Kişinin iç rüyası onun dış rüyasını belirginleştirir

Rüya nedir..?
-Basit işte uyuduğumuzda bilinçaltımızın bizi götürdüğü yerler. Beynimizin uydurduğu kurgusal olaylar dizisi..
-Hep bu düşünceye sabitlenip kabullendiğiniz için bir çoğunuzda böyle gerçekleşiyor zaten..
İÇTE VE DIŞTA DEVAMLI BİR RÜYADAYIZ ASLINDA..
Kişinin iç rüyası onun dış rüyasını belirginleştirir.

Soyut denilen bir çok şey bulunduğunuz alanın titreşimleri ile uyum sağlayarak netleşerek somut hale gelir.

Aslında o görünen şey ilk andan beri ordadır. Yavaşlayarak gözlerinin kısıtlık alanına iner. Ve senin fiziksel gerçekliğin halini alır..
_________________________

Kitapda sanki aradığımı buldum. Resmin bütününden de ötesini görmeyi arzu edenlere sanki hücre çeperlerinden sesleniyor. Yaşam dediğimiz şey sadece kıyılardan oluşmuyor. Bir çoğumuz bunun farkındalığında yaşıyor olmamıza rağmen mantığımızın kabul sınırlarını esnetmeye cesaret edemiyoruz.

NASIL..?

GER-çek dediğimiz şeyi arar iken hep fiziksel teyitler içinde boğuluyoruz.

KABUL VE RETLERİMİZ.

Rüyada olma ile uyanma arasındaki incecik çizginin oktavların içinde nazikce eriyip gidiyor.

Belki saliselerin içerisinde ya can simidine sarılmış veya incecik kumlara ayak basmış oluyoruz.

Bir BİZ var bizden içeri..

LANIAKEA

Kitabı okumaktan keyif alıyorum.
Teşekkürler Sibel Atasoy

Özcan Kurt

“İnformatif” bir kitap

285 Sayfa “SIR mıSIR” ya da “Sır Mısır” sıkıştırılmış zamanlarda okumama rağmen, kısa süre içinde bitti. Tatil döneminde okunası lezzette ve başarılı “informativ” bir kitap.

Zemin, Kenan’a yarenlik edecek çocuk … Daha ilkokul çağında, tabiriyle “bacak kadar çocuk” ama dilinden akan ifadelere bakın …

“Neymiş seni okuldan soğutan başka şeyler?”
Aklımdan taciz, dayak filan gibi şeyler geçiyordu ne yalan söyleyeyim. Sahipsiz, fakir çocuklar ne de olsa.
“Immm … Nasıl söylesem bilmiyorum ki …Immm …”
“Yeter ımmmladın ama.” Korkmaya başlamıştım.
“Bunu söylemesi zor. Hani bir şey hissedersin, ama birine anlatmak için davrandığında rüya gibi kaybolur ya elinden. işte öyle. Abi, ben okulda öğrettikleri şeylerin bana zarar verdiğini sanıyorum. Dur kızma hemen. Yani belki iyi niyetle yapıyorlardır, ama insanın düşlemesini öldürüyor bunlar. Hani ne diyorlar; fast food muydu, yani hazırlop acele şeyler. Herkese aynı şey. Bakalım herkes ayni şey yemek isteyecek mi? Kimsenin bunu düşündüğü yok.”

Bende oluşan duygular:

Devamını oku ““İnformatif” bir kitap”

Laniakea – İlk Yorumlar

Beklediğim kadar iyi olmuş kitap.. Hatta çok daha iyi.. Dahası,  “işte budur” dedirtti bana kaç defa.. Yani o kadar kafamdaki modele yakın..
Seninle aynı frekansı yakalamış olmaktan – bilmiyorum kaçıncı defa – derin bir memnuniyet duydum yine.. Sen yalnızca filozof değilsin güzelim, yeni dünyanın kurucularındansın.. Tamam rüya, tamam senin anladığın birlikte yaratma ama ben hep derim varlıkların özgül ağırlık dereceleri farklıdır. Biliyorsun astrolojide anne karnındayken aldığımız tutulma etkisi, bu reenkarnasyondaki  varoluş nedenimizi işaret ediyor.  Senin tutulman  Oğlak burcunda.  Yani yeni sistemler, kurallar  ve yapılar kurmak için buraya gelenlerdensin.. Bence ele başlarından hem de.
Okuyanları çok değişik düzeylerden anlam çıkaracak tabi, ama yine de bu gerçekliğe biçim verecek , çünkü çok güçlü bir şekilde ifade edildi.
Daha detaylı yorum için bir daha okuyacağım canım.
Ruhuna, kafana, eline sağlık
Rezzan Terzi-Nisan/2016
💜💚💛
Hayatımda ilk kez bir Türk yazarın yazdığı Türkçe Bilimkurguyu bu kadar büyük bir zevkle ve merakla okuyorum Sibel’cim. Okuduğum (ki iyi bir okuyucuyumdur bu konuda çocukluktan beri) kadarıyla Bilim Kurgu’nun priması olmuş. Ama aynı zamanda bence hakikatin de özü. Bir de okurken resmen o alemlere gidiyorum yani tasvirler muhteşem. Tabii ben de yetenekliyimdir imajinasyonda 🙂
Tam okurken iç sesim “Kolektif Bilince Yolculuk” diye bir şey söyledi. Bilmiyorum artık…
Tüm kalbimle söylüyorum çok beğendim. Beni bu kadar heyecanlandıran ve meraklandıran ilk Türkçe bilim kurgu polisiye ama bu betimleme bile az.
İyi ki varsın. Seni seviyorum.
Feryal Çeviköz Nisan/2016
💜💚💛
Yeni Dünyanın kutsal kitabi bu olmalı Çok etkilendim, birçok kısmı tekrar tekrar okuyacağım. Bütün gizemleri açığa çıkarmış gibi, bütün kilitli kapıları açmış gibi. Her sey bir yana o yarattığın şahane gelecek beni kendi adıma o geleceğin yaratıcılarından biri olmaya talip ettiren umut dolu pırıl pırıl bir kitap. Ellerine varlığına sağlık, teşekkür ediyorum
çok daha fazlası aslında. Şimdilik ancak bu kadar Çıkıyor ağzımdan. Büyük bi sevgiyle yapmışsın bu isi, bunu çok yoğun hissettim. Aynı zamanda bu kurgunun gercekleşmesinin ne kadar mümkün ve elimizde olduğunu hissettirmişsin. Kocaman sevgiler
Hanife Altuntaş – Nisan/2016
💜💚💛

Bir Kadını Öldürmek

Merhaba :)) BKÖ önceki gün bitti. Vizyonu, kurguyu, anlatımı, yazmayı sanki birçok kişi yazmış gibi. Genelde okuduğum kitaplarda yazarın izini bulurum diye düşünürüm. Sizin izinizi bulmak zor :))) okumak, bitirmek bugüneymiş. Sıra SKA da. Önce bulmam lazım. Aloha 😊 Gülbahar Biler

Bu güzel bir sürpriz oldu bana Gülbaharcığım, her okuyanla bir kez daha yazıyor kendini kitap, belki o sebeple benim izim bulunmuyor artık 🙂 Olabilir mi?

Gülbahar Biler Aa evett kitabın başlarında “Belki bu satırları siz on sene sonra ve dünyanın başka bir yerinde okuyacaksınız ve size sadece kelimelerle ulaştığımı sanacaksınız. Oysa bu doğru değil.” :)) kitap basılalı tam da 10 yıl olmuş.
“Her şey aynı anda aynı yerde oluyor. Ben aslında sizin aklınızdan geçeni yazıyorum” ne hoş bir ilgi talebi. Çok güzel

Sibel Atasoy 11 yıl oldu yazılalı, evet 🙂 O zamanlar anlaşılması biraz güçtü ama şimdi daha kolaylaştı sanırım, sana nasıl geldi?

Gülbahar Biler Tabi ki soyut olan yerlerde tıpkı rüyalarda hissettiğim gibi algıladığım, anladığım ve dile tam da getiremediğim yerler oldu. Tohumun ne vereceğini göreceğiz elbet 😀😀

 

Sibel Atasoy Çok güzel söyledin, teşekkür ederim. Umarım kısa sürede SKA’yı da okursun, onun akışı çok daha basit ve heyecanlıdır.

Sürpriz Yumurta: Venüs Bağlantısı

Venüs Bağlantısı isimli kitabınızı bir kaç saat içinde okudum. Çok iyi bir polisiye romandan fazlasını bulduğumu belirtmek isterim. Bu tarz kurgularda -her nedense- bin yıldır durmadan kullanılan klişelerden uzak duruyor roman. Zekice yazılmış olmasının yanı sıra, bence en önemlisi her anlamda dozun yerli yerinde hesaplanması olmuş.

Yer yer Akdeniz ağzına ait ögelerin kullanılmasından mıdır, yoksa ana karakterin kişilik özelliklerinden midir bilinmez, romana sinen samimi bir sıcaklık okuru sarıveriyor. Her şey bir yana, satırlara sinen zekâ pırıltıları usulünce yapılmış bir gece makyajı kadar yerli yerinde.
Tek küçük eleştirim birkaç yerde kullanılan (teknik olmayan, yerine Türkçesi kullanılsa daha şık durabilecek) yabancı sözcüklerle, bir iki sayfayı geçmeyen kimi teknik bilgilerin okuru akıştan bir parça koparma riski olabilir. Yer yer anlatıcının el değiştirmesi anlık bir zemin kayması yaşatıyorsa da fazla göze batmıyor.

Yıldız ve gezegen bağlantıları kimi okura “olmasa da olur” tadında gelebilir. Fakat bana kalırsa yazarın şimdilik sadece örtüsünün ucunu hafifçe kaldırdığı asıl çeyiz sandığı o detayların altında yatıyor. Anıştırıyor, zemin hazırlıyor, işaret ediyor. Hazırlıksız yakalanan okur için de yeni ufuklar açıyor.

Finaldeki sürpriz yumurta, bulmaca sevmeyenler için sahiden sürpriz. Bulmaca severler içinse romanın orta yerinde atılan bir oltayla zaten avladıkları bir balık ya da bir anlamda grand şilem.
Sonuç olarak bir solukta okuduğum bu roman (neden bilmem) sizinle gurur duymamı sağladı. “Kadın zekâsına bir güzelleme” okudum. Damağımda bıraktığı tad da cabası.

Kaleminize sağlık Sibel Hanım. En kısa zamanda diğer kitaplarınızı da okumaktan büyük keyif alacağım.

En geniş zamanlı sevgi ve saygılarımla
Betül AKDAĞ

*

Bu özenli yorum için Betül hanıma teşekkür ediyorum. VB 10 yıl önce yazılmıştı ve hakikaten de aynen Sırıtkan Kırmızı Ay gibi, gizem örtüsünü (nasıl karşılanacağı bilinmediği için) biraz tedirginlikle usul usul kaldırıyordu. Ama her zamanının kendi yolcusu oluyor ve sonsuzca da olacak, o sebeple Bir Kadını Öldürmek kitabında, yazdıklarımın her okuyanla birlikte yeniden yazılmakta olduğunu ve yeni olduğunu ilan etmiştim. Belki biraz küstahlık gibiydi ancak yıllar içindeki deneyimler öngörüyü aynen destekler yönde oldu. Zaten olmaması mümkün mü :)))