Esra Hanımla küçük bir sohbet:
Sibel: açık olmuş mu Söylediğim?
Esra: aslında daha açık olabilir belki. Ben biraz tersini de düşünüyorum. Özüm de ilgimi yönlendiriyor.
S: hayır pek değil
E: şöyle aslında demek istediğim. Ben öze izin verdiğimde..
S: özün,egonu (BEN DEDİĞİN EFENDİ BEN/KİŞİLİK) destekler. onun her yaptığının içinde tanrısal katkı bu yüzden var. Öz bir karar merkezi değil. Karar merkezimiz, bilincimizin LONO bölümünde yer alıyor.
E: ne şekilde destekler peki?
S: yapımcı. Finanse eden gibi düşün.
E: oluşturma, yaratım anlamında mı?
S: evet varlık aleminde görünür kılma.
E: burdaki “ilgi” bakış, dikkat, seçim, yönleniş mi? Cüzi irade mi?
S: karar vermeden zaten herhangi hiçbir şey olmaz. Kararını verdiğin için onu destekliyor özün. Karar kendimiz diye düşündüğümüz ve ego dediğimiz kişilik kısmımızca alınır. Özü biraz da ruh gibi düşünebilirsin. Yaratan ile egomuzu birleştiren kanal. Elektrik gibi düşünelim. Elektrik olmadan sen istediğin kadar çamaşır makinesi yapabilmiş ol. O çalışmıyor değil mi? Ama bunu yapmaya o karar vermiyor, sen yapıyorsun. Sen karar veriyorsun, sen imal ediyorsun. O (farazi tabi ayrılık yok) da makineyi çalışır hale getiriyor. Buna can da demiş atalarımız. Bu işlem farklı öğreti disiplinlerinde; görünür olma tezahür etme… gibi de ifade edilmiş.
E: mesela bir hadiste var. Ben kulumun zannı üzereyim. O zaman beni dilediği gibi düşünsün. Bazı ayetler de var. Zan ile hakkı bilemezsiniz. Zandan öteye geçemezsiniz. Ulaşılamayan olan zat kısmı Gaybul Gayp olan kısım var. Gölgeler ile ilgili düşünceler içindeydim yazınızla tesadüf oldu hoşuma gitti bu durum. Öz – can böyle bir isimle karşılaşmıştım yolda bir dükkanın ismiydi. İçsel arayış içinde kendimce dertli bir halde iken.
S: keşke bu sohbetimizi yazıya döksen, hem unutmasak hem başkaları da yararlansa.
E: tabi ki seve seve yazarım
S: sevinirim. Bu arada biliyorsun ki başkaları diye bir şey yok. Özne kullanılan tüm lisanlarda, bu ayrımı yapmak durumunda kalsak da urban shaman olarak bunun faydalı bir amaç için kullanılan illüzyon/yanılsama olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Evet başkaları var görünüyorsa da onların hepsi kendimiz. Onların kritik kütlesi bunu anlamadan sen de tam olarak anlayamazsın. Bilgiyi saklamak, gerekmedikçe kendimizi paylaşımdan sakınmak kadar anlamız ve bence mantıksız bir şey yok bu alemde.:)))
E: evet o kadar doğru ki. Sırlarla ilgili kendimce keşfettiğim şey şu ki: belki biz yıllar önce de biz bu benzeri konulara bilgilere yaklaşmıştık . muhtemelen yine yaşamıştık böyle. Ama o an içinde öyle bir farkındalık oluyor ki o aynı sır aynı mana ile tekrar karşılaştığında daha da güzel daha da iyi daha önce görmediğin şekilde anlıyorsun. Bir de başkasına aktardığını zannettiğinde aslında bu bilgiyi kendinde işliyorsun. Paylaşmak konuşmak ifade etmek büyük bir ihtiyaç. Paylaşmaya da büyük bir özlemim vardı hep. Aslında bunu da kendimden kendime yaptığımı da hissediyordum.
S: Bravo. Öğretmek ve paylaşmak, ÖĞRENMEKtir. Sevgiler
Sitemize üye olduğunuzda yayınlanan yeni paylaşımlardan haberiniz olma şansınız artar. Aloha