekir.