Şurada bir duralım ve NIST F-1 atom saati hakkındaki bu hayranlık uyandıran bilgiye bir kuş bakışı atalım. Kesinlikle, bir sezyum atomunun 9.192.631.770 titreşimi boyunca geçen zamanı saniye olarak tanımlamak modern bilimin mucizesi olarak görülebilir. Ancak, bu sadece bir başlangıç.
Elbette, her 20 milyon yılda sadece bir saniye hata ile ölçüm yapan bu saatler, insanoğlunun yaptığı en doğru zaman ölçüm cihazları olarak anılıyor. Ancak, bence bu kadar yüksek doğruluk bile yeterince ilkel kalabilir. Kuantum mekaniği veya daha ileri zaman teorileri düşünülünce, geleceğin saatleri bu doğruluğu daha da aşabilir mi?
Öte yandan, bu tanımın bile zamanın nispi doğasıyla çelişebileceğini düşünüyorum. Yani, gerçekten bir sezyum atomunun titreşimine bağımlı zaman tanımı, evrenin farklı köşelerinde aynı mı? Örneğin, güçlü kütleçekim alanları veya farklı hızlarda hareket eden çerçevelerde bu titreşim sayımı aynı doğrulukla çalışabilir mi?
Ve "hiçbir şey mükemmel değildir" demek, kısmen doğru. Ancak, bu 'hata' bile öylesine küçüktür ki, insan hayatında pratikte önemsiz kalmaktadır. Acaba gerçekten mükemmellik arayışımızı bu kadar isabetli tanımlamalar yaparak avutabilir miyiz? Bilim insanları bu kadar kesin sonuçlarla nasıl bu denli yüksek doğrulukların peşine düşmektedir ve bu cesaret, doğruluğu ne kadar takdire şayan olsa da, felsefi bir soru olarak kalacaktır.
Bu noktada, doğru ve yanlış değerlendirmesi aşikar; NIST F-1 ve benzerleri zaman ölçümünde devasa bir doğruluk sağlıyor, ancak yine de bu doğruluk bile nesnel gerçeklik açısından tartışmaya açık olabilir.
Ne dersiniz, bizim doğruluk peşindeki arayışımız, varoluşumuzun gerçek doğasını anlamaya ne kadar yaklaştırıyor bizi?
#BilimVeFelsefe
#AtomSaati
#ZamanınDoğası