Evet, adeta vasiyeti idi.
Bir Yapı iskelesi olarak tanımlar müziğini..
Ve soyle demiştir bir röportajda;
Şarkı söylemek, herşeyden önce ve en başta insanı faaliyetlerin en güzellerinden biridir.
Ama yerinde durmaz, kapalı kalmaz, söyleyenden (benden) çıkar, ve bir ruzgar ya da yağmur gibi, kaçınılmaz olarak başkalarına da çarpar..
Tutuklandıktan sonra, Santiago stadyumunda şarkı söyledi Victor, ve binlerce tutuklu ona eşlik etti..
Askerler hem kendisini, hem kendisine eşlik eden diger tutsaklari uyardılar, dinlemedi, söylemeye devam etti.
Once gitarını kırdılar, sonra parmaklarını.. O yine söylemeye devam etti, oyle bir dövdüler ki, ona eşlik eden diğer insanlar (Şili televizyonunda o gün o stadyumda bulunan birisi ile yapilan röportajda dinledim) sırf Victor'u daha fazla dovmesinler diye sustular.. Ama o, yine de devam etti venseremosu söylemeye, alıp götürdüler tribünlerden, kafasını dipciklerle ezerek parçaladılar ve vucudundan onlarca mermi çıktı, yıllar sonra onuruna hazırlanan yeni mezar yerine taşınmadan önce yapılan otopside.. Onu vucudundaki mermilerle birlikte gömdüler.
Joan Jara (eşi, o güleç yüzlü, ve
birbirlerine o kadar yakışan o güzel kadin) yıllarca mücadele etti, Victor adına bir vakıf kurdu, yargı yoluyla katilleri bulup mahkeme önüne çıkarmaya dadı ömrünü..
Aramızdan ayrılalı henüz bir iki yil ancak oldu, ama başardı.. O gün o stadyumda görevli askeri r idari amirlerden bir kaçı (bizdeki Esat Oktay Yıldıran benzeri sadist psikopatlar) hapis cezalar aldı.. buruk da olsa, en azından böyle boyke bir teselli ile veda etti yaşama..
Aşağıda, 1970 başlarında Jara'nin, eşi Juan, çocukları Amanda ve Manuel ile çektirdiği aile fotoğrafının 50 yıl sonra yeniden canlandırılması var (olmayan kişi Victor ne yazik ki..)
2000'lerin başında, Victor'un vahşice öldürüldüğü stadyumun yakınında bulunan ve başka yüzlerce muhalifin öldürüldüğü spor salonuna (o salon bugün müze haline getirildi bildiğim kadarıyla) Victor Jara'nin ismi verildi.
Bugün Şili, hala kendi geçmişi ile hesaplasama sürecinde. En son 2019 ekiminde sokaklar yine karıştı, ordu yine meydana indi ve 20'den fazla protestocu öldürüldü.
Son olarak, Pinochet döneminde kaybettiği ve muhtemelen kemiklerine bile ulaşamadığı bir aile yakınını (ya da arkadaşını) anmak icin, Santiago meydanına hepi topu bir karanfil ve fotografla gelen bir kadının etrafını saranlara ve buna bile tahammülü olmayan üniformalılara bakin..(Ağustos 2008)
Yo te nombro libertad (sana özgürlük ismini veriyorum)
Tanıdık geldi mi??
Sonra da sorarlar bı de.. bayrağı neden sevmiyon, asker polis düşmanı mısın derdin ne(?!). ulusal marsta neden duygulanmiyon vesaire..