Yapay zeka endişesi ve bir Şiirimsi

İnsanlar atom bombası yaparken ya da atmosfer de delikler açıp küresel ısınmaya yol açarak dünyanın sonunu getirebileceklerini hiç düşünmeden birbiri ardına teknolojik devrim yaparak, bunların hepsini büyük bir başarı elde etmiş olmanın iştahı ile yapmışken, şimdi YAPAY ZEKA konusunda neden bu kadar titizleniyor? Neden gün geçmiyor ki bu ve benzeri makalelere rastlıyoruz?
İnsanlar mı eskiye oranla daha akıllandı?
Yoksa
Bu endişede bilimkurguların öngörülerinin mi etkisi var?
Ya da belki şundandır; Dünya batarsa batsın ama İNSAN hakimiyeti sürerken batsın, yapay zeka hakimiyeti ile değil?
Belki de cevap sadece iletişim çağına girmiş olmamızdır? Daha önce yapılanları da tehlikeli bulanlar oluyordu belki ama onların endişeleri bilim camiasını aşıp bizim gibi sıradan halka ulaşamıyordu.

Human’ın sonu mu geliyor? Fakat bundan daha da fazla endişe edilen yapay zekanın insanın patronu olması bir şekilde insana hükmetmesi! Atom bombasını icat eden bilim insanları yıllar geçtikten sonra bu olayın başarıları arasında olduğunu unutmaya meyilli olurlar Sanki atom aniden kendiliğinden patçalanıvermıştir! Terminatör filmleri ve daha iyisi Sarah connor dizisi bunu öyle güzel anlatır ki hayranımdır. Bence seyretmeyen kalmasın 🙂

*

Devamını oku “Yapay zeka endişesi ve bir Şiirimsi”

Mini mini birler

Çürümüşse, bozuşsun, parçalansın dağılsın ve
yeniden doğuşun o haşmetli ve
bilinemez topağına karışsın
sa
*
Doğuya bakan evinizde
Güneş batmaya yakın
Gölgeniz düşüp kırılabilir yere
sa
*
Gökkuşağı yerine
gül takının altından geçer
insan olurum -sa
*
Biraz ateş biraz duman
ortada insan.
İmkan dahilinde olan.
sa
*

Yıldız olmak kolay değil, örneğin dünyamız daha kaç merhale geçirecek bir yıldız olmak için kim bilir. Kendi adıma Sharon Stone’un gülüşünü, Jodie Foster’in kaçamak utangaç bakışını,
Russell Crowe’un tüm yüzüne bedenine yayılmış şefkatini, Brad Pitt’in dünyayı tiye aldığını sandığın o gülümsemesini sonsuza kadar seyredebilirim.Yıldızların hem parlaklık dereceleri hem de kendilerine özgü bir tarzları var. Ortak olan ise göz kamaştırıcı olmaları. Güneş gözlüğüyle bakmak tavsiye edilir. 🙂
Kuzey-güney ay düğmü de epeyce etkin. Örneğin benim haritada iki tane tanrının parmağı denen şey var. Her insanın doğduğu an bir ruh, ben buna inanıyorum, özel ve biricik olması bu sebeple. Geçen annemdeyim bi şey söyledim annem inanmadı, hani bakayım göster bakalım dedi. Ben de ona dedim ki gülerek “sen benim -annem yahu!- hayatımda hiç yalan söylediğimi gördün mü?” velev ki beyaz olsun pamuk şekeri olsun fark etmez. Görmedim dedi tabi doğal olarak. Sebebi çok ahlaklı olmamdan gelmiyor ki, kuzeyi yay olanlara yalan yasaklanmıştır. Herkes söyleyebilir bi şekilde bedeliyle de yüzleşir ama bize yasaklanmış. Yani bunu kişisel olarak ben karar verip öyle olmadım. Bazı şeyleri an (ruh) getirir bazı şeyleri, genler getirir, diğerlerini de ana dili(mother tonque) tamamlar. İsmi ve deriyi de hesaba katınca al sana ayrılık illüzyonu. Hoş bir orman ateş başı hikayesi. aloha sevdiceklerim.
*
Ruh için zaman da söz konusu olmadığından bir ruh (ağacın bir dalı diyelim) değişik zamanlarda ve yerlerde binlerce kişiye onların yüksek benliği aracılığı ile bağlıdır. Ruh insani manada kişisel değil. Üstelik o bi şey öğrenmeye ihtiyaçsız, değişmez. Öğrenecek olan insandır, onun hücreleri vasıtasıyla gezegendir. Benim epey bir süredir fikrim böyle, henüz değişmedi.

Öğrencinin Duası

Yarın hem annemin doğum günü hem de dünya Kadınlar  günü, onları şimdiden kutluyor ve Umberto’nun şiirini hediye ediyorum.

Öğrencinin duası şiir- Umberto Maturana
(Bir biyoloğun oğluymuş)
Ruhsal bakımdan sağır bir kültürde, ruhsal bakımdan (SQ) zeki olmak kolay değil

*

Önce şu videoyu izlemek isteyebilirsiniz, tıklayınız

Devamını oku “Öğrencinin Duası”

Pegasus Sembolü

Yunan mitolojisinde kanatlı bir attır. Tanrılar tanrısı Zeus’un oğlu Perseus’un başını kestiği canavar Medusa’nın akan kanlarından doğduğuna inanılır. Kanatlı at doğar doğmaz gökyüzüne uçmuş ve tanrıların arasına karışmıştır. Athene tarafından evcilleştirildiğine inanılır. Hakkında çok hikaye anlatılan Pegasus, bir süre de şiir sanatının sembolü olarak kabul edilmiştir. Pegasus’la ilgili birçok hikaye daha vardır. Bunlardan birine göre Pegasus bir gün arka ayakları ile bir dağa tekme vurunca oradan Hippokrene pınarı fışkırmıştır. Bu pınarın suları sonradan insanlara şiir yazma ilhamı vermeye başlamıştır.

Bundan dolayı Pegasus eski edebiyatta uzun zaman şiir sanatının timsali sayılmıştır. erseus tarafından kafası kesilerek öldürülen Medusa’nın kafasından ya da toprağa sıçrayan kanlarından doğduğu gibi iki değişik söylence bulunur. Rengi tamamen beyazdır ve uçmasına olanak veren iki büyük kanadı vardır. Uçarken havada koşan at gibi görünür. Bellerofon ve Pegasus Pegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılmış ve tanrıların diyarına uçmuştur. Zeus’un yıldırımları getirme görevini üstlenmiştir.

pegasus

Devamını oku “Pegasus Sembolü”

Beğendiğim Haiku Şiirleri

Önce biraz tanıtım:
Haiku (Japonca 俳句, Türkçesi eğlenceli mısra) bugün tüm dünyada meşhur olan geleneksel bir Japon şiir türüdür. Dünyanın en kısa şiir türü sayılır.En önemli Haiku şairleri arasında Matsuo Bashō (1644-1694), Yosa Buson (1716-1783), Kobayashi Issa (1763-1827) ve Masaoka Shiki (1867-1902) gösterilebilir. Bashō öğrencileriyle Haikai şiirini yenilemiş ve ona ciddi bir edebiyat saygınlığı kazandırmıştır. Shiki modern Haiku’nun kurucusu sayılır. Aynı zamanda Haiku kavramının (Haikai veya Hokku karşısında) yerleşmesini sağlayan da o olmuştur. Japon Haiku’ları çoğunlukla 5-7-5 ölçülü üçlü kelime öbeklerinden oluşup kelimeler sütun halinde yan yana sıralanır. Haiku’nun vazgeçilmez bir unsuru da somutluğu ve halihazıra olan bağlantısıdır. Bilhassa geleneksel Haikular Kigo ile mevsimlere imada bulunurlar. Temel özellikleri olarak okuyanın kendi tecrübesiyle tamamladığı bitmemiş, açık metin karakteri de gösterilebilir. Metinde her şey söylenmezken duygular nadiren isimlendirilir ve bunların şiirde yer alan somut şeyler ve bağlamdan çıkarılmaları lazım gelir.
Damla dolunca,
yatağına uzanır..
akarsu olur—
Toiku
*
* Poyraz
dokunup omuzlarına
uyandırıyor düşlerini
-Rebinson
* Hava soğuk değil mi?
evet çok
cevabının sıcaklığı
– Otsuji
* kendi malım diye
düşününce hafiftir
şemsiyenin üzerindeki kar
– Enomoto Kikau

*

Uyanmış
iniyor rüyanın öte yakasından aşağı.
Victor Hugo
*
Rüya Gece’nin
akvaryumudur.”
Victor Hugo
*

dağda batan güneş

sonbahar yapraklarının

kızılını çalıyor sanki.

Taniguçi Buson

*

Devamını oku “Beğendiğim Haiku Şiirleri”