Teistik Satanizm
Bilinen en köktenci satanizm türüdür. Radikal satanizm olarak da adlandırılır. Bu dini benimseyen ve sempati duyan şahıslar, canlı ve cansız alemde yegane gücün şeytanda olduğuna inanırlar. Teistik satanistlerde, bir kişinin ne kadar çok kötülük yaparsa, şeytana o kadar yakın olacağına ve derecesinin de o alanda büyük olacağına yönelik genel bir kanı vardır. Şeytana yakın olanın ise cehennemde fazla ceza çekmeyeceğini ve şeytanın hizmetinde zebanilik yapacağını öngörürler. Bunun yanı sıra, teistik satanizmde, kökü oldukça geçmişe uzanan bir kurban ve kara büyü geleneğine de rastlanmaktadır.
Teistik satanizm, tarihte kara büyücülük ve cadılıkla aynı şey olarak algılanmıştır. Özellikle ortaçağ hıristiyan dünyasında, cadıların birer şeytanî varlık olarak algılanması sonucu, literatüre “cadı avı” olarak geçmiş, pek çok kadın kıyımı yaşanmıştır. Teistik Satanizm’in günümüzde Lusiferizm gibi yaygın türleri mevcuttur.
Lusiferizm
Kendilerini, Şeytan’ın en seçkin topluluğu olarak gören ve gizliliğe önem vermeleri nedeniyle günümüzde de ne tür törenler ve etkinlikler yaptıklarına dair çok fazla bilgi bulunmayan bir teistik satanizm mezhebi… Bir takım sembollere şeytanî vasıflar ve anlamlar yüklemeleri, sembolcülüğe önem verdiklerini göstermektedir. Eski Mısır, Eski Roma ve Eski Yunan uygarlıklarında izlerine rastlanmaktadır.
-Lucifer
Lucifer, Hıristiyan inanışında genellikle şeytanı tasvir etmek için kullanılan isimdir. Ayrıca şeytanın oğlu olarak da bilinir. Bu kullanım İncil’deki Isaiah 14:3-20 kısmında cennetten atıldığından bahsedilen ve “Gün Yıldızı” ya da “Sabah Yıldızı” olarak bahsedilen meleğin Latince’deki adıdır. Aynı Latince kelime yine İncil’deki 2 Petrus 1:19 kısmında şeytanla hiç alakası olmayan bir yerde de yer almaktadır. Bu ve bunun gibi birçok çeviride “Gün Yıldızı” kelimesi yerine doğrudan Latince olan Lucifer kelimesi kullanılmaya başlanılmış ve bu nedenle bu kelime şeytanı tasvir etmek için kullanılır olmuştur.
2 Petrus 1:19: “Peygamberlerin sözleri bizim için daha büyük kesinlik kazandı. Gün ağarıp sabah yıldızı yüreklerinizde doğuncaya dek, karanlık yerde ışık saçan çıraya benzeyen bu sözlere kulak verirseniz, iyi edersiniz.”
Latincede “Lucifer” kelimesi “Işık Getiren” (lux, lucis, “ışık”, ve ferre, “getirmek”) anlamına gelmektedir ve “Sabah Yıldızı”na yani Venüs’e verilen isimdir.
İncil’den Ezekiel 28:11-19: “..güzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydin. Eden’de, Tanrı’nın bahçesindeydin. Giysilerin hep güzel taşlarla –yakut, zümrüt, aytaşı, beril, onix, safir, turkuazla- ve altın işlemelerle süslüydü. Bunlar sana sen yaratıldığın gün verildi. Seni kudretinle ve gücünle bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun. Yaptıklarından tamamen muaf tutulurdun ta ki için kötülükle dolana dek. Bu varlık içinde bile daha büyük şiddet yarattın ve günahkar oldun. Seni tanrının dağından men ettim ve seni bekçilik ettiğin ateş tarlalarından sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber dünyaya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin.”
Hikâyenin devamına göre Lucifer kibrine ve hırsına yenik düştü. Tanrının yarattığı ve kendinden daha güçsüz olan insanoğluna itaat etmeyeceğini söyledi, Tanrılığa özendi. Lanetlendi ve cennet bahçelerinden kovuldu. Gökyüzünden düştü ve Dünya’ya sürgün edildi. Rivayete göre ‘Kara Kıta’ Afrika’ya düşmüştür. Katolik inancına göre Afrika’da ki açlık, kuraklık, savaş ve kaos’un sebebide budur.
-Mephistopheles
Mephistopheles (ya da Mephisto, Mephistophilus, Mephist, Mephistophilis, Mephostophiles, Mephostophiel, Mephisophilus), Rönesans dönemi Avrupa yazınında Hristiyan mitolojisinin lider-şeytanlarından biri olarak belirir. Önceleri de kullanılmakla beraber Rönesansta yaygın olarak kullanılmış ve geliştirilmiştir. Bir Hıristiyan miti olmasına rağmen İncil’de adına rastlanmamaktadır.
Kelimenin menşei Goethe’nin “Faust” adlı romanı ile özdeşleşmiştir. Klaus Mann’ın 1936 yılında yayınlanan Mephisto isimli bir romanı vardır. Ayrıca Diablo II adlı oyuna da uyarlanarak Şeytanın kıdemli askeri olarak geçmektedir.