peyote evet, moral duyarliligi son derece yüksek bir yaklaşım, itiraz etmiyorum.
Ama şunu da soralım;
Şiddetin tertemiz kullanıldığı biricik bir seycik olmuş müdür tarihte, ya da mümkün müdür?
Netanyahu'yu görüyoruz...
Savaş suçu işliyor resmen.
Ama o netanyahu iste, bizim ordu oyle değil. ( mıdır diyelim)?
Bok oyle değil.
Mardin ve kırsalında askerliğimi yaparken gördüklerim bana yeter.
İddiaya girilip eseginin üzerinde vurulan yasli dedeyi.. dede ölünce yanındaki genc gelinin de öldürülmesi gerektiğini.. seçimlerde köy sandıklarının gasp edilip tugaya getirilmesini.. pusulalarının değiştirilmesini.. (unutmadım)
Ki daha da beterleri var, 92 ya da 93 tu sanırım.. Lice adindaki ilçe gece yarisindan sabaha kadar araliksiz top atışına tutuldu yahu.. (sebep? PKK ki kalabalık bir grup ilçeye sizmisti... Şimdi bunun Netanyanhu'nun yaptigindan ne farkı var?)
Diyeceğim şey;
Disiplin seviyesi en yüksekte düzenli bir ordu da olsan, kusursuz bir şiddet şeklinde bir realite yok. Özel bir kastın olmasa da yok.. ( Colleteral damage deniyor buna da)
Bu bakımdan, bir örgütun şiddet kullanımındaki seçiciligi ve bu seçicilige atfettigi önem.. daha belirleyici.
Bir anlığına, devletin zor ve şiddet kullanma tekelini elinde bulunduran yegane güç olarak tanımlanmis olması temelinde düşünülebilir ve elbette diğerleri "anarşist" olarak kategorilendilebilir.
Oysa bu da yanıltıcıdır.
Eğer öyle olsaydı, organize suçlar ile terörle mücadele şubeleri birbirinden farklı şubeler olmazdı.