Ölülere Yedi Vaaz’dan

Ölülere Yedi Vaaz’dan

“Ölüler aradıklarını bulamadıkları Kudüs’ten geri geldiler. Benden içeriye kabul istediler, onlara öğretmemi istediler, ben de onlara öğrettim.
Beni Dinleyin: Hiçlikle başlıyorum. Hiçlik tamlıkla aynı şeydir. Sonsuz halinde tamlık boşlukla aynı şeydir. Hiçlik hem boştur hem tamdır. Hiçlik hakkında pekala başka şeyler de söylenebilir, yani beyaz ya da siyah olduğu, var olduğu ya da var olmadığı. Sonsuz olanın, ebedi ve ezeli olanın niteliği yoktur, çünkü bütün niteliklere sahiptir.”  G.Jung

Abraxas

Ölülere Yedi Vaaz’dan

“Abraxas bilmesi zor tanrıdır. Onun gücü en fazladır; çünkü insanlar onu hiç kavramazlar. İnsanlar güneşin en büyük iyiliğini görür, şeytanın da sınırsız kötülüğünü, ama Abraxas, o görmez; çünkü o, hem iyilik hem de kötülüğün annesi olan tanımlanamaz yaşamın kendisidir.
O kendini boşlukla birleştiren tamlıktır.
O kutsal düğündür;
O aşktır ve aşkın katlidir;
Mukaddes olandır o ve ona ihanet edendir.
Günün en parlak ışığı, deliliğin en derin gecesidir;
Onu görmek körlük demektir;
Onu bilmek hastalık;
Ona tapınmak ölümdür;
Ondan korkmak bilgelik;
Ona karşı durmamak özgürlük demektir.

İşte korkunç Abraxas da böyledir.”

G.Jung

İyi ve güzel için çabalarken kötü ve çirkine de ulaşırız.

Var olmanın aşkın tamlığı ya da hiçliği (Pleroma) ile insanın birleşme ve yeniden bütünleşme arzusunu dile getirmiştir. Bütünleşmiş ama birey olarak da kalabilmiş dengedeki bilinci yaşamaktır amaç. Egoyu öldürmeyi, kendini yok etmeyi değil, kendine hâkim olmayı, kendini her yönü ile tanımayı önemsemiştir. “Yapacaksın…, yapmayacaksın…” ahlaksal hegamonik sarmalından çıkıp özgürce kendi farklı yolunda yürümeyi önermiştir. Bu, ceza, tehdit, ahlakçı korkutma vesveselerinin dışında ama erdemli ve özgür bir yoldur. Jung, sadece iyilik ve ahlaksal tamlığın var olmanın bütünlüğünün yerini alamadığını fark etmiştir. “İyi ve kötü olarak yapay ikiye bölünme kişide tamamlanmamışlık hissi uyandıracaktır. İyi ve güzel için çabalarken kötü ve çirkine de ulaşırız.” İki kutbun arasında üçüncü bir kutup bulunduğunu belirtir. Jung’a göre, kötülüğü de bilmek (yapmak değil) zorundayız.(gerektiğinde ona hâkim olabilmek için) Kendini her yönü ile tanıma ancak bu şekilde gerçekleşebilecektir. Bütünleşmiş ancak birey olmanın farkındalığını da aynı zamanda hissedebilmiş şekilde kalabilmiş bilinci yaşamaktır amaç. “Ölülere yedi vaaz”da şöyle geçer: “Kendimizi karşıt çiftlerden nasıl birer ayrı varlık haline getireceğimizi bilirsek kurtuluşa ulaştık demektir. İnsan Tanrıların özünü paylaşandır, tanrılardan gelir, tanrılara gider.”

C.G.Jung

http://www.sonsuz.us/?q=node/2540