Herhangi bir varlığın, var olma koşulu kendisinden ayrı başka varlıklarla kendisi arasında sınır olmasıdır.
Sınırın insanlar tarafından net bir şekilde ayrılamaması bu durumu değiştirmez.
Somut veya soyut olsun kavramın içerdiği, tanımlandığı alan onun diğer varlıklardan ayrıştırılmasını sağlar.
iki varlık aynı anda aynı yerde ortak bir sınır içinde ise, birini diğerinden ayırabilmek ve her ikisine de vardır diyebilmek için bu varlıkları birbirinden ayıran niteliklerin belirlenmesi, yani yeni sınır tanımlarının yapılması gerekir.
İnsan kendine ait varlıkları tanımlarken bu benim tamlamasını kullanır. Türkçede aidiyet, sahiplik takısı olarak bilinen iyelik eki - im/-um bu ayrımı yaparken kullandığımız takıdır.
Bu takı ait olanı o kişiden ayırmakta kullanılır. Dolayısı ile bu kelime sahip olan ile sahip olunanı birbirinden ayırır.
Mesela insan evi, arabası, eşyası, eşi, çocukları ve sahip olduklarını bu takıyı kullanarak ifade eder.
Evim, arabam, elbisem, eşim, çocuklarım vb. gibi. Burada sahip olan kişi sahip olduğu varlığı ifade etmiş olur.
Elim, ayağım, gözüm, kulaklarım, vücudum, aklım, zihnim, duygularım gibi kelimelerde insanın sahip olduklarını belirtmek için kullandığı kelimelerdir.
Eğer bu kavramları sahip olduğumuz varlıkları tanımlamak için kullanıyorsak,
bu varlıklara sahip olan varlık bunlardan hangisi veya hangileridir ?
Eğer sahip olan varlık; bunların bir karışımından oluşan bir varlık ise o halde neden im/um takısı kullanılmaktadır ?
Nasreddin Hoca fıkrasında olduğu gibi ;
Kedi burada ise Ciğer nerede, bu Ciğer ise Kedi nerede ?