Her şeyden önce şunu belirtelim, klasik muzik denildiğinde akla ilk gelen ve türün tümüne yamanan "kalite" kavrami bir yanilsamadir. Bütün klasik.muzik.kulliyatinin... ( poff.. telefondan mesaj yazmak lanet bişey!)
Neyse.. Bütün klasik müzik külliyatı "iyi" ya da "kaliteli" eserlerle dolu filan değildir.
Onun da gayet başarılı "kötü" örnekleri mevcuttur. (Özellikle 17. Ve 18. yüzyılda, senyörün, beyin, dükun, yeni malikanesi, eşi ya da ailesi için sipariş verdiği eserler olurdu. Bu bir konut icin tablo, ya da bahce heykeli siparişi vermekten farklı bir şey değildi ve yaygın bir prestij unsuruydu. ( iPhone almak gibi biseydi 🙂) Bunların büyük kısmı, bugün isimleri pek bilinmeyen ya da az tanınan müzisyenlerin elinden çıkmış ve genellikle oda orkestrası için bestelenmiş eserlerdi ve bir çoğu teknik ve tematik olarak başarısız ve yavan olmakla birlikte , yine bir çoğu hic calinmamistir bile) İlaveten, kendi doneminde ya da sonrasında çok ağır elesrriler almış pek çok tanınmış eser de mevcuttur.
Sorunun, iyi müzik iyi insan bağlamı ise bambaşka bir konu.
Şu an vaktim yok, akşama belki yazarım. Ama şu kadarini söyleyeyim, insana ne verirsen insan o olur.
İlkokul matematik derslerinde, bizim havuz ya da kuruyemisci hikayelerini, akıl hastanesinde iyileşme şansı olmadan tedavi gören hastalar ve bunların alman reich'ina günlük/aylik maliyetleri üzerinden sorgulayarak, bu para ile ne kadar sağlıklı alman çocuğu için ayakkabı üretilebilirdi seklinde " manyak bir soruya" eviren , ya da yaban arilarinin bal arısı kovanlarina saldırarak yagmaladiklari balı, uluslararası yahudi sermayesi ile ilişkilendiren bir eğitim sisteminde , çıktılar kaliteli müzik dinlemekle değiştirilemez ne yazık ki. ( Ben III.Reich ders kitaplarını bayağı bir inceledim, daha beyin yakıcı yüzlerce örnek var henüz bahsetmedigim)
Sonuçta, en modern, çağdaş, etik vs vs vs programı da merkeze koysan, her eğitim sistemi bir beyin yıkama faliyetidi aslında. Çocuğa ne verirsen, o olur. ( Bizlere biyoloji derslerinde, ne bileyim işte, mesela belli bir etnisite ya da cemaatin hayvanlar alemi altında sınıflandırıldıgi bilimsel bir gerçeklik gibi , kuşaklar boyunca anlatılmış olsa, sonuç farklı olur muydu?)
Öte yandan, nurenberg mahkemelerinde, Amerikan ordusuna ait psikiyatrist ve psikolog subaylar da yer almıştır. Bunların görevi, yargı süreçleri vs ile ilgili değildi. Kötülüğün sırrının peşine düşmüşlerdi.. bir ara onu da anlatırım, şimdi toplantı çıktı 🤣