Kütlenin Enerjiye Tümden Dönüşümü

Her ne kadar Einstein kütleyi, yalnızca enerjinin sayısız türünden biri olarak göstererek indirgemiş olsa da, kütle enerjisinin bir açıdan özel olduğu söylenebilir. Kütle enerjisi, bilinen enerji türleri içinde, en yoğun olanıdır. Aslına bakılacak olursa, E=mc2 de bu gerçeği özetleyen bir denklemdir. Fizikçilerin ışık hızı için kullandığı sembol olan c büyük bir sayıya tekabül eder: saniyede 300 milyon metre. Bu değerin karesini alarak çok daha büyük bir sayıya ulaşırız. Bu denklemin 1 kilogram maddeye uygulanması, 9 x 10^16 joule enerji anlamına gelmektedir ki, bu enerji tüm dünya nüfusunu uzaya fırlatmaya yeter.

Elbette ki, 1 kilogram maddeden bu düzeyde bir enerji elde etmek için, bu maddenin tümünün bir başka enerji türüne dönüştürülmesi gerekir. Bunun için, tüm kütlesinin yok olması gerekir. Güneşteki ya da bir nükleer bombadaki nükleer tepkime, maddenin içinde hapis olan enerjinin ancak yüzde birini ortaya çıkarır. Ancak doğa bundan çok daha iyisini yapabilir.

Kara delikler, kütleçekiminin, ışığın kaçmasına bile müsaade etmeyecek kadar kuvvetli olduğu uzay sahalarıdır. Zaten kara delik olarak anılmalarının nedeni de, ışık yaymıyor oluşlarıdır. Kara delikler, kütleli bir yıldız öldüğünde, geriye kalan kalıntıların tümüyle mevcudiyetten silinene dek büzülmeyi sürdürmesiyle oluşur. Madde, su giderine kapılan su gibi, kara deliğin anaforuna kapıldığında, kendi içindeki sürtünmeden dolayı akkor haline gelene dek ısınır. Bu süreçte enerji kendisini ışık ve ısı olarak dışa vurur. Kara deliğin olası en yüksek hızda dönmeye başladığı özel bir durumda, ortaya çıkan enerji dönmekte olan maddenin kütlesinin yüzde 43’üne eşdeğerdir. Bunun anlamı, maddenin kendi içine çökerek bir kara deliğe dönüşmesinin, güneşe ya da hidrojen bombasına güç veren süreçten 43 kat daha etkili olduğudur.

Devamını oku “Kütlenin Enerjiye Tümden Dönüşümü”

Belirsizlik ve Vakum

Beyaz cüceler ve nötron yıldızları bir kenara, Heisenberg belirsizlik ilkesinin ortaya koyduğu belki de en dikkate değer sonuç, boşluğun modern resmidir. Sonuç, boşluğun boş olmamasıdır!

Heisenberg belirsizlik ilkesi, bir parçacığın aynı anda hem enerjisini hem de var olduğu zaman aralığını ölçmenin imkansız olduğunu söylemek için yeniden düzenlenebilir. Dolayısıyla çok kısa bir zaman aralığında bir boşluk parçasında neler olduğunu değerlendirmeye kalkacak olursak, bu parçanın enerji içeriğine yönelik çok ciddi bir belirsizlik oluşacaktır. Diğer bir ifadeyle, enerji kendiliğinden ortaya çıkabilir!

Kütle bir enerji biçimidir. Bunun anlamı, kütlenin de kendiliğinden ortaya çıkabileceğidir. Ancak ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra hemen yok olmak durumundadır. Genellikle herhangi bir şeyin yoktan var olmasını engelleyen doğa kanunları, çok hızlı gerçekleşen olayları görmezden geliyor gibi. Bu açıdan doğa kanunlarının durumu, sabah olmadan yeniden garaja bırakması şartıyla, oğlunun arabayı kaçırmasını görmezden gelen bir babaya benzetilebilir.

Pratikte kütle, mikroskobik parçacıklar halinde, boşlukta kendiliğinden oluşmaktadır. Kuantum vakumu aslında birdenbire varoluşa sıçrayan ve hemen ardından yeniden yok olan elektronlar gibi mikroskobik parçacıkların kaynaştığı bir bataklıktır. Ve bu yalnızca bir teori de değildir; gözlemlenebilen sonuçları bulunmaktadır. Kuantum vakumunun çamurlu denizi atomların dışlarındaki elektronları hırpalayarak, dışa verdikleri ışık enerjisini çok hafif bir şekilde değiştirir.

Doğa kanunlarının herhangi bir şeyin yoktan var olmasına izin veriyor olması gerçeği, evrenin kökenleri üzerine çalışan kozmologların gözünden kaçmamıştır. Günümüzde bilim adamları tüm evrenin, aslında vakumun kuantum dalgalanmasından başka bir şey olup olmadığını düşünüyor. Bu olağandışı bir düşünce.

Eğlenceli başlıklar-Evrendeki Anti-maddeye ne oldu?

OYUN BİR de kaza eseri olur ve ölür

Demiştim Bir Kadını Öldürmek kitabımda. Biraz açıklamaya çabalarsam:
Oyun, tüm kapsayan ve kapsanan oyunlar, BİR olanın içinden gelir. “Bir” ise kısaca potansiyeller denizi diyebileceğimiz, kuntumsal adıyla vakum’dur. BİR amaç taşımadığından oyunların ilki kaza eseri olmuş olmalıdır. Malum kaza beklenmeyen ve istenmiyen bişeydir ancak evrime sebep olandır da aynı zamanda 🙂 Oyun olduğunda tanımlanmış olur, tanımlanan ise artık potansiyeller denizi için ölmüş sayılır. İşte fizikçilerin de yana yakıla aradıkları şey de budur 🙂 Evrendeki Anti-maddeye ne oldu?

Ben bu konuyu aşağıdaki fizik açıklamadan 15 yıl kadar önce farklı kelimelerle yapmış görünüyorum 🙂

Foto:Popular Science Dergisi

*

Daha Uzun ve Akıllı Çocukların Sırrı, Genetik Olarak Farklı Ebeveynler‏!

Daha akıllıyı anladım da niye daha UZUN bilemedim.
Görünüşe bakılırsa evleneceğiniz kişiyi uzak bir kıtadan bulmanız öneriliyor 🙂
“Çoğu insan çeşitli bir gen havuzunun iyi bir şey olduğuna inanacaktır fakat boyun çeşitliliğe bağlı olması keşfi, daha önceden bilinmiyordu.” tıklayın görün.

*

Kara deliklerin sırrını keşfetmek için yoğun çaba sürüyor.

Kara deliklerin etrafında dönen ve sonunda çekirdeğe çekilip yok olan gaz ve tozlerin oluşturduğu kuşağa akresyon(toplanma) diski deniyor.
Toplanma diski kara deliğe o kadar yaklaşıyor ki; bükülmüş uzay-zaman içinden geçerek inanılmaz bir hızla yutuluyor. Ayrıca kara deliğin yaptığı dönüş, uzay-zamanı da deliğin etrafında dönmeye zorluyor.

Henüz açıklamaya muktedir değilim ancak bu bulgu sezgisel olarak bende bir işaret yaratıyor. İlgili metaforu akıl ettiğimde yeniden yazarım.

*

İlkbahar ve yaz aylarının kabusu: DİYET

Bu konu dünyanın pek çok alanda büyük ekonomilerinden biri, özellikle obeziteye varan durumların çoğalması sebebiyle her yıl öncekinden daha fazla dikkat çekiliyor, yeni pazarlama taktikleri ve incelme yöntemleri öne çıkıyor. Oysa bu ekonomi paketinde maddi-manevi çıkarı olmayan bilimsel gruplar öne sürülen metotların hiç birini çözüme yönelik görmüyor, bir diğer değişle bunlar talebin iştahası karşılığında üreyen göz boyayıcı aldatmacalar!

Zayıflamak istiyorsak önce vücudumuzun ağırlık, iştah ve enerjisini kontrol eden ana kumandasını anlamamız gerek. Bu merkezi, otomobilin beyni sayılan Elektronik Kontrol Ünitesi (ECU) gibi düşünebiliriz.

Devamını oku “Eğlenceli başlıklar-Evrendeki Anti-maddeye ne oldu?”

Madde, sadece bir kavramdır

Her tür ve kategorideki fiziksel olayı maddeyle karıştırıyoruz. Madde, bir kavramdır, bir düşüncedir. O özdeğin, tutup bir kalıba koyabileceğiniz kalıcı ve sürekli bir şeyin sembolüdür; ancak gerçek fiziksel dünyayı tutup bir kalıba koyamazsınız!
Fiziksel dünya karşımızda duran en kaçıcı ve yanıltıcı süreçtir. O belirlenemezdir. İşte tam bu yüzden ruhun bütün gereksinimlerini karşılar. Alan Watts
Madde ve mana hayatı veya dünyası adı altında yaptığımız bölünmeler gerçekten de doğallığımızın yönünü şaşırtıyor, bunu genelde hep belirtmeye çalışırım. Madde dünyası denildiğinde sanki fiziki hayatı ve dünyayı kast eder gibiyizdir ya, Alan Watts buradaki yanlışı açık biçimde düzeltir. Bu görüşü biz de Urban Shaman konseptinde hemen her edimde destekliyoruz.
İsim/kavram/sembol tüm bunlar, kaçıcı ve belirsiz fiziki oluşu, daha belirli ve alışkanlıklara indirgenmiş bir şeye dönüştürerek kontrol altına alma yöntemimiz ama bunu hep unutuyoruz yaşarken 
Uyguladığımız yöntemler sadece bir açıdan bir seferlik alınan bir fotoğraftır o bile bilgi ve bilinç seviyenizce doğru sayılabilir. Her zaman dediğim gibi, her şey doğru ancak eksiktir. Bizim anlamamız gereken, bu tür yöntem,kavram,isim,sembol gibi şeylerin kendimizi rahatlatmak için belirsizliğin getireceği anksiyeteden kaçınabilmek için alınan faydalı ancak illüzyon olduğunu temelde bilecek şekilde eğitilmiş olmamız gerektiğidir, hem de anne karnından başlayarak.
Bu belirsizlik korkusundan nasıl kaçınılabilir sorusu akla gelebilir.
Urban shaman konseptinde sıklıkla dile getirdiğimiz (bazen kendim bile uygulamayı unuttuğum!) çok basit ve önemli bir tespit var: KORKU ŞU ANIN MALI DEĞİLDİR! Korku, bedenimizi çeşitli yollar ve etkenlerce kurguladığımız bir illüzyondur. Buna rağmen olmayacağı oldurur! Bunu sürekli kendine hatırlatmanın yolunu bulmak lazım.
Şu an, eğer varlığımızı tehlikeye sokacak bir şey olursa, refleksimiz devreye girer (düşünmemiz hesap yapmamız gerekmez) ve bizi o durumdan çıkaracak en iyi hareketi yaptırır. korkuya filan fırsat kalmaz.  Beden hafızasına kaydedilen bu olaylar eğer iyi bir eğitimden geçmediysek ve bunları derhal nötürleyemezsek, korku olarak başımıza bela olur.

Devamını oku “Madde, sadece bir kavramdır”

Madde Dalgaları

1924’te Louis-Victor de Broglie madde parçacıklarının da dalga gibi davranabileceği fikrini ortaya attı. Her nesnenin kendine özgü bir dalga boyu olduğunu, dolayısıyla parçacık-dalga ikiliğinin sırf ışığa özgü olmadığını ileri sürdü. Üç yıl sonra elektronlardan tıpkı ışık gibi kırındığı ve girişim yaptığı gözlenince, madde dalgası fikri kanıtlanmış oldu. Günümüz fizikçileri nötron ve proton gibi daha büyük parçacıkların hatta karbondan mikroskobik futbol topuna benzetebileceğimiz “bucky” kürelerinin de aralarında olduğu bazı moleküllerin bile dalga gibi davrandığını gözlediler. Bilye ya da rakun gibi büyük nesnelerin dalgaboyları çok küçük olur; öyle ki onların dalgaı gibi davrandığını gözlemleyemeyiz. Bir tenis topunun dalga boyu 10-34 metredir; yani bir protonun çapından (10-15 metre) çok daha kısadır.