Kurgu dünyasından; The time Machine ile başlayan hafta

Bu haftanın kurgularına geçmeden önce:

en az on kez izlediğim filmler (unuttuklarımı sonra ilave etmek kaydıyla)
matrix
fight club
Thirteenth Floor
inception
twelwe monkey
the usual suspects
Seven
Bird cage
Back to Future
the prestige
Minority Report
solaris
the truman show
dead poets society
*
Madem başladım devam edeyim 🙂

En az 5 kez okuduğum kitaplar
(unuttuklarımı sonra ilave etmek kaydıyla)

İNSANIN GERÇEĞİ “KENDİNİ BİLMEK” – Ouspensky (gurdjieff öğretisi)
CASTANEDA SERİSİ (12 cilt)
BEN OYUM -Maharaj
RA BİLGİLERİ – 4 cilt
RUHSAL ASTROLOJİ
KUANTUM BENLİK – Danah zohar
AGATHA CHRİSTİE tüm kitapları
KIZIL KADIRGA – ABdullah Zİya K
HUMAN DESİGN
YAŞAMA OYNA – Alan Watts
URBAN SHAMAN – sergei kahili king

Maalesef ilk gençlikte defalarca okuduğum jung, Reich, Eric from ve bazı romanların ismini hatırlamıyorum. Aslında en az 3 kez okuduğum diye sınırlasaydım bu liste öyle uzardı ki hepimiz sıkılırdık 😀 yukardakikerden bazıları 5 kezden fazladır.
Burdan ne anlıyoruz? Anlama kabiliyetim kıtmış 🤣😎😜

*

The time machine -kitap

h g wellsin ilk romani.
daha gorelilik teorisi bulunmadan quantum fizigi icat edilmeden once 1890’larda yazilmis oldugundan, dort boyutlu uzay zamandan ve gelecekte gunesin genisleyerek ic gezegenleri icine alacagindan bahsetmesiyle yazarina saygi duydurtur.
wells’in thomas huxley’den aldigi biyoloji derslerinin etkisi cok bariz gorunmektedir. gelecekteki tum varliklarin evrimsel bir aciklamasi vardir. ki zannimca bu gelecekte insanlarin eloi ve marlock’lar kadar birbirlerinden ayri turler olusturacak sekilde evrim gecirecegine kendisi de inanmaz (eger oyle olsaydi ilk basta hindistan’daki kast sistemi sayesinde bu gerceklesmis olur, ozel vahiy gucleriyle rahipler ve super tuccarlar ortaya cikardi, fakat kaldi ki insanlar surekli kaynasma egilimindedir ve turun evrimesi icin gereken tecridi asla saglayamazlar) ama bu tarz bir benzetme varolan duruma cok guzel aciklama imkanlari sunar. kitabin genelinde insanin dogaya hakim olmasini iyi ve zorunlu bir sey oldugu ama bunun dogru bir sekilde yapilmasi gerektigi anlayisi yaygindir. bunun yaninda mantarlar ve curume olmadan ekosistemin nasil ayakta durdugu tartisilabilir.
kitap ayrica wells’in “eger benim uyarilarimi dinlemezseniz dunya boyle olacak” seklinde bir uyarisidir. Ekşi sözlükten alıntı

Kitabın yazıldığı tarih dikkate alınırsa gayet güzel bir kurgu. Ancak aradan çok sular aktı ve şimdilerde konuyla ilgili olanlara çok da sürpriz değil. Fakat bilimkurguya yeni ilgi duyanlara hem sade dili ve tek bir fikre odaklanması hem de ince bir kitap olması bakımından hararetle tavsiye ediyorum. Roman değil güzel bir uzun öykü sanki.

*

İn The Dark, dizi film

Digi’nin hafif dizilerinden biriydi, bu hafta sezon finali yaptı. Netflix’in DARK diisiyle karıştırılmasın.
Bence rahat izlenen zaman zaman eğlenceli bir diziydi, kör genç bir kadının rehber köpeği ile dünyaya tutunma çabaları ve zenci uyuşturucu dağıtıcıları, patronları ve kirli polis standart üçlüsünün ortasına düşerek, o haliyle dedektiflik yapmaya çalıştı. Kendisi de zaten körler için rehber köpek eğiten bir kurumda yarı zamanlı çalışıyordu. Duygusal içerikleri de olan eğlenceli bir yapım.

*

DARK,dizi

Devamını oku “Kurgu dünyasından; The time Machine ile başlayan hafta”

Okuduğum, izlediğim yeni kurgular

Gentleman Jack, Digi’nin yaz dizilerinden ilgi çekici birisi. Zaten yaz boyunca seyredilebilecek ikinci dizi de bu denebilir.
On dokuzuncu yüzyılın başlarındaki Endüstri Devrimi yıllarında Anne Lister, Batı Yorkshire’daki Halifax’e geri döner… Genç, güçlü, erkek giyimli ve tavırlı bir kadın olan Anne’in atadan kalma malikanesinin kaderini değiştirmek için ettiği mücadeleyi anlatan dizide zamanın kadın hakları, asil aileleri, yaşamları ve cinsel tercihlerin yasakları ön planda. İngiltere kırsalını zaten severim, çekimler güzel, oyuncular da daha şimdiden rollerine adapte olmuş görünüyor. Merakla izliyorum.
*
Kız Kardeşim Seri Katil– roman
Polisiye gerilimin hakkını veren bir roman. Hem kullandığı dil hem de uyandırdığı merak gayet dozunda. Çok zamandır özlediğim o alaycı, mizahi ve acı tonların hepsi iç içe geçmiş. Üstelik bir ilk roman!
Braithwaite bu romanda şiddet, sadakat ve ailenin dramatik yapısını ve içinde bulunduğu çıkmazı anlatıyor. Bu arada kız kardeşlik bağlarının da sorgulandığını görebiliyoruz. Olayın, Nijerya’da geçiyor olması da bizim için biraz yakınlık hissi veriyor, ne de olsa batı dünyasından çok farklı bir kültür.
*
City on a Hill; yozlaşmanın, yolsuzluğun ve ırkçılığın adeta gündelik yaşamın bir parçası haline geldiği, şiddetli suçlarla dolu Boston şehrini mesken tutuyor. 1990’lı yılların başlarında geçen dizi, bölge savcısı Decourcy Ward ile yozlaşmış olmasına rağmen saygın bir FBI ajanı olan Jackie Rhodes’un kurduğu sıra dışı ittifakı konu alıyor. Dizide, kentin tüm adalet sistemini değiştiren bir davayı üstlenen ikilinin yaşadıkları olayları izleyeceğiz.
Ben Affleck ve Matt Damon’ın yapımcılığını üstlendiği, Kevin Bacon’ın başrolünde yer aldığı City on a Hill dizisinin ilk iki bölümünü izledim. Polisiye dediğin böyle olur, uzun zamandır özlediğimiz oyunculuk, senaryo titizliği, ironik bir dil, müzik hepsi var görünüyor. Sıradan savcı avukat dizileri bu tür yapımların yanında çocuk işi gibi kalıyor. Toplamda kaç bölüm olacak bir fikrim yok şu anda Digitürk’te gösterimde.
*
İnception
Bu eski filmin ne işi var burada derseniz benim için hiç eskimiyor, tıpkı zamanında Matrix’e, Dövüş Klübü’ne, 13.Kat vs gibi kült filmlere yaptığım gibi önüme her geldiğinde yeniden izliyorum. Film her seferinde değişip netleşiyor çünkü ben değişmiş oluyorum.
Bilimkurgu dendiğinde ilk aklımıza gelen uzay oluyor sanırım, özellikle genç ve çocuklar nezdinde .
Uzay yalnız dışımızda mı?

Devamını oku “Okuduğum, izlediğim yeni kurgular”

Kurgular ve düşündürdükleri

Son Şans – The Congress

Yaşlı ve işsiz bir aktrise, son bir iş teklifi gelir. Kadın, bu işi kabul ederken verdiği kararın nelere sebep olabileceğini asla tahmin edememiştir. İleride çekilecek filmler için, hatrı sayılır bir para karşılığında, görüntüsünün dijitalleştirilerek kendisinin bir  kopyasının yapılmasını kabul eder. Anlaşma gereği, görüntüsünü istedikleri her filmde kullanabileceklerdir

film genelde pek beğenilmemiş gibi görünüyor fakat muhtemelen 18+ diye beklentiye girilen porno tarzı bi şey bulamadıkları içindir  Büyük usta Staslavw Lem’in kitabından uyarlanmış ve tüm olaya metaforik yaklaşılmış. Oyucular çok iyi. Ben beğendim doğrusu.

Düşündürdükleri;

Hepimizin yüksek benliğinin (yani aumakuamızın) altıncı boyutta olduğu ve ruhla bağlantımızı sağladığına dair bir teori var. Yunan mitolojisi, hint mitolojisi hatta Huna felsefesi de bu teoriyi destekler durumda görünüyor. Yani altıncı boyuttaki asıllar bu dünyayı filmdeki çizgi film gibi kurgulamış ve kendilerini tarayarak bu dünyaya yansıtmış olabilir. Matrix, Truman show gibi filmler de aynı temayı kullanmışlardır.

*

Chernobyl

Çernobil dizisini izleyen oldu mu bilmiyorum. Ben felaket senaryolarını ne izleyebilir ne de okuyabilirim. Bunu da hep görmezden geliyordum. Fakat digi yine bulup buluşturdu karşıma çıkardı. Dedim ki bu bir kurgu değil olup bitmiş bir olay sonuçta biraz bakayım dedim. Böylece şu an ilk bölümü izlemiş oldum, Kendimi hastalanmış hissediyorum, bu nasıl bir faciadır anlatılmaz.

Kurgunun içine girmemeyi başaranlar için mutlaka izlenmeli. Diktatörlük yağcılık gibi idarecilerle mekanizmanın nasıl işlediği ve aptallık yüzünden bir milyon insanın ölümüne nasıl yol açılabileceğini gösteriyor. Ders gibi adeta.

Çernobil dizisi dün gece enteresan biçimde tekrar karşıma çıktı, edemedim ikinci bölümü de izledim. Sonuçta şuna karar verdim bu dizi izlenmeli.

*

the bletchley circle

Devamını oku “Kurgular ve düşündürdükleri”

Haftanın kurguları

Gizem ve gerilim sevenler için The İnvisible Guest filmi çok iyi bir seçim olur. Sizi aynı olayın tamamen farklı çözümlerine ikna edip ters köşe olmanızı sağlayan Agatha tarzı bir suç ve vicdan azabı filmi.
Görünmeyen misafir ismiyle perdeye akseden filmde, Contratiempo tüm hikayesini sürekli olarak filmdeki kadın avukat Virginia Goodman’ın ağzından duyduğumuz “Detaylara ihtiyacım var. Olabilirlik ayrıntılara dayanmaktadır.” cümlesi üzerine kurmakta ve filmdeki söz konusu davanın çözümü yolunda ortaya çıkan her ayrıntıda gerçeklik de yön değiştirmektedir. Film çoktan işlenmiş bir suçun davasının devam ettiği bir günde başlar. Adrian Doria isimli medyanın da parlattığı ve Asya firmalarıyla yeni iş anlaşmaları yapan, Yılın Adamı olarak adlandırılan genç bir iş adamı bir süre önce sevgilisiyle kaldığı dağ otelinde sevgilisi Laura Vidal’ın ölü bedeni başında yakalanmış ve cinayet zanlısı olarak tutuklanmıştır.
İzlenmeye değer bir film.

*

Galaktik Çömlek Tamircisi – Philip K. Dick

Galaktik Çömlek Tamircisi ekonomik ve politik baskıların kıskacında ruhu adeta kırık bir çömlek gibi parçalanmış, hayatın anlamına dair pusulasını yitirmiş, ona el uzatan rehberlerinin şarlatan olduğunun farkına varmış 21. yy insanına, yazıldığı 1969 yılına göre çok daha fazla hitap ediyor. İstediği şekle girebilen Glimmung, her yerde olabilir. Hatta belki de bu yazıyı okuduğunuz bilgisayarın veya telefonun kılığına girmiştir. Kafanızda beliren bir düşünce veya gördüğünüz rüya, Glimmung’un ilettiği telepatik ilhamlar olabilir. Ve Glimmung sizi davet ediyor, Sirius 5 gibi uzak bir gezegende olmasa da, içinde yaşadığınız gezegendeki “kırık çömlekleri” tamir etmeye, daha doğrusu iyileştirmeye. Bu onarım işine çok geç olmadan başlamalıyız. Daha kapsamlı izahat için BKK’yı ziyaret ediniz.
Kitabı çok beğendim, derin düşüncelere ve çıkarımlara yönelten öngörüsü ve dili harika üstelik tüm bunları hiç tekrara girmeden mütevazi şekilde 224 sayfada yapabiliyor olması PKD’nin ustalığının bir ispatı.

Bir kaç alıntı yapmadan da geçemiyorum:

Bu arada önceki gün gerçekleştirdiğimiz BAK sorumuza da cevap geldi!
Aslında her birimiz poliensefalik bir varlıksak?

Devamını oku “Haftanın kurguları”