Castaneda: Efsane, İnsan, ve Şükran / Victor Sanchez – Röportaj (3. Bölüm)

Jordan Gruber’in 17 Eylül 1998 tarihinde Hilton Oteli lobisinde Victor Sanchez ile yaptığı röportaj.  (Üçüncü Kısım)

Castaneda: Efsane, İnsan & Şükran
Büyük Güçler Her Yerdedir

JG : Doğa temelli olan Toltek’lerin öğreti ve anlayışlarını alıp buradaki, otel odalarında, Birleşik Devletlerdeki insanlara getirebilir misin? Gerçekten kentli insanlar Tolteklerin yaptıklarını anlayabilir mi? veya şehirlilerin kendi çeşitleri mi olmalı …

Sanchez : Bunu yapabileceğimizden yalnızca emin değilim, daha da ileri gidiyorum. Yapmak zorunda olduğumuza da eminim.
Biz şehirlerde yaşıyoruz, TV’lerde gördüğümüz sorunlara o kadar kapılmış durumdayız, ve TV bize her zaman yaşamın nasıl olduğunu söylüyor, neler hakkında endişelenmeliyiz, ve ne tür şeyleri aramalıyız. Biz büyük binalarımızda otururken TV hayatın nasıl bir şey olduğu söylemektedir. Ancak doğa bundan daha büyüktür. Hükmü her zaman doğa verir.
Evrendeki her şeyin enerji alanları olduğu söylendi, fakat bizim yaşadığımız diyarda en büyükleri ve hüküm sürmekte olan beş tane enerji alanı var. Bunlar, güneş, hava, rüzgar, su, ve ateştir. Her ne kadar onlar hükmediyorlarsa da, biz onları görmezden gelmeye çalışıyoruz. Bu insanlığın tüm tarihi boyunca yapmaya çalıştığı bir şeydir. Onları görmezden geliyor, ve dünyanın yöneticileri gibi davranıyoruz. Evreni yönetiyor, doğayı fethediyor gibi davranıyoruz, fakat evreni gerçekten yönetmeye ne kadar yakınız? Eninde sonunda ne olacağına karar veren doğadır, evrendir, güneştir, dünyadır.
Yaratılışın kralı, insan varlıklarının yönetici olduğuna dair tüm iddia ve tavırlarımız, sonuçta hiçbir şey olacak. Birey seviyesinde olan aynı şey insan toplumu seviyesinde de olacak. Coca Cola gibi büyük bir şirketin Genel Müdürü olabilirsin, veya Michael Jackson veya Michael Jordan ya da istediğin herhangi biri de olabilirsin. Bunlardan herhangi biri olabilirsin, ama sıradan insanlar gibi ölmeyecek misin?
Farklılığın ne olacak? Paran beş dakika daha hayat verebilecek mi sana? O halde farkın ne olacak? Şunu söylemek istiyorum, ölüm çevremizde yokmuş gibi davranıyoruz, hatta ilerisinde daha başka bir şey olacakmış gibi düşünmek istiyoruz, ve “Tamam, sonuçta biz ölmeyeceğiz.” diyoruz. Fakat öleceğiz.

JG : Ego kesinlikle ölür.

Sanchez : Ve bu nedenle, çünkü ölüm her zaman çevremizde olduğundan, biz onu danışman olarak kullanıyoruz: “Sen o kadar büyük değilsin dostum. Sen yalnızca ölecek olan bir varlıksın ve en iyisi şimdi hayattan zevk al, en iyisi sorumluluklarını yüklen şimdi, ve % 100 yaşa, çünkü bu sonsuzluktaki tek şansındır.” diye sesleniyor bize.
Doğa ile bağlantı şehirde yaşayan insanlar için büyük önemi var çünkü şehirler doğadan yalıtılmamıştır. Bir arkadaşım Meksico City’deki seminere benimle birlikte giden bazı kişilerle konuşmuş. Seminerden sonra katılımcıların ebeveynlerinin onları yeteri kadar sevmediklerinden şikayet ettikleri konusundaki konuşmalarından şaşırmış. İnsanlar yaşam hakkındaki deneyimlerini paylaşıyordu ve birkaçı ailelerinin onları yeteri kadar sevmediğinden yıllarca acı çektiklerini söylediler.
Ve onlara demiş ki, “Ne söylediğinizi anlamıyorum. Ailenizin sizi yeteri kadar sevmemiş olduğu için çok üzgünsünüz. Ne diyebilirim ki? Ben babamı tanımıyorum. Doğduğumda babam ortada yoktu, ve ben bu şekilde yaşadım. Ama hiç de üzülmedim, babam benimle beraberdir, bunu görebiliyor musunuz? O güneştir. Nereye gidersem gideyim güneş benimle beraberdir.”
Güneşin olmadığı nereye gidebilirsin? Eğer bir şehirde isen, her taraf asfalt kaplıdır, fakat bunun altında, asfaltın altında ne var? O bizim annemiz dünyadır. Her zaman oradadır.
Ve şöyle dedi arkadaşıma, “Dağlardaki, veya çöllerdeki ateş dedeye eşlik edecek ateşler yakabilir misin? Öyle ise ne yapıyorsun? Şehirde kendini yalnız hissetmiyor musun?”
“Hayır, ocakların yok mu? Orada ateş yok mu? Ampullerin yok mu? Bu ışığın ne olduğu zannediyorsun? Bir makinenin içindeki güç ve ışık nedir? Araban var mı? Motor hareket etmek için ne yapar? O ateş dedenin gücüdür.” dedi.
Büyük güçler her yerdedir. Eğer onları görmek istersek yalnız olmayacağız. Bu nedenle şehre gelebilir, kendimi onlarla yakın bağlantıda ve mükemmel rahat hissedebilirim. Şehirde veya dağda yaşıyor olmanın hiçbir önemi yok. Sorun dikkat edip etmediğindir.
Dünyanın büyük güçleri ile olan bağlantının deneyimi garip gelebilir. Fakat yavaş yavaş ateşle konuşmaya başlarsan (başta ateşten gerçek kelimeler duyduğundan emin olmayacaksın) ama yavaş yavaş bazı kelimeleri duyacaksın, ve eğer bu arkadaşlığı devam ettirirsen hayatını değiştirecek bütün kelimeleri duyacaksın. Bu iş böyle olur. Burada, şehirde bulunduğun yerden başlayabilirsin. Biz bu şekilde yaptık.

JG : Kendi kabile köklerine dönüş yapıp dünya temelli spiritüalizmi deneyimleyen, yönetenleri “çağıran”, ve ateşi, suyu, ve diğerlerini kullanan insanlar, Neo-Paganlar hakkında bir şey duydun mu? Sanırım onları beğenirsin; bilmenin mümkün olmadığı iyi şeyler oluyor.

Sanchez : Farklı ülkelerdeki, özellikle İngiltere’de, bu tür kişilerle bağlantıların var. İngiltere Avrupa’daki özel bir yerdir ve burası insanlar için toprakta kökleri olan geleneklerle bağlantı kurmak daha kolaydır. Eski geleneklerde toprakla, doğa ile bağlantı, çok olağan bir durumdu. Bu nedenle bağlantıyı sağlamak onlar için zor değildi.

Çeviri : Aki

Devam edecek …
Sonraki Bölüm : Kendi Uygulamalarımızı Yaratmak

Castaneda: Efsane, İnsan, ve Şükran / Victor Sanchez – Röportaj (2. Bölüm)

Jordan Gruber’in 17 Eylül 1998 tarihinde Hilton Oteli lobisinde Victor Sanchez ile yaptığı röportaj.  (İkinci Kısım)

Castaneda: Efsane, İnsan & Şükran

Seminer problemi

JG : Bazısı bir hafta süreli olan çeşitli türden kişisel gelişim seminerlerine katıldım. Gerçekten de seminer bitimlerinde kendimi gelişmiş hissettim, ancak eve döndüğümde, ve biraz önce birlikte olduğum kişilerle değil de, kendi kendime veya devamlı birlikte olduğum kişilerle baş başa kaldığımda, evet!, o anda öğrendiklerimi unutmaya başladım, ve eski alışkanlıklarıma, yaşam tarzına yani eski şeklime döndüm. Kişiler ne yapabilir, veya siz kişilere ne yapmalarını öğretebilirsiniz ki katılımcılar seminerlerinizdeki yöntemleri unutmasın?
Aynı şekilde, sizin kitabınızdaki veya herhangi bir kitaptaki yöntemleri okuduğumda, onları kendi başıma uygulamaya meyilli değilim. Bu bir grupla başlamaktan farklı bir şey. Ben bir grupla birlikte olduğumda, gerçekten de gelişmeyi gözlemliyorum, fakat tek başıma olduğumda, bu oldukça zor görünüyor.

Sanchez : Biraz da grup deneyimi üzerine konuşalım. Benim yöntemim çok kullanışlıdır. Paylaşmak istediğimiz yalnızca eylemle, deneyimin kendisi ile, anlaşılabilen veya algılanan şeylerdir. Temel olarak, kişilerle teorilerimiz ve dünyanın açıklamaları ile ilgili konuşup zaman harcamıyoruz. Onları, kendilerinin bir diğer yanını, bizim “diğer kendin” olarak adlandırdığımızla karşılaşacakları deneyime yönlendiriyoruz.
Bu çok değerli bir deneyimdir çünkü, bir toplum ve bir birey olarak bizim ana sorunlarımızdan biri yaşamlarımızı farkındalığımızın yalnızca yarısı olan tonal’in, rasyonel aklın, farkındalığı ile yaşamaya çalışmaktır. Tek başına bu bölümü kullanarak yaşamlarımızı hükmetmeye ve yönetmeye çalışıyoruz. Bu her zaman dengesiz olmak gibidir: hayat her zaman farklı bir şekilde meydan okurken, biz hep rasyonel aklımızla bir şeyler umar, ve kendimizi devamlı olarak sonuçların bizim rasyonel aklımızın beklentisinden çok farklı olduğu bir yerde bularak bununla dengeli bir şekilde başa çıkmayı başaramayız.
Burada, diğer ben denen, kendimizin kullanmadığı, ya da nagual olarak da adlandırılabilecek insan varlığının bir diğer tarafı var. Çalışmalarımızda yaptığımız, insanların bu taraflarına da girebileceği etkinlikler ve uygulamalardır. Bu deneyimlerde olan, diğer ben’e giren uygulayıcılar, yalnızca vizyon, sanrı ve algının tuhaf yönlerini görmüyor. Bu farklı bir çeşit imgelemdir. Bu gerçek bir şey değildir.
Gerçek olan, zannettiğinden çok daha fazla bir şey olduğunu keşfettiğindir. Gerçek olan, geçmişinin tekrarı olmakla suçlanmadığını, nasıl yaşayacağını kendin seçebileceğini, ve ne olacağını kendin seçebileceğini, keşfettiğindir. Özgürlük’ten bahsediyorum. Bu yüzden diğer kendin’in kurtuluşu, yalnızca, en azından kısa da olsa bu tarafa girdiğin deneyimlerle başlar. Kısa olsa dahi bu işin başlangıcı böyle olur.
Bir kez buraya girdiğinde, artık açıklanacak bir şey yoktur. Benimle gitmene ve bana, “Hey, bana ne oldu?” diye sormana gerek yok. Bazı kişiler bana gelip “Dikkat çalışması yaparken ne olduklarını bilmediğim hareket eden gölgeler gördüm, ne olduklarını bana açıklayabilir misin?” diye sorarlar. Bende, “Nasıl bilebilirim? Bunu yaşayan sendin. Ancak sen onu bana anlatabilirsin. Ne olduklarını sen söyle şimdi. Ben orada değildim ki.” diye cevaplardım. Buna karşı onlar, “Fakat bunların anlamı nedir?” derler. Benim cevabım ise, “Bunun bir anlamı yok. Sen bir gölge gördün. Bunu kullanabilir misin? Eğer senin için bir anlamı varsa o zaman bunu kullan. Eğer senin için bir anlamı yoksa, unut gitsin, ve bir sonrakine bak.” olurdu.
Eğer kişiler gerçekten diğer tarafa girerlerse, buranın kendileri için bir anlamı olduğunu görürler. Bu, onların hayatı ile ilgilidir, ne yaptıkları ile ilgilidir, doğanın farklı güçleri (su, güneş, ateş) ile nasıl bağlantı kurup bir şeyler öğrenebileceğimiz ile ilgilidir. Bunlar Dünyamızın büyük Güçleridir. Fakat bu çok anlamlı bir yolla olur. Bir başkasına gidip bunun anlamını sormana gerek olmaz, çünkü bu çok açıktır, ve en inanılmaz şeyler bizim içimizde olur, bunlar sessiz bilgi alanından gelir. Bu anlaşılacak ve açıklanabilecek bir şey değildir.
Böylece, bir insanları bu tür deneyime götürüyor, ve umarım ki bu tür çalışmaların insanların yaşamlarını değiştirdiğini söylemek çok cüretkarca olmayacaktır. Fakat bunu da söylemem gerekir ki bu deneyimden sonra, Meksika’ya gidip çalışmaya katıldıktan sonra (bu Mexico City yakınlarındaki dağlardaki beş günlük bir çalışmadır) eğer gidip bu deneyim çalışmasına katılırsan, hayatının sonsuza kadar değişeceğini ve sürekli bir savaşçı olacağını söylemeyeceğim.
Bu böyle olmayacak. Bir vizyonun, kendinin belki de daha önce görmediği şeyler ve kendin hakkında bir deneyimin olacak. Biz kişisel egomuzun kafesinde tutsak edilmiş ve bu olduğumuzu düşünmeye alışkınız, ama ben senin bundan çok daha fazla bir şey olduğunu söyleyebilirim. Ama en iyisi benim bunu söylemem değildir. En iyi şey senin yaşayacağın bir deneyime girmiş olduğundur.
Uzun zamandır insanız, ve kendi içimizde kullanamadığımız pek çok kaynak var. Beynimizin çok küçük bir kısmını kullanıyoruz … bunu uzun zamandan beri duyuyoruz, ve bu doğrudur. Fakat bu bizim hayatımızı değiştirmeyecek. Hayatımızı değiştirecek olan gerçekten de oraya girmenin deneyimidir.
Fakat daha sonra ne olacak? Çalışmaya katılan insanlar eve döndüğünde ne olacak? Bunu unutacağız, çünkü biz unutmaya mahkumuz. En büyük sorun farkındalık düzeyindeki diğer ben duruma girmektir. İkinci büyük sorun ise, günlük hayatına geri döndüğünde, günlük hayat seni günlük deneyime doğru çekeceğidir, ve sonra sen hatırlamak için ne yapacaksın?
Toltek savaşçıları için başa çıkılması en zor olan şeylerden birinin hatırlama olduğunun nedeni budur. Deneyimlere devam et, bu deneyimlerin yeni hatıralar, diğer kendinin hatıralarını yaratmaya ve bunları biriktirmeye başlayana ve seni kendi farkındalığının diğer tarafına götürecek olan uygulamaları yapmaya kadar devam et. Eğer yeteri kadar uygulama yaparsan, diğer senin hatıraları o gerçekliği yaratıp orada tutunana kadar onları birleştirir. Ondan sonra ne olur?
Mükemmel olmazsın. Birçok açıdan boktan bir herif olursun. Fakat buradaki fark, hayatının kazananı ve yöneten tarafı diğer kendinin deneyimi tarafından serbest bıraktığın taraf olacağıdır. Bu kendi hayatını yaşamaya başladığında olacaktır. Bu kendi savaşlarını seçmeye başladığında olacaktır. Bu sana her ne oluyorsa, oraya gidenin sen olduğunu, ve bunu değiştirecek olanın da yalnızca sen olduğunu, keşfettiğinde olacaktır. Bu kendi savaşlarını yaşadığında olacaktır. Büyük değişim budur.
İnsanlar bana hep aynı soruyu sorarlar. “Çalışmadan sonra, kaderim, görevlerim, gerçek bir savaşçı gibi yaşamak hakkında inanılmaz açık bir vizyonum vardı, ama his yavaş yavaş kayboldu, ve kendime unutmayacağıma söz verdiğim halde, tekrar eski sorunlarıma döndüğüm için kendimi üzgün hissetmeye başladım.”
Ben ise şöyle diyorum: “Ne olacağını umuyordun? Bir gün savaşacağını ve bundan sonra günde 24 saatini kapsayın bir savaşçı olacağını, yaşamında artık kendini önemsemenin olmayacağını, tüm boktan şeylerin kaybolacağını mı umuyordun?” Eğer bunu bekliyorsan, boşuna bekliyorsun. Bu tür şeyler asla olmaz.
Savaşçının yolunu takip etmeye kendimizi gerçekten adarsak olacak olan ışığa dokunacağımızdır, ve sonra da unutacağız. Ve sonra tekrar deneyeceğiz. Ve sonra tekrar farkındalık alanına gideceğiz. Oraya gideceğiz, ve sonra oradan çıkacağız, olacak olan budur çünkü yaşamın büyüsü budur.
Hayatın bizim için tam bir anlamı varken, ve eğer her zaman güzel, olağanüstü, büyülü bir zamanda olsaydık, bu büyü olmayacaktır. Her zaman aydınlık bir halde yaşamadığımız için yaşam büyülüdür. Kartalın uçuşu çok değerlidir çünkü biz halen sürünen varlıklarız! Eğer yalnız uçan varlıklar olsaydık, bu o kadar da önemli olmayacaktı. Eğer ölmeyecek olsaydık, yaşan o kadar nadide ve değerli olmayacaktı.
Bu, iki tarafın dengesidir. Bu Quetzalcoatl’ın anlamıdır ve Toltek olan bizlerin işaretidir. Yılan ve Kartal. Biz Meksika bayrağında gördüğünüz Aztek’lerin işareti olan yılanı öldüren kartal değiliz. Bir şekilde, ruh galip geliyor ve maddeci tarafı, “kötü” tarafı, öldürüyor.
Toltek bilgeliğinde bu böyle değildir. Kartal ve yılan bir oluyor. Yılan tüylerini geliştiriyor ve uçuyor. Büyü olan budur: yılanın uçabilmesi, kartalın uçması değil. Kusurların, zayıflığın ötesine gideceğimiz iddiada bulunmamak bu nedenle önemlidir; bu gerçekleşmeyecek: biz yalnızca insan olacağız, biz aptal bir insan gibi ölüme gideceğiz. Fakat büyü, gerçek büyü, gerçek savaş, süründüğümüz, zayıflıklarımızın olduğu yerden ayrılarak, yükselip ruha dokunmaktır. Bu Quetzalcoatl’ın uçuşudur.

Tolteklerin Gücü

Sanchez : Bu bilgi adam ve kadınları, Toltek yerlileri ile zamanımı paylaştığımda, onlar ne yapıyorlardı? Günlerce oruç tutarak, kutsal yerlere giderek, arkadaşlar edinerek, geceler boyunca hiç uyumadan günlerini geçiriyorlardı. Bu özel görevlere yalnızca ruha hizmet için, yalnızca kendi toplumlarına hizmet için, yalnızca dünyaya hizmet için, yalnızca büyük Güçlere aldıklarının bir kısmını geri vermek için, girişiyorlardı.
Kendini önemsemenin ötesinde bir yaşam şekli. Kendini usta olarak tanıtan pek çok kişi gördüm, ama hiçbir zaman Kuzey Meksika dağlarında çok basit bir yaşam süren insanların arasında gördüğüm kadar güçlü ruhu olanına rastlamadım.
Ve inanılmaz olan şey ise … birleri bana şunu sordu: İlaçları var mı? Nasıl tedavi edeceklerini biliyorlar mı? Evet veya Hayır. Onların hepsi sağlıklı mı? Hayır. Bazılarının sorunları var, bazı çocuklar mide veya diğer sorunlardan ölmektedir.
Ne tür bilge adamlar tanıdım? Don Juan gibi midirler? Ne söyleyebilirim ki? Toltekler gerçekten büyük sorunlarla uğraşmaktalar. Bazen bu, alkolizmdir, sefalettir, beyaz adamın topraklarına el koymasıdır. vs. Yüzlerce yıldır yerli olmayan toplumun şiddetinin acısını çekmekteler. Hayatta kalmak bile onlar için büyük bir başarıdır.
Geleneklerini hayatta tutuyorlar, ve bu kolay bir şey değildir. Sorunları var, mükemmel değiller, sefalet içinde yaşıyorlar. Zorlu maddi sorunları var. Benim için mucize, bu çok zorlu yerden gelerek inanılmaz yüksekliklerdeki ruha dokunmak için yükselmeleri, gerçekten hayatlarını diğer insanların hizmetine vermeleri, sevgi veya savaşçılığın ne olduğu, ve bilgeliği arama konusunda konuşmamaları, fakat bunları yapıp böyle yaşamalarıdır.
Benim için, bu herhangi bir kitaptaki karakterden daha büyüktür, çünkü ben ona dokunabiliyorum, ellerini tutabiliyorum, onları kucaklayabiliyor ve onlardan bir şeyler öğrenebiliyorum. Bunlar bildiğim şamanlardır. Ve onların seremoni zamanlarında, onların büyülü zamanlarında, yapabildikleri şeyler, anlaşılma ihtimal olanların dışındadır.
Çöldeki onlarla beraber olduğum son yolculuğumda, güneşin doğduğu anda, ilk olarak çalılıklara doğru koşan bir insan görmüştüm. Her zaman onları ateşin çevresinde görüyordum, çünkü bu tür seremonilerde ateşten uzaklaşmanın çok tehlikeli olduğunu kabul ediyorlardı. “Emniyette olmak için Büyük Baba Ateşle beraber olmamız gerekir.” diyorlardı.
Bu kez biri tam ışığın dünyaya geldiği anda çalılara doğru koşuyordu. Sonra şarkı söylemeye başladı, fakat bir kurt gibi şarkı söylüyordu (kurdun söyleyeceği gibi bir şarkı), sesi dünyanın dört bir köşesine doğru yayılıyor ve dağlardan yansıyıp bize geri geliyordu. Fakat et şaşırtıcı olan şey kurtların ulumaları ona cevap veriyor olmaları idi. O dünyanın her köşesinden gelen bu kurtlarla konuşmaya başladı.
Bu ne idi? Bilmiyorum. Buna şahit olduğumuzda yaptığımız tek şey ağlamak oldu. Evrenle bu kadar derin bir bağlantıya geçen biri inanılmaz bir deneyimdi. O şarkı söylüyordu, ve tüm dünya ona cevap veriyordu, ve onlar hep beraber şarkı söylüyorlardı. O kadar inanılmazdı ki.

JG : Gerçekten desen bu işi seviyorsun. Bu konuda konuşmak bile seni neredeyse kendinden geçiriyor.

Sanchez : Başka bir yerde bu kadar gerçek bir şey görmemiştim. Bu nedenle Avrupa’da, Birleşik Devlerde, nerede olursa, varlıklı toplumları gördüm, ve daha ileri şeyler gördüğümden etkilendiğimi hissetmedim. Bana dokunan şeyler, ve gerçekten de kalbimi bu kadar derin bir şekilde dokunan şeyler gördüğüm en basit şeylerdi.
Kitapları yoktu, sana bir şey satmak istemiyorlardı, ve asla “Ben tekim” demiyorlardı. “Lütfen bana rehberlik yapın. Lütfen bilgelik yolunu nasıl takip edeceğimi söyleyin.” dedim. Ve ne dediğini biliyor musun? “Senin için bir cevabım yok. Ben yalnızca bir insanım. Sana yalan söyleyebilirim, ve sen benim yalan söylediğimi nereden bileceksin? Kendi cevapların için yoluna git ve ara. Ruha sor, senin sorularını cevaplayabilecek bir tek o var.”

Çeviri : Aki

Devam edecek …
Sonraki Bölüm : Büyük Güçler Her Yerdedir

Castaneda: Efsane, İnsan, ve Şükran / Victor Sanchez – Röportaj (1. Bölüm)

Jordan Gruber’in 17 Eylül 1998 tarihinde Hilton Oteli lobisinde Victor Sanchez ile yaptığı röportaj.

Castaneda: Efsane, İnsan & Şükran

JG : Hedeflerin Castaneda’dan oldukça farklıdır. O, “Kartalın çevresinde koşma” olayını gerçekleştirmek gibi, bir çeşit ölümsüzlükle çok ilgili olduğu anlaşılıyor.
Sen ise daha çok insanlara yardım edilmesi ile genel olarak daha çok özgürlük verilmesi, ve yerli insanlara ve Toltek’lere destek sağlanması ile kendi geleneklerini devam etmelerini sağlamalarına ilgileniyorsun. O, kendi küçük grubu için ölümsüzlüğe odaklanmış gözüküyor, senin ise daha geniş bir bakış açın var. Bu doğru mudur?

Sanchez : Gayet iyi açıkladınız, buna ne ekleyebileceğimi bilmiyorum. Temel farklardan biri Toltek bilgeliğinin mümkün olan en çok insanı kapsadığıdır; hepimiz diğer insanlarla ve çevremizde yaşayan diğer şeylerle bağlantıda olduğumuz duygusu ile, her küçük varlık, bizimle ilgili olan her şey, yaptıklarımıza dahil edilmesi gerekir.
Bu duyguda, Castaneda’nın önerisi bana çok kısıtlı geliyor. Özgürlüğe bakış görevini üstlenmiş bir Nagual tarafından yönlendirilen 16 kişilik tek bir grup konusuna gelince, gerçekten sıradan insanların yaşadığından uzak bir şeyden bahsetmiş oluyorsun.
Bu Carlos Castaneda’nın son yaptıkları ve kitapları için geçerlidir, ancak önceki kitaplarında önerilenler daha açıktı, orada yerli algıları daha yaygın olarak bulunuyordu. Son kitaplarında, yerli insanların deneyimlerini bulmak ve onlarla bağdaştırmak zordur. Daha çok entelektüel öneriler gibi, gerçekten de soyut bir şeyler idi.

JG : ClearGreen’in Castaneda için kült benzeri bir etki yaratması ve maksadını değiştirme etkisi iddialarına ne diyorsunuz? Bunlar hakkında her şeyi okudunuz mu?

Sanchez : bir kısmını okudum. İlk elden bilgilere sahip değilim. Görüşlerim için çok dikkatli olmak istiyorum. İlk elden bilgilere sahip değilsem “Ne olduğunu gerçekten bilmiyorum” derim. Bu tür olaylar spiritüel liderimizi bulutlarda yaşayan, maddi dünya ile bağlantısı olmayan biri gibi görmeye çalıştığımızda hatalı olduğumuzu gösteriyor gibi gözüküyor.

JG : Onlar yalnızca insandır.

Sanchez : Tabi ki. Castaneda’nın son yıllarında olanlarda alacağımız çok büyük dersler var. Birini yalnızca bir kişi bir insan değil, insan hatalarını aşan bir spiritüel boyuta koyduğumuzda … kutsal ve sıradan her zaman karışmaktadır.

JG : Kutsal ve sıradan birdir.

Sanchez : Bu halletmesini öğrenmemiz gereken bir şeydir. Eğer kitaplarda bulduğumuz mükemmel ve saf ustaları ümit etmeye devam edersek, o zaman gerçek dünyada, bir birey olarak bizim için özgürlüğe bakış veya bilgeliğe bakış çok zor olacak. Kitap okuyup, gerçek ve maddi ifadeleri günlük yaşamda mümkün olmayan şeyleri yapan, spiritüel bir kişi hakkında bir izlenin edinmek veya bir görüntü sahibi olmak çok farklı bir deneyimdir.

JG : İsa, Buda ve Musa gibi kişilerin dahi -gerçekten de yaşadıklarını farz edersek- çoğu zaman sıradan insanlar oldukları ihtimalini düşünüyor musunuz?

Sanchez : Onlar insandı –sıradan insanlar değil- fakat insandı. Burada çok değerli bir şey var. “İsanın son Günahı” nın yazarı Nikos Kazantzakis akla geliyor. Ön sözde çok önemli bir sorundan bahsediyor. Eğer İsa Tanrı olsaydı, yaptıkları gerçekten çok büyük, çok önemli şeylerdi. Fakat eğer İsa bir insan varlığı idi ise, yaptıkları bunlardan daha da büyük, gerçekten inanılmaz şeylerdi. Bir kez insan boyutunu, bir kişinin insan seviyesini değerlendirdiğinde, bu kişinin yaptığı şeyin değerini gerçekten anladığında oluyor.
Yani, bu haberler Castaneda’nın ekonomik ilişkilerinde, işi hakkında, ve eski eşi ile sorunlarının olduğu veya her neyse, bu tür şeyler bize insanın kusurlarının olduğunu ve bu insanın her şeyinin pek de mükemmel olmadığını gösterdi. Bu bir eleştiri olarak anlaşılabilir. Fakat diğer taraftan anlıyoruz ki, iş sorunları, aile sorunları vs. ile sorunlarla uğraşan diğerleri gibi bir insandı.

JG : … sağlık sorunları …

Sanchez : Evet. Eğer bunu kabul edersek Carlos Castaneda’nın diğer tarafını da anlayabiliriz, o gerçekten de –temel olarak daha önceki işlerinde- ruha ulaşmıştır. Ama, diğer herkes gibi maddesel dünyada başlamıştır. Bu bizim içi çok önemlidir, çünkü bu yaşadığımız mekandır. Bu tür konuların çok da tuhaf sayılmadığı bu dünyada yaşıyoruz biz. Kendi deneyimimizle bu mekandan ayrılıp ruha ulaşabiliriz. İnsan kaygısının ötesinde saf spiritüel varlıklar olmak meselesi değil konu. Olay bu şekilde olmaz.

JG : Tam tersi: dünyada olman gerekir. Yeni kitabın “Yeni bin yılın Toltekleri” kitabında insanların bedenlerini, mali durumlarını, ve ilişkilerini kullanmayı öğrenene kadar senin daha ileri seminerlerine katılmalarını istemediğini söylüyorsun. İnsanlar dünyaya demir atmak zorundalar.

Sanchez : Burada iki ders var. İlki, insan mükemmel üstatların o kadar da mükemmel olmadığı ile yüzleşmelidir. Bu alınacak derslerin ilkidir. Dersin diğer tarafında ise mükemmel üstat eğer insan varlığı, yalnızca bir insan ise, bu o kadar da kötü değildir. Bunun anlamı o benim ve senin gibi yaşamımızda uğraştığımız aynı sorunlarla uğraşıyor, ve sonra da daha yüksekteki bir şeye ulaşıyor.
Biz hiçbir zaman mükemmel olmayacağız, ve bu zaten amacımız da değil, bu yalnızda zihnimizdeki bir simgedir.

JG : Bazı kişiler, Castaneda’nın sağlıklı bir sistemi olduğunu, ve son birkaç yıldaki Tensegrity seminerleri ile bu tamamen değiştirdiğinin tuhaf ve garip bir şey olduğunu söyledi.

Sanchez : Evet, yıllarca yazdıklarından tamamen farklı şeylerdi.

JG : Bu ClearGreen’in, onu pazarlayan grubun, etkisi altında kaldığını söylemesine sebeplerden biridir.

Sanchez : Castaneda’nın yaşamı her zaman bir gizem olmuştur. Gerçekten de, çevresindeki insanların onun üzerindeki etkisinin ne kadar güçlü olduğunu, içinde neler olup bittiğini, insanın kalbinde ne olduğunu ölçmek gerçekten zordur.
Yalnızca bir an için otuz yıldır bir efsane yaratmış ve onu yaşamış bir kişiyi düşünün. Bu kolay bir şey değildir. Kendi çevresinde bir efsane, ve sonra da bu efsaneye inanmış milyonlarca insan yaratmıştı. Tüm bu enerji, tüm bu dikkat, insan varlığı için inanılmaz bir baskı yaratmış olmalıdır.
Oynadığı inanılmaz bir oyundu. Bir kez kendini milyonlarca kişinin önüne koyup, “Ben nagual’im, ben tek varisim.” dediğinde, bir kez kendini üzerinde o kadar çok dikkatin ve enerjinin odaklandığı bir yere koyduğunda … bu inanılmaz bir baskı yaratır. Bu kadar uzun seneler içindeki böyle bir baskının, insan varlığı üzerine ne tür etkiler yapabileceğini önceden tahmin etmek zordur, ancak, eğer yaşamının son yıllarında bu baskı onu bir çeşit çöküşe veya tuhaf bir şeylere götürürse o kadar da garip olmayacak.

JG : Birinin kişisel erki ve ne kadar enerjiye sahip olduğu, onun nasıl ne olduğunun doğrudan sonucu hakkında konuştun. Ölümünden sonra olan tüm dağınıklığın, New York Times’daki makaleler dahil, o tür bir kayıp olduğu …

Sanchez : Evet, bu konuda açıklığa kavuşturmak istediğim bir şey var. Bu kadar çok enerji ve dikkat ile ilişkili konuştuğumuzda, şu soruyu sormamız lazım: “Bu enerjinin sahibi kim?” bu onun enerjisi miydi, yoksa dikkatlerini ona yönelten tüm bu insanların enerjisi miydi? Bu çok, çok ilginçtir, çünkü tarihteki pek çok önemli ve güçlü insan, diğer insanlar tarafından üzerilerine konan dikkat ve beğeninin gücünü kullanmıştır.
Örnek olarak, birçok insan milyonlarca kişinin beğenisine sahip sinema yıldızlarını beğenir ve onların dünyanın tepesinde olduğu gözlenir, fakat bir kez bu beğeniyi kaybettiklerinde, onlar hiçbir şeydir, veya gerçekte oldukları duruma dönerler. Bu durumda sonuç: uyumaya gittiğinde ve gözlerini kapattığında sen kimsin. Tam o anda sen kimsin.

JG : Yalnız ölürsün.

Sanchez : Bu doğru. Castaneda veya bir başkası hakkında konuşurken, bu tür bir deneyim hakkında bir tek kelime bile söylemek mümkün değil, çünkü bu o kadar kişisel ve o kadar gizemli bir şeydir ki, anlaşıldığını iddia etmek için çok uğraş gerekir.

JG : Şimdi eski Castanada’ya bakalım. Sen seminerler ve gruplara eğitim verdin …

Sanchez : … Özür dilerim, eklemek istediğim bir şey daha var. Bir ayrım yapmak önemlidir, çünkü benim 1991 yılındaki “Don Carlos’un Öğretileri” kitabımda, kendimi Castaneda’nın yazdıklarından çok güçlü olarak etkilenmiş buldum. Kitabım onun önerilerini nasıl uygulayacağımıza tanıklık ediyordu, bu yüzden yazdıklarına ve yaptıklarına çok yakındım.
Fakat sonraki yıllarda olaylar çok değişti, ve şimdi seminer ve çalışmalarımda insanlar Tensegrity çalışmaları hakkında sorular soruyor. İnsanlar, çalıştığım yaşayan Toltek’lerde uygulamalarında Tensegrity’ye benzer bir şeylerin bulunup bulunmadığını soruyorlar. Buna benzer bir şeylere rastlamadığımı söylemeliyim.
Aslında, bir kere Carlos Castaneda’nın teklifleri gerçekten önceki kitaplardaki doğanın bağlantısından uzaklaşmaktadır, dünyaya karşı olan sevgi, yerlilerin dünyası ile olan bağlantı … eğer önceki kitapları son önerisi olan Tensegrity çalışmaları ve son yazıları ile kıyaslarsanız, çok önemli bir fark bulacaksınız.
Bu yüzden, benim için ve tahmin ediyorum ki pek çok okuyucu için, olaylar kendi ölçütlerinin ve anlayışının kullanılacağı bir noktaya doğru gitmiştir, yazara büyük bir beğeni hatta sevgi dahi hissediyorsan kendi ölçütlerinden asla vazgeçemeyeceksin. Uygulamalarının sonuçlarında değerlendirdiklerin. Uygulamalar yaşamını nasıl iyi ya da kötü yapıyor? Bu yolla daha iyi olduğunu sandığını seçecek ve kavrayacaksın, çünkü kitaplar bağnazlık için değil, okumak ve en iyi yolu bulman içindir.
Okuduğun bir şeyi gerçekten beğenip sevdiğin, ve bazen de gerçekten senin için iyi olmayan bir şeyin olduğu anlar vardır. Okuyucunun “İkinci Erk Çemberi” nde, Pablito’nun annesinin bir bıçakla onu kovaladığı ve onu öldürmeye çalıştığı garip benzer hikayelerdeki anlarda olduğu gibi. İnsanalar “Bu benim hoşuma giden bir şey değil,” diyebilirler, fakat bunu yazarı beğendikleri veya sevdikleri için kabullenirler mi? Uzun süre kendi ölçütlerini kullanmayabilirsin, ve sonunda öyle bir noktaya gelirsin ki orası bir kült noktasıdır, ustanın söylediği her ne ise sen yalnızca onu takip edersin.
Bu yalnızca tehlikeli değil, fakat aynı zamanda Carlos Castaneda’nın önceki kitaplarında bize verdiği olağanüstü değerli şeylere uygun değil. Bu yüzden eğer, iyi olduğu noktanın ilerisine geçtiğinde, veya daha önceleri yazdıklarını unuttuğunda, önceki yazılarındaki iyi şeyleri unutmaz ve ona olan saygımızı ve sevgimizi devam ettirerek iyi bir şey yapabiliriz.

JG : Sanki önceki Castaneda’nın sonraki Castaneda’ya inanmamamızı istediği gibi bir şey.

Sanchez : Evet, sanki iki tane Castaneda var, şirket kuran bir iş adamı, diğer kişileri mahkemeye verip piyasa için rekabet eden bir kişi, önerilerini kişisel bir eşya gibi korumaya çalışan bir kişi … bu kişisel olarak anlayamadığım tuhaf Castaneda’ların biridir. Fakat bir diğer Castaneda daha var ki kalbimize çok yakın olan, ve özgürlük çağrısı ile pek çok insanın hayatlarına gerçekten inanılmaz katkılar yapan.
Önceki çalışmaları ile hayatıma çok değerli katkılarından dolayı “Teşekkür ederim” demek, ve onun son yıllardaki karmaşık ve hüzünlü hikayesinin yerine onurlu çıraklığına odaklanmayı hatırlamak istiyorum.

JG : Bu size verilenlere dikkat etmekle ilgilidir, çünkü bu konudaki son karar kalbinizde ve ne gördüğünüzdedir.

Sanchez : Bu doğrudur.

JG : Burada karar vermeniz gereken bana bu röportajı verip vermeyeceğinizdir, ve bunun kararını şu anda vermelisiniz.

Sanchez : Kesinlikle.

JG : Ve gerçekten de bu her zaman çöküşün nasıl olduğudur, eğer ilgileniyorsanız.

Sanchez : Kesinlikle.

Çeviri : Aki
Devam edecek
Sonraki bölüm : Seminer problemi

TENSEGRITY ve Sihirli Geçişler – Carlos Castaneda Röportaj – 1997

“TENSEGRITY” VE SİHİRLİ GEÇİŞLER

Carlos Castaneda ile Clair Baron röportajı – The New Times – Temmuz 1997

Otuz yıldan daha uzun bir süre önce, Meksika, Sonora’daki Yaqui kızılderilileri arasında saha çalışması yapan bir antropolog olarak Carlos Castaneda bir Meksikalı şaman olan don Juan Matus’la tanıştı. Önce, don Juan’dan antropolojik bilgiler aldı, ve sonra onun öğretmeni oldu. Carlos Castaneda’ya, kadim zamanlarda Meksikada yaşayan ve kendisinin de üyesi olduğu sülalenin şamanların algı dünyasını tanıttı.

Carlos Castaneda don Juan ile olan çömezliğini hepsi de de çok satan olan dokuz tane kitap yazdı, Don Juan’nın Öğretileri: Yaqui Kızılderililerinin Bilgi Yöntemi idi ve 1968’de yayınlandı, ve en sonuncusu Rüya Görme Sanatı 1993’te yayınlandı. Tüm dokuz kitabın halen baskıları mevcuttur, ve en az on yedi farklı lisana çevrilmişlerdir.

Yazar tarafında HarperCollins yayın evince yeni bir kitap yayınlanması planlanmaktadır, başlığı, Sihirli Geçişler: Kadim Meksika Şamanlarının Uygulamalı Bilgeliği. Burada, Carlos Castaneda okuyucularını, don Juan tarafından öğretilen bir takım bedensel hareketlerle tanıştırmaktadır. Tensegrity bu hareketlerin modern şekline verilen isimdir, birleşik Devletler, Meksika, Güney Amerika ve Avrupada verilen seminer ve çalışmalar ile ilgili son bir buçuk yılda üç adet video yayınlanmıştır.

CB : Tensegrity nedir?

CC : Don Juan’nın bana öğrettiği sonsuz sayıdaki şeylerden biri olan kadim Meksika’daki şamanların kullandığı, fiziksel ve zihinsel olarak daha iyi olmayı sağlayan bedensel hareketlerdir. O, bunları kendisine öğreten şamanın hareketlere sihirli geçişler dediğini söylemişti, çünkü uygulayanlar üstündeki etkisi hayret verici idi. Hareketleri uygulayan şamanlar, muhteşem bir fiziksel ve zihinsel dengeyi başarmaktaydılar.

Bu hareketlerin sentezini yapmak için on sene çalıştım. Neticesi ise adına Tensegrity diye adlandırdığım bir şey oldu: sihirli geçişlerin modern uyarlaması. Tensegrity, sihirli geçişleri harekete geçiren iki güç olan, gerilim (tension) ve bütünlük (integrity) kelimelerinin bir karışımıdır.

CB : Bu hareketlerin “keşfedildiğini” söyledin …

CC : Don Juan, rüya görme denilen bir özel farkındalık durumunda, bu adamların ve kadınların ideal bir fiziksel denge durumuna eriştiklerini anlattı. Aynı zamanda, rüyada olmadıkları zamanda da ideal fiziksel denge durumuna gelmelerine imkan veren gerçek hareketleri – rüyada – keşfetmeyi becerdiler.

CB : Daha önceki kitaplarınızda neden bu hareketlerden hiç bahsetmediniz?

CC : Sihirli geçişler bunları keşfeden Meksika şamanların en büyük mükafatlarıdır. Bunları, gizem ve törensel ayinlerle çevrelemişler ve yalnız layık olanlara muazzam bir gizlilik içinde öğretmişlerdir. Don Juan öğrencileri olan Taisha Abelar, Florinda Donner-Grau, Carol Tiggs ve bana bunları bu tutumla öğretmiştir. Bunlar benim kişisel ihtiyaçlarıma göre ve gizlilikle öğretildiğinden hiç konuya hiç ilişmedim; söylemek istediğim bana öğretilen geçişler yalnız benim kişisel ve fiziksel duruma uygun olarak özel olarak tasarlandı.

Her bir diğer öğrencinin de kendine ait olan, özellikle enerji biçimine ve kişiliklerine uygun, bir dizi sihirli geçişi vardı.

Sülalenin son halkası olan biz dördümüz aynı fikirde idik, ve sihirli geçişler için olan gizliliğin, don Juan’nın dünyasının yoldaş erkek ve kadınlarca kullanılabileceğine dair inancımıza karşı olduğuna karar verdik.

Uzun bir sessizlikten sonra, güçlerimizi birleştirip sihirli geçişleri bu karanlık durumdan kurtarmaya karar verdik. Yıllarca süren çalışmadan sonra, bizim bu dört bireysel sihirli geçiş dizilerimizi, hareketleri değiştirerek herhangi bir fiziksel durum için uyarlamayı ve birleştirmeyi başardık. Hepimiz, bu bileşimin beklentilerimize uygun olduğuna anlaştık.

Bu bileşimlere Tensegrity adını verdik.

CB : Tensegrity sihirli geçişleri ile aerobik veya jimnastik gibi diğer egzersizlerden farkı nedir?

CC : Sihirli geçişler ile aerobik veya jimnastik arasındaki fark, sondakilerin bedenin yüzeysel kaslarını çalıştırmak için tasarlanmalarına karşın, sihirli geçişler bedenin derinlerinde gevşeme ve germeyi etkilemeleridir. Sihirli geçişler kas siteminin ötesini etkilemektedir: yani, bedendeki temel enerji sistemini.

Bu hareketlerin ilk hazırlandıkları anda dahi, sihirli geçiş olarak görüldüklerini don Juan söylemiştir. Bu hareketlerin “sihrini” uygulayıcıların hoş bir değişiklik olarak deneyimlediklerini; gözlerin ışıl ışıl olması gibi, bir çeşit parıldama ile fiziksel ve zihinsel durumlarında kısa süreli bir nitelik artışı getirdiğini açıklamıştır. Bu hoş değişiklik durumunu “ruha dokunma” olarak söylemiştir; sanki uygulayıcılar, bu hareketlerle, onları taşıyan yaşam gücü ile yepyeni bir bağlantıyı yeniden kurmuşlardır. Bu hareketlerin sihirli geçiş olarak adlandırılmalarının daha ileri bir açıklaması da, bunların uygulanması vasıtası ile, şamanlar algılama anlamında kendilerini aşmış ve varlığın başka durumlarına geçerek dünyayı anlatılamaz bir mana ile algılayabilmişlerdir.

CB : Bu hareketleri hiç yapmamış olanlara ne diyeceksiniz? Ne zaman “sonuçlar” beklenmelidir?

CC : Olumlu sonuçlar neredeyse anında olur, eğer biri titizlikle ve günlük olarak uyguladığında, artan enerji sakinlik, etkinlik ve niyet üretir. Hepimiz bir anda aydınlanmayı, anında uzman olmayı, isteriz; işte hata buradadır. Don Juan, günümüzdeki ortak illetin, amaç eksikliğinin olduğunu söylerdi. Sonsuz kez bize tekrarlamıştır ki, yeterli enerji olmadan, yaşamımızın herhangi gerçek bir amacının kavranması mümkün değildir. Sihirli geçişler, bizim enerji depolamamız ile düşünsel ve eylemsel olarak amaç fikrini kavramaya yardım etmektedir.

Gelecek yıl, don Juanın Öğretileri’nin basımının on üçüncü yıl dönümüdür, Simon ve Schuster firması yazarın yeni bir önsözü ile bu kitabın özel bir on üçüncü yıl baskısı yapacaktır.

Muhtelif Birleşik Devletler şehirlerinde, yeni bir dizi kısa ve yoğun Tensegrity seminerleri, Seattle’da 19 Temmuz’da bir günlük bir seminerle başlayacaktır. Carlos Castaneda ile en az on sene birlikte çalışmış olan iki kişilik bir ekiple yönlendirilecektir. Katılımcılar üç adet Tensegrity video’larında gösterilen, artı gevşemeye ve aynı zamanda tetikte olmaya yarayan bir dizi sihirli geçiş hareketini deneyimleyeceklerdir – bu kısa süredeki uygulamalar için gerekli olan keskin dikkatin bu iki koşula ihtiyaç vardır.

© Copyright The New Times
Yayın Tarihi : Temmuz 1997

Çeviri : Aki

Kindred Spirit Dergisi – Carlos Castaneda Röportaj

Kindred Spirit Dergisi – Carlos Castaneda Röportaj

1960’ların başında Carlos Castaneda dokuz kitabından birincisi olan “Don Juan’nın Öğretileri – Yaqui Kızılderililerin Bilgi Yöntemi” yayınladığında dünyaya derin bir darbe vurmuştur. Bu kitapta,  Sonora Meksika’daki bir Yaqui Kızılderilisinin gözetimi altındaki bir büyücü çömezi olarak, edindiği deneyimleri anlatmaktadır. UCLA’dan bir antropoloji öğrencisi olarak doktora tezi için halüsinojen kaktüs olan peyote hakkında bilgi toplarken, don Juan Matus ile karşılaştı. Kitap yayınlandığı anda Castaneda bir inanç figürü oldu. Her ne kadar çok ender olarak röportaj vermesine rağmen Castaneda bu yılın (1997 yılından bahsediliyor ÇN) Şubat ayında konuştu, ve ne söylediğinin merak ettiğinizi sanıyoruz.
Castaneda’nın kitabı ‘savaşçının yolu’ görüşünü ileri sürmektedir, mükemmel yaşama, kişisel tarihi silme, ölümü danışman olarak alma ve kendi önemliliğini yok etme. Castaneda, don Juan, diğer öğretmen arkadaşları ve çömezleri ile olan etkileşimini, alayın ve eleştirinin hedefi olan ciddi bir Batı bilgininin, sosyal modelini bir tarafa bırakarak, bilinmeyenin gizeminde uyanışını açıklayarak, samimi olarak gözler önüne sermektedir.
Fayda değerinin yanında, Castaneda’nın çalışması şüphesiz yazınsal bir kaliteye de sahiptir. Şiir, büyü ve güzellik ile doldurulmuştur. Dokuz kitabı da çok satar kategorisine girmiş ve tüm önemli dillere çevirileri yapılmıştır.
Castaneda’nın arkadaşları, Taisha Abelar ve Florinda Donner-Grau, da don Juan ile olan deneyimlerini “Büyü Geçişi” ve “Rüyacı” kitapları ile anlatmışlardır. Castanedanın bazı kitaplarındaki kahramanı Carol Tiggs ise halen herhangi bir kitap yayınlamamıştır.
Carlos Castaneda’dan Tensegrity: Kadim Meksika Şamanlarından Büyülü Geçişler.
Şimdi, Carlos Castaneda ve arkadaşları Taisha Abelar, Florinda Donner-Grau ve Carol Tiggs, don Juan’nın dünyasının daha ulaşılabilir olmasına çalıştılar. Son günlerde don Juan’nın onlara öğrettiği Tensegry adındaki fiziksel hareketlerden oluşan bir yöntem ile ortaya çıktılar. İspanya fethi öncesi Meksika’da yaşayan şamanlar tarafından geliştirilmiş olan, algıyı yükseltmek ve fiziksel  bedeni güçlendirmek için tasarlanmış bu hareketlerin bazı modernleştirilmiş uyarlamalarına “Büyülü Geçişler” adı veriliyor. Tensegrity mimarlıktan ödünç alınmış bir kavram olup bedendeki kas ve tendonların gerginleştirmek ve gevşetmenin özü anlamına gelir. Bedene uygulandığında, büyülü geçişlere götüren gerilme ve bütünlüğün etkileşimi olarak tanımlanır.
Tensegrity seminerlerinin süresi bir hafta sonundan, günde birkaç saatin bu hareketlere tahsis edildiği, haftalarca uzunluğa kadar değişik dizilerdedir. Aynı zamanda üç adet video da yayınlandı: Bölüm 1, On iki Temel Hareket – Enerji Toplamak ve Sağlıyı İyileştirmek; Bölüm 2, Dağılmış Enerjiyi Paylaşmak; ve Bölüm 3, Enerjik olarak bir Alandan diğerine geçmek. Tüm bu videolar Cleargreen, Santa Monika, Kalifornia firmasınca yayınlandı ve oradan veya www.castaneda.com (www.webb.com/Castaneda – bu site artık kullanılmıyor ÇN) ‘dan tedarik edilebilir. Cleargreen Carlos Castanedanın Tensegrity kitabını bu yılın sonunda (1997 yılından bahsediliyor ÇN) yayınlıyacak.
Bu yıl Şubat ayında, Castaneda, Daniel Trujillo Rivas’ın Şili ve Arjantinde yayınlanan Uno Mismo dergisi için sorduğu soruları yanıtladı:
Carlos Castaneda ile karşılaşmam, 30 yıldır efsane ve mitlerle çevrelenmiş, bu sınıflandırılamayan yazar,  benim için dehşetli bir andı. Kolomb öncesi Amerikan kültürünün devrimci fikirleri ile yüzyılın en önemli yazınsal olgusu idi.
Dokuz kitaptan sonra dahi, başlangıçta halen Castaneda hakkında aynı sorular vardı: O gerçekte kimdi? Bir Antropolog? Yetenekli bir yazar? Bir büyücü çömezi? Veya kusursuz bir şaman mı? Şimdi kişisel olarak onunla konuşabilecek ve bu soruların cevabını alabileceğimin umudunu taşıyordum.

DTR : Bay Castaneda, yıllarca kesin bir kimliksizlikle saklandınız. Bu şartları değiştirmeye ve siz ve üç arkadaşınızla, nagual Juan Matus’tan edindiğiniz öğretiyi halk karşısında konuşmaya ne sebep oldu.

CC : Bizi don Juan Matus’un fikirlerini yaymaya zorlayan, öğrettiklerini aydınlığa çıkarma ihtiyacı oldu. Bizim için, bu daha fazla ertelenemeyecek bir görevdi. Onun diğer üç öğrencisi ve ben, don Juan Matus’un bize tanıştırdığı dünya, tüm insan varlıklarının algısı dahilinde olduğu fikrine vardık.  Hangi yolun uygun olacağını aramızda tartıştık. Don Juan’nın yolu bizim kimliğimizi saklamayı mı öneriyordu? Bu kabul edilemez bir olasılıktı. Diğer geçerli yol ise don Juan’nın fikirlerini yaymaktı: son derece tehlikeli ve zahmetli bir seçimdi, fakat bu, don Juan’nın tüm öğretilerine kattığına inandığımız kıymettin tek seçimi idi.

DTR : Savaşçının öngörülemez hareketleri ile ilgili söylediklerine göre, ki bunların on kez kanıtlanması gerekir, halka açık olan şu andaki gidişinizin bir yerde sona ereceğini beklemeli miyiz? Nereye kadar?

CC : Bizim için, zamana ait kriterler koymak mümkün değil. Biz don Juan’nın koyduğu öncül önermelere göre yaşıyor ve asla onlardan sapmıyoruz. Don Juan Matus bize, söylediklerine göre yaşayan bir adanın tüyler ürpertici örneğini vermişti. Ve ben de bunun tüyler ürpertici bir örnek olduğunu çünkü özenmek en zor şeydir; yekpare olmak ve aynı zamanda herhangi bir şeyle yüz-yüze gelebilecek kadar esnek olmak. Bu don Juan’nın hayatını yaşadığı yoldur.
Bu öncüller çerçevesinde, bir kimsenin olabileceği tek şey kusursuz uzlaştırıcı olmaktır. Biri, bu kozmik satranç maçındaki oyuncu değil, biri basitçe satranç tahtasındaki bir piyondur. Her şeye karar veren, büyücülerin niyet veya Ruh dedikleri kişisel olmayan bir farkındalık gücüdür.

DTR : Kanıtlayabildiğim kadarıyla, ortodoks antropoloji, ve aynı zamanda Kolomb-Öncesi Amerikan mirası iddiasını savunanlar, çalışmalarınızın güvenilirliğini baltalıyorlar. Çalışmalarınızın yalnızca sizin edebi yeteneğinizin sonucu olduğu inancı bugün de devam etmektedir. Aynı zamanda,  sizi çifte standart uygulamakla suçlayan başkaları da var, çünkü onlara göre, sizin yaşam şekliniz ve faaliyetleriniz çoğunlukla bir şamandan beklenenin aksidir. Bu şüpheleri nasıl açıklıyacaksınız?

CC : Batılı insanın algılama sistemi bizi ön yargılı fikirlere inanmaya itiyor. Tüm yargılarımızı her zaman önsel (a priori) bir şeye dayandırıyoruz. Örnek olarak, ‘ortodoks’ fikrinin ne olduğu. Ortodoks antropoloji nedir? Üniversite amfilerinde öğretileni midir? Şamanın davranış tarzı nedir? Başına tüyler takıp ruhlar için dans etmesi mi?
Otuz yıldır, insanlar Carlos Castaneda’yı yazınsal bir karakter yaratmakla suçluyor, çünkü basitçe benim anlattıklarım antropoloji ile ‘a priori’ olarak aynı fikirde değil – ders sınıflarında belirlenen veya  antropoloji çalışmaları alanında çalışılan fikirler değil. Ancak, don Juan’nın bana öğrettikleri,   toplu davranış olarak isimlendirilen duruma uygun geliyor, bu şartlar altında, ön yargıda bulunmak çok az veya neredeyse asla ortaya çıkmaz.
Şamanizm konusunda kararlar vermeye kendimi yeterli görmedim, çünkü bunu yapabilmek için şaman dünyasının aktif bir üyesi olmak gerekir. Bir sosyal bilimci, mesela sosyolog diyelim, batı dünyası ile ilgili bir konuda  sosyolojik bir karara varması çok kolaydır, çünkü kendisi bir sosyolog olarak batı dünyasının etkin bir üyesidir. Fakat şimdi, son iki yılını diğer kültürleri incelemekle geçiren bir antropolog, onlar için güvenilir bir karara nasıl varabilir? Bir kültürel dünyanın üyeliğini kazanmak yaşam boyu süren bir çabaya gerek duyar. Benim, kadim Meksika şamanlarının dünyasında otuz yıldan fazla çalışmalarım var, buna rağmen samimiyetle diyebilirim ki, bu dünya ile ilgili karar verecek hatta bir şey önerecek kadar bile bu üyeliği kazandığıma inanmıyorum.
Bunu farklı disiplinlerden gelen kişilerle tartıştım, ortaya koyduğum öncülleri hepsinin anladığını ve kabul ettiklerini gördüm. Fakat, daha sonra geriye döndüklerinde, vardıkları sonuçlarda saçma bir hata yapmış olabilecekleri ihtimalini dahi taşımadan, kabul ettikleri her şeyi unuttuklarını ve ortodoks akademik prensipleri desteklemeye devam ettiler. Öyle anlaşılıyor ki, algılama sistemimiz anlaşılmazdır.

DTR : Neden fotoğrafının çekilmesine, sesinin kaydedilmesine ve hayat hikayenin bilinmesine izin vermiyorsun? Bu insanı etkiler mi, eğer öğle ise nasıl, spiritüel çalışmalarında başardın? Bir doğrulama olarak, senin gerçekten kim olduğunun, duyurduğun yolu takip etmenin gerçekten mümkün olduğunu ve samimi olarak gerçeği arayanlar için yararlı bir bilgi olacağını düşünmüyor musun?

CC : Resim çektirme ve kişisel bilgiler konusunda, ben ve diğer üç çömez don Juan’nın talimatlarını uyguluyor. Don Juan gibi bir şaman için, kişisel bilgileri vermekten kaçınma düşüncesi çok basittir. “Kişisel tarihi” terk etmek bir zorunluluktur. “Ben” den ayrılmak son derece can sıkıcı ve zor bir şeydir. Don Juan gibi şamanların istediği, “ben” in hesaba katılmadığı bir akışkanlık durumunda olmaktır. O, fotoğrafın ve kişisel bilgilerin bulunmaması, bilinçaltı yolu ile etki alanına mutlak bir şekilde  herhangi birinin girmesini etkilediğini düşünür. Daima fotoğraf, ses kayıtları ve kişisel bilgileri kullanmaya alıştık, tüm bunlar kişisel önem düşüncesinden fışkırmaktadır. Don Juan, bir şaman hakkında bir şey bilmemenin daha iyi olduğunu; bu şekilde bir kişi ile karşılaşıldığında onu kabul edilebilir bir fikir olarak algılarız. Bu her günkü dünyada olanların  tersidir, orada psikolojik problemleri olup, fikirleri olmayan kişilerle karşılaşırız, tüm bu insanlar “ben, ben, ben” ile ağzına kadar doludur.

DTR : Takipçilerinizin, sizin ve arkadaşlarınızın yaydığı bilgiyi kuşatan, açıklığı ve ticari altyapıyı (yazınsal işinizin bu kısmını) nasıl yorumlamaları gerekir? Cleargreen, Laugan Productions and Toltek Artists gibi diğer şirketlerle ilişkiniz gerçekte nasıldır? Ticari bağlamda soruyorum.

CC : İşimin bu evresinde don Juan Matus’un fikirlerini yaymam için beni temsil edecek birilerine ihtiyacım var. Cleargreen bizim işimizle büyük benzerliği olan bir şirket, aynı zamanda  Laugan Productions and Toltek Artists de öyle. Don Juan’nın öğretilerini modern dünyaya yayma fikri benim ulaşamayacağım ticari ve sanatsal medyayı kullanmayı içermektedir. Don Juan’nın fikirlerine benzerlikleri olan şirketler olarak, Cleargreen ve Laugan Productions and Toltek Artists, benim yaymak istediklerimi yaymayı sağlama kapasiteleri olan şirketlerdir.
Her zaman, kişisel olmayan şirketlerde, onlara verilen ve kendi ideolojilerine uyarlanan, her şeye hakim olma ve dönüştürme eğilimi vardır. Eğer, Cleargreen ve Laugan Productions and Toltek Artists’in samimi ilgisi olmasaydı, don Juan’nın söyledikleri şimdiden başka bir şeye dönüştürülmüş olacaktı.

DTR : Şöhret elde etmek için, şu veya bu şekilde size bağlanan büyük sayıda insan var. Kendi kişisel teorisini üretmektense sizin öğretinizi yorumlayan ve yeniden düzenleyen Victor Sanchez’in  çalışmaları hakkında düşünceniz nedir? Ayrıca Ken Eagle Father’in, don Juan tarafından çömezi olarak seçildiğine ve yalnız onun için don Juan’nın geri geldiğine dair iddialarına ne diyorsunuz?

CC : Benim ve garanti ederim ki don Juan’nın da hiç tanımadığı veya hiç karşılaşmadığı birçok kişi kendini, benim veya don Juan’nın talebesi olarak tanıtmaktadır. Don Juan Matus özellikle kendi şaman sülalesinin devamı için ilgilendi. Bugün onun yalnız dört çömezi kaldı. Onunla birlikte giden başkaları da vardı. Don Juan bilgilerini öğretmeye ilgilenmedi; onu, sülalesinin devamı için çömezlerine öğretti. Don Juan’nın sülalesini onların devam ettirmedikleri gerçeğini göz önüne alırsak, onun dört çömezi fikirlerini yaymak için baskı gördüler.
Kendi bilgi yöntemini öğreten bir öğretmenin görüşü bizim bilişim sistemimizin bir parçasıdır, ama bu kadim Meksika şamanlarının bilişim sisteminin bir parçası değildir. Onlar için öğretmek saçma bir edimdir. Bilgileri sülalenin devamı için aktarmak başka bir konudur.
Birçok kişinin benim veya don Juan’nın adını kullanarak emek harcamadan kendilerine çıkar elde etmeleri basit bir harekettir.

DTR : “Spiritüalite” kelimesinin anlamı hakkında biraz konuşalım, bu insanların, türlerinin iktidar   kontrolünü ele geçirebilecekleri bir bilinç durumudur, ruhsal, ahlaki ve entelektüel bir eğitim gibi bir şeyler basit hayvansal koşulları başarı ile aşıyor. Bu iddiayı kabul ediyor musunuz? Bu bağlam don Juan’nın dünyasına bunu nasıl bütünleştirilebilir?

CC : Don Juan Matus için, uygulamacı ve aşırı dengeli şaman için, “Spiritüalite” boş bir idealdir, yazınsal kavramları ve şiirsel ifadeleri kapsadığından çok güzel olduğuna inandığımız, temeli olmayan fakat asla bunun ilerisine geçemeyen bir savdır.
Aslında şamanlar don Juan gibi pratik insanlardır. Onlar için yalnızca yağmacı bir evren vardır, ki arada anlayış veya farkındalık yaşamın bir üretimi ve ölümün meydan okumasıdır. Bir şamanın yaptığı gibi bilinmeyende gezeceğine, sınırsız pragmatizme, sonsuz dikkate ve “çelik gibi cesarete” ihtiyacı olan sonsuzda bir gezgin olarak düşünmüş kendisini. Tüm bunların görünümünde, don Juan “Spiritüalitenin” her günki dünyada başarılması mümkün olmayan basit bir açıklama, ve gerçek bir davranış tarzı olmadığına, inanıyordu.

DTR : Çalışmalarınızdaki bazı kavramların, birleşim noktası, enerji iplikçikleri, inorganik varlıkların dünyası, iz sürmek ve rüya görmek gibi, batı kültüründe karşılıkları var mı? Örnek olarak, birçok kişi insanın parlak bir yumurta görünümünün bir aura ifadesi olduğunu söylüyor.

CC :  bildiğim kadarı ile, don Juan’nın öğrettiklerinin hiçbirinin batıda bir karşılığı yok. Bir zamanlar, don Juan’nın halen burada olduğunda, bütün bir yılımı guruların, öğretmenlerin ve bilge insanların yaptıklarının ipuçlarını bana söylemeleri için arayarak geçirdim. Don Juan’nın söylediği ve yaptığı bir şeyin benzerinin bu dünyada olup olmadığını bilmek istiyordum. Kaynakların oldukça kısıtlı idi, ve yalnızca milyonlarca takipçileri olan belirli ustalara ulaşabildim, sonuçta herhangi bir benzerlik bulamadım.

DTR : Yazınsal çalışmalarınızda gerçekten inanılmaz olaylar bulunur. Takipçiniz olmayan biri,  söylediğiniz tüm bu “başka gerçeklikler” i nasıl doğrulayabilir?

CC : Bu, birinin yalnızca zihnini değil, tüm bedenini alarak kolaylıkla doğrulanabilir. Ne, Don Juan’nın dünyasına, bir amatörün hızlı ve çabuk bilgeliği araması gibi, zihinle girilebilir. Ne de don Juan’nın dünyasında, bir şey kesinlikle doğrulanabilir. Yaptığımız tek şey,  çevremizi saran dünyayı daha kapsamlı manada algılamaya müsaade eden yükseltilmiş farkındalık  duruma gelmektir. Başka bir değişle, don Juan’nın Şamanizmi, tarihsel karakteristikleri ve günlük algılamayı kırarak bilinmeyeni algılamaktır. Bunun için kendisine sonsuzun gezgini adını takmıştır. O, sonsuzluğun günlük algılama dışında yalan olduğunu iddia etmektedir. Bu karakteristikleri kırmak yaşamının hedefidir. O, olağan dışı bir şaman olduğundan, tüm dördümüze de bu isteği aşıladı. Bizi zihni aşmaya ve tarihsel karakteristiklerin sınırlarını kırma görüşünü somutlaştırmaya zorladı.

DTR : şimdi fiziksel bir çalışma olan Tensegrity’i sunuyorsunuz. Tam olarak ne olduğunu açıklayabilir misiniz? Amacı nedir? Bunu uygulayan bir kişi spiritüel açıdan kazancı ne olacaktır.

CC : don Juan Matus’un bize öğrettiğine göre, kadim Meksika’da yaşayan şamanlar,  uygulandığında, bedene fiziksel ve ruhsal açıdan öyle güçler sağlıyordu ki, bu hareketlere sihirli geçişler olarak adlandırdıkları, bir dizi hareket keşfetmişler.
Don Juan bize demişti ki, bu büyülü geçişler sayesinde, şamanlar tarifsiz bir algılama başarısına ulaşmaya izin veren yükseltilmiş bir farkındalık düzeyine ulaştı.
Nesiller boyunca, büyülü geçişler yalnızca şaman çömezlerine öğretildi. Bu hareketler büyük bir gizlilikle ve karmaşık ritüellerle sarmalandı. Don Juan bunları bu şekilde öğrendi ve dört çömezine bu yolla öğretti.
Bizim amacımız, sihirli geçişler öğretisini isteyen herhangi birinin öğreneceği şekle getirmektir. Bunlara Tensegrity adını verdik, ve don Juan’ın dört çömezi için özel olan bu hareketleri, herkese uygun olan genel hareketlere dönüştürdük.
Tek başına veya toplu olarak, Tensegrity’i uygulamak, sağlığa iyi gelir, canlılık verir ve genel olarak kendini iyi hissetme duygusu yaratır. Don Juan’ın dediğine göre, sihirli geçişleri uygulamak,  yükseltilmiş farkındalık ve algılama karakteristiklerini genişletmek için gerekli olan enerjiyi biriktiriyor.

DTR : Sizin üç çömezden başka, seminerlerinize katılanlar başka insanlarla da karşılaştılar, Chamcool’lar, Enerji Takipçileri, Elementler, Mavi İzciler … Bunlar kimdir? Sizin tarafınızdan yönlendirilen yeni nesil görücüler midir? Eğer öyle ise, nasıl biri bu çömez grubunun parçası olabilir?

CC : Bu kişilerden her biri don Juan tarafından tanımlanmış varlıklardır, bu sülalenin yöneticisi olarak bunları beklememizi istedi. Bu görünün bir parçası olarak her birinin geleceğini önceden bize   haber verdi. Dört öğrencisinin enerji konumları nedeniyle, don Juan’nın sülalesini devam edemeyeceği andan itibaren, görevleri, sülaleyi sürdürmek yerine eğer mümkünse altın bir taç ile  sonlandırmak olarak dönüştü.
Biz bu talimatları değiştirecek durumda değiliz. Biz don Juan’nın görüleri için ne çömez ne de aktif üye aramıyoruz. Tek yapabileceğimiz şey, niyetin tasarısına razı olmaktır.
Büyülü geçişlerin, bu kadar özenle ve bu kadar çok sülale tarafından korunması, şimdi anlaşıldı ki gerçekten de, birinin dolaylı bir yoldan yapabileceğinin kanıtıdır, Tensegrity çalışmaları ve savaşçının yolu önermelerini takip etmek bu yeni görünün bir parçasıdır.

DTR : Sıklıkla kendime sorduğum bir soru da: savaşçının yolu, diğer disiplinlerde olduğu gibi, çiftler için spiritüel bir çalışma mıdır?

CC : Savaşçının yolu her şeyi ve herkesi kapsar. Tüm bir aile kusursuz savaşçılar olabilir. İşin zorluğu, bireysel ilişkilerin duygusal yatırım temelli oluşunun korkunç gerçeğine yatmaktadır, ve uygulayıcı gerçekte bu uygulamaları öğrendiği anda ilişki çöker. Günlük dünyada, duygusal yatırımlar genellikle sorgulanmaz, ve tüm yaşamımızı karşılık bulmayı bekleyerek geçiririz. Don Juan benim tutucu bir yatırımcı olduğumu ve benim yaşama ve hissetme yolumun basitçe; “Ben yalnızca diğerlerinin bana verdiği kadarını veririm.” olarak tanımlanacağını söyledi.

DTR :  Birisinin, sizin kitaplarınızda yaydığınız bilgilerle, olası bir spiritüel gelişme için, çalışmayı arzu etmesi nasıl bir istektir. Don Juan öğretilerini kendi kendilerine uygulamayı isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

CC : Bireysel olarak başarmak için birinin niyeti kusursuz bir niyetse ona sınır koymak mümkün değil. Don Juan’nın öğretisi spiritüel değil. Bunu tekrarlıyorum çünkü bu soru devamlı olarak gelmektedir. Spiritüalizm fikri savaşçının demir disiplini ile bağdaşmaz. Don Juan gibi bir şaman için en önemli şey uygulama fikridir. Onunla karşılaştığımda, kendimin pratik bir insan olduğumu zannediyordum, tarafsızlık ve uygulamacılık ile dolu bir sosyal bilimci. O, bu iddiamı yıktı ve bir Batılı olarak ne uygulamacı ne de spiritüel biri olmadığımı görmemi sağladı. Anladım ki, “Spiritüel” kelimesini yalnızca günlük yaşamdaki çıkarcı karşıtı olarak tekrarlıyorum. Günlük yaşamdaki ticarilikten uzaklaşmak istiyordum ve bunu yapmak için olan heves “spiritüalizm” dediğim şeydi. Karar anına gelip: spiritüalite derken neyi göz önüne aldığımı tanımladığımda, don Juan’nın haklı olduğunu gördüm. Ne konuda konuştuğumu bilmiyordum.
Söylediğim küstahça gelebilir, ama bunu söylemenin başka yolu yok. Don Juan gibi bir şamanın istediği farkındalığı yükseltmektir, bu, tüm insani algılama ihtimalleri ile algılamayı başarmaktır; bu muazzam bir görevi ve bükülmeyen bir amacı içeriyor ki batı dünyasının spiritüalizmi bunun yerine geçemez.

Kinder Spirit Magazine
Yayınlama Tarihi : Temmuz – Ağustos 1997
Çeviri : Aki