Bu konuda altı aşamalı bir süreç izleyeceğiz:
1.Dikkat önemli.
Her gün yeni bir şey okuyun,izleyin ya da dinleyin. Aşina olmadığınız konular, beyninizin yeterince kullanılmayan bölgelerini uyarır, toplam dikkatinizin artmasına sebep olur.
Kısa molalar verin, bu dikkatinizin dağılması olasılığını azaltır.
Çok dikkat gerektiren işlerin öncesinde yirmi dakika egzersiz yapın. Doğrusu bana yürüyüş çok iyi geliyor çünkü aynı zamanda hayalime bile gelmeyen bir sezgisel veri almış olabiliyorum.
*yürüyüşle ilgili bir not ekleyeyim: tıpkı meditasyonda olduğu gibi zihninizde beliren görüntülere takılmayın, bırakın sonbahar yaprakları gibi uçuşup geçsinler
2.Öğrenme Süreci
Bir şey öğrenmek, beynin mimarisini yeniden yapılandıran fiziksel bir süreçtir. Yaşadığımız her deneyim, beynimizdeki milyonlarca nöronun eşzamanlı olarak etkinleşmesiyle olur. Hippokampus deneyimi bilgiye dönüştürür ve kısmen de depolar. Öğrenme işlevinde ayna nöronların da katkısı azımsanamaz.
Yeni ,şaşırtıcı,önemli ve acı veren olaylar sıradan olaylara göre daha kolay kodlanır çünkü daha yoğun nöral etkinlik içerirler. Tabi sonradan bizde sıkıntı yaratan alışkanlık, davranış ve her türlü hastalığın da yerleşmesi öğrenme sürecinin bir uzantısıdır. Yani onlar da aynı prosesin ürünüdürler.
*Öğrenmek için kısa notlar alıp, arada bunları tekrarlamak, anıları saklayan sinir ağlarını tetikler ve güçlendirir.
*Sınava çalışırken ya da mutlaka aklınızda kalmasını istediğiniz bir beceri için uğraşırken, bu işlemi içinde alışılmadık bir koku olan odada yapın. Ve bilgileri hatırlamak istediğinizde aynı kokuyu koklayın. Oldukça etkilidir.
*Bilgiyi öbeklere ayırın, bu tek tek hatırda tutmaktan daha kolay bir yöntemdir, tabi arada kısa molaları da yine hatırlatalım.
3.BELLEK
Bilgiyi edinmek de yeterli değil, onu hatırlayabilme ve ihtiyaç duyduğumuzda çağırabilmemiz de gerekiyor. Beyinlerimiz neyi hatırlayacaklarına dair oldukça seçicidir ve bu pek de bilincimizle yaptığımız bir şey değil.
Hatırlama aşamasında üç sistemden birini kullanıyoruz:
Çalışma belleği; yeni bilgiyi anında kullanılmak üzere hızlı etkileşen nöronlar yoluyla geçici olarak saklıyor.
Kısa dönem bellek ise beyindeki nöral etkinleşme desenlerinde geçici olarak değişiklik yapan ayrı bir sistem.
Uzun Dönem bellekte ise beyin dokusunda kalıcı değişiklikler meydana geliyor ve bunlar dokunun kendisi zarar görmemişse ölene kadar yok olmuyor.
Geçmişi düşündüğümüzde bile beynimiz bir yandan ANla uğraşır. Tüm bu desenler birbiriyle kaynaşır ve ne zaman bir anıyı hatırlasak ona şu andan da bir şeyler katarız. İşte geçmişin olmuş bitmiş bir şey değil gelecek gibi değişken olmasının esası bu kaynaşmanın eseridir.
Bellekte çarpılmalar kaçınılmaz ve bazı zamanlar tehlikelidir de. Adli olaylarda, yönetimsel görevlerin icrasında rastlanan pek çok kanıtlanmış durum mevcuttur. Yani bellek biraz cilvelidir ve ona çok da kesin gözle bakmamak lazım.
Bu konuda B vitamini içeren yiyecekler önemli. Konuları bazı uyaklara göre, ya da baş harflerden oluşan bir işaretleme ile daha iyi sınıflamak mümkün. Ayrıca benim yaptığım gibi günlük işleri listelemek, akla gelen herhangi bir şeyi kısaca bir iki kelimeyle not almak da çok faydalı, öyle ki sayfalarca düşünceyi iki kelimelik nottan geri çekebiliyorsunuz. Hayatınıza katmak istediğiniz yeni bir uygulamanın bi kaç gün içinde unutulup gitmesini engellemenin yolu; onu kalıcı hafızada olan bir alışkanlığın önüne ya da ardına eklemektir. Ben öyle yapıyorum. Örneğin yüz yıkamanın ardına… Diş fırçalamanın önüne vs.
4.PROBLEM ÇÖZME
Beynin iki küresinin kabiliyeti hakkında kısaca bilmemiz gereken şudur: