Bu arada, Nietzche'yi anlamak için son kitabını okumak yeterli olur. Ecce Homo. Kendi kitaplarının özü mahiyetinde tek tek eleştirileri var. Beslenmeye dair tavsiyeleri de var. Bu konuda kimse söz söylemezken günümüzün fonksiyonel tıp doktorlarının tavsiyelerine benzer tavsiyeleri var.
Nietzche dahil, çok filozofu yanlış anlayışımızın sebebi, kendi kitaplarını okumuyor oluşumuz. Onlar hakkında yazılmış kitapları okuyoruz. Biyografilerde bile öznel yorum çok var. Mesela, Safranski denen itibar suikastçisi, sofist kılıklı adi herifin sözde biyografisini okuyup Arthur Schopenhauer düşmanı olan adamlar gördüm. Alain De Botton pisliği daha beterini yapmış. Safranski'nin bahsettiği, babanın genç bir kıza kur yapmak için yaklaşıp üzüm ikram edişi ve red yemesi meselesi aynen alıntılanmış ve "okul çağındaki kızlara üzüm ikram etmek kolay değil" gibi yavşak bir yorum da eklenmiş. Adamın anası 17 yaşındayken babasıyla evlenmiş. O yıllarda genç kızların büyük ve varlıklı erkeklerle evlenmesi doğal bir durum. Bugün bile Acun'un evlendiği "okul çağında kız" var. Mehmet Ali Erbil var. Muhtemelen İngiliz gavurlarında da çok vardır. Felsefenin ekmeğini güzelce yedikten sonra yemek yedikleri kaba sıçan böyle herifler ilgiyle okunuyor. Kaç kişiye Ecce Homo hediye ettim, kimse okumadı. Daha fazla Pyrrhonculuğun Esasları hediye ettim. İlk 11 sayfasını bari okuyun dedim. Onu da okuyan tek kişi çıkmadı. Alain De Botton sofistinin Boethiustan ismini arakladığı Felsefenin Tesellisini herkes okuyor. Çünkü yazarı filozof değil. Felsefenin ekmeğini yemekten başka bir katkı sunmayan çakalın teki. Öyle oldu mu herkes okuyor. O zaman da filozoflar yanlış anlaşılıyor. Herkes birbirinden alıntılayıp duruyor. Bunun adı da akademik makale oluyor. Gidip filozofun kendi kitabından yorumsuz alıntılasalar bari.