Bilim ve Halk

Bilim hiç bir çağda halka tam olarak ulaşmamıştır. Çok eski zamanlarda şamanların uyguladığı, daha sonra rahiplerin veya aristokratların, burjuvanın geliştirdiği bilimin yansımaları teknik ve teknoloji olarak çok sonraları halka ulaşmıştır. Ama halk bilimden hep uzakta kalmıştır. Bu aradaki boşluğu da hep dolduran şarlatanlar çıkmıştır.

Özellikle son yüzyılda bilim ile halk arasında aşırı bir fark oluşmuştur. Bu fark o kadar fazladır ki, aranın kapanması veya halkın o bilgi düzeyine çıkması imkansızdır. Buna eş olarak teknolojinin hayatımıza giriş hızı da tamamen kapitalizmin yönergelerine göre olmaktadır. Onlarca yıl önce geliştirilmiş yüksek teknolojik ürünler hayatımızı kolaylaştırmak için hemen girmezler hayatımıza. Önce elde olan stokların tüketilmesi bekletilir. Ardından seri olarak üretilmiş diğer stokların.

Bilim adamları ise gerek dilleri ile gerek işleyiş biçimi ile zaten halktan uzaktadırlar, uzmanlık alanlarında. İnceledikleri konuları halk düzeyinde anlatmaya kalksalar çalışmalarına devam edemezler. Tam bu noktada, bilimi, bilim adamlarından alıp halka aktarması gereken bir ara kurum veya kişiler olması zorunluluğu meselesi girer devreye.

Peki böyle insanlar yoksa?? O zaman olacak olan şey, bu aradaki boşluğu dinler, şarlatanlar, dolandırıcılar veya bilimi kendi çıkarları doğrultusunda çarpıtan kişiler ortaya çıkacaktır.

Bu nasıl engellenebilir veya bu ara kurum nasıl oluşturulabilir?

Gelişim

Sonsuz us a 5 yıl önce üye oldum. Bu 5 yıl içinde site istatistiklerine baktığımda tam 4000 yazı ve yaklaşık 40 bin yorum okuduğumu farkettim. Kaç kitap eder bilmiyorum. Her yorum bazen 3-4 kitap sayfası olabiliyor, bazen bir iki cümle. Yıllar önce yaptığım yorumlara bakıyorum ve şimdi o konular hakkında farklı düşündüğümü biliyorum. Değişmişim. Gelişmişim.

Yıllarca yazdık, tartıştık, kavga ettik, bazen özel anılarımızı anlattık. Hepinize bana kattığınız her şey için çok teşekkür ederim. Benim için inanılmaz güzel bir bilgi kaynağı. Google yerine sonsuz us ta arıyorum bir çok konuyu. Enerjisini, bilgisini, duygusunu katan herkes içimde bir şeylere dokundu. Sitenin en çok yazı yazanı olarak site hakkında duygularım böyle.

Oturduğumuz yerden bizleri birleştiren bu sanal güce de teşekkür ederim.

Bu da mı tesadüf?

Bugüne kadar bir çok yerde denk gelmişsinizdir. Önce bir olay belirlenir ve bu olayın ne kadar küçük bir olasılıkla olduğu hesaplanır. Ardından bu küçük olasılığın meydana gelmesinin ne kadar imkansız olduğu anlatılır ve en sonunda “Bu da mı tesadüf?” diyerek bir yaratıcıya, dine veya kutsal kitaba gönderme yapılır.

Aslında yapılan şey basit bir kandırmacadan ibarettir. Elbette bazen kandıran kişi bile söylediklerine o kadar kanmıştır ki ne söylediğinin farkına bile varmaz. İstatistik özellikle olasılık hesabı matematiği zayıf olanları etkilemek için istenildiği şekilde kullanılabilir.

Bu başlık altında örneklerine bolca rastlayacaksınız. Sizler de aklınıza gelen bu tür örnekleri paylaşabilirsiniz.

Örnek bir.
Elinize bir taş alıp boş bir araziye çıkın. Olanca gücünüzle taşı ileriye doğru fırlatın. Taşın düştüğü yeri gidip işaretleyin. Taşın o noktaya düşme olasılığını hesaplayalım gelin. Taşın düştüğü nokta 1 cm2 , atabileceğiniz bölge 500 m2 civarında (50.000 cm2) dersek o taşın düştüğü noktaya düşme olasılığı 1/50000 dir. Yani 50bin de 1 olasılıklı bir şey gerçekleşmiştir az önce. Bu da mı tesadüf?

Örnek iki.
Derince bir nefes alın. Şu an aldığınız nefesin içinde yaklaşık 1017 atom vardır. Peki evrende kaç atom var? Yaklaşık 1081. Az önce aldığınız nefesteki atomların bir arada bulunma olasılığını hesaplamak ister misiniz? Elbette isteriz. İşimiz olasılık hesaplamak.

1081! / 1017! (1081 – 1017)

Sonuç: 10(10(101276656733800171)) da 1 bir olay gerçekleşti.

(sayıları okuyamayanlar için 10^(10^(10^1276656733800171)) )

Bu da mı tesadüf?

Her nefes alışınızda, oluşması ne kadar imkansız bir şey oluştuğunun farkında mısınız? Oysa dinciler bu sayıları nasıl çarpıtıp olan normal şeyleri (örneğin aminoasit veya protein dizilişi) sanki olasılığı çok düşükmüş gibi göstermeye çalışıp bunu bir ilahi güce bağlarlar.

Oysa her nefes alışınızda meydana gelen şu rakamın yanına dahi yaklaşamazlar…

Bu da mı tesadüf??

Ruh Nedir?

Sitemizde bir çok konuda “ruh” kavramı ortaya çıkıyor. Fakat ne ortak bir tanımı var ne de mahiyeti hakkında bir bilgi. Bu başlık altında çeşitli dinlerden gelen inançlar olsun, bazı bilimsel olduğu iddia edilen bilgiler olsun, ontolojik ve epistolojik açıdan ruhun ne olduğuna dair düşüncelerimizi paylaşalım.

Ortak bir tanıma ulaşamasak da , birbirimizin ruh dediğinde neyi kastettiğini anlayalım en azından. Her insanın ruh tanımı farklı oluyor.

Aşağıdaki sorular tanımlamalarınıza yardımcı olabilir.

Ruh sizce nedir?
İnsanlarda ruh var mıdır?
Hayvanlarda ruh var mıdır?
Ruh ölçülebilir mi, gözlemlenebilir mi?
Ruh enerji midir?
Yapısı nasıldır?
Tanrısal mıdır?

Sizler de tanımlarınızı yaptıkça sorularınızı ekleyebilirsiniz.