gamaro Bu şiir, bir soğuk yanigidir oysa benim icin.
Dışarıda soğuk, ve fakat teninde yanik ve zihninde yangı ( yangin degil, yangı)
Sanki anladım. Kutuplara yakın bir yerdeki adamın, teninde oluşan yanık gibi. Farkına varmaz, çünkü soğuktur. Ama akşam acısı çıkar.
Veya benim gibi bir adamın, denizde uzun süre kaldığında, 'serinlikten' yandığını anlamadığı yanık gibidir.
Ben denize girince, 5-7 saat arası kalırım. Çok iyi de yüzemem. Paletle girerim. Her sene de denize gitmem zaten, 3-5-10 senede bir. Ama girince o kadar kalırım. Uzaklara giderim. Bazan dönmek te zorlanırım. O kadar zorlanırım ki. Enerji gelsin diye, bir süre mayomu çıkarıp, kendimi utanacağım durumlara sokarım. Ki yeniden enerji toplayabileyim diye.
Köpekleme yüzerim. Veya sırtüstü. Çok uzun sürer. Bir tercih değildir, denizde çok kalmak. Çünkü dönemem. Anca o kadar sürer. Yorulunca denizin üstünde yatarım. İyi yatarım. En iyi yaptığım şeydir. Uzun süre yatabilirim. Asla batmam. Yoğunluğum su seviyesinde. Havuzda bile batmam ben, denizi bırak.
Çok sürer. Sanki her denize girişim, kendi başına moby dick, kaptan Ahab mücadelesidir. Herbiri kendi başına maceradır.
Bazan, saatlerce o kadar ıslak olmaktan, o kadar bıkarım ki. Bir küçük kuru noktam olsaydı derim. Burnumun ucunu nefesimle kuruturum. Ve oraya yerleşirim. Böylece kuru kalırım.
İşte gene ben denize girmişim. Kıyıda yenilerde evlendiğim insan. Ötede evde, babam annem. Huyumu suyumu bilmiyor sanırım. Anlatmamış olabilirim. Ya da ne kadar manyak olduğumu bilmiyor. Ben gene açıldım. Etrafa bakınıyorum. Artık herşey çok uzakta. Köpek balığı çıksa ne yaparım diye düşünüyorum.
Geri dönmeye çalışıyorum ama akıntı da var. Aynı yere çıkmaktan vazgeçtim. Epey daha uzak bir yere çıkacağım. Sonra da yürüyeceğim aynı yere kıyıdan (Paletle, yüksek adımlar atarak sahilde yürüyen bir çocuk-adam (28-30 falan herhalde) gözünde canlandır. Onu terlik niyetine de kullanıyorum. Hassastır ayaklarımın altı. Tepeye bile çıktım ben paletle)
Oysa bana bakmış uzunca zaman, ama artık orada olmadığımı görünce endişelenmiş. Babama haber vermiş. Motorla beni aramışlar denizde. Oysa ben herşeyden habersiz, bana birşey olmaz, ben çok yaptım bunu, niye endişelendiniz ki havalarında. Onu iki gözü iki çeşme buluyorum. Hayat. Oysa yüksek adımlarla, paletle sahilde yürürken, komiktim.
Diyeceğim o ki. Benim dediğim soğukluğun, sıcak-soğuk ile ısı ile bir ilgisi yok.
Ben gibi kulaklık manyakları, bir kulaklığın verdiği sesi tarif ederken; sıcak (bası fazla), soğuk (bası az, detayı fazla), gevrek, analitik, yayılan, derin, katmanlı, sahnesi iyi, kuru falan gibi, kendince başka bir terminoloji kullanırız/uydururuz.
Mesela bendeki "Edie (Ciao Baby)" versiyonu (dandik ve düşük bitrate'li bir mp3 olmakla beraber), Müzik sayfasına attığımdan çok daha gevrek, tizleri daha iyi bir versiyondu. Çok daha canlı ve coşturucuydu. Atmak zorunda kaldığım video ise, neredeyse donuk kalıyor. İlk kez gördüm zaten. Neyse dedim, bunun da görüntüleri fena değilmiş.