Mahir Mete Kul'un öyküsünü bilen var mı?
Ortalamanın üzerinde IQ'suyla, ince, dal gibi bir delikanlı..
Üniversite öğrencisi, Jimi Hendrix saçlarıyla bilgisayar mühendisliği..
Satranç tutkunu, sertifikalı eğitmen ve şampiyonluklar sahibi..
Hatta biraz da bu yeteneği sayesinde, özel dersler verip karşılamaya çalıştığı öğrenim masrafları..
Malum; dar gelirli ve %50 burs katkılı..
İdi..
Evet, "idi"...
Çünkü Meriç Nehri'nde boğularak can verdi..
Cesedi bile haftalar sonra, annesinin bitmek bilmez mücadelesi ile bulunabildi..
Ah ulan!..
Ali İsmail Korkmaz gibi, Mahir'in o tertemiz sureti de kanlı mühür olsun elinize, yüzünüze, dilinize ..!
Ne adaletmiş be..!
Yine gizli, yine aynı, yine tanık..
Topla, çıkar, çarp, böl; yine aynı gizli tanık..
300'den fazla insanın her türlü illegal bağlantısını bi çırpıda bilen, onu örgüt sorumlusu, bunu bilmem ne komitesi başkanı, berikini silah tedarikçisi yapan velet .. Daha yirmili yaşlarında, sakalı bile çıkmamışken, koca bir örgütün bütün kozmik sırlarına vakıf, özene bezene dizayn edilmiş bir şahsiyet..
Mahir için de yazmış..
Meğer 2011-2012 yıllarında , İzmir vilayeti bünyesinde, yasadışı örgüt faaliyetleri varmış..
"Hakim bey, ben o tarihte 13-14 yaşındaydım, ayrıca hayatımda tek bir kez İzmir'e gittim, o da 2015 yılında abimin nişanı!"
Dese de Mahir .. Kime ne..
Sarkaç durmuyor.. Sallanıyor..
Ve sırf biri böyle dedi diye 10 ay içerde kalıyor..
Kendi tabiriyle "mesleği, eğitimi, hayatı, herşeyi" mahvoluyor..
Sonra çıkıyor.. ama bitmiyor..
Yurt dışına çıkış yasağı alıyor..
O dava bu duruşma şu celse derken, bu topraklarda barınamayacağı kaygısıyla, belki de can güvenliği korkusuyla, Yunanistan'a kaçmaya çalışıyor.
Ve Meriç nehrinde alabora olan bir botun altında.. 21 yaşında kayboluyor..
Cesedi bile haftalar sonra..