Uzun bir aradan sonra….

İnsanın ne zaman ne fark edeceği belli olmuyor. Az önce eski bir ses kaydıma rastladım, katmanlar ve miktar arasındaki ilişkiye dairdi. O günü hatırladım. Karamürsel’de bir kafedeydim, Yiyecek sipariş etmiş önümde uzanan körfezi seyrediyordum. Yemek geldi fakat miktar olarak gözüme az geldi, sanki doymayacakmışım gibi bir his duydum. İşte o an “katmanlar” ile ilgili bir ayma yaşadım. Doyma duygum miktarla ilişkili değildi, o şeyin katmanlarına ne denli nüfuz edebileceğimle ilgiliydi! Her şey böyle işliyordu:)
Lineer mi çok boyutlu mu meselesine kadar gider bu katmanlar konusu 
Günaydınnn dostlar

*

Az sonra size anlatacaklarımı ister masal ister kehanet ister bir kişinin yüksek benliği ile teması isterseniz de yalan dolan olarak değerlendirin benim açımdan fark etmiyor ben kafamdaki sorunun cevabını merak ediyorum:
Kryon bir anlatısında, dünyadaki ilk canlılardan pleadesliler tarafından genetikleriyle bilimsel olarak uzun süren bir çalışma sonucunda insan ırkının ortaya çıkarıldığını öne sürmekteydi. İkinci aşama ise o güne kadar bu gezegene çeşitli hayvan ağaç vs bedenlere girmek suretiyle gelen ve mutlu mucuk yaşayan Siriusları bu yeni yapıtları olan insan bedenine davet etmek olmuştu. Fakat Siriuslular bu daveti çok uzun süre geri çevirdiler hattta sonunda Gönülsüzce kabul ettiklerinde dahi kendilerini ikiye bölerek yarılarını bir hayvan bedenine yarılarını bir insan bedenine adapte ettiler.
Şimdi gelelim benim 65000 pesoluk soruma 😀 Siriuslular neden bu geçiş için bunca gönülsüzdü?
(Gerçek bir sorudur hatta mümkün olsa bu soruyla bir BAK yapmak isterim)

*

İnsan bilinci karmaşıktır. Biliminizin İnsan bilincini fiziğin bir dalı olarak düşünebileceği bir gün gelecek. Bunun nedeni İnsan bilincinin bilinen lineer fiziğin kalıplarını veya hatta kuantum fiziğinin kalıplarını izlememesidir. Bilinç, yapısı olan senkronize bir enerjidir. (Sonunda keşfedeceğiniz gibi) Kuantum modellemeye sahiptir, ama mantık kuralları setine sahip değildir. Bunun yerine, bireysel İnsan Varlığının Akash’ından etkilenir. O karmaşıktır ve kendi gündemine, kendi kişiliğine ve iletişim kurma yeteneğine sahip olduğu bilinen tek senkronize ve eşevreli enerjidir. Demiş bir zamanlar Kryon
Ruh için de bir nevi enerji diye konuşulur. Yani normalde ruh deyince ben şöyle anlardım; bi sürü teknolojik aletin var o halde onu kullandığın sürece prize takmalısın! Eğer enerji kesilirse madde işlevsiz kalır. İnsanın bilincinin 3 bölümünden biri aumakuamız (yüksek benlik der batılılar) bizimle ruh arasında ilişki kurar. Yani anladığım kadarıyla ruh bizatihi içimizde değil. Ona bağlanacak bir enstrümana sahibiz. Ruh ise açık biçimde yaratıcı kaynak ile bağlıdır.
İçimize girdiği söylenen şeyin daha süptil bedenlerimiz(daha önce üretebilmişsek) olduğu söylenebilir belki! Duygu/rüya bedeni, Mental beden, ışık bedeni gibi. Bunlar fizik bedeni ölüp dünyanın toprağını oluşturmak üzere dönüşüme girdiğinde çıkıp kendi titreşim bölgelerine giderler.
Bu gün ne kadar gevezeyim, şaştım kaldım. Üstelik söylediklerimin hiçbiri hakkında emin değilim, kanıtım da yok.

Bedenlerimiz ve Enerji Merkezleri

Hawai şifacılığında, bedende 8 merkez ve 4 köşe bulunur. Bunları çakraların değişik versiyonu olarak düşünebiliriz.

8 Merkez

1- Taç
2- Göğüs
3- Göbek
4- Kasık kemiği
5-6 Avuç içleri
7-8 Ayak tabanları

4 Köşe

1.2 Omuzlar
3-4 Kalçalar

Bunlara ek olarak 2 tane de, 7. omur yani ensenin altındaki çıkıntı ile kuyruk sokumu kemiğinde enerji kaynağı var.
Toplamda 14 tane bölge oluyor, bunların hepsi birer güç merkezi yani enerji kaynağı (çakra)
Hint felsefesinde 7 ana çakra olarak biliriz ama çok daha fazla sayıda başka güç merkezleri de vardır.
Hawai şamanlığındaki bu 14 merkez de ana güç merkezleridir.

Sihirli Dokunuş, KAHİ denilen bir şifa sistemi var. Bu sisteme Hawaii bilgisinde Lomi lomi adı veriliyor. (bu sistem bir masaj olarak şu an Hawaii turizminde kullanılıyor). Bu bir beden çalışması.
Sergei hoca , Kahi’nin, şu ana kadar kullandığı pek çok yöntem arasında en sık uygulanan ve en kolay sistem olduğunu söyler.
KAHİ’nin Hawaiice karşılığı BİRLİK anlamına gelmektedir.
(Bütün güzellikler birlikten, bütün hastalıklar ayrılıktan geliyor, lisanlarının yapılanması bunun üzerine kurulmuş ve lisanın ilk çıktığı zamanki sihrini en azından bizim lisanlara göre çok daha iyi koruyor)
Lomi lomi de denilen bu teknikte, çok hafif bir el dokunuşu veya parmak baskısı ile yapılıyor.

#urbanshaman

*

Devamını oku “Bedenlerimiz ve Enerji Merkezleri”

Varlığın Kuantum Alanı

“Fizik bedeninin burada bulunuşu sana hatırlama konusunda
tam bir avantaj sağladı diyebiliriz; çünkü diğer gezginler
gibi rüya bedeninle gelmiş olsaydın bu hatırlamanın bir
garantisi olmazdı. Her varlığın kendi konumunun frekansına
uygun olan bedeni -fizik beden diyorsunuz buna- o konum
için esastır ve çok özeldir.”
“Neden?”
“Çünkü o, belirgin konumun frekanslarına uygun olacak
şekilde programlanmıştır, yani onun sayesinde deneyim
yaşayan bir varlık olarak onurlandırılmışsın anlamına geliyor.
Bir gezegene doğduğunuzda, ilk nefesi aldığınız an
varlığınızın kuantum alanı, gezegeni çevreleyen kristalimsi
kabuğa bakar ve DNA nızın verim oranını gezegenin enerjisine
ayarlar. Bu kabuk ise kolayca tahmin edebileceğin
gibi o gezegende yaşamış herkesin enerjilerini ve tarihini
barındıran bir bellektir.”

Laniakea‘dan alıntı